İnsanlık tarihinde görülen en önemli sorun yönetmek, birlikte takım olmak, uyum sağlamak, ortak bir amaç uğruna çalışmak olarak bilinmektedir. Yönetmek eylemine konu olan bir ülke olabilir, bir kent veya bir kurum olabilir. Yönetme eylemi ancak birlikte bir takım ruhu ile başarılı olabilir. Uyum sağlamak yönetilen ülke, kent veya kuruma yarar sağlayacak bir sosyal dengedir. Ortak amaçlar ülkenin, kentlerin veya kurumların geleceği için üzerinde uzlaşılan ideallerdir.
Bu gün bu yazıda bir kenti ve bir kurumunu analiz etmek istiyorum. Bu kentte 22 yıldır yaşayan bir akademisyen aynı zamanda bir gazeteci olarak gözlemlerimi sizinle paylaşmak istedim. Bu kentin adı Şanlıurfa; nüfusu çok fazla, doğum oranı çok yüksek ve en fazla göç alan kentlerde biri. Bu kenti yönetmek ise daha çok zor ve çaba gerekiyor. Genç nüfusu ile işsizlik oranı ile ve aldığı göç ile gündemden düşmeyen bir kent.
Bu bayram günü bu kentte yaşanan bir ahengi yazmak istedim.
İyi bir yazar şunu iyi bilir. Yazmak çok zor bir eylemdir. Okuyucu da en iyi yazarı ve yazıyı seçerken titiz olur. Bu gün bir kentin kurumları arasında gördüğüm bir ahengi sizlerle paylaşmak istedim.
Bu kentin en önemli orunlarından biri Harran Üniversitesi’nin yaşadığı akademik göç sorunu, kalite sorunu ve aynı kent içinde diğer kamu kurumları ile yani kentin paydaşları ile yaşadığı çatışma.
Açıkçası durum şu: Harran Üniversitesi uzun yıllardır dışa kapalı bir anlayışla yönetilmeye çalışıldı. Bu gün geldiği noktada bu durum çok net belli ediyor. Artık bu üniversitede liyakat sahibi kişilerin yönetim takımında rektörün yanında yer almasını temenni ediyoruz. Gerçekten yıllardır üniversite zayıfladı. Üniversite rektörü iş başına gelir gelmez elbette işi ehline emanet edecek atamalar yapmaya devam ediyor ve edecektir. İlk önemli atamayı Doç Dr. Berkan Aydilek hocayı tekno kentin idaresine getirerek yapmıştır. Hocamız kendi alanında ülkemizin en başarılı bilim insanları arasında yer almaktadır.
Paylaşmak istediğim bir başka durum şu: İlk kez Harran Üniversitesi’nde bu kadar geniş katılımlı bir bayramlaşma programı düzenleniyor. Yine, ilk defa bu kentin bütün kamu kurumları bir arada üniversite içinde rektör ile bayramlaşma programıma tam katılım sağlıyor.
Bayramlaşma programına katılım o kadar yoğun oldu ki en büyük salon yetersiz kaldı.
Harran Üniversitesi’ne yeni atanan ve geçmiş deneyimleri ile yönetici vasıfları yüksek olan çiçeği burnunda rektörü Prof. Dr. Tahir Güllüoğlu, aslında kısa sürede birkaç haftada yaptığı değişimlerle ve sorunlara çözümü ile yeni rektör demek doğru olamayacak, sonuçta yeni atandığı için “yeni rektör” ifadesini bu manada söylemeliyiz.
Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ve diğer bazı fakültelerden ayrılan başka kentlere giden bilim insanlarını birkaç hafta içinde üniversiteye tekrar kazandıran rektör Prof. Tahir Güllüoğlu, bir hastanede olması zorunlu olan ancak daha önce ilgisizlikten kapanmış onkoloji bölümünü tekrar açarak kentin en önemli rahatsızlığına çözüm bulmuştur.
Haftanın bir kısmı Şanlıurfa’da üniversite yönetimi görevini icra ederken haftanın bir kısmını Ankara’da üniversitenin geçmişte birikmiş sorunlarını anlatmak için kapı kapı dolaşan rektörün yine kent içi hiyerarşide başta Şanlıurfa Valisi Salih Ayhan olmak üzere Şanlıurfa Emniyet Müdürü ve kentin ordu komutanları ile üniversitede ve kent içinde bir araya gelerek bu kentin sorunlarına çözüm araması kent halkı tarafından ve ayrıca üniversite çalışanları tarafından memnuniyetle karşılanmıştır.
