Urfa'nın bilbordların da "ÇOK ŞEY YAPTIK" diye bir ibare yazılmış. Yapılan hiç bir hizmeti küçümsemem, ancak yanlış yapılan bir iş varsa, o yanlışı da asla kabul edemem.
Konuklu mahallesi birinci sınıf arazi üzerinde yapıldı Başta İktidar partisine mensup milletvekilleri olmak üzere, belediye başkanları, parti yöneticileri hiç itiraz ettiler mi?
Rabia meydanına şöyle bir bakın, kaç defa onarım gördü. Yüzü astarından pahalı oldu, saksılara ağaç diktik, Peki ya Kızılay meydanı ne işe yaradı. Bir tarafı kara koyun, şöyle bir bakın bakalım akşama kadar kaç kişi o parkta oturuyor.
Haşimiye meydanındaki Özdiker çarşısı yıkılacaktı, bazı iş yerleri boşaltıldı, mülk sahipleri orayı terk ederken şimdi o yerlerde kira ödemeyen birçok insan orayı işgal etmiş. Bu çarşının akıbeti ne olacak onu da ancak Allah bilir.
Bir kasap pazarımız vardı, kapalı bir alandı, kasapları çıkarıp cincik boncuk, elbise, tespih ve sair eşyaları satanları oraya koyduk. Kasaplar da ana caddeye çıktılar, minbar, kelle. Karın, caddenin yanı başında, kesilen hayvanların kanları da bazen caddeden akıp gidiyor. Beykapısına doğru o caddeden gidin bu modern dünyada en ilkel manzaraları görün.
DAĞ ETEĞİ belki yirmi yıldır imara açıldı, Urfa da arsa ve konut fiyatları uçup giderken, bu verimsiz alana bir tek çivi çakılmadı. Dünyanın neresinde böyle bir uygulama var, bir alanı imara aç, arsa üzerinden vergi al ve hiç bir hizmeti de yapma. Çünkü hesap soran yok ya.
Urfa da trafik ne hale gelmiş Araçlar yan yana iki sıra park ediyor. Bir kaç otopark yapılamaz mıydı? Çok mu zordu Bilhassa Dergâha çoluk çocuğuyla arabasıyla gelen yabancılar dolaşıyor da dolaşıyor, park edecek bir yer bulamıyor. Bir daha Urfa ya gelmemek üzere adeta tövbe ediyorlar.
Ecdadın tertemiz olarak bize devrettiği bu şehri ne hale getirdik. Muhteşem bir medeniyeti heba ettik. O güzelim medeniyetin üzerine daha güzel bir medeniyet inşa edemedik.
Harran ve Suruç ovaları yapılaşmadan dolayı yok olup gidiyor. Bunlarla ilgili bir imar planımız var mı?
Bir şehrin coğrafyasını ve tarihini bilmeyen bir belediye başkanı o şehrin mahvolmasına sebebiyet verebilir. Nitekim büyük bir sel geldi birçok insanımız hayatını kaybetti. Çünkü böyle bir felaket zamanında tahliye kanalları olan dereleri kapatmıştık Ancak o suların birikeceği yerlerde trafiğin akışını ya saklayabilirdik. Çok mu zordu, Allah aşkına siz söyleyin çok mu zordu. Birde zakkumu getirdik, adamlar paralarını aldılar, bize küfrederek gittiler.
Ha birde On bir nisan camisi yapıldı, camiye gitmek için belki otuz basamak çıkmak gerek. Hasta, yaşlı sakat olanlar o kadar merdiveni nasıl çıkacak. Olan oldu bari o camiye bir yürüyen merdiven yapın. Başka çare kaldı mı?
Bu hikâye çok uzundur.
Şunu kafamıza artık sokmalıyız belediyecilik artık bir ilim dalıdır, kafama göre bir şeyler yapayım diyen o şehre en büyük kötülüğü yapar. Ne acıdır ki işe yaramaz birde muhalefetimiz var. Şehirden bihaber, Oda kambur üstüne başka bir kambur. Hakkın hatırı alidir, hiç bir hatıra feda edilmez. Buda böyle biline.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Abdulkadir İKBAL
Urfa’da yapılan hizmetler ve gerçek sorunlar!
