Son günlerde bir haber hepimizin dikkatini çekti.

Bu haber bir vatandaşın, Sayın Fakıbabanın korumaları tarafından tartaklanması ve hastanelik olmasıdır.

Buna benzer bir olay, yıllar önce basın mensubu bir arkadaşımızın da başına gelmişti.

Hem arkadaşımızın yaşadığı mağduriyet, hem de Fakıbabanın düşmüş olduğu durum bizleri üzmüştü.

Ama ne yazık ki önceki gün buna benzer bir olayın Fakıbabanın korumaları tarafından vuku bulması bizleri bir kez daha hayal kırıklığına uğrattı.

Yakışmadı Fakıbaba!

Yakışmadı.

Amacımız kimseyi suçlamak, kimseyi kırmak, yargılamak, incitmek değil.

Varsayalım ki Sayın Fakıbaba haklı olsun. Bu hak, korumalarının, sıkıntısını dile getiren vatandaşı, tartaklama hakkını vermez. Kaldı ki korumalar, Fakıbaba’dan aldığı talimat üzerine hareket etmektedirler.

Burada Sayın Fakıbaba’yı değil, vatandaşa yapılan davranışı ve yapılan yanlış tutumu kınıyoruz.

Örneğin: Sigara mı kötüdür? Yoksa sigara içen mi? diye sorsam. Cevabınız elbette sigara olacaktır.

İşte biz kişinin kendisini değil davranışın kendisini tenkit ediyoruz.

Bu davranışı uygulayan Ahmet, Mehmet hatta Dilek’te olsa sonuç değişmeyecektir.

Kaldı ki bu olaylara benzer, basına yansımayan bir çok olaylar vardır. Oysa görev yetkisi halka hizmet olan herkes halka hizmet etmek ve halkın sorununu çözmek zorundadır.

Ne yazık ki, birçok yetkili görev yetkisi, vatandaşa hizmet olduğu halde görevini layıkıyla yerine getirmemektedir.Hatta ve hatta hizmeti götüren bazı yetkililerde; sanki halka bir lütuf ve ihsan bahşetmiş gibi kendilerini telakki etmektedir.

 Ve ne hazindir ki kimi yetkililer,dinlemediği kulak arkası ettiği vatandaşı, basına yansıyan olaylardan sonra ciddiye almaktadır.Belkide dev aynasında kendilerini görmenin bedelidir bu.

Peygamberimiz (s.a.v) Hadisi Şerifte:

"Müslüman kardeşini hor görmesi kişiye kötülük olarak yeter." (Müslim)

Muhakkak ki her hizmetin ve hayrın muhakkak ki kendine dönüşümü vardır.

“ Kim bir kulun dünyevi sıkıntısını giderirse, Allah ta onun sıkıntısını giderir.”

Demek ki insan karşısındakine yardım ettiği zaman kendisine de yardım etmektedir.

Eğer ki manevi değerlerimizi kaybeder ve makamlarımıza güvenir isek,

Unutmayalım ki;

Kişiliğini makamdan alanlar,makamlarını kaybettiklerinde, kişiliksiz, dostsuz ve makamsız kalırlar.

Selam ve dua ile…