Barış yerine savaş ve çatışma. Refah yerine yoksulluk
Yazının Giriş Tarihi: 03.01.2024 16:35
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.10.2024 02:06
Dünya liderleri “Uzlaşma Kültürü” dersinde sınıfta kaldılar.
İçinde bulunduğumuz çağın en önemli sorunları arasında bölgesel felaketler, terör, işgaller, çocuk ve kadın katliamları, göç, ekonomik ahlaksızlık, politik istikrarsızlık, ırkçılık, enflasyon, işsizlik ve bölgesel çatışmalar dikkat çekmektedir.
Bu soruyu bilim insanları kendi alanları dâhilinde açıklamaya çalışırken, ortaya çıkan gerçekleri anlamak, görmek ve sorunları çözmek için ortak bir zeminde görüş birliğinde uzlaşma kültürü de çoğu olaylarda yok edilmiş durumda.
Tüm bu sorulara rağmen teknoloji hızla ilerliyor ve küreselleşme ile birlikte birçok ulus ekonomik ve politik açıdan birbirine bağlandı. Dünya liderleri mevcut sorunları çözmek yerine bu sorunları körüklemekle meşgul.
Barış yerine savaş ve çatışma. Refah yerine yoksulluk ve karışıklık teşvik edilmektedir. Dünya liderleri karnelerinde yer alan derslerden biri “Uzlaşma Kültürü” dersi, bu dersten tarihin en zayıf notunu alan dünyanın en iyi üniversitelerinde okuyan liderler de var. Dünyanın en iyi üniversiteleri artık barışı ve refahı tesis edecek liderler yetiştiremiyor.
İnsanlar umutlu olduklarını ifade etmeye devam ederken dünyada yoksulluk ve çatışmalar hızla devam etmektedir. Açlık ve yoksulluk sınırı altında kalan insan sayısı hızla artmaktadır. Bu sorunlara ek olarak salgınların tehlikesi etkisini henüz kaybetmemiş, kanalizasyon sisteminden ve temiz içme suyundan yoksun olan insanların sayısı da hızla artış gösteriyor.
Dünya liderlerinin ve bilim insanlarının gelecekle ilgili tahminleri genellikle tutmuyor. Bazen işi kâhinlere bırakanlar var. Kâhinlerle dünyayı bekleyen sorunlara daha ne kadar inanacağız ve bu durumu daha ne kadar kabulleneceğiz?
Gelecek birkaç 10 yılda, dünyayı etkileyecek olayların zemini geçmiş birkaç 10 yılda yaşadığımız olaylardan ve makro ekonomik verilerden anlaşılmaktadır.
Yeni bir dünya düzenine ihtiyaç var. Dünya liderleri dünya halkları ve parlak bir gelecek için yeni yılda bu sorunları çözebilecek mi?
Bu süreçte dünyada neler olacak?
40 yıl kadar önce bir uzman 1984 yılında çiftçilerin sualtı traktörleriyle okyanus tabanını süreceklerini, bir başkası kişi 1995’de arabaların çarpışmasını engelleyen bilgisayar donanımlarına sahip olacağını, bir başka kişi, 2000 yılında 50 bin dolayında insanın uzayda yaşayacağını ve çalışacağını açıklamıştı. Bu gün bu tahminleri yapan insanların yaptıkları bu açıklamaları aslında yapmamaları daha mantıklı olabilirdi.
Geçmiş zaman ve bu durum dünyanın en akıllı insanlarının da yanılma olasılığının çok yüksek olacağını gösteriyor.
Küresel bir barış mümkün mü?
Adil bir ekonomik paylaşım mümkün mü? Bir başka soru ve sorular..!
Dünya barışı için liderler doğru yolda mıyız? Söylemleri neden ırkçılık kokuyor?
Politikaları ve stratejileri doğrumu? Söylemleri samimi, değil mi?
Dünya liderlerinin, “dünyada adalet ve barış için mücadele veriyoruz, demokrasi adına oradayız-buradayız-şuradayız..” açıklamalarına karşı binlerce masum çocuk ve savunmasız kadın medyanın ve dünya liderlerini gözleri önünde öldürülüyor. Tüm bu cinayetlere karşı suskun olmayı tercih eden dünya liderleri söylemlerinizde Samim değilsiniz. Adil bir dünya barışı için hiçbir çabanız yok aksine taraf tutarak sizlerde katliam yapan cinayet şebekeleri gibi ırkçılığa su taşıyorsunuz tıpkı silah taşıdığınız gibi.
Yoksulu daha yoksul, zengini daha zengin yaparak sadece ve sadece kapitalizmi ve Siyonizmi beslediniz.