Bir kentin yönetiminde yer alan tüm yöneticilerin uyum içinde, güler yüzle, birlikte kentin bu günü ve geleceği adına bir arada yer almalarına şahit olmak açıkçası herkesi ve beni de mutlu etmiştir.
Çünkü insanlar artık sorun yaşamaktan, sorun konuşmaktan, çaresiz kalmaktan usandılar. Benim acizane görüşüme göre Şanlıurfa’da Harran Üniversitesi’nde çaresizlik sendromunu, liyakatsızlığı, başarısızlığı sona erdirecek bir rektör var.
Doğru teşhisleri ve sorunları çözüm yöntemleri ile uzun dönem önce tanıdığım Harran Üniversitesinin yeni rektörü Prof. Tahir Güllüoğlu, üniversitede adeta bir devrim niteliğinde kaliteli değişime gidecektir.
Bu değişime destek verecek kentin diğer kamu kurumları yani paydaşları bu değişimi uzun yılladır bekliyor. 22 yıllık akademik hayatımın geçtiği bu kentin üniversitesi aslında tarihin ilk üniversitesi olarak da bu değişimi hak etmektedir.
Sizin aklınıza şöyle bir soru gelebilir: Değişim zamanı mı?
Evet, Şanlıurfa’da değişim rüzgârları esiyor, bu rüzgâra önemle ihtiyaç var. Sadece üniversitenin bir fakültesi değil tüm fakültelerde bu değişim rüzgârları esecektir.
24 Nisan’da yapılan bayramlaşma töreninde görülen manzara o kadar özlenen bir manzara ki, anlatmaya kelimeler ve duygular yetersiz kalacaktır.
Salgın, deprem ve sel felaketleri nedeni ile sürekli ara verilen ve online yapılan eğitim süreçlerinden normalleşme sürecine geçişi hızlandıracak olan yeni yönetim, her evde bir hüzün olsa da, bu kentin insanları tüm olumsuzluklara karşı gülmeyi öğrenmiş ve gülmeye hazır.
Yeni atanan rektör Prof. Dr. Tahir Güllüoğlu bu kentin insanlarının duygularını, acılarını, taleplerini en iyi bilen bilim insanlarında biri, ayrıca yönetim zekası ve sorunları yerinde ve zamanında çözme yeteneği ile bu kent ve üniversite için seçilmiş en doğru kişidir.
Yine benzer şekilde Sivas valiliği sürecinde Sivas halkının kalbinde önemli bir yer tutan sevilen ve takdir edilen Şanlıurfa Valisi Salih Ayhan, bu kent ve kurumları için önemlidir. Kente atandığı günden beri yaptığı çalışmaları ile halkın takdirini sevgisini kazanan vali Salih Ayhan’ın diğer kurumlara gösterdiği özeni Harran Üniversite de göstermesi önemli bir kazanımdır.
Üniversite -kamu kurumları işbirliği kültürünün gelişmesinde atılan önemli bir köprünün temeli bayramlaşma töreninde görüldü. Bu temeli yaşatacak geliştirecek olan Şanlıurfa Valisi Salih Ayhan, Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Tahir Güllüoğlu, Şanlıurfa Emniyet Müdürü Mehmet Murat Ulucan ve Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül olacaktır.
Bayramlaşma töreninde Şanlıurfa halkının özellikle üniversite çalışanlarının ve öğrencilerin beklediği tablo 24 Nisan’da gerçekleşen bayramlaşma töreninde ortaya çıktı. Peki bu tablo daha önce neden ortaya çıkmadı? Bu sorun ve sorunların üzerinde durmayacağım.
Tarih bu kente bu şansı vermiştir. Bu şans geçmişte iyi kullanılmamış olabilir ancak bu gün bu kentin kaderinde söz sahibi olan liderlerin/ yöneticilerin ( Şanlıurfa Valisi Salih Ayhan, Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Tahir Güllüoğlu, Şanlıurfa Emniyet Müdürü Mehmet Murat Ulucan ve Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül) desteğe ihtiyacı var, onların da motivasyona ihtiyacı var. Onların da morale ihtiyacı var.
Bu kente emek verenlere destek olmak; o kenti yaşatmaktır, büyütmektir ve çocuklarımıza bir gelecek hazırlamaktır.
Tam bu noktada bu yazıyı kaleme almamın gerekçesi (Bu kente emek verenlere destek olmak; o kenti yaşatmaktır, büyütmektir ve çocuklarımıza bir gelecek hazırlamaktır) bu manada yorumlanmalıdır.