Urfa'nın bilbordların da "ÇOK ŞEY YAPTIK" diye bir ibare yazılmış. Yapılan hiç bir hizmeti küçümsemem, ancak yanlış yapılan bir iş varsa, o yanlışı da asla kabul edemem.
Konuklu mahallesi birinci sınıf arazi üzerinde yapıldı Başta İktidar partisine mensup milletvekilleri olmak üzere, belediye başkanları, parti yöneticileri hiç itiraz ettiler mi?
Rabia meydanına şöyle bir bakın, kaç defa onarım gördü. Yüzü astarından pahalı oldu, saksılara ağaç diktik, Peki ya Kızılay meydanı ne işe yaradı. Bir tarafı kara koyun, şöyle bir bakın bakalım akşama kadar kaç kişi o parkta oturuyor.
Haşimiye meydanındaki Özdiker çarşısı yıkılacaktı, bazı iş yerleri boşaltıldı, mülk sahipleri orayı terk ederken şimdi o yerlerde kira ödemeyen birçok insan orayı işgal etmiş. Bu çarşının akıbeti ne olacak onu da ancak Allah bilir.
Bir kasap pazarımız vardı, kapalı bir alandı, kasapları çıkarıp cincik boncuk, elbise, tespih ve sair eşyaları satanları oraya koyduk. Kasaplar da ana caddeye çıktılar, minbar, kelle. Karın, caddenin yanı başında, kesilen hayvanların kanları da bazen caddeden akıp gidiyor. Beykapısına doğru o caddeden gidin bu modern dünyada en ilkel manzaraları görün.
DAĞ ETEĞİ belki yirmi yıldır imara açıldı, Urfa da arsa ve konut fiyatları uçup giderken, bu verimsiz alana bir tek çivi çakılmadı. Dünyanın neresinde böyle bir uygulama var, bir alanı imara aç, arsa üzerinden vergi al ve hiç bir hizmeti de yapma. Çünkü hesap soran yok ya.
Urfa da trafik ne hale gelmiş Araçlar yan yana iki sıra park ediyor. Bir kaç otopark yapılamaz mıydı? Çok mu zordu Bilhassa Dergâha çoluk çocuğuyla arabasıyla gelen yabancılar dolaşıyor da dolaşıyor, park edecek bir yer bulamıyor. Bir daha Urfa ya gelmemek üzere adeta tövbe ediyorlar.
Ecdadın tertemiz olarak bize devrettiği bu şehri ne hale getirdik. Muhteşem bir medeniyeti heba ettik. O güzelim medeniyetin üzerine daha güzel bir medeniyet inşa edemedik.
Harran ve Suruç ovaları yapılaşmadan dolayı yok olup gidiyor. Bunlarla ilgili bir imar planımız var mı?
Bir şehrin coğrafyasını ve tarihini bilmeyen bir belediye başkanı o şehrin mahvolmasına sebebiyet verebilir. Nitekim büyük bir sel geldi birçok insanımız hayatını kaybetti. Çünkü böyle bir felaket zamanında tahliye kanalları olan dereleri kapatmıştık Ancak o suların birikeceği yerlerde trafiğin akışını ya saklayabilirdik. Çok mu zordu, Allah aşkına siz söyleyin çok mu zordu. Birde zakkumu getirdik, adamlar paralarını aldılar, bize küfrederek gittiler.
Ha birde On bir nisan camisi yapıldı, camiye gitmek için belki otuz basamak çıkmak gerek. Hasta, yaşlı sakat olanlar o kadar merdiveni nasıl çıkacak. Olan oldu bari o camiye bir yürüyen merdiven yapın. Başka çare kaldı mı?
Bu hikâye çok uzundur.
Şunu kafamıza artık sokmalıyız belediyecilik artık bir ilim dalıdır, kafama göre bir şeyler yapayım diyen o şehre en büyük kötülüğü yapar. Ne acıdır ki işe yaramaz birde muhalefetimiz var. Şehirden bihaber, Oda kambur üstüne başka bir kambur. Hakkın hatırı alidir, hiç bir hatıra feda edilmez. Buda böyle biline.