Geçen Cumartesi günü Milli Parklar Müdürümüz sayın Fehmi Yüksel tarafından tertip edilen Tek tek dağlarındaki yürüyüşe katılmak üzere yapılan davetiyeye iştirak ettim. Bu dağlar Milli park statüsüne alınmış olduğundan aynı zamanda korunması gereken devasa bir alandır artık,
Yazar arkadaşlardan Mehmet Göncü, Misbah Hicri Remzi Kara ve Musa Kaldı ve Salih Bencik ile birlikteydik. Zaman zaman bir araya gelip bu dağlar hakkında bilinmeyen yanlarını konuştuk.
Bu dağlara dıştan bakınca etraftaki coğrafyadan farklı bir şey görünmüyor. Urfa’nın kırk km. doğusunda ağaç ve yeşilliği olmayan tepelerin güneye doğru uzandığı kıraç bir bölge. Bu alanda nasıl bir sürprizle karşılaşacağını bilmiyorsunuz. Milli Park olarak düzenlenmiş yere geldiğimizde karşımızda adeta Toros dağlarını andıran muhteşem bir manzara karşınıza çıkıyor. Tek tek dağları öylesine saklı bir yerde gizlenmiş ki doğuya doğru gittiğinizde sizleri hayrette bırakan bir manzara ile karşılaşıyorsunuz. .
Patika yoldan bu dağlara doğru tek başıma ilerlemeye başladım İki Km. kadar yaya yürüdüm. Sağlı sollu birbirine bakar gibi dizilmiş dağların vadisinde ilerledim. Tek kelime ile muhteşem. Envai türlü sarı kırmızı ağırlıklı olarak başka çiçeklerle birlikte bu dağları süslemiş. Kuş sesleri birbirine karışıyor. Bir orkestra kurulmuş gibi kendinizi bir başka alemde buluyorsunuz. . Huzurun sanki zirvesindesiniz. Şehrin kalabalıklarını ve karmaşasını geride bırakıp yemyeşil vadi ve gökyüzü bir başka güzellikle maviliği karşınıza çıkıyor.
Bir yaz sabahı burada yapacağınız bir yürüyüş sizi mutlaka çok farklı bir dünyaya götürecektir. Urfa gibi bir yerde Toros dağlarını andıran dağların var olduğunu kime söyleseniz dudak bükecek bunun bir belki abartı olduğunu söyleyecektir. Yürüyüş esnasında vadi gittikçe derinleşiyor ve karşınıza çıkan dağlar daha da gökyüzüne doğru yükseliyor.
Tek tek dağlarında çok sayıda ağaç var. Bu ağaçlar dağların zirvesinde bile hayat bulmuş.
Böylesine bir güzelliği anlatmak için bu dağlarda epey zaman geçirmek gerekiyor. Tek tek dağlarında vadide oturan birkaç gençle . sohbet ettim bu dağlara yakın yerlerde oturuyorlarmış. Avcıların bir çok hayvanı zevk için öldürdüğünü söylüyorlardı. Daha bir müddet evvel beş kurt öldürülmüş. Büyük yılanlara rastladıklarını söylediler. Kirpi oku denilen hayvanlarda varmış buralarda.
Tek tek dağları henüz işi bilen bir ekip tarafından ortaya konulmadı. Hangi hayvanların yaşadığı ve bitki örtüsü hakkında fazla bilgimiz yok. Sağdan soldan kulaklarımıza gelen bilgilerle yetiniyoruz. Aslında bu bölgede bilgi elde etmek için kapsamlı bir çalışma yapmak gerekiyor.
Altmış kilometre civarında 28.000 hektar alana sahip en yüksek dağı 820 metre olan bu alanı korumak o kadarda hiçte kolay değil . Devasa projeleri hayata geçirmek için belki yüzlerce personele ihtiyaç olduğu ifade ediliyor.
Bu hususta bu alanın milli park olmasını talep eden Mehmet Göncü ağabeyimiz bir makale ile bunu dile getirdi ve ilk ışığı yaktı. Bildiğim kadarıyla Urfa vakfıda devreye girdi ve siyasilere durumu izah edip bu alanın milli park olması iç in öneride bulundular. Hemşehrimiz milli parklar müdürü Fehmi Yükselinde çalışmaları bu güzel alanın meydana gelmesini sağladı.. Çünkü buradaki bütün işçiliği i onun yapması gerekiyordu. Emeği geçen her kese teşekkür ederken, bu devasa alanın korunması için civarda yerleşmiş bulunan köylü kardeşlerimize de çok büyük görevler düşüyor esas bu alanın koruyucusu onlardır. O zaman tek tek dağlarının muhteşem coğrafyası daha iyi korunmuş olacaktır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Abdulkadir İKBAL
Tek teklere anlamlı bir seyahat
Geçen Cumartesi günü Milli Parklar Müdürümüz sayın Fehmi Yüksel tarafından tertip edilen Tek tek dağlarındaki yürüyüşe katılmak üzere yapılan davetiyeye iştirak ettim. Bu dağlar Milli park statüsüne alınmış olduğundan aynı zamanda korunması gereken devasa bir alandır artık,
Yazar arkadaşlardan Mehmet Göncü, Misbah Hicri Remzi Kara ve Musa Kaldı ve Salih Bencik ile birlikteydik. Zaman zaman bir araya gelip bu dağlar hakkında bilinmeyen yanlarını konuştuk.
