“Salgın risk bitene kadar herkesin tedbirlere sıkı şekilde riayet etmesi şart”
“Salgın risk bitene kadar herkesin tedbirlere sıkı şekilde riayet etmesi şart”
Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin, “Son günlerde alınan tedbirler sayesinde vaka sayısındaki düşüş ve aşı çalışmalarının başlaması tüm insanlığı olduğu gibi bizleri de umutlandırıyor. Ancak salgın riski tamamen ortadan kalkana kadar herkesin tedbirlere sıkı şekilde riayet etmesi şart” dedi.
Haber Giriş Tarihi: 21.01.2021 13:47
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.1970 02:00
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.sanliurfaolay.com/
Sayın Valim, malum koronavirüs pandemi süreci devam ediyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Mart ayından bu yana ülkemizde etkili olmaya başlayan ve başta Avrupa ülkeleri olmak üzere tüm dünyada insanlığı tehdit eden virüs salgınının bir an önce ortadan kalkmasını diliyorum. Tüm dünyada olduğu gibi koronavirüs, Şanlıurfa'da da toplum sağlığını tehdit eden son yüzyılın en büyük salgınlarından biri. Salgının ilk tespitinden bu yana Cumhurbaşkanlığımız liderliğinde ülkemiz genelinde alınan tedbirler oldukça önemliydi. Salgın karşısında Türkiye'de alınan önlemler tüm dünyanın dikkatini çekti. Öyle ki ülkemizin tüm çevresi salgınla tanıştığı halde, virüs uzun süre ülkemize giremedi. Ancak böylesine bir salgından tamamen izole kalmak mümkün değil. Bu konuda hiçbir ülke tamamen izole olamadı. Buna rağmen Türkiye'de virüsün yayılış hızı, diğer ülkelerle kıyaslandığında oldukça yavaş gelişti. Son günlerde alınan tedbirler sayesinde vaka sayısındaki düşüş ve aşı çalışmalarının başlayacak olması tüm insanlığı olduğu gibi bizleri de umutlandırıyor. Ancak salgın riski tamamen ortadan kalkana kadar herkesin tedbirlere sıkı şekilde riayet etmesi şart.
Şanlıurfa'da salgını önlemeye yönelik alınan tedbirler sonuç veriyor mu?
Bildiğininiz gibi Şanlıurfa 2 milyonluk bir nüfusa sahip. Burada yaşayan 450 bin kadar Suriyeli nüfusu da buna ilave ederseniz yaklaşık 2,5 milyonluk bir şehir söz konusu olur. Böylesi büyük bir nüfusun hareketini tamamen kontrol etmek elbette ki zor, hatta imkânsız. Tüm ülkede olduğu gibi Şanlıurfa'da da Sağlık Bakanlığımız, Bilim Kurulu ve İl Hıfzıssıhha Kurulu kararlarıyla bazı tedbirler alınıyor ve uygulamaya konuyor. Alınan tedbir kararlarının en önemlisini, halkın toplu halde bulunduğu yerlere yönelik olanlar oluşturuyor. Bunun başında düğünler, taziyeler gibi etkinlikler vardı. İlk günden itibaren başta taziye evlerinin faaliyetinin durdurulması, düğünlerin ertelenmesi ile salgının yayılma hızını çok büyük oranda engellediğimizi söyleyebiliriz. Aralık ayı başından itibaren uygulanan kısıtlama kararlarıyla ilimizde de salgının yayılma hızının yüzde 40 oranında azaldığını Sağlık Bakanımız açıkladı. Kalabalık yerler oluşturmadan, maske, mesafe ve temizlik tedbirlerine dikkat ederek salgının sona ereceği günlere ulaşacağımıza inanıyorum.
Hastanelerimiz ve salgınla mücadele eden görevlilerin durumu nedir?
