TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Palamut neden yok?

Yazının Giriş Tarihi: 24.12.2023 14:59
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.10.2024 04:11
Palamut neden yok?

Açık deniz balıkçığı yapmayan balıkçımız minareyi kaybetmeden, fazla da yakıt harcamamanın hesabıyla denizlere açılıyor. Sonra ‘balık neden azalıyor’ hesabının içine düşüyoruz.

Karekin Deveciyan adını duydunuz mu? İstanbul’da balığın bol ama çok bol olduğu zamanlarda İstanbul Balık Hali’nin müdürüydü. Osmanlı’nın son döneminde ve Cumhuriyet’in kuruluş döneminde İstanbul balıkçığı ondan sorulurdu.

1915 yılında “Balık ve Balıkçılık” diye unutulmaz bir eser bıraktı. Bu kitabı sonradan Aras Yayıncılık tarafından Fransızcadan çevrilerek genç nesillerin de okumasına açıldı.

Deveciyan’a göre, boğaz sularının kralı palamut, kraliçesi de lüferdir. Artık bu ikilinin hanedanları sonra erdi. Boğaz suları çoktan beri balık olup akmıyor. Dünya üzerinde balıkla anılan İstanbul gibi bir kent bir zamanlar herhalde yoktu.

Kent surlarında Lüfer ve Palamut kabartmalarının izleri bin 500 yıl geriye gider. Bu kabartmalar surların giriş kapılarının üzerlerinde göz alır. Belki de ‘Palamut avcıları bu kapıdan, Lüfer avcıları şu kapıdan girecek’ demenin işaretiydi bu balık kabartmalar.

Palamut geçen sene boldu ama bu yıl yok. ‘Bazı balık türleri mevsimlerinde kafasını fazla göstermez’ diyen balıkçılar, Karadeniz’de dip sularının fazla ısınmasını neden olarak gösterirken, Karadenizli muzipliğiyle “Savaş yüzünden Karadeniz’in üzerinde fazla gürültü var, balık daha diplere sığındı’ yorumu yapıyorlar.

Sonuçta az miktarda avlanan palamutun fiyatı rekor üstüne rekor kırdı, olta palamutun tanesi 200- 250 liraya kadar çıktı.

BİR KORKMAZ ÇAKAR VAR

Karadeniz’in kapısında, mitolojide konuşan kayalar mekanı Rumelifeneri’ne uzanmadan boğaz balıkçığı konusunda ahkam kesilmez. Buranın da nabzını tutan benim balıkçılık öğretmenlerimden Korkmaz Çakar’dır. Eskiler Çakar’ı TRT radyolarında yayınlanan ‘Arkası Yarın’ Tiyatrosu’nun efektlerinden hatırlar. Balıkçığı bildiği gibi; elinde teyp ile dalgaların ve martıların sesini kaydeden adamdır.

Yine Korkmaz Çakar’a sordum ve dinledim;

-Palamut kafayı göstermeyince, balıkçılar mazotun ve tayfa masraflarının çok olduğu gerekçesiyle fazla denize açılmadılar. Balıkçılar özellikle yakıt maliyetinin bellerini kırdığını belirtiyorlar.

-Bu yıl hamsi erken çıktı, bunun ne anlama geldiği bilinmiyor. Hamsi palamut sürülerini kaçırdı mı? Avlanan palamutların erken geliştiği torik boyuna eriştiği söylenebilir (iyi lakerda torikten yapılır, bu kış torik lakerdası yiyeceğiz ama sadece bir dilim lakerda 100-200 lirayı buluyor)

İşte palamuttan vazgeçen balıkçılar da istavrit, mezgit, hamsi, tirsi gibi balıkların avcılığına yöneldi. Ancak tezgahlarda çiftlik balıkları dışında hepsinin fiyatı el yakıyor. Balık alabilen orta gelirliler artık çiftlik balıklarına yöneldi, en çok rağbet göreni de Karadeniz Somonu oluyor.

Ülkemizde avlanan deniz balığı miktarı 20 yıl önce 750 bin tonu buluyordu. Geçen yıl ise bu rakam 200 bin ton oldu. Çok büyük düşüş var.

Ege kıyılarındaki balık pazarlarında Yunanistan’dan gelen her türde balık satılıyor. Beykoz Kalkanı albümlerde kaldı. İstanbul’daki balık pazarlarında, mevsiminde Ukrayna’dan gelen Kalkan vardı, artık Romanya’dan gelecek. Hamsi az mı? Kolayı var… Kasa kasa hamsi Gürcistan’dan, Bulgaristan’dan gelsin…

Türkiye gereksiz ve plansız teşviklerle açık deniz balıkçılığı yapan Japonya ve Norveç gibi balıkçı filosuna sahip oldu. Tekne ve ağların boyu büyüdü.

Balık sürülerini çevreleyen gırgır ağları 40 kulaç uzunluğunda, balığı yuvasından bile çıkarıyor. Dünyada iç denizlerde tamamen terkedilen trol ağlarıyla avcılık 3 mil açıkta serbest, Marmara Denizi’nde yıl boyunca yasak olmasına rağmen kaçak kullanılıyor.

Burada bir araştırmadan söz etmenin tam zamanı…

İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesinden Doç. Dr. Taner Yıldız bir araştırma yapmış. İklim değişikliği nedeniyle deniz yüzey suyundaki ısınmanın balıkların göç takvimini etkilediğini ortaya koymuş… Şimdi ekonomik türleri korumak için av mevsiminin 45 gün geç başlaması gerektiğini belirtiyor.

Açık deniz balıkçığı yapmayan balıkçımız minareyi kaybetmeden, fazla da yakıt harcamamanın hesabıyla denizlere açılıyor. Sonra ‘balık neden azalıyor’ hesabının içine düşüyoruz.

 

 

 

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
google-site-verification=17JdBYTmCkOQ47__lWfiskKil_Sy4SbKNeDzgk4fPXs
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.