—ha jiyan buradayım ocağın başında buyur evimin direği. nshan ibriği su koymuşum yıkayın elinizi su var, öyle gelin, seni sağ gördüm ya
Jiyan oralı olmamıştı bile, direk nayranın yanına çömelerek Oturdu
Jiyan
—Bu gün ne yaptın bakalım sarı gelin. De hele
Nayra
—İslim, le su almaya dereye gittik su yerini öğretim kendisine nede olsa başka köyden, ama bu gün bir başka güzeldi güzeldi taze gelin… İslim
Jiyan
—Yok, valla, cık güzel değil
Nayra
—Ne… yok valla! Güzeldir, güzeldir
Jiyan.
-Yok kız Sen hepsinden güzelsin! İftiracı…
Nayra
—kudur dimi, delisen valla vışş boyun kadar uşağın var, ayıp, ayıp…. Bedir ağa geldi mi yanına?
Jiyan
—He geldi, sarı gelin geldi!
Nayra.
—Ne konuştunuz
Jiyan.
—Ne konuşacağız kız ki mühim değil, sen güzel sarı kafanı yorma
Nayra
—nasıl mühim değil, manasız konuşma beni de kandırma… Bilsem ne olacak ki
Jiyan
—mühimmatı yok dedim sarı gelin, sen kadınsın ne anlarsın boş ver
Nayra
—O geldikten sonra ne konuştunuz ki bayılmışsın. Mühim değilse Bunu niye demiyorsun!
Jiyan.
—Çoban âli mi söyledi, şom ağızlı… Neyi diyeyim ki sarı gelin, ne diyeyim, hı ne diyeyim
Nayra.
—He, çoban âli dedi, de hele neyi diyeceksen de… Ben kurban!
Jiyan.
—oda korktu zavallı çok severim kendisini, saf kendi halinde, Candaş biri şom ağzı da olmasa
nayra
—eee!
Jiyan
—ne eee
Nayra.
—adamı çatlatırsın bedir ağanın derdi neydi ve sen neden bayıldın…
Jiyan. Ciddileşmişti kendini tutamaktan zorlanıyordu!
—Ya senin üzülmeni istemem! Sonra, yemekten sonra hı anlatırım sarı gelin!
Nayra
—yok, yok söyle, İsa aşkına de hele neye üzüleceksem? Yok yok üzülmem
Jiyan bir an duraksadı gözünü nayradan kaçırarak yerde bulunan bir çırpı alarak kazanın altında bulunan, ateşi karıştırmaya başladı, ne diyecekti, nasıl anlatacaktı, jiyana göre tek evladı çakal postuna büründüğünü, nasıl izah edecekti ki izah yolunu düşünüyordu!
Nayra
—ne oldu söyle valla kötü bir olay var, yoksa senden bedir ağa ve buradakilerle…
Akraba sayılırız bedir ağa senide çok sever sende onu bilirim…
Nedir sıkıntı jiyan… Ne oldu de hele…
Jiyan çaresiz söyleyecekti, söylemese de birkaç haftaya kalmaz bedir ağa gelecek nhsan alıp ilçeye götürecek… mahkeme huzuruna, belki de ölüme idama yada kodese lakin sonra, söylemesi gerektiğini, düşünerek…
Jiyan
—Sen boş ver hele yemekten sonra konuşuruz, sarı gelin sakin ol çııı çıııı
Nayra
—Jiyan benim aslanım, sana gelmeden bedir ağa ve adamları dereye gelmişlerdi bir nakil su almaya inmiştik ben islim, Gülizar, resmiye huriye ve Hatice onlarda atlarını suvarmaya gelmişlerdi, merhabalaştık bedir ağayla önce, seni sordu, söyledim yerini, sonra çoban âlinin karsı islime düğün hediyesi verirken birden soldu sarardı, onu da anlayamadım!
O anda Nshan, içeriye girmiş elini yüzünü silerken, bir taraftan da annesine…
Nshan
—Daye (Anne) ben acıktım…
Nshan diyebiliyordu konuşabiliyordu sabah başına gelecekten habersiz… ya da umursamaz bir hali vardı, sanki zafer kazanacak, komutan edasında kendinden emin jiyanı umutlandırmak mı istiyordu nshan ‘’Hani suç işlemiş olsa, böylemi davranır’’ jiyanın böyle düşünmesini istiyordu nashan…
jiyan, nayradan, nayranın sorgulamasından kaçma adına birden ayağa kalkarak.