Koronavirüs pandemisi ilan edildiğinde, bizim pandemi planımız zaten hazırdı. Böyle büyük bir salgın karşısında sistemin nasıl işleyeceğini başta sağlık kuruluşlarımız ve ilgili kamu kurum kuruluşlarımız çok iyi biliyordu. Planlarımızı güncelleyerek en kötü senaryoya göre tedbirlerimizi aldık. Kış aylarında salgın riskinin artma ihtimalini göz önünde bulundurarak bir özel hastaneyi de kiralayarak ihtiyaç halinde kullanmak üzere hazır hale getirdik. Şu an için hastanelerimizde kriz yaratacak şekilde bir sıkıntı olmadığını söyleyebiliriz. Burada vatandaşlarımızın duyarlılığı çok büyük önem taşıyor. Sağlık sisteminin aksamadan sürdürülmesi için herkesin tedbirlere uyması gerekiyor. Salgınla mücadelede başta sağlık çalışanlarımız büyük bir özveri ve fedakârlık sergiliyorlar. Bunun yanında denetim ekiplerinde sağlık çalışanlarımıza destek veren, sayısı 2 bine varan kamu personelimiz var. Onlara da fedakârlık ve emeklerinden dolayı şükran borçluyuz.
Salgın hakkında vatandaşlara söylemek istedikleriniz nelerdir?
Şanlıurfa gibi muhabbet, sohbet ve gönül şehrinde yaşayan insanımız elbette bu kısıtlamalardan oldukça rahatsızlar. Ancak çok iyi biliyoruz ki bu illet toplu bulunulan alanlarda hızla yayılıyor ve çok acı sonuçlar ortaya çıkıyor. Artık Şanlıurfa'da hemen her aileden koronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden insanlar var. Bu hastalığın bulaştığı insanlar nasıl büyük sıkıntılar yaşadıklarını anlatıyorlar. Tüm bu risklere ve insan hayatına mal olacak ihmallere karşı herkesin duyarlı olması gerekiyor. Salgının yayılma ihtimalinin en yüksek olduğu yerlerin başında taziye evleri geliyordu. Buraları zamanında kapatmasaydık bugün çok daha vahim bir tabloyla karşı karşıya kalacaktık. Sağ olsunlar vatandaşlarımız da duyarlılık gösterdi, evlerde yapılan taziyeler de şu anda hemen hemen sıfıra indi. Vatandaşlarımızdan ricam, ev misafirliklerini de bir süre daha ertelemeleri. Binlerce insanın hayatını kaybettiği, işsiz kaldığı, hastalıkla boğuştuğu bu dönem sona erene kadar misafirliğe gidip gelmekten vazgeçsinler. Tarihte de benzer salgınlar olmuş ve bir süre sonra sona ermişti. Muhakkak bu salgın da bir süre sonra hayatımızdan çıkmış olacak. Umudumuz, insanlarımızın hayatında unutulmayacak acılar bırakmamasıdır. Bunun için tedbir kararlarına hepimizin büyük duyarlılık göstermesi gerekiyor.
2017 Temmuz ayından itibaren Şanlıurfa'da görev yapıyorsunuz. Aradan geçen bu sürede Şanlıurfa için yaptığınız en önemli tespit nedir?
Şanlıurfa, her biri diğerinden daha büyük önem arz eden, birbirinin yerine ikamesi mümkün olmayan büyük potansiyellere sahip bir şehir. Dünyanın en verimli topraklarının burada olması, yine dünyanın en önemli sulama imkânlarının burada uygulanması, tarımsal üretim için çok elverişli iklim şartlarına sahip olması Şanlıurfa'yı insanlık tarihi boyunca önemli bir yerleşim yeri haline getirmiştir. İnsan için önemli olan bu şartlar, tarih boyunca burada insanlığın medeniyetler inşa etmesine neden olmuş. Bugün üzerinde yaşadığımız şehir hem eski medeniyetlerin arkeolojik eserlerini barındıran bir açık hava müzesi hem de binlerce yıllık kültürel birikimi günümüze taşıyarak yaşatan canlı bir mekanizmaya sahip. Binlerce yıl önce insanlar bu şehrin potansiyelleri için buraya yerleştiği gibi bugün de sahip olduğu değerleriyle insanları cezbediyor.
