Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Nefretin Çocukları (17)

Yazının Giriş Tarihi:
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.10.2024 09:50

Jiyan.

—Hanım ağa…kirvem bedir ağa…bedir ağa… nerede…

Ayşe jiyan,nın haline perişanlığına şaşırmıştı selamsız sabahsız bu ne telaştı

Bir anda jiyanın etrafını marabalar sarmıştı bile…ama her kes şaşkındı…

Ayşe.

—Keke jiyan ne oldu…bu telaşın niye…Ne oldu.

Jiyan.

—Bedir ağa ile görüşmem lazım nerde…

Bir an herkes sustu hafif rüzgar sesi ve uçuşan sinek kanatların ve birkaç tavuk  sesinden başka ses yoktu adeta kimse nefes alamıyordu Ayşe…

 Hanım ağa edası ile…

Ayşe.

—büyür gel keke sevki de otur soluklan hele!

Ayşe marabalara dönerek!

Ayşe

— Keke jiyan,a ayran getirin yemek hazırlayın.

Çaresiz jiyan sevki de oturturken marabalar da küpte hazır olan buz gibi ayranı jiyan,a

İkram ederlerken bir taraftan da jiyan sorusunu tekrar etti.

Jiyan.

—Bedir ağa nerede! Nerede bedir ağa…

Ayşe.

—Keke jiyan sen rahat ol…bende kirvenim bana kirve dersin…kirvelik adına rica ederim…

Hanım ağa dersin eğer hanım ağaysam…ricadan emrederek sakın ol de derdini bilelim!

 

Şaşırmıştı…jiyan hiç Ayşe böyle konuşmazdı sanki onunda bir şeylerden mi haberi vardı.

Marabalar niye toplandı bir an çok mu abartılı girmişti köy meydanına bilmezlikle irkilerek kendini toparlamaya başladı jiyan.

Jiyan.

 —Hanım ağa bedir ağa beni çağırmıştı dun bende korktum başınıza bir iş mi geldi diye…

Ayşe.

—Keke öyle bir geldin ki hepimiz korktuk hoşin baskın mı yedi diye…

Bu hırsız çeteler o kadar çoğaldı ki…

Jiyan marabaların toplanmasını anlamıştı o an bir rahatlık çöktü bedenine bunu his ederek…

Jiyan.

 —Anlaşılan odur ki Bedir ağa benim geleceğimden habersizdi ki bir yerlere gitmiş…

Ayşe.

—He ya keke sabah erkenden gitti belki ruha, ya belki Siverek’e belki Diyarbakır’a demez ki!

 

Her ikisi de yalan söylüyordu…Bu yalan tek nedeni Nshan dı bilmeden bir birbirilerini koruyorlardı oysa hiç böyle olmamıştı… ne gerek vardı tüm bunlara!

  

   Bedir ağa Siverek’e yetiştiğinde konağa doğru ilerlerken minareden hocanın ezan sesi geliyordu, öğlen vaktiydi artık Karataşlarla yapılmış camii de namazını eda etikten sonra   konağa doğru ilerliyordu konağın Karataş la yapısı bir sanat eseriydi tamamı el yapımı olan bu konak severekin tek konağıydı bedir ağa konağa hayran hayran bakarken kapısını önünde ki bir emir eri bedir ağa nın geldiğini görünce içredekileri ne haber uçurarak bedir ağa ya doğru saygıyla bir asker terbiyesiyle bedir ağanın atının yularından  tutu hayran bakışını bozmadan bedir ağa… Atını tutan askeri selamlarken pala bıyığının altıda hafif bir gülümseme atı askere, Bedir ağa aynı üslup la yavaş, yavaş attan inerken

diğer emir erini de  selamlayarak…

Bedir ağa

—Efendiler geldiler mi içerdeler mi?

Asker.

—Evet, bedir ağa geldiler sizi bekliyorlar efendim, hoş geldiniz

Bedir ağa.

—Hoş bulduk,  komutan İsmail bey de o, da geldi mi?

Emir eri.

—Biraz önce geldiler, komutan İsmail Bey da sizi sordu efendim…

Bedir ağa onay verircesine başını salladı… Konağın içindeki odaya doğru ilerledi, yarı açık olan kapıyı açarken içerde, müzakereye hazırlardı, beliydi ki mesele feodalite değildi, tamamen devlet meselesiydi, anlamıştı bedir ağa. İçerdekilerin hepsini tanıyordu bedir ağa. Başta oturanlar… Siverek jandarma komutanı İsmail Bey Efendi. Ve o ovanın aşiret reisleri oradaydı bunlar… Ali bey, Mahmut bey, Sait bey Osman mılla,( Siverek müftüsü) bozan ağa.

Ve Zülfikar ağa sırayla hepsini  selamlarken bayağı heyecanlanmıştı bu kadarını da beklemiyordu… Mesele neydi ki bütün aşiret reisleri oradaydı.

Ali bey

—hoş geldin bedir ağa, buyur hepimiz seni bekliyoruz, başımız gözümüz üstüne

Müzakere başlaması için Mahmut Bey kapıdaki silahlı askeri çağırdı,

Mahmut Bey.

—Oğul kim gelirse gelsin kimseyi içeriye sokmayın kapılarda kapatın, karacurun lu kero oğlu mılla yıda çağırın gelsin ve kapıda beklesin, bize de haber edin, de ha de

Silahlı asker.

—Emredersin ağam!

Mahmut Bey. Bedir ağa ya dönerek

—Bedir ağa, hoş geldin Abdülhamit han, paşa döneminden bellidir seni karacurun ve hoşin topraklarına, neredeyse mutasarrıf olarak. atnmışlığın Bizce malum. Adaletli ve vatanperver yönetiminden gerek biz gerek hoşin, ve karacurun halkı razıyız, eyvallah. Nitekim memleketin hali meydanda de Halep ve Şam Fransız ve İngilizler tarafından kuşatıldığından haber alıyoruz, bu ara Gümüşhane Erzurum Van, Diyarbakır daha birçok illerde urus, Frenk ve İngilizlerin, kışkırtmalarından dolayıdır ki bu yörede kardeş dost bildiğimiz, sadık Taab’a dediğimiz Ermeniler baş kaldırır olmuşlardır, biz Kürt Aşiretleri olarak bu vatanın sahibiyiz!

Bu baş kaldiri alenen yapılmıyor adice baskınlardan meydana çıkıyorlar…   

  Yani anlayacağınız Bedir Ağa Yiğitçe olmayan bizi Çeşitli entrikalarla yıkacaklar…

  Zayıf düşürecekler ve öyle zan ederler.biz yedi düvele nam salmış Türk milletiyiz.

 Hoşin de yaşayan dostun olan, ve bağlılığından şüphe etmediğimiz jiyan,nın oğlu, Nshan, da geçenlerde,bizim yol kesen mevkisinde şehit edilen yirmi yurttaşımızın Katliamında, neticeyi sana bildirdik bir numaralı delilide sana gönderdik jiyan oğlu nshan  ermeni çetelerle berabermiş, buna jiyan ne dedi!

 

(Devam edecek)

 

 

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.