Ramazan-ı şerifte oruç tutmanın ne kadar büyük sevap olduğunu hepimiz bilmekteyiz. Büyük sevabının olması farz oruç olmasından dolayıdır. Bu yüzden hastalık gebelik emzirme vs. hiçbir özrü olmayan kişinin kendi keyfinden dolayı ramazan ayındaki farz orucu tutmaması büyük günah olur. Hadis-i şerifte,

Özürsüz, Ramazanda bir gün oruç tutmayan, bunun yerine bütün yıl boyu oruç tutsa, Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz) [Tirmizi]

Düşünün ki, Ramazan ayındaki bir günlük Orucun sevabını almak için bir yıl, yani 365 gün hiç dinlenmeden peş peşe oruç tutacaksınız ve buna rağmen de o tutulan bir günlük sevaba yine de kavuşamayacaksınız.

Oysa görünüş itibari ile baktığınızda kişi bir yıl oruç tutsa ve sizde Ramazan ayında bir gün oruç tutsanız, o kişiyi kendinizden daha çok Allah’a yakın görürsünüz.

Ama iş sandığımız gibi değil. Neden?

Çünkü burada asıl dikkat çekilmesi istenen Allah’u Tealanın bu aya verdiği değer ve kıymettir. Allahın Rahmetinin yağdığını belirttiği ve sevabın alıp başını gittiği bu mübarek günlere hakkıyla riayet etmek ve hakkıyla Allah’a itaat etmek insanın ahretini kurtarmaya sebebiyet verebilir. En önemlisi de Allahın değer verdiği bu aylara gösterilen saygı, edep ve hürmet Rabbimizle bozulan kulluk ilişkilerimizi düzeltmemize vesile olur ki buda iç dünyamızın imar olmasını sağlar. Böylelikle hem dünyamızı hem de ahretimizi kurtarmış oluruz.

Bunun içindir ki dini mazereti olmayan kişi sırf canı istemediği için oruç tutmazsa günaha girer.

Tutulan orucun nasıl sevabı ve mükâfatı varsa, keyfiyetten yenen farz orucunun da günahı ve azabı olduğu akıllardan çıkmamalıdır. Hadisi şerifte:

(Peş peşe üç gün oruç tutabilenin, Ramazan orucunu tutması gerekir.) [Ebu Nuaym]
Ola ki, kişinin Ramazan orucunu tutmama nedenler dini mazeret kapsamına dâhil oluyorsa oruç tutmamasında bir bahis yoktur. Bunun yerine fidye vermesi icap eder.

Ama “Ben oruç tutamıyorum çünkü dayanamıyorum” diyen kişiye şu soruyu sorma gereği duyarım.

Acaba bu oruç tutanlar hiç açlık, susuzluk hissetmiyor mu? Mideleri açlıktan kazılmıyor mu? Susuzluktan ağızları kurumuyor mu? Elleri titremiyor mu? Tansiyonları düşmüyor mu? Evet, bütün Oruç tutanların bedenleri bu tepkileri veriyor. Ama onlar nefislerine itaat etmeyip Allahın emirlerine itaat ederek iftar vaktine kadar dayanmaya çalışıyorlar. Yani sabrediyorlar. Nitekim:

(…Oruç da sabrın yarısıdır.) [Müslim]

Bu sabrın ve Allahın emirlerine itaatin mükâfatı olmayacak mı? Elbette olacak.

(Allahü teâlânın, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç kimsenin hayaline bile gelmeyen nimet dolu sofrası, ancak oruçlular içindir.) [Taberani]

İşte bu dünyada tuttuğumuz oruçlar ve orucu tutarken çektiğimiz bedensel sıkıntılar ve en önemlisi Allahın emirlerine gösterdiğimiz saygı ve Ramazan ayına olan hürmet bizleri cennet ehli olmaya talip kılar.

Rabbimizin bizden razı ve hoşnut olmasına vesile olan bu halimiz ve amellerimiz de dehşeti bol ve acıklı azabı olan cehennem ateşinden kurtuluş sigortamız olur.
(Allah yolunda bir gün oruç tutanın yüzünü, Allahü teâlâ yetmiş yıl ateşten uzaklaştırır.)
Rabbimizin Rahmet nazarına mazhar olmamız dileğiyle…

Selametle kalın.