Ayşe nefes almaktan zorlanmış bir hal ruhu yetiyle her şey boğazından düğümleniyordu
Oysa ne müjdeler verecekti, yıllar sonra hamile kalmıştı, neydi şimdi bu aman Allah’ım…
Kuman ne demek…Niye kuma! Erkeğini bir başkasıyla paylaşmak…
Nasıl sorgulayacak…
Nasıl hesap soracaktı töre buna izin verimiydi hayır! Kadın nasıl konuşur Konuşamadı bile… Konuşamazdı ağa kızı, ağa hanımıydı, nasıl konuşacaktı ki büyük bir edepsizlikti…
Konuşamazdı
Bedir ağa.
—Amcam kızı bilirim ki sen ağa kızısın bunu en iyi sen anlarsın bu kuma meselesinden çok! Bu bir cihattır, sevdadır. Elbette ben ikinize yeterim rızkı verende cana-bı haktır….
Ben dağım siz ceylanlarımsınız. Ayrım yapan kâfirdir ne dersin. Amcam kızı ilk göz ağrım.
Ayşe, tüm nefretini gizleyerek donuk ve titrek bir sesle…
Ayşe.
—Yiğit, kendi Kendini bilmektir, eğer sen dağsan biz kendimizi ceylan sayarız…
Babam Süleyman senin de amcandır ağadır ağa kızına densizlik yakışmaz…
Bu Çorak ve kurak zamanda kader der bekleriz…
Yuvamızı erimizi…
İslam da haktır öyle sayar öyle biliriz kuma değil kardeş sayarız ama velâkin…
Bedir ağa kaşlarını çatarak.
—Nedir ama velâkin pazarlık mı edeceksin gâvurun kızı Beni el âleme güldürme!
Bu hayırdır, şer etme hata değil kaderdir rızıkta cana-bu haktandır.
Ayşe ağlıyordu gözyaşları bahar yağmuru gibi iri taneli gözlerinden esmer yanağından süzülüyordu Ah bir haykırabilseydi, bir isyan edebilseydi kusaydı ne kadar nefreti varsa!
yapamazdı ki karnındaki bebeğe mi acıyordu yoksa ağa kızının kuma nedeniyle küsmesinin baba otağında alacağı tepkiyeni dedikodusuna ne yapabilirdi ki namusuz sayarlardı…
Susmalıydı bu kadere! Ama…
Ayşe.
—Sana karşı yoktur kılıcım hançerim, olsa da, zinhar savaşmam erimle, hâşâ ayıptır, günahtır Ağa kızına yakışmaz…
Zira cihat saydığın bu kuma meselesi çoraklığımsa eğer…
Bilesin kuzuya hamile koyun gibiyim gün Sayarım Yanımda yürüyecek kuzuya…
Velâkin deyişim bu kadardır, varsa bilmeden hırsım ondandır!
Bedir ağanın gözlerinin içi parlamıştı neydi şimdi bu bala bıyıklarını elleriyle düzeltirken…
Bir Ayşe ye baktı bir elife…
İçindeki coşkuyu bastırma adına yavaş, yavaş ayağı kalkarak
Bir tarafına Ayşe yi aldı bir tarafına da elifi…
Bedir ağa.
—Can helâlarım kaderin ve yazgının önüne kimse geçemez, ya nasip ya kısmet ne edeceğiz şükür edeceğiz öylemi!
Ayşe.
—Allah başımızda eksikliğini vermesin. Öyle…Öyle
Elif.
—Amin abla âmin...
Elif bir hanım ağa edasıyla Bedir ağanın yanından kalkarak Ayşe’nin
Elini öperken Ayşe de elifin yüzünü öpmüştü Nefretin yerinde şimdilik huzur vardı…
Bedir ağanın evinde
Bedir ağa sabah erkende kalkar karacurundaki zabitlerin kendisini beklemektedir…
Artık zaman dolmuştur…
Tam bir hafta olmuştur…
Bedir ağa.
—Hanımlar ben gidiyorum, başımıza şerde olur hayırda siz beni düşünmeyeceksiniz…
Şayet dönmez isem kader ya beni onurlandırın ben kartalım siz şahin olun…
Velâkin kargalık yakışmaz kartal yuvasına siz, siz olun el âleme kendinizi güldürmeyin
Ekin biçim zamanı Ne varsa toplarsınız … Kardeşim Mahmut, ta size yardım için talimat vermişim…marabaları da aç açıkta koymayın jiyana haber et Ayşe ben doğru yoldayım
Ayşe.
—Amcaoğlu bu…
Bu vedalaşman ölmek meselesiymiş gibi Lakin gideceksen ölüme bizi de götür… Gitme biz sensiz ne ederiz, ne yaparız…
Elif
—Kartal olduğun aşikârdır ablamın üzerine ben söz söylersem ahmaklıktır… Gideceğin yeri
Bilirim bendeki sır benimledir, o sır seni rahat koymaz gitme, gitme ben kurban.
Bedir ağa.
—Hanımlar bu ne demek olsun? Aşk olsun, mesele vatansa ucunda ölmek varsa şandır şereftir, sirayetli olun.