—nayra yemek hazırsa eğer dışarıda, sevki üzerine ben ve nshan çulu serelim mi siniyi(sofra)hazırlayalım mı… öyle yapalım öyle ha de nshan yardım et bana
Nshan
—He baba... Gel serelim, bulgurda hoş kokuyor. Oh mis gibi ağayız valla kurt gibi açım!
Kazandan çıkan buhar, fanus ışığı altında göye yükselişi ta öteden gözüküyordu..
Tahta kaşığın, Sinide çıkardığı ses komşularca biliniyordu ki artık o aile yemekte
jiyan bir hamlede kırdığı soğana nayra. Tatlı tatlı Kızarak…
Nayra.
—jiyan bıçak, yanında eline yazık kıyamam!
Jiyan
—Ee ben bele seviyorum sarı gelin…
Nshan
—he daye(anne)bende öyle seviyem, Hem soğan benim en çok sevdiğimdir.
Öyle yerim daye her zaman bıçak yanımızda olmuyor ki
Nayra
—yiyin sağlıktır, babamda öyle derdi hele soğan cücüğü bin derde devadır, bıçakla kesmeseniz valla benimde işime gelir. Yıkmaktan kurtlurum haaa haaa
Hep birlikte gülerek Yemeklerini bitirmişlerdi, yarı aç bir şekilde kalktılar,.. Zaten o dönemde, tok olmak nerdeyse imkânsızdı, var olanı az, kullanmak sorundaydı… bulgur pişirmek özel günlere mahsustu, herkeste öyle bir hal vardı yokluğun başlangıcı olan bir zaman bu zaman. Doymak imkansızdı!
(Devam edecek)
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Bilal BEBE
Nefretin çocukları (9)
Jiyan.
—Nayra kız nayra sarı gelin keçe… nayra
Nayra
—ha jiyan buradayım ocağın başında buyur evimin direği. nshan ibriği su koymuşum yıkayın elinizi su var, öyle gelin, seni sağ gördüm ya
Jiyan oralı olmamıştı bile, direk nayranın yanına çömelerek Oturdu
Jiyan
—Bu gün ne yaptın bakalım sarı gelin. De hele
Nayra
—İslim, le su almaya dereye gittik su yerini öğretim kendisine nede olsa başka köyden, ama bu gün bir başka güzeldi güzeldi taze gelin… İslim
Jiyan
—Yok, valla, cık güzel değil
Nayra
—Ne… yok valla! Güzeldir, güzeldir
Jiyan.
-Yok kız Sen hepsinden güzelsin! İftiracı…
Nayra
—kudur dimi, delisen valla vışş boyun kadar uşağın var, ayıp, ayıp…. Bedir ağa geldi mi yanına?
Jiyan
—He geldi, sarı gelin geldi!
Nayra.
—Ne konuştunuz
Jiyan.
—Ne konuşacağız kız ki mühim değil, sen güzel sarı kafanı yorma
Nayra
—nasıl mühim değil, manasız konuşma beni de kandırma… Bilsem ne olacak ki
Jiyan
—mühimmatı yok dedim sarı gelin, sen kadınsın ne anlarsın boş ver
Nayra
—O geldikten sonra ne konuştunuz ki bayılmışsın. Mühim değilse Bunu niye demiyorsun!
Jiyan.
—Çoban âli mi söyledi, şom ağızlı… Neyi diyeyim ki sarı gelin, ne diyeyim, hı ne diyeyim
Nayra.
—He, çoban âli dedi, de hele neyi diyeceksen de… Ben kurban!
Jiyan.
—oda korktu zavallı çok severim kendisini, saf kendi halinde, Candaş biri şom ağzı da olmasa
nayra
—eee!
Jiyan
—ne eee
Nayra.
—adamı çatlatırsın bedir ağanın derdi neydi ve sen neden bayıldın…
Jiyan. Ciddileşmişti kendini tutamaktan zorlanıyordu!
