Meclis’e adım atmadan önce maskemi taktım. Ama zaten Meclis’in her köşesine dezenfektan ve maske konulmuştu. 23 Nisan özel oturumu başlamadan önce iktidar ve muhalefet kulislerine baktım. Her ikisi de kalabalıktı. Koronavirüsün ilk başlarında milletvekilleri maske takmakta zorlanıyordu. Üçte biri maskesiz dolaşıyordu. Bu kez istisnasız hepsi maske takmıştı. Meclis Başkanı Mustafa Şentop ise maskesizdi. O da konuşmasını yaptıktan sonra maskesini taktı, oturumu öyle yönetti.
Meclis Başkanı Şentop ve bakanlarla selamlaştıktan sonra basın locasında yerimizi aldık. Milletvekilleri sosyal mesafeye uygun olarak oturuyorlardı. Aynı düzen basın locasında da geçerliydi. Önce Bahçeli geldi. Yerine oturdu. O sırada CHP grubundan alkışlar yükseldi. Kılıçdaroğlu salona girdi. Bir alkış da İYİ Parti sıralarından geldi. Meral Akşener, milletvekili olmadığı için salona girmedi ama locada yerini aldı.
Saat 14.00 oldu. Meclis Başkanı Şentop, 23 Nisan özel oturumunu açtı. Bakanlar locada yerlerini almışlardı. Parlamenter sistemde aynı zamanda milletvekili oldukları için Bakan Kurulu sıralarında oturuyorlardı. Bu kez locada kendilerine ayrılan bölümden izlediler. 10 bakan saydım. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ise Cumhurbaşkanı’na ayrılan locadan takip etti.
Meclis Başkanı Mustafa Şentop, koronavirüs nedeniyle çok sayıda milletvekilinin gelmemesi hatta liderlerin bulunmamasının daha yararlı olacağını söylemişti ama aksine Meclis kalabalıktı. Liderler gelince milletvekilleri gelmiş, muhalefet gelince iktidar milletvekilleri de yerlerini almışlardı. Meclis Başkanı Şentop’un liderlere yönelik çağrısı nedeniyle Kılıçdaroğlu tepki göstermişti ama bu durum Meclis’teki oturuma yansımadı. Şentop, Meclis’i oluşturan ruha ilişkin tarihi bir perspektif sundu. Ama sadece geçmişe takılı kalmadı. “Türkiye yeni dünya düzeninde de söz ve iddia sahibi olacaktır” dedi.
AK Parti adına grup başkanı Naci Bostancı konuştu. Bostancı, Kurtuluş Savaşı’nı yöneten Gazi Meclis’ten 15 Temmuz’da darbeye karşı direnen Meclis’e gönderme yaptı.
KILIÇDAROĞLU’NUN PERFORMANSI İYİYDİ
Şimdiye kadar 23 Nisan nedeniyle Meclis’te birçok özel oturum izledim ama böylesini ilk kez izledim. Milletvekillerinin tamamı maske takmıştı. Maskeli bir Meclis vardı. Ey koronavirüs, sen nelere kadirmişsin!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun nasıl bir konuşma yapacağını merak ediyordum. Hatta 1 yıl önceki konuşmasında olduğu gibi yine “tek adam” diye başlar, 15 Temmuz’da darbecilerin bombaladığı Meclis’in çatısı altında “kontrollü darbe” derse gerginlik yaşanır diye endişe ediyordum. İtiraf edeyim, Kılıçdaroğlu beni şaşırttı. Polemiğe girmemeye özen gösterdi. Cumhurbaşkanı’nın da bu oturumda bulunması gerektiğini söylemişti. Konuşmasında onu dahi dile getirmedi. Eleştirmek yerine 16 maddelik öneride bulunmayı tercih etti. Meclis’in mehabetine uygun bir konuşma yaptı. “Sorunlarımızın kaynağı Meclis’i etkisizleştiren darbelerdir” tespiti önemliydi. Bunu, ‘CHP artı asker eşittir darbe’ formülünün çıkmasına neden olan bir partinin genel başkanı söylüyor. Kılıçdaroğlu, keşke FETÖ’cülerin tuzağına düşüp 15 Temmuz için de kontrollü darbe demeseydi.
MİTHAT HOCA
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ın Meclis’in 23 Nisan özel oturumunda yaptığı konuşmaya da dikkat çekmek istiyorum. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin dahi dikkatle takip ettiği bir konuşma yaptı. HDP’lilerin klasik konuşmalarından farklıydı. Birinci meclisi oluşturan ruhu anlattı. “En güçlü Meclis’in yüzüncü yılını en zayıf Meclis’te kutluyoruz” gibi esaslı eleştirilerde de bulundu. Ama bunu yaparken Kandil’e, İmralı’ya selam çakan bir dil kullanmadı. Tam aksine hukuk profesörü Mithat Sancar birikimini konuşturdu. Bu dile ihtiyaç var.
