Dünya bir acayip enerji krizinin içinde. Avrupa Rusya doğalgazına bağlı olmanın acısını yaşıyor, Zamanında “Rusya eski Sovyetler değil, nasıl olsa orada var. Doğal gazı oradan alıveririz” diyerek çok kapitalist(!) bir plan uydurup, Rusya’ya aşırı bağımlı hale geldiler. Ukrayna Savaşı enerjide tüm dengeleri değiştirdi.
Aslında gıda da öyle… “Orada buğday yetiştiriyor, burada inek, koyun bol” diye düşünüp; kendi yerli üretimini ihmal edenler kan ağlıyor ve ağlayacak. Küresel Kapitalizme fazla kapılırsan, sistemin dalgalarında boğulmakta var.
Ancak Avrupa’da geleceğin yenilenebilir enerji kaynaklarında olduğu görenleri de atlamamak lazım. Şimdi onların projeleri çok revaçta.
Dersimiz; bizi bazı alanlarda kıskanan Almanya.
Türkiye’de yılda ortalama 2640 saat güneş görülüyor. Almanya’da ise güneşlenme süresi yılda ortalama 1600 saat. Almanya’da doğal gaz sıkıntısı ortaya çıkınca enerji kriz baş gösterdi. İki dünya savaşıyla zaten tasarruf anlayışı genlerine geçen ülke, hemen önlemleri yürürlüğe koydu. Sokak lambaları söndürüldü, evlerde su ısıtıcıları kapatıldı. Daha bir sürü önlem.
Bir yandan da güneş ve rüzgar enerjisi yatırımları görülmemiş hızla arttı.
Bizim örneğimiz organik ürün yetiştiren bir çiftlikten. Gelsdorf’ta fotovoltaik adı verilen yöntemle güneş enerjisinden yararlanılıyor. Deneme amaçlı Elstsar türü elma üretiminden olumlu sonuç alındı. Kırmızı yanaklı besili Alman Çiftçisi(bizim çiftçimizin avurtları çökük olur!) şöyle diyor; “Şu an sonuçları olumlu. Ancak 2-3 yıla daha ihtiyacımız var. Sulama sistemimizin enerjisini fotovoltaik sistemle sağlıyoruz. Sizin anlayacağınız güneşli günler bizim çalışma arkadaşımız”
Bu çiftlik gibi Almanya’da güneş ve rüzgar enerjisi kullanan 28 bin organik ürün yetiştiren çiftlik bulunuyor.
AVRUPA’NIN KISKANDIĞI BİR ALMAN KASABASI
Feldheim adlı kasabanın sırrı şu…. Enerjisi kendisi sağlıyor, fazlasını da satıyor. sattığı da öyle böyle değil; ihtiyacının tam 250 misli…Ülkede birçok evde doğal gazı kısarak, ışıkları kapatarak kışı geçirmenin hesapları yapılıyor ama 130 haneli Feldheim’da öyle değil.
Berlin’e bir buçuk saat uzaklıktaki kasaba 10 yılı aşkın süredir kendi kendine yeterli enerjiye sahip.
Burası Almanya’da prototip yani ilk örnek kasaba… 90’ların ortalarında rüzgar türbinlerinin denemelerine burada başlanmış. Daha sonra hane başı üç bin Euroluk bir harcamayla güneş panelleri ve güneş pili şarj istasyonu kurulmuş, o da yetmemiş yetiştirdikleri büyükbaş hayvanlardan elde ettikleri biogaz tesisi kurmuşlar. Kasabada artık merkezi ısıtma sistemi var, bir de hidrojen üretim tesisi planlıyorlar. Feldheim’da 55 rüzgar enerji türbini sessizce dönerken, kasaba bütçesine şırıl şırıl para akıyor.
Kasabanın geçim kaynağı hayvancılık ve süt ürünleri ticareti… Artık enerji tüccarı da oldular, kasaba modern zaman müzesi gibi ziyaretçi çekiyor.