Bu dağlara dıştan bakınca etraftaki coğrafyadan farklı bir şey görünmüyor. Urfa’nın kırk km. doğusunda ağaç ve yeşilliği olmayan tepelerin güneye doğru uzandığı kıraç bir bölge. Bu alanda nasıl bir sürprizle karşılaşacağını bilmiyorsunuz. Milli Park olarak düzenlenmiş yere geldiğimizde karşımızda adeta Toros dağlarını andıran muhteşem bir manzara karşınıza çıkıyor. Tek tek dağları öylesine saklı bir yerde gizlenmiş ki doğuya doğru gittiğinizde sizleri hayrette bırakan bir manzara ile karşılaşıyorsunuz. .
Patika yoldan bu dağlara doğru tek başıma ilerlemeye başladım İki Km. kadar yaya yürüdüm. Sağlı sollu birbirine bakar gibi dizilmiş dağların vadisinde ilerledim. Tek kelime ile muhteşem. Envai türlü sarı kırmızı ağırlıklı olarak başka çiçeklerle birlikte bu dağları süslemiş. Kuş sesleri birbirine karışıyor. Bir orkestra kurulmuş gibi kendinizi bir başka alemde buluyorsunuz. . Huzurun sanki zirvesindesiniz. Şehrin kalabalıklarını ve karmaşasını geride bırakıp yemyeşil vadi ve gökyüzü bir başka güzellikle maviliği karşınıza çıkıyor.
Bir yaz sabahı burada yapacağınız bir yürüyüş sizi mutlaka çok farklı bir dünyaya götürecektir. Urfa gibi bir yerde Toros dağlarını andıran dağların var olduğunu kime söyleseniz dudak bükecek bunun bir belki abartı olduğunu söyleyecektir. Yürüyüş esnasında vadi gittikçe derinleşiyor ve karşınıza çıkan dağlar daha da gökyüzüne doğru yükseliyor.
Tek tek dağlarında çok sayıda ağaç var. Bu ağaçlar dağların zirvesinde bile hayat bulmuş.
Böylesine bir güzelliği anlatmak için bu dağlarda epey zaman geçirmek gerekiyor. Tek tek dağlarında vadide oturan birkaç gençle . sohbet ettim bu dağlara yakın yerlerde oturuyorlarmış. Avcıların bir çok hayvanı zevk için öldürdüğünü söylüyorlardı. Daha bir müddet evvel beş kurt öldürülmüş. Büyük yılanlara rastladıklarını söylediler. Kirpi oku denilen hayvanlarda varmış buralarda.
Tek tek dağları henüz işi bilen bir ekip tarafından ortaya konulmadı. Hangi hayvanların yaşadığı ve bitki örtüsü hakkında fazla bilgimiz yok. Sağdan soldan kulaklarımıza gelen bilgilerle yetiniyoruz. Aslında bu bölgede bilgi elde etmek için kapsamlı bir çalışma yapmak gerekiyor.
Altmış kilometre civarında 28.000 hektar alana sahip en yüksek dağı 820 metre olan bu alanı korumak o kadarda hiçte kolay değil . Devasa projeleri hayata geçirmek için belki yüzlerce personele ihtiyaç olduğu ifade ediliyor.
Bu hususta bu alanın milli park olmasını talep eden Mehmet Göncü ağabeyimiz bir makale ile bunu dile getirdi ve ilk ışığı yaktı. Bildiğim kadarıyla Urfa vakfıda devreye girdi ve siyasilere durumu izah edip bu alanın milli park olması iç in öneride bulundular. Hemşehrimiz milli parklar müdürü Fehmi Yükselinde çalışmaları bu güzel alanın meydana gelmesini sağladı.. Çünkü buradaki bütün işçiliği i onun yapması gerekiyordu. Emeği geçen her kese teşekkür ederken, bu devasa alanın korunması için civarda yerleşmiş bulunan köylü kardeşlerimize de çok büyük görevler düşüyor esas bu alanın koruyucusu onlardır. O zaman tek tek dağlarının muhteşem coğrafyası daha iyi korunmuş olacaktır.