—Ya senin üzülmeni istemem! Sonra, yemekten sonra hı anlatırım sarı gelin!
Nayra
—yok, yok söyle, İsa aşkına de hele neye üzüleceksem? Yok yok üzülmem
Jiyan bir an duraksadı gözünü nayradan kaçırarak yerde bulunan bir çırpı alarak kazanın altında bulunan, ateşi karıştırmaya başladı, ne diyecekti, nasıl anlatacaktı, jiyana göre tek evladı çakal postuna büründüğünü, nasıl izah edecekti ki izah yolunu düşünüyordu!
Nayra
—ne oldu söyle valla kötü bir olay var, yoksa senden bedir ağa ve buradakilerle…
Akraba sayılırız bedir ağa senide çok sever sende onu bilirim…
Nedir sıkıntı jiyan… Ne oldu de hele…
Jiyan çaresiz söyleyecekti, söylemese de birkaç haftaya kalmaz bedir ağa gelecek nhsan alıp ilçeye götürecek… mahkeme huzuruna, belki de ölüme idama yada kodese lakin sonra, söylemesi gerektiğini, düşünerek…
Jiyan
—Sen boş ver hele yemekten sonra konuşuruz, sarı gelin sakin ol çııı çıııı
Nayra
—Jiyan benim aslanım, sana gelmeden bedir ağa ve adamları dereye gelmişlerdi bir nakil su almaya inmiştik ben islim, Gülizar, resmiye huriye ve Hatice onlarda atlarını suvarmaya gelmişlerdi, merhabalaştık bedir ağayla önce, seni sordu, söyledim yerini, sonra çoban âlinin karsı islime düğün hediyesi verirken birden soldu sarardı, onu da anlayamadım!
O anda Nshan, içeriye girmiş elini yüzünü silerken, bir taraftan da annesine…
Nshan
—Daye (Anne) ben acıktım…
Nshan diyebiliyordu konuşabiliyordu sabah başına gelecekten habersiz… ya da umursamaz bir hali vardı, sanki zafer kazanacak, komutan edasında kendinden emin jiyanı umutlandırmak mı istiyordu nshan ‘’Hani suç işlemiş olsa, böylemi davranır’’ jiyanın böyle düşünmesini istiyordu nashan…
jiyan, nayradan, nayranın sorgulamasından kaçma adına birden ayağa kalkarak.
—nayra yemek hazırsaeğer dışarıda, sevki üzerine ben ve nshan çulu serelim mi siniyi(sofra)hazırlayalım mı… öyle yapalım öyle ha de nshan yardım et bana
Nshan
—He baba... Gel serelim, bulgurda hoş kokuyor. Oh mis gibi ağayız valla kurt gibi açım!
Jiyan fanusu ayarlarken nshanda siniyi getirmişti ve kocakazan sinin ortasına indirirken…
Kazandan çıkan buhar, fanus ışığı altında göye yükselişi ta öteden gözüküyordu..
Tahta kaşığın, Sinide çıkardığı ses komşularca biliniyordu ki artık o aile yemekte
jiyan bir hamlede kırdığı soğana nayra. Tatlı tatlı Kızarak…
Nayra.
—jiyan bıçak, yanında eline yazık kıyamam!
Jiyan
—Ee ben bele seviyorum sarı gelin…
Nshan
—he daye(anne)bende öyle seviyem, Hem soğan benim en çok sevdiğimdir.
Öyle yerim daye her zaman bıçak yanımızda olmuyor ki
Nayra
—yiyin sağlıktır, babamda öyle derdi hele soğan cücüğü bin derde devadır, bıçakla kesmeseniz valla benimde işime gelir. Yıkmaktan kurtlurum haaa haaa
Hep birlikte gülerek Yemeklerini bitirmişlerdi, yarı aç bir şekilde kalktılar,.. Zaten o dönemde, tok olmak nerdeyse imkânsızdı, var olanı az, kullanmak sorundaydı… bulgur pişirmek özel günlere mahsustu, herkeste öyle bir hal vardı yokluğun başlangıcı olan bir zaman bu zaman. Doymak imkansızdı!
(Devam edecek)