TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Çağın vebası BENCİLLİK…

Yazının Giriş Tarihi:
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.10.2024 08:39

“ O halde beni anın, ben de sizi anayım. Bana şükredin de nankörlük etmeyin.

 

                                                                 (ENAM SURESİ:152)

 

Rahmanı anmak ve Rahmana kul olmak, hepimiz Rahmana kul olma şerefine nail olanlarız.

 

Ama Rahman olan Allah’ı anma konusunda gafil olduğumuz da apaçık ortada.

 

Peki, neden?

 

Eğer bizler Rahman olan Allahı layıkıyla ansaydık en başta onun sevmediği

 

kötü huyları kendimizden ber taraf ederdik.

 

Böylece cimri değil cömert, kibir değil mütevazı, yalan söz değil hakikatleri konuşurduk.

 

Birilerini çekiştirip dedikodusunu etmek yerine;

 

Emri bil maruf, nehyi anil münker (iyiliği emredip, kötülükten de menet),

 

kötü, kaba –saba, sinirli bir huy yerine hilm (yumuşak huy),

 

Eleştiri yerine nasihat,

 

Suizan(kötü düşünce) yerine, hüsnü zan (iyi düşünceye)sahip olurduk.

 

Affetmeme duygusunun yerini merhamet alırdı.

 

Bizlerde “ BEN” mercili bu kadar düşünmezdik.

 

“BEN LİK” yerine Rahman olan “ALLAH’I” koyar ve onun rızasını nefsimizden üstün tutardık.

 

“Ben Rahmanın kuluyum. Rabbim benim nasıl olmamı istiyorsa öyle olmalıyım” derdik.

 

 Oysa şimdi bizler kendimizde bulunan kötü huylardan kurtulmak yerine,

 

“Beni kabul eden böyle kabul etsin” diyerek işin içinden çıkmaktayız.

 

Aslın da en gülünç halimiz ne biliyor musunuz?

 

Kibir insanı sevmeyiz ama biz kibir olduğumuz da kendimiz özel görürüz.

 

Ki kibirden Allah’a sığınırız.Kibir Allah’a ait bir haslettir.

 

Allah bu konuda kendisine ortak olunmasını sevmez ve kibir sadece Rahmana yakışır.

 

Hz. Ebubekir’in dediği gibi.

 

“Topraktan gelmiş ve tekrar toprağa dönecek olan insan neyiyle kibirlenir.”

 

Yalanı sevmeyiz. Ama köşeye sıkıştığımız da yalan söyleyen ilkin biz oluruz.

 

Ki yalan dan da Allah’a sığınırız.

 

Münafıklığın alameti üçtür.

 

1—Söz verdiği zaman, sözün de durmaz.

 

2—Emanete hıyanet eder.

 

3—Konuştuğu zaman yalan söyler.

 

Bu üç huydan bir tanesi bile bir kişide olsa kendisinde

 

Münafıklıktan bir şube olduğunu,

 

Resullulah (s.a.v) Efendimiz bize bildirmektedir.

 

Cimri insanları sevmeyiz hatta nefret ederiz.

 

Gelin görün ki, sadaka vermekte, fakiri doyurmakta, yetimi gözetmekte,

 

İhtiyaç sahibine el uzatmakta en cimri de biz oluruz.

 

Cimrilikten de Allah’a sığınırız.

 

Cimrilik bir ağaçtır. Dalları dünyada kökü cehennemdedir.

 

Düşününce,

 

Ne kadar da masumummuşuz değil mi?

 

“Yahut da çok iyi niyetli miyiz?” desem.

 

Aslın da bizler kendini iyi gören kötüleriz galiba.

 

Ya da, kendini erdem sahibi “ zanneden” iyileriz.

 

Bu konularla ilgili kendi nefsimi kayırmaya da hiç niyetim yok.

 

Sözlerim sana da Ey Nefsim!

 

Nefsimi ayıklamam nefsin kendini övmesi anlamına gelir ki,

 

övülecek huylar Rabbimden, kınanacak huylar nefsimden gelir.

 

Çünkü nefis insana kötülüğü emreder ve bencilliği aşılar.

 

Şunu da unutmayın!

 

Bir insan “BEN” dediği zaman “Nefsine” işaret eder.

 

Nefis ancak Allah’a itaat etmekle terbiye olunur.

 

Şuda bir gerçektir ki, saydığımız bu kötü hasletler

 

zamanla Hakkın rızasını kazanmak uğruna

 

koparılması gereken kangren olmuş uzuvlar halini alacaktır.

 

Peki, yapabilecek miyiz?

 

Cimriliği, kibri, yalan sözü, en başta bencilliğimizi,

 

kangren olmuş bir uzvumuz gibi görüp atabilecek miyiz?

 

Yahut da kangren olmuş bir azayla yaşamaktan rahatsız olmayarak,

 

“Ben kendi halimden memnunum” diyerek,

 

“Benliğimize” sıçrayan  ve çağın vebası haline gelmiş  “Bencillik”

 

Hastalığına verilen kurbanlar arasında mı olacağız?

 

 

 

(Rabbim nefsimizin şerrinden sana sığınırız. Bizi nefsimizle baş başa bırakma.

 

Sen bizim Mevlamızsın. Sana ulaşacak yolları bize kolay kıl. Ve nefsimizi

 

günahlardan ve kötü huylardan arındır. Bizi sana layık kul yap.

 

Hidayete erdikten sonra bizleri doğru yolundan ayırma ve ayaklarımızı doğru yolun da sabit kıl.                                                                 

 

                                                                                             (Âmin)


Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
google-site-verification=17JdBYTmCkOQ47__lWfiskKil_Sy4SbKNeDzgk4fPXs
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.