17 yaşındaki bir çocuk Mustafa Kemale hakaret etmiş ve tutuklanmış.
İslam dini hiç kimseye hakaret hakkı vermiyor. İslamın en büyük düşmanlarına bile hakaret etmeyi İslam yasaklamıştır.
Mustafa Kemale hakaret içeren herhangi bir fiil sözlü veya yazılı hakareti İslamı bilen hiç bir Müslüman kabul etmez.
Hatta bazı İslam alimleri Hz. Hüseyin efendimizi şehit eden Yezide lanet caizdir diye fetva vermişlerse de, bazıları da lanet yerine, salavat getirmeyi daha evla görmüşlerdir.
Onun için diyoruz ki, Mustafa Kemale hakaret etmek doğru değildir. Onun yaptığı icraat ve kurduğu devletin ilkelerini tartışmaya açmak harika bir hizmete vesile olur.
Dünyanın hiç bir ülkesinde bir şahıs hakkında özel bir kanun yoktur. Amma ülkemizde Mustafa Kemale özel 1918 sayılı bir koruma kanunu vardır.
Bu koruma kanunu yürürlükte olduğu müddetçe, bir çok insan Mustafa Kemal hakkında bazı gerçekleri ortaya koymaktan çekinmektedirler.
İşin bir garip boyutu daha var. Mustafa Kemalle ilgili olarak hakaret içeren bazı hususlar kamuoyunda tartışıldığı zaman, bir çok Müslümanın da maalesef ekseni kaymaktadır. Kemalizme sahip çıkmak için belki de inanmadığı yorumları yapmaktadır.
Bu ülkede Milletvekili seçilen herhangi bir insan fikri ,zikri, imanı , ameli ne olursa olsan Mustafa Kemalin ilke ve inkılaplarına and içmek zorundadır. Böyle bir andı Meclis kürsüsünden okumadığı sürece milletvekili olamaz.
Reisicumhur da olsanız, sistemin bazı özel günlerinde Anıt kabire gitmek zorundasınız. Mustafa Kemalin önünde adeta serfüru ederek, ona olan bağlılığınızı, ilkelerine sahip çıkmayı, neler yaptığınızı ve daha neler yapacağınızı şeref defterine yazmanız gerekir. Bunu yapmasanız canınıza okuyanlar olabilir.
Çünkü Kemalizme güya aykırı davranışlardan dolayı bu ülkede bir Başbakan ve iki bakan idam edilmiştir.
Bu ülkede bir Reisicumhur da zehirlenerek öldürülmüştür. Merhum Turgut Özal acılar içinde kıvranırken, yanında ne özel doktoru ve nede onu hastahaneye götürecek ambulans vardı . Özel doktorunun görevi başında olması gerekmez miydi. Bu doktor hakkında ne bir dava açıldı ve nede herhangi bir işlem yapıldı.
Mustafa kemalin şahsına münhasır 1918 sayılı koruma kanunu mutlaka kaldırılmalıdır. Bu kanun demoklesin kılıncı gibi bu milletin başında artık tutulmamalıdır..
Hani Mustafa Kemal demişti ya. Fikri hür, vicdanı hür olmalıdır. Böyle söylemekle fikir ve vicdanlar hür olmuyor. İcraat önemli. İstiklal mahkemelerinde idam edilen binlerce insanın ne fikir nede vicdan hürriyeti vardı. Bunlara ceza verenlerde hukukçu değildi.kel ali, topal ali, kör aliyi bir arkaya getirip hukukçu olmayan bu insanlar insanların idamına karar veriyor ve canına okuyordu.
Mustafa Kemalin heykelleri bile kutsal hale getirildi. O heykellere bir taş atmaya kalkarsanız başınıza yağmur gibi bir sürü taş atarlar bunu da böyle bilesiniz.
Her ne ise bu hamur çok su götürür, büyük insanları kanunlarla korumaya gerek yoktur. Zaten onlar yaptıkları hizmetler milletin kalbinde yer eder.
Hatta bazıları Mustafa Kemalin fotoğrafına hakaret bu çocuğun idam edilmesini bile istiyorlarmış. Öyle ya huylu huyundan vaz geçer mi hiç.
Bir çok kemalistin Müslümanlara karşı içi hala nefret ve hınçla dolu. Bunlara fırsat vermemek lazım. Makul ve mantıki delillerle sohbete devam..
Haydi kalın sağlıcakla..
