Harran üniversitesi'nde anne sütünün mucizesi anlatıldı
Harran üniversitesi'nde anne sütünün mucizesi anlatıldı
Harran Üniversitesi Hastanesi’nde 1-7 Ekim” Emzirme Haftası” nedeniyle farkındalık etkinliği düzenlendi. Etkinlik kapsamında hastane girişinde stant açılırken vatandaşlar bilgilendirildi.
Haber Giriş Tarihi: 07.10.2024 13:06
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.1970 02:00
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.sanliurfaolay.com/
1 – 7 Ekim Emzirme Haftası nedeniyle Harran Üniversitesi Hastanesinde “Sağlıklı Anne, Sağlıklı Bebek, Sağlıklı Gelecek için Bebeğinizi Her İstediğinde emzirin” sloganıyla stant açıldı ve bilgilendirme yapıldı.
Harran Üniversitesi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı ve Yenidoğan Bilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Ebru Yücesoy Bağdiken, 1-7 Ekim “Emzirme Haftası” nedeniyle yaptığı açıklamada, “Bir toplumun ve onu oluşturan bireylerin sağlıklı olarak yaşamasında, ekonomik ve sosyal gelişiminde, huzurlu bir şekilde ve güvence altında varlığını sürdürebilmesinde yeterli ve dengeli beslenme en başta gelen koşullardan biridir. Son yıllarda anne sütü ve anne sütü ile beslenme konusunda yoğunlaşan çalışmalar anne sütünün eşsiz bir besin olduğunu ve bebek beslenmesindeki yerinin başka hiçbir şekilde doldurulamayacağı gerçeğini ortaya çıkarmıştır” dedi.
Dr. Öğr. Üyesi Bağdiken şunları söyledi:
“Yapılan çalışmalarda; çocukluk çağı ölümlerini emzirmenin tek başına %13, doğru tamamlayıcı beslenme uygulamaları ile birlikte yaklaşık %20 oranında azalttığını ortaya konulmuştur. UNICEF’e göre; anne sütü ile beslenmeyen çocuklarda ölüm oranları anne sütü ile beslenenlere göre 4-6 kat daha fazla olmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre de 5 yaş altı çocuk ölümlerinin %7’ sinden tek başına beslenme yetersizliklerinin sorumlu olduğu bilinmektedir. Bu verilerle birlikte emziren anne oranlarının yükselmesiyle yılda 800 binden fazla yaşamın kurtulacağı belirtilmektedir.
Bir bebeğin ilk 6 ay sadece anne sütüyle beslenmesi, 6. aydan sonra ek gıdalara geçilse bile en az 2 yaşına kadar emzirilmesi önerilmektedir. Anne sütüyle beslenen bebeklerde ishal, zatürre, orta kulak iltihabı, alerjik hastalıklar, daha ileri yaşta ortaya çıkan tip 1 ve tip 2 diyabet, çölyak, iltihabi bağırsak hastalıkları, hipertansiyon, kanser, alerji, astım, şişmanlık ve obezite, multipl skleroz, diş yapısı bozuklukları ve bazı ruhsal hastalıkların daha az görüldüğü bilinmektedir. Ayrıca anne sütüyle beslenen çocukların okul başarılarının daha yüksek olduğu da bilinmektedir. Anne sütüyle beslenme bebeğe olduğu kadar, anneye, ülke ve aile ekonomisine de önemli katkılar sunmaktadır.
Beslenme yetersizliklerinin önlenmesi için atılması gereken ilk ve en önemli adım emzirmenin doğumdan sonra en kısa sürede başlatılması, bebeklerin sadece anne sütü ile ilk 6 ay emzirilmesi, 6. ayın ardından uygun ek besinlerle emzirmenin 2 yaş ve sonrasına kadar devam ettirilmesidir. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı tarafından bu amaçla çocuk sağlığının korunması, hastalıkların azaltılması, bebek ve çocuk ölümlerinin önlenmesi için diğer çocuk sağlığı programlarına paralel olarak 1991 yılından itibaren “Anne Sütünün Teşviki ve Bebek Dostu Sağlık Kuruluşları Programı” yürütülmektedir. Bu kapsamda emzirmenin korunması ve desteklenmesi ile programın temelini oluşturan başarılı emzirmede 10 adım stratejisinin tüm sağlık kurum ve kuruluşlarında uygulanması ve devamının sağlanması, ayrıca beslenme bozukluklarının önlemesi yoluyla çocuklarda ölüm ve hastalık oranlarını düşürmek hedeflenmektedir. Sonuç olarak, büyüme ve gelişmenin ideal şartlarda olabilmesi için, anne karnında başlayan ve özellikle kritik pencere olarak adlandırdığımız doğumdan itibaren iki yaşın sonuna kadar devam eden süreçteki emzirme ve anne sütü ile beslenme oldukça önemlidir.”
Bebek Dostu Hastane ünvanına sahip olduklarını ifade eden Harran Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. İdris Kırhan “Emzirme annenin ağırlık kaybını kolaylaştırmaktadır. Anne için doğal bir sakinleştiricidir. Anne ve bebek arasındaki bağı güçlendirerek sevgi dolu bir ilişki sağlamaktadır. Maliyetsizdir, pratiktir, hazırlama gerektirmez. Her zaman steril ve güvenilirdir. Bebeğin sağlığını koruyucu etmenler içermektedir” diye konuştu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Harran üniversitesi'nde anne sütünün mucizesi anlatıldı
Harran Üniversitesi Hastanesi’nde 1-7 Ekim” Emzirme Haftası” nedeniyle farkındalık etkinliği düzenlendi. Etkinlik kapsamında hastane girişinde stant açılırken vatandaşlar bilgilendirildi.
