Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

                         Suruç  ovasını kaybediyoruz

Yazının Giriş Tarihi:
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.10.2024 12:06

 

       

       Osmanlı devleti kurulmazdan  150  yıl kadar  evvel  Makamat  kitabının yazarı Hariri o tarihlerde Suruç’u dünyanın bir cenneti olarak tarif etmekteydi. Akarsuları, ,bağ ve bahçeleri, baharın gelmesiyle etrafta hayat bulmuş rengarenk çiçekleri, atları  o tarihte bile dillere destan olmuştu. Hariri bir istila yüzünden Suruç’u terk etmiş ve Basra’ya  doğru yola çıkmıştı. “Keşke Suruçta  ölseydim de Suruç’tan ayrılmasaydım”  diyerek Suruç’un  ne kadar harika bir yer olduğunu bu misalle anlatmaya çalışmıştı. Hariri bu kitabında Suruç kültürü ile muhteşem bir eser ortaya koymuş ve eski medreselerde bu kitap ders kitabı olarak ta okutulmuş ve hatta batı dünyasında da  büyük yankılar meydana getirmişti.

            Acizane doğup büyüdüğüm Suruç’u   “yaşadığım bir Suruç v ardı” kitabını yazdım.   Ancak bu bilgileri   daha da  zengin bir hale getirip  Sayın yazar Mehmet Kurtoğlu ve Abdurrezak Elçi ile birlikte “Mazideki Suruç kitabını yayınladık.

           Suruç  gerek tarihi, gerek kültürü ve gerekse iktisadi hayatın canlılığı  nedeniyle Urfa’nın parlayan bir   yıldızı  ve  aynı zamanda Urfa sanayisinin de  lokomotifi haline gelmiştir.

           Suruç benimde yaşadığım çocukluk ve gençlik yıllarında Haririnin bahsettiği harikalarla çevrelenmişti. Akarsuları,  gölleri , bağ ve bahçeleri tıpkı masallardaki gibiydi. Urfa’nın  o tarihler de   sebze ve meyve ihtiyacı  Suruç ve  Cülap  (Akziyaret nahiyesi)  bölgesinden karşılanırdı.

          Ülkemizde göç  çoğunlukla  doğudan batıya olur. Amma Suruç’ta 1970 li  yıllara  kadar  bunun tam tersi  olmuştur. Başta Antep olmak üzere Kilis, Nizip, Birecik’ten bazı insanlar Suruç’a gelerek ticaret yapmak üzere yerleşmişlerdir. Hatta Suruç’ta  Antep  mahallesi bile  vardır.

          Ne acı bir gerçektir ki   1970 lı  yıllardan itibaren adeta Suruç’un adeta altı oyuldu. Motorlarla yeraltından çekilen  sularla Suruç ovası sulanmaya başlandı. Bir iki metreden çıkan sular 300  metreye kadar aşağı inmişti. Suruç ovası bütün özelliğini kaybetmiş çorak bar araziye dönüşmüştü.

            GAp’ın devreye girmesiyle Suruç  tekrar canlanmış  oldu .Şimdi Suruç ovası tamamen  yeşile bürünmüş gibi görünse de,  bazı çiftçiler su borularını kırarak damlama  yerine  eski yöntemle sulama yaptıklarından  nerede ise bazı yerlerden  eskiden olduğu gibi  yarım metreden su çıkmaya başladı. Bu yanlış sulamadan  dolayı  o verimli  arazilerini  tekrar   kaybedebiliriz,  Zaman zaman yetkililer bu tehlikeye dikkat çekiyorlarsa da aldırış eden  y ok.  Nimetin  kıymeti bilinmezse nimeti  kaybedebiliriz.

           Bundan birkaç yıl evvel  su olmaması sebebiyle kuraklık Suruç’ta had safhada idi. Yağmurların yeterli olmadığı yılla da hayat  çiftçiler için  büyük bir kabusa dönüşüyordu. Suruçlular en verimli araziye sahibi  oldukları  halde  bazıları ırgat  olarak aileleriyle birlikte başka yerlere göç etmek mecburiyetinde kalıyorlardı.

           Ayrıca birinci sınıf  arazileri imara açmak  büyük bir tehlikedir. Bu yanlışın bedeli toprak kaybı nedeniyle  gelecek nesiller için çok ağır  olacaktır.  Suruç’un her yanı birinci sınıf tarım arazisi olduğundan  Tokinin  acilen  devreye  girip Suruç’a yakın verimsiz araziler üzerinde yeni yerleşim yerleri yapması kaçınılmazdır.

            Suruç  ovasında  yapılan bilinçsiz sulamanın  sebebiyet  vereceği  felaketleri önlemek için  yetkililer ciddi  çareler  üretmekle mükelleftirler.    .

  Geçmişte bağırıyorduk  yazıp çiziyorduk  Suruç’a suyun gelmesi için.  Suruç’a suyun geç gelmesini biraz da yadırgamıştık. . Çünkü Harran  ovasında  salma,  Suruçta ise  damlama sistemi devreye girdi. Ancak bu harika sistemi su borularını kırarak  ,  damlamayı,  salmaya çevirenlere  ne diyelim, öylesine şaşkınım ki tarif edemem.. Çünkü geçmiş yazılarımızda Suruçlu   hemşerilerimizin bilinçli çiftçilik yaptıklarını  güya anlattığımızı zan etmiştik.

          Başta Suruç Milletvekili İbrahim Halil Yıldız  olmak üzere  tüm siyasilerimiz, Sayın Valimiz  Abdullah Erin ve Suruç Kaymakamı sayın Ferhat Sinanoğlu nun   bu hususta daha sık bir şekilde  el ele vermesi elzemdir. Ayrıca Suruç ‘lu  çiftçilere sulama hususunda uzmanlar tarafından  seminerlerin verilmesi  faydalı olacaktır.

                                                                           Abdulkadir İkbal

          

           

        

      

 

 

     

 

 

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.