(Devam Edecek)
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Bilal BEBE
Nefretin Çocukları 1915 (36)
Ayşe nefes almaktan zorlanmış bir hal ruhu yetiyle her şey boğazından düğümleniyordu
Oysa ne müjdeler verecekti, yıllar sonra hamile kalmıştı, neydi şimdi bu aman Allah’ım…
Kuman ne demek…Niye kuma! Erkeğini bir başkasıyla paylaşmak…
Nasıl sorgulayacak…
Nasıl hesap soracaktı töre buna izin verimiydi hayır! Kadın nasıl konuşur Konuşamadı bile… Konuşamazdı ağa kızı, ağa hanımıydı, nasıl konuşacaktı ki büyük bir edepsizlikti…
Konuşamazdı
Bedir ağa.
—Amcam kızı bilirim ki sen ağa kızısın bunu en iyi sen anlarsın bu kuma meselesinden çok! Bu bir cihattır, sevdadır. Elbette ben ikinize yeterim rızkı verende cana-bı haktır….
Ben dağım siz ceylanlarımsınız. Ayrım yapan kâfirdir ne dersin. Amcam kızı ilk göz ağrım.
Ayşe, tüm nefretini gizleyerek donuk ve titrek bir sesle…
Ayşe.
—Yiğit, kendi Kendini bilmektir,eğer sen dağsan biz kendimizi ceylan sayarız…
Babam Süleyman senin de amcandır ağadır ağa kızına densizlik yakışmaz…
Bu Çorak ve kurak zamanda kader der bekleriz…
Yuvamızı erimizi…
İslam da haktır öyle sayar öyle biliriz kuma değil kardeş sayarız ama velâkin…
Bedir ağa kaşlarını çatarak.
—Nedir ama velâkin pazarlık mı edeceksin gâvurun kızıBeni el âleme güldürme!
Bu hayırdır, şer etme hata değil kaderdir rızıkta cana-bu haktandır.
Ayşe ağlıyordu gözyaşları bahar yağmuru gibi iri taneli gözlerinden esmer yanağından süzülüyordu Ah bir haykırabilseydi, bir isyan edebilseydi kusaydı ne kadar nefreti varsa!
yapamazdı ki karnındaki bebeğe mi acıyordu yoksa ağa kızının kuma nedeniyle küsmesinin baba otağında alacağı tepkiyeni dedikodusuna ne yapabilirdi ki namusuz sayarlardı…
Susmalıydı bu kadere! Ama…
Ayşe.
—Sana karşı yoktur kılıcım hançerim, olsa da, zinhar savaşmam erimle, hâşâ ayıptır, günahtır Ağa kızına yakışmaz…
Zira cihat saydığın bu kuma meselesi çoraklığımsaeğer …
Bilesin kuzuya hamile koyun gibiyim gün Sayarım Yanımda yürüyecek kuzuya…
Velâkin deyişim bu kadardır, varsa bilmeden hırsım ondandır!
Bedir ağanın gözlerinin içi parlamıştı neydi şimdi bu bala bıyıklarını elleriyle düzeltirken…
Bir Ayşe ye baktı bir elife…
İçindeki coşkuyu bastırma adına yavaş, yavaş ayağı kalkarak
Bir tarafına Ayşe yi aldı bir tarafına da elifi…
Bedir ağa.
—Can helâlarım kaderin ve yazgının önüne kimse geçemez, ya nasip ya kısmet ne edeceğiz şükür edeceğiz öylemi!
Ayşe.
—Allah başımızda eksikliğini vermesin. Öyle…Öyle
Elif.
—Amin abla âmin...
Elif bir hanım ağa edasıyla Bedir ağanın yanından kalkarak Ayşe’nin
Elini öperken Ayşe de elifin yüzünü öpmüştü Nefretin yerinde şimdilik huzur vardı…
Bedir ağanın evinde
Bedir ağa sabah erkende kalkar karacurundaki zabitlerin kendisini beklemektedir…
Artık zaman dolmuştur…
Tam bir hafta olmuştur…
Bedir ağa.
—Hanımlar ben gidiyorum, başımıza şerde olur hayırda siz beni düşünmeyeceksiniz…
Şayet dönmez isem kader ya beni onurlandırın ben kartalım siz şahin olun…
Velâkin kargalık yakışmaz kartal yuvasına siz, siz olun el âleme kendinizi güldürmeyin
Ekin biçim zamanı Ne varsa toplarsınız … Kardeşim Mahmut, ta size yardım için talimat vermişim…marabaları da aç açıkta koymayın jiyana haber et Ayşe ben doğru yoldayım
Ayşe.
—Amcaoğlu bu…
Bu vedalaşman ölmek meselesiymiş gibi Lakin gideceksen ölüme bizi de götür… Gitme biz sensiz ne ederiz, ne yaparız…
Elif
—Kartal olduğun aşikârdır ablamın üzerine ben söz söylersem ahmaklıktır… Gideceğin yeri
Bilirim bendeki sır benimledir, o sır seni rahat koymaz gitme, gitme ben kurban.
Bedir ağa.
—Hanımlar bu ne demek olsun? Aşk olsun, mesele vatansa ucunda ölmek varsa şandır şereftir, sirayetli olun.
(Devam Edecek)