Geçen hafta bahar güneşinin kavurduğu Antalya’da dağ havası almaya gidenleri taşıyan teleferik akla ziyan bir kazaya uğradı.
Antalya kentinin zirvesi sayılan Tünektepe’ye ulaşan teleferik sisteminde meydana gelen arıza kazaya neden oldu. Bir kişi öldü, yedi kişi yaralandı, aslında yine daha büyük bir faciayı kıl payı atlattık. Kaza anında teleferik kabinlerinde 184 kişi vardı.
Türkiye ilk kez havada yapılan bir kurtarma operasyonu yaşadı. Kurtarma ekipleri havada asılı kalanları 23 saat süren inanılmaz bir çalışmayla kurtardılar, onları ne kadar kutlasak azdır.
AFAD’a göre kazanın nedeni, teleferik direklerinden birinin heyelan nedeniyle kırılmasıydı. İş sağlığı ve güvenliği açısından bazı soru işaretleri var.
Teleferik sistemleri doğanın gücüne karşı diğer yapılara göre daha bir fazla risk içeriyor, rüzgar, yağmur ve kar bu sistemleri daha çok etkiliyor, bu ulaşım sistemini kurmak zor, bakımını yapmak daha zor…
Tesisler için risk analizi ve acil eylem planı var mı? Uzmanlar olmadığını düşünüyor.
Bu tesis 2017 yılında yapılmış. Yani kentin yerel yönetimini elinde tutan AKP’li Belediye Başkanı Menderes Türel, “Oldukça ekonomik bir rakama gerçekleşti” demiş, açılış törenine dönemin Başbakanı Binali Yıldırım da katılmış.
Peki; bu teleferik sistemi Antalya için öncelikli bir yatırım mıydı? Buna ne yazık ki; hayır diyeceğiz…
Turizmin başkenti diye markalaştırılan(!) Antalya’nın betona gömülmesinin havadan seyri bu kadar önemli mi?
AKP’li belediyelerin halkın kaynaklarını plansız, görgüsüz ve de kuralsız yatırımlara harcamasının bir örneğidir bu teleferik.
ANTALYA’NIN ÖNCELİĞİ
Burada 2003 yılından bir anımı anlatayım. Rusya’nın Petersburg kentinin kuruluşunun 300. yıldönümü nedeniyle Puşkin ve Dostoyevski’nin yaşadığı sokaklarda haber dosyası hazırlıyorduk. Türkiye’ye çok sayıda turist getiren bir acenteye uğradık. Turistlerin gözde mekanı Antalya idi. Ancak İstanbul’dan Antalya’ya trenle gitmek istiyorlardı. Acentenin Türk yetkilisine göre, “Antalya’ya tren yok” denildiğinde hayatları raylı sistemlerde geçen Ruslar çok şaşırıyorlarmış.
Tren, aslında Antalya’nın Osmanlının son döneminden beri rüyası… Burdur’a kadar giden treni, Cumhuriyet hükümetleri bir türlü Antalya’ya ulaştıramadılar. Dağ ve tepenin aşılmasının geçmişe göre daha kolay olduğu son 20 yılda da Antalya için yüz boyası makyajlar yapıldı, yüzlerce projeden bahsedildi ama hala trenin ‘t’ si bile yok.
Bu kentin öncelikli büyük yatırımı tren yoludur. Şöyle arşivlere baktım; Devlet Planlama Teşkilatı’nın tam teşekküllü çalıştığı zamanlardan beri hazırlanan projeler var aslında.
Ulaştırma Bakanı Uraloğlu da Mecliste bir soru önergesine, Antalya’nın hızlı demiryolu ağına bağlanması için proje hazırlandığı yönünde yanıt vermiş.
Antalya’ya oradan Alanya hatta Fethiye’ye bağlanan bir tren yolu, asıl turizm yatırımıdır. Bölge limanlarını Anadolu’ya bağlayan demiryolunun stratejik önemi de işin başka bir boyutu…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Cengiz ERDİL
Antalya’nın Önceliği Teleferik Miydi?