Saygılarımla
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Aziz İlgazi
Harran Üniversitesinde değişim rüzgarları
İnsanlık tarihinde görülen en önemli sorun yönetmek, birlikte takım olmak, uyum sağlamak, ortak bir amaç uğruna çalışmak olarak bilinmektedir. Yönetmek eylemine konu olan bir ülke olabilir, bir kent veya bir kurum olabilir. Yönetme eylemi ancak birlikte bir takım ruhu ile başarılı olabilir. Uyum sağlamak yönetilen ülke, kent veya kuruma yarar sağlayacak bir sosyal dengedir. Ortak amaçlar ülkenin, kentlerin veya kurumların geleceği için üzerinde uzlaşılan ideallerdir.
Bu gün bu yazıda bir kenti ve bir kurumunu analiz etmek istiyorum. Bu kentte 22 yıldır yaşayan bir akademisyen aynı zamanda bir gazeteci olarak gözlemlerimi sizinle paylaşmak istedim. Bu kentin adı Şanlıurfa; nüfusu çok fazla, doğum oranı çok yüksek ve en fazla göç alan kentlerde biri. Bu kenti yönetmek ise daha çok zor ve çaba gerekiyor. Genç nüfusu ile işsizlik oranı ile ve aldığı göç ile gündemden düşmeyen bir kent.
Bu bayram günü bu kentte yaşanan bir ahengi yazmak istedim.
İyi bir yazar şunu iyi bilir. Yazmak çok zor bir eylemdir. Okuyucu da en iyi yazarı ve yazıyı seçerken titiz olur. Bu gün bir kentin kurumları arasında gördüğüm bir ahengi sizlerle paylaşmak istedim.
Bu kentin en önemli orunlarından biri Harran Üniversitesi’nin yaşadığı akademik göç sorunu, kalite sorunu ve aynı kent içinde diğer kamu kurumları ile yani kentin paydaşları ile yaşadığı çatışma.
Açıkçası durum şu: Harran Üniversitesi uzun yıllardır dışa kapalı bir anlayışla yönetilmeye çalışıldı. Bu gün geldiği noktada bu durum çok net belli ediyor. Artık bu üniversitede liyakat sahibi kişilerin yönetim takımında rektörün yanında yer almasını temenni ediyoruz. Gerçekten yıllardır üniversite zayıfladı. Üniversite rektörü iş başına gelir gelmez elbette işi ehline emanet edecek atamalar yapmaya devam ediyor ve edecektir. İlk önemli atamayı Doç Dr. Berkan Aydilek hocayı tekno kentin idaresine getirerek yapmıştır. Hocamız kendi alanında ülkemizin en başarılı bilim insanları arasında yer almaktadır.
Paylaşmak istediğim bir başka durum şu: İlk kez Harran Üniversitesi’nde bu kadar geniş katılımlı bir bayramlaşma programı düzenleniyor. Yine, ilk defa bu kentin bütün kamu kurumları bir arada üniversite içinde rektör ile bayramlaşma programıma tam katılım sağlıyor.
Bayramlaşma programına katılım o kadar yoğun oldu ki en büyük salon yetersiz kaldı.
Harran Üniversitesi’ne yeni atanan ve geçmiş deneyimleri ile yönetici vasıfları yüksek olan çiçeği burnunda rektörü Prof. Dr. Tahir Güllüoğlu, aslında kısa sürede birkaç haftada yaptığı değişimlerle ve sorunlara çözümü ile yeni rektör demek doğru olamayacak, sonuçta yeni atandığı için “yeni rektör” ifadesini bu manada söylemeliyiz.
Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ve diğer bazı fakültelerden ayrılan başka kentlere giden bilim insanlarını birkaç hafta içinde üniversiteye tekrar kazandıran rektör Prof. Tahir Güllüoğlu, bir hastanede olması zorunlu olan ancak daha önce ilgisizlikten kapanmış onkoloji bölümünü tekrar açarak kentin en önemli rahatsızlığına çözüm bulmuştur.
Haftanın bir kısmı Şanlıurfa’da üniversite yönetimi görevini icra ederken haftanın bir kısmını Ankara’da üniversitenin geçmişte birikmiş sorunlarını anlatmak için kapı kapı dolaşan rektörün yine kent içi hiyerarşide başta Şanlıurfa Valisi Salih Ayhan olmak üzere Şanlıurfa Emniyet Müdürü ve kentin ordu komutanları ile üniversitede ve kent içinde bir araya gelerek bu kentin sorunlarına çözüm araması kent halkı tarafından ve ayrıca üniversite çalışanları tarafından memnuniyetle karşılanmıştır.