KORONAVİRÜS ESPRİLERİ
Meclis 23 Nisan için toplansa da gündeme damgasını vuran koronavirüs oluyor. Öyle ki artık koronavirüssüz espri dahi yapmak imkânsız hale geldi. Koronavirüs nedeniyle artık Bakanlar Kurulu toplantıları da video konferans yöntemiyle yapılıyor. Bakanlar yüz yüze görüşmek yerine telefonla görüşüyorlar. 23 Nisan özel oturumu için bakanlar birer ikişer Meclis’e geliyorlardı. Birbirlerini selamladıktan sonra, “Aramıza sosyal mesafe girdi” diye espri yapıyorlardı.
ÇAVUŞOĞLU’NA KİLO VERDİREN SIR
MEclis’te Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nu görünce, ilk işimiz “Yurtdışından tahliyeler tamamlandı mı?” diye sormak oldu. Dışişleri Bakanı, “Tahliyeler devam ediyor. Amacımız ramazanda vatandaşlarımızı ülkemize getirmek” dedi. Bu süreçte Çavuşoğlu ile telefonla konuşmuştum ama Meclis’te görüşünce kilo verdiği dikkatimi çekti. Nasıl kilo verdiğini sordum. “Çok yoğun çalışıyoruz. Fırsat buldukça Dışişleri konutunun bahçesinde yürüyorum. Ancak öyle nefes alıyorum” dedi. Günde kaç adım attığını sordum. “Beş bin adımdan aşağıya düşmemeye özen gösteriyorum” dedi. Ama öğrendiğime göre Çavuşoğlu’nun kilo vermesinin tek sebebi yürüyüş yapması değilmiş. Koronavirüs nedeniyle çalışmalarını Dışişleri konutunda sürdürdüğü için eşi Hülya Hanım yiyecekleri kontrol altına almış. Aperatifler kaldırılıp yemekler disiplin altına alınınca, Çavuşoğlu eş durumundan kilo vermeye başlamış.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Abdulkadir SELVİ
Meclis’te koronavirüslü oturum
Meclis’e adım atmadan önce maskemi taktım. Ama zaten Meclis’in her köşesine dezenfektan ve maske konulmuştu. 23 Nisan özel oturumu başlamadan önce iktidar ve muhalefet kulislerine baktım. Her ikisi de kalabalıktı. Koronavirüsün ilk başlarında milletvekilleri maske takmakta zorlanıyordu. Üçte biri maskesiz dolaşıyordu. Bu kez istisnasız hepsi maske takmıştı. Meclis Başkanı Mustafa Şentop ise maskesizdi. O da konuşmasını yaptıktan sonra maskesini taktı, oturumu öyle yönetti.
Meclis Başkanı Şentop ve bakanlarla selamlaştıktan sonra basın locasında yerimizi aldık. Milletvekilleri sosyal mesafeye uygun olarak oturuyorlardı. Aynı düzen basın locasında da geçerliydi. Önce Bahçeli geldi. Yerine oturdu. O sırada CHP grubundan alkışlar yükseldi. Kılıçdaroğlu salona girdi. Bir alkış da İYİ Parti sıralarından geldi. Meral Akşener, milletvekili olmadığı için salona girmedi ama locada yerini aldı.
Saat 14.00 oldu. Meclis Başkanı Şentop, 23 Nisan özel oturumunu açtı. Bakanlar locada yerlerini almışlardı. Parlamenter sistemde aynı zamanda milletvekili oldukları için Bakan Kurulu sıralarında oturuyorlardı. Bu kez locada kendilerine ayrılan bölümden izlediler. 10 bakan saydım. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ise Cumhurbaşkanı’na ayrılan locadan takip etti.
Meclis Başkanı Mustafa Şentop, koronavirüs nedeniyle çok sayıda milletvekilinin gelmemesi hatta liderlerin bulunmamasının daha yararlı olacağını söylemişti ama aksine Meclis kalabalıktı. Liderler gelince milletvekilleri gelmiş, muhalefet gelince iktidar milletvekilleri de yerlerini almışlardı. Meclis Başkanı Şentop’un liderlere yönelik çağrısı nedeniyle Kılıçdaroğlu tepki göstermişti ama bu durum Meclis’teki oturuma yansımadı. Şentop, Meclis’i oluşturan ruha ilişkin tarihi bir perspektif sundu. Ama sadece geçmişe takılı kalmadı. “Türkiye yeni dünya düzeninde de söz ve iddia sahibi olacaktır” dedi.
