“Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.” (Zariyat:56)
Buyurur Allah Azimüşşan
Ne yazık ki insan bu yaradılış gereğini unuttuğu için sık sık gaflete düşer.
Peki gaflet nedir?
Yaradanı ,Yüce Allah Azimüşşanı unutmak, hayatından silmektir.Allah Azimüşşan emir ve yasaklarını yok saymaktır.Gaflet içinde yaşayan insan,maddi menfaatlere erişse de manevi huzura erişemez.
Manevi huzura ermek, Allah Azimüşşanı gündelik her işte hatırlamakla olur.
Allah Azimüşşandan bağımsız hayat yaşamadığı,
Hz.Allah’ın gözetimi altında olduğu ve gün gelip dünyevi hayatından hesaba çekileceği idraki içinde bulunan kişiler; Allah Azimüşşanı anan kalble,iman nuruna erişir ve gafletten uzaklaşırlar.
Kalp Allah’ın beyti haline gelir ve kalp
Allah için atar;Allah’ı anar;Allah’ı hoşnut eden ameller de bulunur. İyilik yapar, Kötülükten uzak durur.
Kalbi muhafaza için,gaflet hali içinde olanlardan,Allahu Azimüşşanın emir ve yasakları çiğneyenlerden, haram helal gibi görenlerden de uzak durmak gerekir.
Diliniz ve bedeninizde insanları karışın.
Amelleriniz ve kalplerinizle onlardan farklı olun.
Zira kişiye kazandığı vardır. Kıyamette sevdiğiyle beraber olacaktır. Öyleyse sevdiklerinize dost ve arkadaşlarınıza dikkat edin.
Sizi Allah Azimüşşanın rızâsına mı götürüyor yoksa isyana,günaha mı sürüklüyor.
Zira Allah’ı zikretmekten gafil olanları şeytan musallat olur. 
“Kim Rahman’ın zikrini görmezlikten gelirse,biz onun başına bir şeytan musallat ederiz.
Artık onun ayrılmaz dostudur.”
(Zuhruf:36)
En büyük gaflet insanın Allah Azimüşşandan gafil kalması,onun emir yasaklarından habersiz olmasıdır.
Allah Azimüşşanı unutturan her şeyi kişinin dünya ve ahireti için hüsrandır.

“İkiyüzlü erkek ve kadınlar da birbirlerindendir: Kötülüğü emreder, iyiliğe engel olurlar; elleri de sıkıdır; Allah’ı unuttular, bu yüzden Allah da onları unuttu. Doğrusu ikiyüzlüler fasıktırlar.“
(Tevbe:67)

İşte Müminler iman gereği ahiretleri ve akibetleri için nefis muhasebesini yapmak zorundadırlar
Kur’an-ı Kerim de “ Gafillerden olma.”      
(Araf:205) diye buyurulur.

Genelde çok yaşamayı istemek, dünya zevklerine düşkün olmak, ölümü unutmak, sıhhat ve gençliğe aldanmaktan ileri gelir. Böyle kimsenin kalbi katı olur, ibadetleri vaktinde yapmaz, tevbeyi geciktirir, nasihat tesir etmez, ölümü unutur, hatırına bile gelmez. Hep dünya malına ve makamına kavuşmak için ömrünü harcar. Ahireti unutur, dünyanın faydasız zevk ve sefasını düşünür. Bunlardan kurtulmak için ölümün her an gelebileceğini düşünmeli, sıhhatin, gençliğin ölüme mani olmadığını unutmamalı.

Dünya hayatı rüya gibidir. Ölünce rüya bitecek, hakiki hayat başlayacaktır. 
Ölmeden evvel ölünüz” Hadis-i Şerifi...
Ölmeden önce uyanmak gerekir. 
Peygamber efendimiz (s.a.v):
“Şu kişiye şaşılır ki, o dünyanın peşinde, ölüm de onun peşindedir.”buyurdu. 
O halde, (Nasihat olarak ölüm yeter.)
Bakara süresi:(200/201)
Allah Azimüşşan şöyle buyurur.
“İnsanlardan öyleleri var ki: 
Ey Rabbimiz! Bize dünyada ver, derler. 
Böyle kimselerin ahiretten hiç nasibi yoktur. Onlardan bir kısmı da: 
“Ey Rabbimiz! 
Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. 
Bizi cehennem azabından koru!’ derler. 
İşte onlar için, kazandıklarından büyük bir nasip vardır...”
Selam ve dua ile...