Bir kentin yönetiminde yer alan tüm yöneticilerin uyum içinde, güler yüzle, birlikte kentin bu günü ve geleceği adına bir arada yer almalarına şahit olmak açıkçası herkesi ve beni de mutlu etmiştir.
Çünkü insanlar artık sorun yaşamaktan, sorun konuşmaktan, çaresiz kalmaktan usandılar. Benim acizane görüşüme göre Şanlıurfa’da Harran Üniversitesi’nde çaresizlik sendromunu, liyakatsızlığı, başarısızlığı sona erdirecek bir rektör var.
Doğru teşhisleri ve sorunları çözüm yöntemleri ile uzun dönem önce tanıdığım Harran Üniversitesinin yeni rektörü Prof. Tahir Güllüoğlu, üniversitede adeta bir devrim niteliğinde kaliteli değişime gidecektir.
Bu değişime destek verecek kentin diğer kamu kurumları yani paydaşları bu değişimi uzun yılladır bekliyor. 22 yıllık akademik hayatımın geçtiği bu kentin üniversitesi aslında tarihin ilk üniversitesi olarak da bu değişimi hak etmektedir.
Sizin aklınıza şöyle bir soru gelebilir: Değişim zamanı mı?
Evet, Şanlıurfa’da değişim rüzgârları esiyor, bu rüzgâra önemle ihtiyaç var. Sadece üniversitenin bir fakültesi değil tüm fakültelerde bu değişim rüzgârları esecektir.
24 Nisan’da yapılan bayramlaşma töreninde görülen manzara o kadar özlenen bir manzara ki, anlatmaya kelimeler ve duygular yetersiz kalacaktır.
Salgın, deprem ve sel felaketleri nedeni ile sürekli ara verilen ve online yapılan eğitim süreçlerinden normalleşme sürecine geçişi hızlandıracak olan yeni yönetim, her evde bir hüzün olsa da, bu kentin insanları tüm olumsuzluklara karşı gülmeyi öğrenmiş ve gülmeye hazır.
Yeni atanan rektör Prof. Dr. Tahir Güllüoğlu bu kentin insanlarının duygularını, acılarını, taleplerini en iyi bilen bilim insanlarında biri, ayrıca yönetim zekası ve sorunları yerinde ve zamanında çözme yeteneği ile bu kent ve üniversite için seçilmiş en doğru kişidir.
Yine benzer şekilde Sivas valiliği sürecinde Sivas halkının kalbinde önemli bir yer tutan sevilen ve takdir edilen Şanlıurfa Valisi Salih Ayhan, bu kent ve kurumları için önemlidir. Kente atandığı günden beri yaptığı çalışmaları ile halkın takdirini sevgisini kazanan vali Salih Ayhan’ın diğer kurumlara gösterdiği özeni Harran Üniversite de göstermesi önemli bir kazanımdır.
Üniversite -kamu kurumları işbirliği kültürünün gelişmesinde atılan önemli bir köprünün temeli bayramlaşma töreninde görüldü. Bu temeli yaşatacak geliştirecek olan Şanlıurfa Valisi Salih Ayhan, Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Tahir Güllüoğlu, Şanlıurfa Emniyet Müdürü Mehmet Murat Ulucan ve Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül olacaktır.
Bayramlaşma töreninde Şanlıurfa halkının özellikle üniversite çalışanlarının ve öğrencilerin beklediği tablo 24 Nisan’da gerçekleşen bayramlaşma töreninde ortaya çıktı. Peki bu tablo daha önce neden ortaya çıkmadı? Bu sorun ve sorunların üzerinde durmayacağım.
Tarih bu kente bu şansı vermiştir. Bu şans geçmişte iyi kullanılmamış olabilir ancak bu gün bu kentin kaderinde söz sahibi olan liderlerin/ yöneticilerin ( Şanlıurfa Valisi Salih Ayhan, Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Tahir Güllüoğlu, Şanlıurfa Emniyet Müdürü Mehmet Murat Ulucan ve Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül) desteğe ihtiyacı var, onların da motivasyona ihtiyacı var. Onların da morale ihtiyacı var.
Bu kente emek verenlere destek olmak; o kenti yaşatmaktır, büyütmektir ve çocuklarımıza bir gelecek hazırlamaktır.
Tam bu noktada bu yazıyı kaleme almamın gerekçesi (Bu kente emek verenlere destek olmak; o kenti yaşatmaktır, büyütmektir ve çocuklarımıza bir gelecek hazırlamaktır) bu manada yorumlanmalıdır.
Saygılarımla