AK Parti adına grup başkanı Naci Bostancı konuştu. Bostancı, Kurtuluş Savaşı’nı yöneten Gazi Meclis’ten 15 Temmuz’da darbeye karşı direnen Meclis’e gönderme yaptı.
KILIÇDAROĞLU’NUN PERFORMANSI İYİYDİ
Şimdiye kadar 23 Nisan nedeniyle Meclis’te birçok özel oturum izledim ama böylesini ilk kez izledim. Milletvekillerinin tamamı maske takmıştı. Maskeli bir Meclis vardı. Ey koronavirüs, sen nelere kadirmişsin!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun nasıl bir konuşma yapacağını merak ediyordum. Hatta 1 yıl önceki konuşmasında olduğu gibi yine “tek adam” diye başlar, 15 Temmuz’da darbecilerin bombaladığı Meclis’in çatısı altında “kontrollü darbe” derse gerginlik yaşanır diye endişe ediyordum. İtiraf edeyim, Kılıçdaroğlu beni şaşırttı. Polemiğe girmemeye özen gösterdi. Cumhurbaşkanı’nın da bu oturumda bulunması gerektiğini söylemişti. Konuşmasında onu dahi dile getirmedi. Eleştirmek yerine 16 maddelik öneride bulunmayı tercih etti. Meclis’in mehabetine uygun bir konuşma yaptı. “Sorunlarımızın kaynağı Meclis’i etkisizleştiren darbelerdir” tespiti önemliydi. Bunu, ‘CHP artı asker eşittir darbe’ formülünün çıkmasına neden olan bir partinin genel başkanı söylüyor. Kılıçdaroğlu, keşke FETÖ’cülerin tuzağına düşüp 15 Temmuz için de kontrollü darbe demeseydi.
MİTHAT HOCA
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ın Meclis’in 23 Nisan özel oturumunda yaptığı konuşmaya da dikkat çekmek istiyorum. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin dahi dikkatle takip ettiği bir konuşma yaptı. HDP’lilerin klasik konuşmalarından farklıydı. Birinci meclisi oluşturan ruhu anlattı. “En güçlü Meclis’in yüzüncü yılını en zayıf Meclis’te kutluyoruz” gibi esaslı eleştirilerde de bulundu. Ama bunu yaparken Kandil’e, İmralı’ya selam çakan bir dil kullanmadı. Tam aksine hukuk profesörü Mithat Sancar birikimini konuşturdu. Bu dile ihtiyaç var.
KORONAVİRÜS ESPRİLERİ
Meclis 23 Nisan için toplansa da gündeme damgasını vuran koronavirüs oluyor. Öyle ki artık koronavirüssüz espri dahi yapmak imkânsız hale geldi. Koronavirüs nedeniyle artık Bakanlar Kurulu toplantıları da video konferans yöntemiyle yapılıyor. Bakanlar yüz yüze görüşmek yerine telefonla görüşüyorlar. 23 Nisan özel oturumu için bakanlar birer ikişer Meclis’e geliyorlardı. Birbirlerini selamladıktan sonra, “Aramıza sosyal mesafe girdi” diye espri yapıyorlardı.
ÇAVUŞOĞLU’NA KİLO VERDİREN SIR
MEclis’te Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nu görünce, ilk işimiz “Yurtdışından tahliyeler tamamlandı mı?” diye sormak oldu. Dışişleri Bakanı, “Tahliyeler devam ediyor. Amacımız ramazanda vatandaşlarımızı ülkemize getirmek” dedi. Bu süreçte Çavuşoğlu ile telefonla konuşmuştum ama Meclis’te görüşünce kilo verdiği dikkatimi çekti. Nasıl kilo verdiğini sordum. “Çok yoğun çalışıyoruz. Fırsat buldukça Dışişleri konutunun bahçesinde yürüyorum. Ancak öyle nefes alıyorum” dedi. Günde kaç adım attığını sordum. “Beş bin adımdan aşağıya düşmemeye özen gösteriyorum” dedi. Ama öğrendiğime göre Çavuşoğlu’nun kilo vermesinin tek sebebi yürüyüş yapması değilmiş. Koronavirüs nedeniyle çalışmalarını Dışişleri konutunda sürdürdüğü için eşi Hülya Hanım yiyecekleri kontrol altına almış. Aperatifler kaldırılıp yemekler disiplin altına alınınca, Çavuşoğlu eş durumundan kilo vermeye başlamış.