Tarihinize bir göz atın, nereye demokrasi götürdünüz?
Nerede adalet tesis ettiniz?
Dünya barışı hangi adımı attınız?
Unutmayın tarih siz bir çok defa yargılamış, bir çok kez daha yargılayacaktır. Ölümüne göz yumduğunuz her çocuk ve her kadın, açlığa mahkûm ettiğiniz her insan size bir şekilde dönüş yapacaktır.
Kutsal kitaplarda yüzyıllardır anlatılan sevgi, saygı, barış ve kardeşlik yeryüzünde bir türlü istediğimiz gibi tesis edilmiyor.
İnsanlar kutsal kitapları okumuyor mu?
Okuyorsa neden anlamıyorlar?
Tüm bu sorulara yanıt aramak zamanı çoktan geldi ve geçiyor.
Okuyarak, dinleyerek ve adalete sıkı sarılarak kendi dışımızdaki dünya sahnesinde olup bitenlere yakından bakarak nerede olduğumuzu ve nereye doğru gittiğimizi öğrenebilme imkânı varken, kitapları, bilimi ve mantığı bir kenara atarak sadece maddeye sarılarak dünya gerçeklerinin üzerini kapatmaya çalışıyoruz. Bu gerçekler etrafımızda daha fazla rahatsızlık verince sorun ile ilgilenmeye başlıyoruz ki bu ilgi de yüzeysel olmaktadır.
Sonra tüm sorunların temelinde suçlular arıyoruz.
Dünya düzenini bozanlar kimler?
Suçlu kim? Benim payın ne kadar?
Sizin payınız ne kadar?
Adaleti sadece kendimiz, işimiz, evimiz ve çevremiz aradık. Peki aradığınız adaleti bulup tesis ettiniz mi?
Nerede peki?
Bana Ortadoğu’da tesis etmeye çalıştığınız adaleti tanımlayın. Peki ya Afrika’da tesis etmeye çalıştığınız adalet..!
Dünya liderleri, kendi halkınıza tesis ettiğiniz adaleti sorgulayın ve karşılaştırın.Küreselleşme dünyayı bir köye haline getirdiği için hep umut kapısı oldunuz.
Batılı ülkeler ve batılı liderler olarak Dünya bir köye döndü bu küresel bir gerçek.
Peki, dünya liderleri bu köyde mutlusunuz?
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Aziz Ilgazi
Barış yerine savaş ve çatışma. Refah yerine yoksulluk
Dünya liderleri “Uzlaşma Kültürü” dersinde sınıfta kaldılar.
İçinde bulunduğumuz çağın en önemli sorunları arasında bölgesel felaketler, terör, işgaller, çocuk ve kadın katliamları, göç, ekonomik ahlaksızlık, politik istikrarsızlık, ırkçılık, enflasyon, işsizlik ve bölgesel çatışmalar dikkat çekmektedir.
Bu soruyu bilim insanları kendi alanları dâhilinde açıklamaya çalışırken, ortaya çıkan gerçekleri anlamak, görmek ve sorunları çözmek için ortak bir zeminde görüş birliğinde uzlaşma kültürü de çoğu olaylarda yok edilmiş durumda.
Tüm bu sorulara rağmen teknoloji hızla ilerliyor ve küreselleşme ile birlikte birçok ulus ekonomik ve politik açıdan birbirine bağlandı. Dünya liderleri mevcut sorunları çözmek yerine bu sorunları körüklemekle meşgul.
Barış yerine savaş ve çatışma. Refah yerine yoksulluk ve karışıklık teşvik edilmektedir. Dünya liderleri karnelerinde yer alan derslerden biri “Uzlaşma Kültürü” dersi, bu dersten tarihin en zayıf notunu alan dünyanın en iyi üniversitelerinde okuyan liderler de var. Dünyanın en iyi üniversiteleri artık barışı ve refahı tesis edecek liderler yetiştiremiyor.
İnsanlar umutlu olduklarını ifade etmeye devam ederken dünyada yoksulluk ve çatışmalar hızla devam etmektedir. Açlık ve yoksulluk sınırı altında kalan insan sayısı hızla artmaktadır. Bu sorunlara ek olarak salgınların tehlikesi etkisini henüz kaybetmemiş, kanalizasyon sisteminden ve temiz içme suyundan yoksun olan insanların sayısı da hızla artış gösteriyor.
Dünya liderlerinin ve bilim insanlarının gelecekle ilgili tahminleri genellikle tutmuyor. Bazen işi kâhinlere bırakanlar var. Kâhinlerle dünyayı bekleyen sorunlara daha ne kadar inanacağız ve bu durumu daha ne kadar kabulleneceğiz?