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Abdulkadir İKBAL
İslam dini hiç kimseye hakaret hakkı vermiyor.
17 yaşındaki bir çocuk Mustafa Kemale hakaret etmiş ve tutuklanmış.
İslam dini hiç kimseye hakaret hakkı vermiyor. İslamın en büyük düşmanlarına bile hakaret etmeyi İslam yasaklamıştır.
Mustafa Kemale hakaret içeren herhangi bir fiil sözlü veya yazılı hakareti İslamı bilen hiç bir Müslüman kabul etmez.
Hatta bazı İslam alimleri Hz. Hüseyin efendimizi şehit eden Yezide lanet caizdir diye fetva vermişlerse de, bazıları da lanet yerine, salavat getirmeyi daha evla görmüşlerdir.
Onun için diyoruz ki, Mustafa Kemale hakaret etmek doğru değildir. Onun yaptığı icraat ve kurduğu devletin ilkelerini tartışmaya açmak harika bir hizmete vesile olur.
Dünyanın hiç bir ülkesinde bir şahıs hakkında özel bir kanun yoktur. Amma ülkemizde Mustafa Kemale özel 1918 sayılı bir koruma kanunu vardır.
Bu koruma kanunu yürürlükte olduğu müddetçe, bir çok insan Mustafa Kemal hakkında bazı gerçekleri ortaya koymaktan çekinmektedirler.
İşin bir garip boyutu daha var. Mustafa Kemalle ilgili olarak hakaret içeren bazı hususlar kamuoyunda tartışıldığı zaman, bir çok Müslümanın da maalesef ekseni kaymaktadır. Kemalizme sahip çıkmak için belki de inanmadığı yorumları yapmaktadır.
Bu ülkede Milletvekili seçilen herhangi bir insan fikri ,zikri, imanı , ameli ne olursa olsan Mustafa Kemalin ilke ve inkılaplarına and içmek zorundadır. Böyle bir andı Meclis kürsüsünden okumadığı sürece milletvekili olamaz.
Reisicumhur da olsanız, sistemin bazı özel günlerinde Anıt kabire gitmek zorundasınız. Mustafa Kemalin önünde adeta serfüru ederek, ona olan bağlılığınızı, ilkelerine sahip çıkmayı, neler yaptığınızı ve daha neler yapacağınızı şeref defterine yazmanız gerekir. Bunu yapmasanız canınıza okuyanlar olabilir.
Çünkü Kemalizme güya aykırı davranışlardan dolayı bu ülkede bir Başbakan ve iki bakan idam edilmiştir.
Bu ülkede bir Reisicumhur da zehirlenerek öldürülmüştür. Merhum Turgut Özal acılar içinde kıvranırken, yanında ne özel doktoru ve nede onu hastahaneye götürecek ambulans vardı . Özel doktorunun görevi başında olması gerekmez miydi. Bu doktor hakkında ne bir dava açıldı ve nede herhangi bir işlem yapıldı.
Mustafa kemalin şahsına münhasır 1918 sayılı koruma kanunu mutlaka kaldırılmalıdır. Bu kanun demoklesin kılıncı gibi bu milletin başında artık tutulmamalıdır..
Hani Mustafa Kemal demişti ya. Fikri hür, vicdanı hür olmalıdır. Böyle söylemekle fikir ve vicdanlar hür olmuyor. İcraat önemli. İstiklal mahkemelerinde idam edilen binlerce insanın ne fikir nede vicdan hürriyeti vardı. Bunlara ceza verenlerde hukukçu değildi.kel ali, topal ali, kör aliyi bir arkaya getirip hukukçu olmayan bu insanlar insanların idamına karar veriyor ve canına okuyordu.
Mustafa Kemalin heykelleri bile kutsal hale getirildi. O heykellere bir taş atmaya kalkarsanız başınıza yağmur gibi bir sürü taş atarlar bunu da böyle bilesiniz.
Her ne ise bu hamur çok su götürür, büyük insanları kanunlarla korumaya gerek yoktur. Zaten onlar yaptıkları hizmetler milletin kalbinde yer eder.
Hatta bazıları Mustafa Kemalin fotoğrafına hakaret bu çocuğun idam edilmesini bile istiyorlarmış. Öyle ya huylu huyundan vaz geçer mi hiç.
Bir çok kemalistin Müslümanlara karşı içi hala nefret ve hınçla dolu. Bunlara fırsat vermemek lazım. Makul ve mantıki delillerle sohbete devam..
Haydi kalın sağlıcakla..