Birkaç gün önce bir hastamı M.Akif İNAN hastanemize götürdüm. Belinde bir problem vardı. Bundan iki ay evvel sırt üstü düşmesi sonucu ağrıları vardı. Hemen bir film çekildi. Kırık falan görünmüyordu. Sonra artan ağrılar sebebiyle aynı hastanede MR Filmi çekildi belinde bir kırık tespit edildi.
Genç bir doktor muayene etti. Yapılan tetkikler sonucu mutlaka ameliyat olması gerekiyordu. Beyin cerrahi uzmanı Yavuz Selim ERKOÇ çok başarılı bir ameliyat gerçekleştirdi. Ancak ameliyattan sonra solunumda bir problem oldu. Bir gün yoğun bakıma aldıktan sonra hasta normale döndü.
Doktor Yavuz Selim ERKOÇ kalp ve gögüs uzmanlarından gerekli bilgileri aldıktan sonra ameliyat yapmıştı. Her şey normal iken ameliyat sonrası bir anormallik doktoru biraz telaşlandırdı. Hastamız daha evvel elektrik çarpması, ve beyin kanaması geçirmesi sebebiyle şüphesiz ki normal bir hasta değildi. Doktorun tedirginliğini görünce rahat olmasını söyledim. Daha evvel hastamızın normal olmadığını biliyorduk deyince doktor rahatladı. Yaptığım araştırmada bu doktorun çok ehliyetli biri olduğunu anlamıştım.
Şüphesiz ki bu hastanemiz de tek kişilik odalar sadece kalp ameliyatı geçirenler için yoğun bakıma alınmak üzere ayrılmıştı. İki veya üç kişilik odalarda hastaları tedavi etmekten başka imkân mevcut değildi. Çünkü bu hastane günümüz şartlarına göre yapılmamıştı.
Bazı odalarda musluk ve sifon çalışmıyordu. Hastane yetkilileri durumun vahametinden haberdardı. Çünkü bazı insanlarımız muslukları kırıyor, hatta klozeti kullanmayı bile bilmiyorlardı.
Hastamız bayan olduğundan yanında bir başka bayan hasta yatıyordu. Akşam olunca en yedi veya on sekiz yaşlarında bir erkek hastamızın odasında yatan bayanın oğlu olduğunu ve annesine yardım etmek için kalacağını söyledi. Durumu nöbetçi hemşireye bildirdim. Böyle bir durum da hastamı götürmek zorunda kalacağımı bildirdim. Tatsız bazı münakaşalar olunca o genç oradan ayrılmak zorunda kaldı. Hastamızın çektiği ızdırap yetmezmiş gibi böylesine olumsuz bir hadise yaşadım. Hastane yetkililerinin bu tür olaylara meydan vermemesi için ilgilileri bilgilendirdim.
Bir Suriyeli iki haftaya yakın bir zamandan beri hastanede yiyip içip yatıyordu. Ameliyat olan hastaneler birkaç günde taburcu olurken bu durumu bildirmek üzere Başhekimle görüşmek istedim. Ayrıca yer yokluğundan bazı hastaların geri çevrildiğini öğrendim. Başhekim ameliyatta olduğundan görüşemedim. Hastane idaresinin bu tür olayları dikkatle takip etmesi gerektiğini bazı yetkililere bildirdim.
Salonda bir genç iki yaşlı başlı hekimle tartışıyordu. Kulak misafiri oldum. Genç her iki hekime kendilerinde tepeden bakıldığını söylüyordu. Devreye girdim Genç kardeşim benim de burada yatan hastam var, doktorlarımız büyük bir özveri ile çalışıyorlar deyince münakaşayı kesti ve çekip gitti.
Hastanenin misafirhanesi olduğu halde orada yatmayıp hastane önünde yataklarını serenlere ne demeli.
Urfa ya gelen doktorların uzun süre burada kalmaları için hasta sahiplerinin dikkat etmesi lazım. Doktor da nihayetinde insandır Haksız suçlamalar onların aşk, şevk ve çalışma direncini kırar. Kaybeden başta hastalarımız ve bizler oluruz.