Bir Vali olarak böylesi bir şehrin değerlerini ortaya koyduğunuzda, belli başlı konular öne çıkıyor. Biz bunun başında potansiyellerin değerlendirilmesi amacıyla her sektöre yatırımların yapılması gerektiğini, bunun yanında Türkiye'nin en genç nüfusuna sahip olan bu şehrin çocuklarının ve gençlerinin iyi eğitilmesi gerektiğini tespit etmiştik. Bu tespitten hareketle daha önceden başlatılmış yatırımları tamamlarken, yeni yatırımlarla birlikte en büyük önemi eğitim altyapısını güçlendirmeye verdik. 2018 yılında eğitime ayrılan bütçeye ilave 500 milyon TL'lik destekle 393 yeni okul Şanlıurfa'ya kazandırmış olduk. Okul öncesi okullaşma oranında Türkiye ortalamalarının üzerine çıkan bir başarı elde ettik. Yeni açılan okullarımız, eğitim alanında ilan ettiğimiz seferberlik hali şüphesiz Şanlıurfa'yı geleceğe taşıyacak en önemli adımlardır ve bu adımların güçlendirilerek sürdürülmesi gerekiyor. Nüfus artışına paralel derslik ihtiyacının karşılanması, çocukların ve gençlerin milli-manevi şuura sahip, yetenek ve becerileri doğrultusunda eğitimlerinin yönlendirilmesine, ailelerin eğitim konusunda bilinçlendirilmesi olmazsa olmazlardandır. Şu anda okullarımızın çok büyük kısmında ikili eğitim öğretimi sonlandırmış bulunuyoruz. Taşımalı eğitimi tamamen ortadan kaldıracak bir altyapı planlamamız vardı ve onda da önemli başarılar elde ettik. Öyle ki, 2018-2019 eğitim öğretim yılında taşımalı eğitim maliyetini yüzde 40 oranında azalttık ve okullarımızın büyük kısmında eğitim tek döneme çekildi. 2017 yılında devlet okullarında derslik başına düşen öğrenci sayısı 33,35 iken, 2020 yılında 31,68 oldu. Yine ikili eğitim yapılan okullarımızın sayısı 2017 yılında yüzde 29,38 iken, bu oranı 2020'de yüzde 24,54'e indirmeyi başardık. Eğitim kalitesini yükseltmeye yönelik başlattığımız seferberliğin meyvelerini almaya başladığımızı rahatlıkla söyleyebiliriz.
Gençlerimizin eğitimi ve istihdamı için gereken ne varsa yapmak, kamunun imkânlarını bu yolda kullanmak zorunluluğumuz var. Daha önce hazırlanmış yatırım projelerine yenilerini eklemezsek, ağır bir vebalin altına gireriz. Bu anlamda ilk işimiz, geçmişten devam eden yatırım projelerini tamamlamak ve yeni yatırımların önünü açmak oldu. Şanlıurfa Organize Sanayi Bölgesinde, Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı ve ilave edebildiğimiz diğer kaynaklarla yapımını tamamlayarak girişimcilere tahsis ettiğimiz fabrika binalarının üretime başlamasıyla büyük bir talebin olduğunu görmüş olduk. İnşa ettiğimiz 13 fabrika binasının tamamı yatırımcılara tahsis edildi. Bu projemizin başarılı olduğu ispatlanınca, bu kez Şanlıurfa Büyükşehir Belediyemiz ve Haliliye Belediyemizin hazırladığı sanayi projelerimiz Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızca desteğe layık görüldü. Birkaç gün önce protokolünü imzaladığımız proje 18 ayda tamamlanacak. Büyükşehir Belediyemiz 6, Haliliye Belediyemiz de 2 fabrika binası inşa ederek yatırımcılara tahsis edecekler. Sadece bu sekiz fabrikada yaklaşık 6 bin kişinin istihdam edilmesini öngörüyoruz. Ayakkabı ve hazır giyim sektöründe ilimizde yatırım yapmak isteyen girişimcilerin büyük bir talebi var. Bu talebi karşılamak için hazırladığımız projelere devam edecek, imkânlar ölçüsünde yeni yatırım projelerine katkı sunmayı sürdüreceğiz.
