DEVA Partili Hasan Karal, Türkiye’yi vuran zirai donun sadece iklim koşullarından değil, yıllardır ihmal edilen tarım politikalarından kaynaklandığını belirtti. "Çiftçi kaderine terk edildi, önleyici sistemler yok" diyerek acil önlem çağrısı yaptı.
Haber Giriş Tarihi: 14.04.2025 10:56
Haber Güncellenme Tarihi: 14.04.2025 11:20
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.sanliurfaolay.com/
"Sahada Olmak Yetmez, Kalıcı Çözümler Gerekiyor"
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın don sonrası sahaya inmesini olumlu bir adım olarak değerlendiren Karal, ancak sorunun sadece “geçmiş olsun” mesajları ve hasar tespit raporlarıyla çözülemeyeceğini dile getirdi.
"Don Tehdidine Karşı Hâlâ Kırılganız"
Tarımın artık sadece sonuçlara tepki verilen bir alan olmaktan çıkarılması gerektiğini vurgulayan Karal, “Asıl mesele soğuk değil; soğuğa karşı hazırlıksız olmaktır. Hâlâ etkin çalışan bir erken uyarı sistemi, detaylı bölgesel don risk haritaları ve çiftçiye yönelik dijital meteorolojik bilgilendirme altyapısı oluşturulmuş değil. Tarımı hava şartlarına emanet edemeyiz. Bu sistemlerin eksikliği, üreticiyi her yıl doğanın insafına bırakmaktır,” ifadelerini kullandı.
"Gıda Güvenliği İçin Acil Yatırım Gerekli"
Karal, ayrıca don olaylarına karşı alınabilecek fiziksel önlemler konusunda kamu desteklerinin artırılması gerektiğine dikkat çekti. “Rüzgar türbinleri, sisleme sistemleri ve seralarda kullanılan ısıtma cihazları gibi ekipmanların yaygınlaşmasını sağlayacak hibeler ve uygun krediler ivedilikle devreye sokulmalıdır. Bu, sadece teknolojik bir adım değil; aynı zamanda ulusal gıda güvenliğine yapılan yatırımdır,” şeklinde konuştu.
"Çiftçiye Sadece ‘Geçmiş Olsun’ Değil, ‘Yanındayım’ Denmeli"
TARSİM’in küçük ve orta ölçekli üreticiler için işlevselliğini yitirdiğini ifade eden Karal, sistemin afet sonrası çiftçiye destek sağlayan bir yapıdan uzaklaştığını belirtti. Karmaşık, erişilmesi zor ve yavaş işleyen bir sistem haline geldiğini söyleyen Karal, şu önerilerde bulundu:
“TARSİM primlerinin devlet tarafından karşılanması, tazminat süreçlerinin hızlandırılması ve çiftçilere kolay erişim sağlanması elzemdir. Don olayından etkilenen üreticilerin kredi borçları faizsiz ertelenmeli, gelir kaybına uğrayanlara nakit destek sunulmalıdır. Çiftçiye sadece ‘geçmiş olsun’ denmemeli; ‘seni destekliyorum’ mesajı da verilmelidir. Bu sadece insani bir ihtiyaç değil, aynı zamanda ekonomik bir gerekliliktir.”
"Tarımda Kriz Yönetimi Değil, Gelecek Odaklı Strateji Şart"
Karal, açıklamasının sonunda şu uyarıda bulundu: “Tarımda günü kurtarmaya değil, uzun vadeli çözümlere yönelmeliyiz. Planlı üretim anlayışı, iklim farkındalığı, güçlü destek sistemleri ve üreticiyi merkeze alan bir tarım politikası olmadan her don, her sel, her dolu felaketi bizi aynı noktaya getirir. Afet anında müdahale ile sınırlı kalamayız. Tarım, geleceği öngören ve hazırlıklı bir yaklaşımla yönetilmelidir.”
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Hasan Karal: Don Felaketi Tarımda İhmalin Sonucu
DEVA Partili Hasan Karal, Türkiye’yi vuran zirai donun sadece iklim koşullarından değil, yıllardır ihmal edilen tarım politikalarından kaynaklandığını belirtti. "Çiftçi kaderine terk edildi, önleyici sistemler yok" diyerek acil önlem çağrısı yaptı.
"Sahada Olmak Yetmez, Kalıcı Çözümler Gerekiyor"
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın don sonrası sahaya inmesini olumlu bir adım olarak değerlendiren Karal, ancak sorunun sadece “geçmiş olsun” mesajları ve hasar tespit raporlarıyla çözülemeyeceğini dile getirdi.
"Don Tehdidine Karşı Hâlâ Kırılganız"
Tarımın artık sadece sonuçlara tepki verilen bir alan olmaktan çıkarılması gerektiğini vurgulayan Karal, “Asıl mesele soğuk değil; soğuğa karşı hazırlıksız olmaktır. Hâlâ etkin çalışan bir erken uyarı sistemi, detaylı bölgesel don risk haritaları ve çiftçiye yönelik dijital meteorolojik bilgilendirme altyapısı oluşturulmuş değil. Tarımı hava şartlarına emanet edemeyiz. Bu sistemlerin eksikliği, üreticiyi her yıl doğanın insafına bırakmaktır,” ifadelerini kullandı.
"Gıda Güvenliği İçin Acil Yatırım Gerekli"
Karal, ayrıca don olaylarına karşı alınabilecek fiziksel önlemler konusunda kamu desteklerinin artırılması gerektiğine dikkat çekti. “Rüzgar türbinleri, sisleme sistemleri ve seralarda kullanılan ısıtma cihazları gibi ekipmanların yaygınlaşmasını sağlayacak hibeler ve uygun krediler ivedilikle devreye sokulmalıdır. Bu, sadece teknolojik bir adım değil; aynı zamanda ulusal gıda güvenliğine yapılan yatırımdır,” şeklinde konuştu.
"Çiftçiye Sadece ‘Geçmiş Olsun’ Değil, ‘Yanındayım’ Denmeli"
TARSİM’in küçük ve orta ölçekli üreticiler için işlevselliğini yitirdiğini ifade eden Karal, sistemin afet sonrası çiftçiye destek sağlayan bir yapıdan uzaklaştığını belirtti. Karmaşık, erişilmesi zor ve yavaş işleyen bir sistem haline geldiğini söyleyen Karal, şu önerilerde bulundu:
“TARSİM primlerinin devlet tarafından karşılanması, tazminat süreçlerinin hızlandırılması ve çiftçilere kolay erişim sağlanması elzemdir. Don olayından etkilenen üreticilerin kredi borçları faizsiz ertelenmeli, gelir kaybına uğrayanlara nakit destek sunulmalıdır. Çiftçiye sadece ‘geçmiş olsun’ denmemeli; ‘seni destekliyorum’ mesajı da verilmelidir. Bu sadece insani bir ihtiyaç değil, aynı zamanda ekonomik bir gerekliliktir.”
"Tarımda Kriz Yönetimi Değil, Gelecek Odaklı Strateji Şart"
Karal, açıklamasının sonunda şu uyarıda bulundu: “Tarımda günü kurtarmaya değil, uzun vadeli çözümlere yönelmeliyiz. Planlı üretim anlayışı, iklim farkındalığı, güçlü destek sistemleri ve üreticiyi merkeze alan bir tarım politikası olmadan her don, her sel, her dolu felaketi bizi aynı noktaya getirir. Afet anında müdahale ile sınırlı kalamayız. Tarım, geleceği öngören ve hazırlıklı bir yaklaşımla yönetilmelidir.”
En Çok Okunan Haberler