Gelecek birkaç 10 yılda, dünyayı etkileyecek olayların zemini geçmiş birkaç 10 yılda yaşadığımız olaylardan ve makro ekonomik verilerden anlaşılmaktadır.
Yeni bir dünya düzenine ihtiyaç var. Dünya liderleri dünya halkları ve parlak bir gelecek için yeni yılda bu sorunları çözebilecek mi?
Bu süreçte dünyada neler olacak?
40 yıl kadar önce bir uzman 1984 yılında çiftçilerin sualtı traktörleriyle okyanus tabanını süreceklerini, bir başkası kişi 1995’de arabaların çarpışmasını engelleyen bilgisayar donanımlarına sahip olacağını, bir başka kişi, 2000 yılında 50 bin dolayında insanın uzayda yaşayacağını ve çalışacağını açıklamıştı. Bu gün bu tahminleri yapan insanların yaptıkları bu açıklamaları aslında yapmamaları daha mantıklı olabilirdi.
Geçmiş zaman ve bu durum dünyanın en akıllı insanlarının da yanılma olasılığının çok yüksek olacağını gösteriyor.
Küresel bir barış mümkün mü?
Adil bir ekonomik paylaşım mümkün mü? Bir başka soru ve sorular..!
Dünya barışı için liderler doğru yolda mıyız? Söylemleri neden ırkçılık kokuyor?
Politikaları ve stratejileri doğrumu? Söylemleri samimi, değil mi?
Dünya liderlerinin, “dünyada adalet ve barış için mücadele veriyoruz, demokrasi adına oradayız-buradayız-şuradayız..” açıklamalarına karşı binlerce masum çocuk ve savunmasız kadın medyanın ve dünya liderlerini gözleri önünde öldürülüyor. Tüm bu cinayetlere karşı suskun olmayı tercih eden dünya liderleri söylemlerinizde Samim değilsiniz. Adil bir dünya barışı için hiçbir çabanız yok aksine taraf tutarak sizlerde katliam yapan cinayet şebekeleri gibi ırkçılığa su taşıyorsunuz tıpkı silah taşıdığınız gibi.
Yoksulu daha yoksul, zengini daha zengin yaparak sadece ve sadece kapitalizmi ve Siyonizmi beslediniz.
Tarihinize bir göz atın, nereye demokrasi götürdünüz?
Nerede adalet tesis ettiniz?
Dünya barışı hangi adımı attınız?
Unutmayın tarih siz bir çok defa yargılamış, bir çok kez daha yargılayacaktır. Ölümüne göz yumduğunuz her çocuk ve her kadın, açlığa mahkûm ettiğiniz her insan size bir şekilde dönüş yapacaktır.
Kutsal kitaplarda yüzyıllardır anlatılan sevgi, saygı, barış ve kardeşlik yeryüzünde bir türlü istediğimiz gibi tesis edilmiyor.
İnsanlar kutsal kitapları okumuyor mu?
Okuyorsa neden anlamıyorlar?
Tüm bu sorulara yanıt aramak zamanı çoktan geldi ve geçiyor.
Okuyarak, dinleyerek ve adalete sıkı sarılarak kendi dışımızdaki dünya sahnesinde olup bitenlere yakından bakarak nerede olduğumuzu ve nereye doğru gittiğimizi öğrenebilme imkânı varken, kitapları, bilimi ve mantığı bir kenara atarak sadece maddeye sarılarak dünya gerçeklerinin üzerini kapatmaya çalışıyoruz. Bu gerçekler etrafımızda daha fazla rahatsızlık verince sorun ile ilgilenmeye başlıyoruz ki bu ilgi de yüzeysel olmaktadır.
Sonra tüm sorunların temelinde suçlular arıyoruz.
Dünya düzenini bozanlar kimler?
Suçlu kim? Benim payın ne kadar?
Sizin payınız ne kadar?
Adaleti sadece kendimiz, işimiz, evimiz ve çevremiz aradık. Peki aradığınız adaleti bulup tesis ettiniz mi?
Nerede peki?
Bana Ortadoğu’da tesis etmeye çalıştığınız adaleti tanımlayın. Peki ya Afrika’da tesis etmeye çalıştığınız adalet..!
Dünya liderleri, kendi halkınıza tesis ettiğiniz adaleti sorgulayın ve karşılaştırın.Küreselleşme dünyayı bir köye haline getirdiği için hep umut kapısı oldunuz.
Batılı ülkeler ve batılı liderler olarak Dünya bir köye döndü bu küresel bir gerçek.
Peki, dünya liderleri bu köyde mutlusunuz?