Geçen hafta Harran Üniversitesi Rektörü sayın Ramazan Taşaltın’ın davetine icabet eden bazı basın mensupları ile birlikte son derece samimi bir sohbet oldu ve hem de Üniversite de neler olup bittiği hakkında değerlendirmeler yapıldı.
Urfa basınında çok az yer alan Üniversitenin bu haliyle yalnız kalması ve başarıların çok az duyulması gerçekten büyük bir eksiklik.
Son yıllarda Üniversitemizde büyük bir gelişme var. Onun içindir ki Üniversiteyi dikkatle takip etmek gerekiyor.
Üniversitelerin hem ülkelerin hem de bölgelerin lokomotifidir. İlimle ülkeler kalkınır ve kaliteli insanlar yetişir. Üniversitelerde ne kadar kaliteli bir eğitim yapılırsa, bu başarı hem devletin ve hem de toplumun yükselmesine vesile olur. İlimsiz bir hayat kurumuş ağaç veya çorak bir arazi gibidir.
Üniversitedeki huzurda çok önemlidir. Huzurunu kaybetmiş bir üniversitede ilim adamları kolay kolay durmaz ve yetişmez. Geçmişte bunları yaşadık ve hep zarar gördük. Çünkü Üniversiteler de ideolojik bir yapı vardı. Başörtülü kızlarımızın ne hale geldiğini ve hatta bazılarının ülkeyi terk etmek zorunda kaldığını biliyoruz.
Aynı zamanda üniversitelerdeki ideolojik yapı onları asıl gayesinden uzaklaştırdı, seviyeyi düşürdü ve adeta yüksekokul haline getirdi.
Ne bir Amerikalı, Avrupalı ve ne de bir Japon ve daha başkaları bizden daha akıllı değildir. Allah herkese akıl vermiştir. Önemli olan o aklı istenilen seviyede ve yerde çalıştırmak ve istihdam etmektir. Üniversitedeki mesai memurların mesaisi gibi olmamalıdır. İlim adamları geceli gündüzlü çalışma yaparak ülkenin ve insanlığın kalkınmasına hizmet etmelidir.
Üniversitenin idari sistemi yanlışın üzerine kurulmuştur. Başta Rektörlük olmak üzere tüm idari birimlerin yapılanması bazı ülkeler de olduğu gibi bu yerlere yetişmiş idareciler görevlendirilmelidir. Üniversitenin yönetimi, bürokrasi, inşaat, ihale, personel in terfi ve tayinleri ve hatta mutfakta neler olup bittiği hakkında onları istihdam edip sorumlu tutmak onları harcamaktır. ilim adamlarına vurulmuş büyük bir darbedir
Başta halkımız, siyasiler, basın mensupları üniversiteye ne kadar daha çok sahip çıkabilirse, kısa zamanda daha büyük başarılar elde edilebilir. Şu anda Üniversitemiz geçmişe göre çok daha güzel ve doğru bir yoldadır. Son zamanlarda elde edilen başarılar bunun en açık kanıtıdır. Mevcutla iktifa dün himmetliktir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Abdulkadir İKBAL
Gözden Irak Üniversitemiz
Geçen hafta Harran Üniversitesi Rektörü sayın Ramazan Taşaltın’ın davetine icabet eden bazı basın mensupları ile birlikte son derece samimi bir sohbet oldu ve hem de Üniversite de neler olup bittiği hakkında değerlendirmeler yapıldı.
Urfa basınında çok az yer alan Üniversitenin bu haliyle yalnız kalması ve başarıların çok az duyulması gerçekten büyük bir eksiklik.
Son yıllarda Üniversitemizde büyük bir gelişme var. Onun içindir ki Üniversiteyi dikkatle takip etmek gerekiyor.
Üniversitelerin hem ülkelerin hem de bölgelerin lokomotifidir. İlimle ülkeler kalkınır ve kaliteli insanlar yetişir. Üniversitelerde ne kadar kaliteli bir eğitim yapılırsa, bu başarı hem devletin ve hem de toplumun yükselmesine vesile olur. İlimsiz bir hayat kurumuş ağaç veya çorak bir arazi gibidir.
Üniversitedeki huzurda çok önemlidir. Huzurunu kaybetmiş bir üniversitede ilim adamları kolay kolay durmaz ve yetişmez. Geçmişte bunları yaşadık ve hep zarar gördük. Çünkü Üniversiteler de ideolojik bir yapı vardı. Başörtülü kızlarımızın ne hale geldiğini ve hatta bazılarının ülkeyi terk etmek zorunda kaldığını biliyoruz.
Aynı zamanda üniversitelerdeki ideolojik yapı onları asıl gayesinden uzaklaştırdı, seviyeyi düşürdü ve adeta yüksekokul haline getirdi.
Ne bir Amerikalı, Avrupalı ve ne de bir Japon ve daha başkaları bizden daha akıllı değildir. Allah herkese akıl vermiştir. Önemli olan o aklı istenilen seviyede ve yerde çalıştırmak ve istihdam etmektir. Üniversitedeki mesai memurların mesaisi gibi olmamalıdır. İlim adamları geceli gündüzlü çalışma yaparak ülkenin ve insanlığın kalkınmasına hizmet etmelidir.
Üniversitenin idari sistemi yanlışın üzerine kurulmuştur. Başta Rektörlük olmak üzere tüm idari birimlerin yapılanması bazı ülkeler de olduğu gibi bu yerlere yetişmiş idareciler görevlendirilmelidir. Üniversitenin yönetimi, bürokrasi, inşaat, ihale, personel in terfi ve tayinleri ve hatta mutfakta neler olup bittiği hakkında onları istihdam edip sorumlu tutmak onları harcamaktır. ilim adamlarına vurulmuş büyük bir darbedir
Başta halkımız, siyasiler, basın mensupları üniversiteye ne kadar daha çok sahip çıkabilirse, kısa zamanda daha büyük başarılar elde edilebilir. Şu anda Üniversitemiz geçmişe göre çok daha güzel ve doğru bir yoldadır. Son zamanlarda elde edilen başarılar bunun en açık kanıtıdır. Mevcutla iktifa dün himmetliktir.