Özel sektör yatırımlara devletin de büyük destekleri söz konusu. Son yıllardaki özel sektörün Şanlıurfa'ya olan ilgisi devam edecek mi?
Şehrin potansiyellerini ekonomiye kazandırmak ve genç nüfusun istihdamına yönelik uzun yıllardır devam eden kamu yatırımları, son dönemde daha çok özel sektörün desteklenmesi şeklinde gerçekleşmektedir.
Yatırım için sunulan teşvikler ve sanayi bölgelerimizde sağlanan kolaylıklar dolayısıyla yatırımcılar Şanlıurfa'ya odaklanmış durumda. Devletimizin sağladığı yasal teşviklerden kısaca bahsetmek gerekirse, öncelikle 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun öngördüğü şartları sağlayan tüm yeni yatırımcılarımıza bedelsiz olarak arsa tahsisi yapılmaktadır. Bu sayede sanayicilerimizin büyük bir girdi maliyeti sorununu sıfıra indirmiş oluyoruz. Bunun dışında Şanlıurfa, Yeni Teşvik Sistemine göre oluşturulan; Desteklenen sektörlerin genişliği, iş gücü maliyetlerinin azaltılması ve finansman imkânlarının genişletilmesi ile yatırımlarda en fazla desteklenen 6. Bölgede yer alıyor. Bu vesile ile Şanlıurfa son yıllarda emek yoğun sanayi yatırımları için önemli bir çekim merkezi olmuştur.Bunun yanında yatırımcılara destek sağlayan kuruluşlarımız var. Karacadağ Kalkınma Ajansı, KOSGEB ve İŞ-KUR'un sunduğu maddi desteklerin yanında son dönemlerde yatırımcıya oldukça büyük avantaj sağlayan istihdam destekleri, yatırım yapmak için Şanlıurfa'yı vazgeçilmez hale getiriyor.
Sanayiciler için devletimizin sağladığı bu tür avantajlar varken, Şanlıurfa olarak bu fırsatı çok iyi değerlendirmek istiyoruz. Bölgede çalışmaları devam eden Ayakkabıcılar Sanayi Bölgesi, Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sanayi Bölgesi, Gıda İhtisas OSB ve İhtisas Besi Bölgesi gibi kısımlarımız faaliyete girdikçe, Şanlıurfa yatırım almaya devam edecek.
Şanlıurfa'da yapılan sağlık yatırımları nelerdir?
Sağlık alanında 2017-2020 yılları arasında ilimize 4 yeni Devlet Hastanesi, içerisinde Aile Sağlığı Merkezi, İlçe Sağlık Müdürlüğü ve Sağlıklı Yaşam Merkezi bulunan 4 ayrı tesis, 1 adet prefabrik diyaliz birimi, 21 Adet Aile Sağlığı Merkezi ile 112 Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu yatırımlarımızı tamamlayarak hizmete sunduk. Halen 56 aktif acil sağlık birimi istasyonumuz hizmet veriyor. Yine son üç yılda Sağlık Bakanlığımızın desteğiyle 20 yeni ambulans temin ederek, ambulans sayımızı 92'ye çıkarmış bulunuyoruz. Şu anda 1 Devlet Hastanesi, 1 Göçmen Sağlığı Merkezi inşaatımız devam ediyor. Tabi bu arada geçtiğimiz günlerde ihalesi yapılan Şanlıurfa Şehir Hastanesi var. Şehrin hızla artan nüfusu dikkate alındığında çok önemli olan bu yatırımın da 2023 yılında tamamlanması hedefleniyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
“Salgın risk bitene kadar herkesin tedbirlere sıkı şekilde riayet etmesi şart”
Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin, “Son günlerde alınan tedbirler sayesinde vaka sayısındaki düşüş ve aşı çalışmalarının başlaması tüm insanlığı olduğu gibi bizleri de umutlandırıyor. Ancak salgın riski tamamen ortadan kalkana kadar herkesin tedbirlere sıkı şekilde riayet etmesi şart” dedi.