1 – 7 Ekim Emzirme Haftası nedeniyle Harran Üniversitesi Hastanesinde “Sağlıklı Anne, Sağlıklı Bebek, Sağlıklı Gelecek için Bebeğinizi Her İstediğinde emzirin” sloganıyla stant açıldı ve bilgilendirme yapıldı.
Harran Üniversitesi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı ve Yenidoğan Bilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Ebru Yücesoy Bağdiken, 1-7 Ekim “Emzirme Haftası” nedeniyle yaptığı açıklamada, “Bir toplumun ve onu oluşturan bireylerin sağlıklı olarak yaşamasında, ekonomik ve sosyal gelişiminde, huzurlu bir şekilde ve güvence altında varlığını sürdürebilmesinde yeterli ve dengeli beslenme en başta gelen koşullardan biridir. Son yıllarda anne sütü ve anne sütü ile beslenme konusunda yoğunlaşan çalışmalar anne sütünün eşsiz bir besin olduğunu ve bebek beslenmesindeki yerinin başka hiçbir şekilde doldurulamayacağı gerçeğini ortaya çıkarmıştır” dedi.
Dr. Öğr. Üyesi Bağdiken şunları söyledi:
“Yapılan çalışmalarda; çocukluk çağı ölümlerini emzirmenin tek başına %13, doğru tamamlayıcı beslenme uygulamaları ile birlikte yaklaşık %20 oranında azalttığını ortaya konulmuştur. UNICEF’e göre; anne sütü ile beslenmeyen çocuklarda ölüm oranları anne sütü ile beslenenlere göre 4-6 kat daha fazla olmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre de 5 yaş altı çocuk ölümlerinin %7’ sinden tek başına beslenme yetersizliklerinin sorumlu olduğu bilinmektedir. Bu verilerle birlikte emziren anne oranlarının yükselmesiyle yılda 800 binden fazla yaşamın kurtulacağı belirtilmektedir.
Bir bebeğin ilk 6 ay sadece anne sütüyle beslenmesi, 6. aydan sonra ek gıdalara geçilse bile en az 2 yaşına kadar emzirilmesi önerilmektedir. Anne sütüyle beslenen bebeklerde ishal, zatürre, orta kulak iltihabı, alerjik hastalıklar, daha ileri yaşta ortaya çıkan tip 1 ve tip 2 diyabet, çölyak, iltihabi bağırsak hastalıkları, hipertansiyon, kanser, alerji, astım, şişmanlık ve obezite, multipl skleroz, diş yapısı bozuklukları ve bazı ruhsal hastalıkların daha az görüldüğü bilinmektedir. Ayrıca anne sütüyle beslenen çocukların okul başarılarının daha yüksek olduğu da bilinmektedir. Anne sütüyle beslenme bebeğe olduğu kadar, anneye, ülke ve aile ekonomisine de önemli katkılar sunmaktadır.
Beslenme yetersizliklerinin önlenmesi için atılması gereken ilk ve en önemli adım emzirmenin doğumdan sonra en kısa sürede başlatılması, bebeklerin sadece anne sütü ile ilk 6 ay emzirilmesi, 6. ayın ardından uygun ek besinlerle emzirmenin 2 yaş ve sonrasına kadar devam ettirilmesidir. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı tarafından bu amaçla çocuk sağlığının korunması, hastalıkların azaltılması, bebek ve çocuk ölümlerinin önlenmesi için diğer çocuk sağlığı programlarına paralel olarak 1991 yılından itibaren “Anne Sütünün Teşviki ve Bebek Dostu Sağlık Kuruluşları Programı” yürütülmektedir. Bu kapsamda emzirmenin korunması ve desteklenmesi ile programın temelini oluşturan başarılı emzirmede 10 adım stratejisinin tüm sağlık kurum ve kuruluşlarında uygulanması ve devamının sağlanması, ayrıca beslenme bozukluklarının önlemesi yoluyla çocuklarda ölüm ve hastalık oranlarını düşürmek hedeflenmektedir. Sonuç olarak, büyüme ve gelişmenin ideal şartlarda olabilmesi için, anne karnında başlayan ve özellikle kritik pencere olarak adlandırdığımız doğumdan itibaren iki yaşın sonuna kadar devam eden süreçteki emzirme ve anne sütü ile beslenme oldukça önemlidir.”
Bebek Dostu Hastane ünvanına sahip olduklarını ifade eden Harran Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. İdris Kırhan “Emzirme annenin ağırlık kaybını kolaylaştırmaktadır. Anne için doğal bir sakinleştiricidir. Anne ve bebek arasındaki bağı güçlendirerek sevgi dolu bir ilişki sağlamaktadır. Maliyetsizdir, pratiktir, hazırlama gerektirmez. Her zaman steril ve güvenilirdir. Bebeğin sağlığını koruyucu etmenler içermektedir” diye konuştu.
En Çok Okunan Haberler