Kasabanın ziyaretçileri “Nasıl yapmışlar? sorusuna yanıt arıyor. Kısacası tüm Avrupa Feldheim’i şu sıralar çok kıskanıyor.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Cengiz ERDİL
Almanya Aslında Bizim Güneşimizi Kıskanıyor
Dünya bir acayip enerji krizinin içinde. Avrupa Rusya doğalgazına bağlı olmanın acısını yaşıyor, Zamanında “Rusya eski Sovyetler değil, nasıl olsa orada var. Doğal gazı oradan alıveririz” diyerek çok kapitalist(!) bir plan uydurup, Rusya’ya aşırı bağımlı hale geldiler. Ukrayna Savaşı enerjide tüm dengeleri değiştirdi.
Aslında gıda da öyle… “Orada buğday yetiştiriyor, burada inek, koyun bol” diye düşünüp; kendi yerli üretimini ihmal edenler kan ağlıyor ve ağlayacak. Küresel Kapitalizme fazla kapılırsan, sistemin dalgalarında boğulmakta var.
Ancak Avrupa’da geleceğin yenilenebilir enerji kaynaklarında olduğu görenleri de atlamamak lazım. Şimdi onların projeleri çok revaçta.
Dersimiz; bizi bazı alanlarda kıskanan Almanya.
Türkiye’de yılda ortalama 2640 saat güneş görülüyor. Almanya’da ise güneşlenme süresi yılda ortalama 1600 saat. Almanya’da doğal gaz sıkıntısı ortaya çıkınca enerji kriz baş gösterdi. İki dünya savaşıyla zaten tasarruf anlayışı genlerine geçen ülke, hemen önlemleri yürürlüğe koydu. Sokak lambaları söndürüldü, evlerde su ısıtıcıları kapatıldı. Daha bir sürü önlem.
Bir yandan da güneş ve rüzgar enerjisi yatırımları görülmemiş hızla arttı.
Bizim örneğimiz organik ürün yetiştiren bir çiftlikten. Gelsdorf’ta fotovoltaik adı verilen yöntemle güneş enerjisinden yararlanılıyor. Deneme amaçlı Elstsar türü elma üretiminden olumlu sonuç alındı. Kırmızı yanaklı besili Alman Çiftçisi(bizim çiftçimizin avurtları çökük olur!) şöyle diyor; “Şu an sonuçları olumlu. Ancak 2-3 yıla daha ihtiyacımız var. Sulama sistemimizin enerjisini fotovoltaik sistemle sağlıyoruz. Sizin anlayacağınız güneşli günler bizim çalışma arkadaşımız”
Bu çiftlik gibi Almanya’da güneş ve rüzgar enerjisi kullanan 28 bin organik ürün yetiştiren çiftlik bulunuyor.
AVRUPA’NIN KISKANDIĞI BİR ALMAN KASABASI
Feldheim adlı kasabanın sırrı şu…. Enerjisi kendisi sağlıyor, fazlasını da satıyor. sattığı da öyle böyle değil; ihtiyacının tam 250 misli…Ülkede birçok evde doğal gazı kısarak, ışıkları kapatarak kışı geçirmenin hesapları yapılıyor ama 130 haneli Feldheim’da öyle değil.
Berlin’e bir buçuk saat uzaklıktaki kasaba 10 yılı aşkın süredir kendi kendine yeterli enerjiye sahip.
Burası Almanya’da prototip yani ilk örnek kasaba… 90’ların ortalarında rüzgar türbinlerinin denemelerine burada başlanmış. Daha sonra hane başı üç bin Euroluk bir harcamayla güneş panelleri ve güneş pili şarj istasyonu kurulmuş, o da yetmemiş yetiştirdikleri büyükbaş hayvanlardan elde ettikleri biogaz tesisi kurmuşlar. Kasabada artık merkezi ısıtma sistemi var, bir de hidrojen üretim tesisi planlıyorlar. Feldheim’da 55 rüzgar enerji türbini sessizce dönerken, kasaba bütçesine şırıl şırıl para akıyor.
Kasabanın geçim kaynağı hayvancılık ve süt ürünleri ticareti… Artık enerji tüccarı da oldular, kasaba modern zaman müzesi gibi ziyaretçi çekiyor.
Kasabanın ziyaretçileri “Nasıl yapmışlar? sorusuna yanıt arıyor. Kısacası tüm Avrupa Feldheim’i şu sıralar çok kıskanıyor.