Hepimizin bildiği gibi Urfa’mız da güzergâh değişiklikleri oldu. Birçok vatandaşımızın mağduriyetine kulak misafiri olmuşumdur. Halkımız vilayetin ortasın da son durak diye inmek zorunda kalmış ve bu sıkıntılarını da bir gazeteci olarak dile getirmemiz için ricada bulunmuşlardır. Bizde halkımızın kalemi olarak onların yaşadığı bu sıkıntıları elimizden geldiğince dile getirmeye çalışacağız inşallah.

Güzergâhların değişikliği ve Balıklı göle varmak için iki minibüse binerek sağlanan ulaşımdan halkımız ciddi anlam da şikâyetçi ve rahatsız. Bu tür ulaşım halkımızın cebine maddi bir külfet getirmenin yanı sıra zaman kaybına da sebep oluyor. Nitekim direk hattın gelmesi için sayılı numaralı minibüsü kişi, Urfanın sıcağın da en azından 15–20 dakika bekleyecek ve yarım saatlik yolu 45–50 dakika da belki de bir saatte anca varacak ve bu ulaşım için de iki minibüs değiştirecek. Bunun adı da Halka hizmet olacak. Yetkili ağızlar şunu diyebilir. Biz böyle bir yaptırıma gittik. Çünkü 50 kişilik minibüslere 70 kişi biniyordu. Ayrı yeten bu hizmetle balıklı gölün etrafındaki yoğun trafiğin çözümü sağlandı. Bunu halkımızın refahı için yaptık. Halkımızın şikâyetlerini kulak verince şunu sorma gereğini hissediyorum. Gerçekten halkımıza bir hizmet mi getirildi, yoksa bir külfet mi, bunu çok merak ediyorum. Örneğin:Siz Karaköprü,Sırrın vs.-Balıklıgöl arası yarım saatlik yolu iki vesait yapacaksınız. Sonra da bunun adına hizmet deyip halka sunacaksınız. Kusura bakmayın ama burada hizmet değil halka eziyet var.

Düşünün ki İstanbul gibi metropol (anakent) bir şehirde bile Cevizli bağ-Eminönü Otobüsüne binseniz, nerden baksanız bu yaklaşık bir saatlik yol demektir ve tek vesaittir, yani bir otobüstür. Koca İstanbul da durum bu iken Urfa’daki ulaşımda yarım saatlik yol iki vesait değiştirilerek sağlanıyor. Bu ulaşım sistemini İstanbul’a taşırsak Cevizli bağ-Eminönü’ne varmak için bir otobüs yerine 4 otobüs değiştirerek istikamete anca varılır.

Tabiî ki bu hesabı Urfa’da ki yeni ulaşım sistemine göre yapıyoruz. Şunu yetkililere sorma gereğini hissediyorum. Eski ulaşımın yerini alan bu sistemin halkın hayatını daha da kolaylaştırması gerekmez miydi?

Bundan dolayı Balıklıgöle giden Karaköprü, Sırrın ve Eyyübiyedeki direk Hatlar yarım saat gibi bir sürede Balıklıgöle ulaşıyorsa bunun iki vesait değil, tek vesait olması gerekirdi. Balıklıgöl deki trafiğin çözümü için Halepli bahçe-yakubiye tarafından girilerek Er-Ruha Otelinin orası son durak olabilirdi. Yoğun trafikten kurtulmak için çevre yollar faaliyete geçebilirdi. Böylece Balıklıgöl civarı minibüslerden tıkanmazdı. Urfa’mız rahat bir nefes alır halkımız da ulaşımını tek minibüsle sağlardı. Minibüslerde ki kalabalığın hafifletilmesi için de diğer hatlardan yoğun olan hatlara minibüs takviyesi yapılabilirdi. Bu dile getirdiğim çözümüm çok daha iyisi halkımıza sunulabilirdi.

Şu ana tema unutulmamalıdır ki, Balıklıgöl yerli halkın ve turistlerin uğrak yeridir. Urfanın hem tarihi hem merkezi hem de şehrin ana göbeğidir. Kısaca: Balıklıgöl Şanlıurfa’nın kalbidir.

Gerçek bu iken, siz kalkıp ta yarım saatlik yolu tek vesait değil de iki vesait yaparsanız, ilk akıldan geçen soru “burada bir rant olayının var olup olmadığı” olur. Urfa artık derin bir nefes alıyor mu orasını bilmem ama halk ciddi şekilde bunalıyor. Şu an hayata geçmiş olan bu icraat maalesef halkımız için uygun bir çözüm değil çözümsüzlüktür. Halkımıza rahat ulaşım sunulması açısından bundan daha iyi bir formülü yetkililerden halkımız adına rica ediyoruz ve şunu diyoruz. Zararın neresinden dönersek kardır.