Uzman Dr. Yavuz Selim ERKOÇ”un gerek bize ve gerekse diğer hastalara yapmış olduğu başarılı ameliyatlarından dolayı tebrik ediyor başarılarının devamını Allahtan niyaz ediyorum.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Abdulkadir İKBAL
Beş Yüz Yataklı Hastanemiz
Birkaç gün önce bir hastamı M.Akif İNAN hastanemize götürdüm. Belinde bir problem vardı. Bundan iki ay evvel sırt üstü düşmesi sonucu ağrıları vardı. Hemen bir film çekildi. Kırık falan görünmüyordu. Sonra artan ağrılar sebebiyle aynı hastanede MR Filmi çekildi belinde bir kırık tespit edildi.
Genç bir doktor muayene etti. Yapılan tetkikler sonucu mutlaka ameliyat olması gerekiyordu. Beyin cerrahi uzmanı Yavuz Selim ERKOÇ çok başarılı bir ameliyat gerçekleştirdi. Ancak ameliyattan sonra solunumda bir problem oldu. Bir gün yoğun bakıma aldıktan sonra hasta normale döndü.
Doktor Yavuz Selim ERKOÇ kalp ve gögüs uzmanlarından gerekli bilgileri aldıktan sonra ameliyat yapmıştı. Her şey normal iken ameliyat sonrası bir anormallik doktoru biraz telaşlandırdı. Hastamız daha evvel elektrik çarpması, ve beyin kanaması geçirmesi sebebiyle şüphesiz ki normal bir hasta değildi. Doktorun tedirginliğini görünce rahat olmasını söyledim. Daha evvel hastamızın normal olmadığını biliyorduk deyince doktor rahatladı. Yaptığım araştırmada bu doktorun çok ehliyetli biri olduğunu anlamıştım.
Şüphesiz ki bu hastanemiz de tek kişilik odalar sadece kalp ameliyatı geçirenler için yoğun bakıma alınmak üzere ayrılmıştı. İki veya üç kişilik odalarda hastaları tedavi etmekten başka imkân mevcut değildi. Çünkü bu hastane günümüz şartlarına göre yapılmamıştı.
Bazı odalarda musluk ve sifon çalışmıyordu. Hastane yetkilileri durumun vahametinden haberdardı. Çünkü bazı insanlarımız muslukları kırıyor, hatta klozeti kullanmayı bile bilmiyorlardı.
Hastamız bayan olduğundan yanında bir başka bayan hasta yatıyordu. Akşam olunca en yedi veya on sekiz yaşlarında bir erkek hastamızın odasında yatan bayanın oğlu olduğunu ve annesine yardım etmek için kalacağını söyledi. Durumu nöbetçi hemşireye bildirdim. Böyle bir durum da hastamı götürmek zorunda kalacağımı bildirdim. Tatsız bazı münakaşalar olunca o genç oradan ayrılmak zorunda kaldı. Hastamızın çektiği ızdırap yetmezmiş gibi böylesine olumsuz bir hadise yaşadım. Hastane yetkililerinin bu tür olaylara meydan vermemesi için ilgilileri bilgilendirdim.
Bir Suriyeli iki haftaya yakın bir zamandan beri hastanede yiyip içip yatıyordu. Ameliyat olan hastaneler birkaç günde taburcu olurken bu durumu bildirmek üzere Başhekimle görüşmek istedim. Ayrıca yer yokluğundan bazı hastaların geri çevrildiğini öğrendim. Başhekim ameliyatta olduğundan görüşemedim. Hastane idaresinin bu tür olayları dikkatle takip etmesi gerektiğini bazı yetkililere bildirdim.
Salonda bir genç iki yaşlı başlı hekimle tartışıyordu. Kulak misafiri oldum. Genç her iki hekime kendilerinde tepeden bakıldığını söylüyordu. Devreye girdim Genç kardeşim benim de burada yatan hastam var, doktorlarımız büyük bir özveri ile çalışıyorlar deyince münakaşayı kesti ve çekip gitti.
Hastanenin misafirhanesi olduğu halde orada yatmayıp hastane önünde yataklarını serenlere ne demeli.
Urfa ya gelen doktorların uzun süre burada kalmaları için hasta sahiplerinin dikkat etmesi lazım. Doktor da nihayetinde insandır Haksız suçlamalar onların aşk, şevk ve çalışma direncini kırar. Kaybeden başta hastalarımız ve bizler oluruz.
Uzman Dr. Yavuz Selim ERKOÇ”un gerek bize ve gerekse diğer hastalara yapmış olduğu başarılı ameliyatlarından dolayı tebrik ediyor başarılarının devamını Allahtan niyaz ediyorum.