Geçen hafta bahar güneşinin kavurduğu Antalya’da dağ havası almaya gidenleri taşıyan teleferik akla ziyan bir kazaya uğradı.
Antalya kentinin zirvesi sayılan Tünektepe’ye ulaşan teleferik sisteminde meydana gelen arıza kazaya neden oldu. Bir kişi öldü, yedi kişi yaralandı, aslında yine daha büyük bir faciayı kıl payı atlattık. Kaza anında teleferik kabinlerinde 184 kişi vardı.
Türkiye ilk kez havada yapılan bir kurtarma operasyonu yaşadı. Kurtarma ekipleri havada asılı kalanları 23 saat süren inanılmaz bir çalışmayla kurtardılar, onları ne kadar kutlasak azdır.
AFAD’a göre kazanın nedeni, teleferik direklerinden birinin heyelan nedeniyle kırılmasıydı. İş sağlığı ve güvenliği açısından bazı soru işaretleri var.
Teleferik sistemleri doğanın gücüne karşı diğer yapılara göre daha bir fazla risk içeriyor, rüzgar, yağmur ve kar bu sistemleri daha çok etkiliyor, bu ulaşım sistemini kurmak zor, bakımını yapmak daha zor…
Tesisler için risk analizi ve acil eylem planı var mı? Uzmanlar olmadığını düşünüyor.
Bu tesis 2017 yılında yapılmış. Yani kentin yerel yönetimini elinde tutan AKP’li Belediye Başkanı Menderes Türel, “Oldukça ekonomik bir rakama gerçekleşti” demiş, açılış törenine dönemin Başbakanı Binali Yıldırım da katılmış.
Peki; bu teleferik sistemi Antalya için öncelikli bir yatırım mıydı? Buna ne yazık ki; hayır diyeceğiz…
Turizmin başkenti diye markalaştırılan(!) Antalya’nın betona gömülmesinin havadan seyri bu kadar önemli mi?
AKP’li belediyelerin halkın kaynaklarını plansız, görgüsüz ve de kuralsız yatırımlara harcamasının bir örneğidir bu teleferik.
ANTALYA’NIN ÖNCELİĞİ
Burada 2003 yılından bir anımı anlatayım. Rusya’nın Petersburg kentinin kuruluşunun 300. yıldönümü nedeniyle Puşkin ve Dostoyevski’nin yaşadığı sokaklarda haber dosyası hazırlıyorduk. Türkiye’ye çok sayıda turist getiren bir acenteye uğradık. Turistlerin gözde mekanı Antalya idi. Ancak İstanbul’dan Antalya’ya trenle gitmek istiyorlardı. Acentenin Türk yetkilisine göre, “Antalya’ya tren yok” denildiğinde hayatları raylı sistemlerde geçen Ruslar çok şaşırıyorlarmış.
Tren, aslında Antalya’nın Osmanlının son döneminden beri rüyası… Burdur’a kadar giden treni, Cumhuriyet hükümetleri bir türlü Antalya’ya ulaştıramadılar. Dağ ve tepenin aşılmasının geçmişe göre daha kolay olduğu son 20 yılda da Antalya için yüz boyası makyajlar yapıldı, yüzlerce projeden bahsedildi ama hala trenin ‘t’ si bile yok.
Bu kentin öncelikli büyük yatırımı tren yoludur. Şöyle arşivlere baktım; Devlet Planlama Teşkilatı’nın tam teşekküllü çalıştığı zamanlardan beri hazırlanan projeler var aslında.
Ulaştırma Bakanı Uraloğlu da Mecliste bir soru önergesine, Antalya’nın hızlı demiryolu ağına bağlanması için proje hazırlandığı yönünde yanıt vermiş.
Antalya’ya oradan Alanya hatta Fethiye’ye bağlanan bir tren yolu, asıl turizm yatırımıdır. Bölge limanlarını Anadolu’ya bağlayan demiryolunun stratejik önemi de işin başka bir boyutu…