Sayın Valim, malum koronavirüs pandemi süreci devam ediyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Mart ayından bu yana ülkemizde etkili olmaya başlayan ve başta Avrupa ülkeleri olmak üzere tüm dünyada insanlığı tehdit eden virüs salgınının bir an önce ortadan kalkmasını diliyorum. Tüm dünyada olduğu gibi koronavirüs, Şanlıurfa'da da toplum sağlığını tehdit eden son yüzyılın en büyük salgınlarından biri. Salgının ilk tespitinden bu yana Cumhurbaşkanlığımız liderliğinde ülkemiz genelinde alınan tedbirler oldukça önemliydi. Salgın karşısında Türkiye'de alınan önlemler tüm dünyanın dikkatini çekti. Öyle ki ülkemizin tüm çevresi salgınla tanıştığı halde, virüs uzun süre ülkemize giremedi. Ancak böylesine bir salgından tamamen izole kalmak mümkün değil. Bu konuda hiçbir ülke tamamen izole olamadı. Buna rağmen Türkiye'de virüsün yayılış hızı, diğer ülkelerle kıyaslandığında oldukça yavaş gelişti. Son günlerde alınan tedbirler sayesinde vaka sayısındaki düşüş ve aşı çalışmalarının başlayacak olması tüm insanlığı olduğu gibi bizleri de umutlandırıyor. Ancak salgın riski tamamen ortadan kalkana kadar herkesin tedbirlere sıkı şekilde riayet etmesi şart.
Şanlıurfa'da salgını önlemeye yönelik alınan tedbirler sonuç veriyor mu?
Bildiğininiz gibi Şanlıurfa 2 milyonluk bir nüfusa sahip. Burada yaşayan 450 bin kadar Suriyeli nüfusu da buna ilave ederseniz yaklaşık 2,5 milyonluk bir şehir söz konusu olur. Böylesi büyük bir nüfusun hareketini tamamen kontrol etmek elbette ki zor, hatta imkânsız. Tüm ülkede olduğu gibi Şanlıurfa'da da Sağlık Bakanlığımız, Bilim Kurulu ve İl Hıfzıssıhha Kurulu kararlarıyla bazı tedbirler alınıyor ve uygulamaya konuyor. Alınan tedbir kararlarının en önemlisini, halkın toplu halde bulunduğu yerlere yönelik olanlar oluşturuyor. Bunun başında düğünler, taziyeler gibi etkinlikler vardı. İlk günden itibaren başta taziye evlerinin faaliyetinin durdurulması, düğünlerin ertelenmesi ile salgının yayılma hızını çok büyük oranda engellediğimizi söyleyebiliriz. Aralık ayı başından itibaren uygulanan kısıtlama kararlarıyla ilimizde de salgının yayılma hızının yüzde 40 oranında azaldığını Sağlık Bakanımız açıkladı. Kalabalık yerler oluşturmadan, maske, mesafe ve temizlik tedbirlerine dikkat ederek salgının sona ereceği günlere ulaşacağımıza inanıyorum.
Hastanelerimiz ve salgınla mücadele eden görevlilerin durumu nedir?
Koronavirüs pandemisi ilan edildiğinde, bizim pandemi planımız zaten hazırdı. Böyle büyük bir salgın karşısında sistemin nasıl işleyeceğini başta sağlık kuruluşlarımız ve ilgili kamu kurum kuruluşlarımız çok iyi biliyordu. Planlarımızı güncelleyerek en kötü senaryoya göre tedbirlerimizi aldık. Kış aylarında salgın riskinin artma ihtimalini göz önünde bulundurarak bir özel hastaneyi de kiralayarak ihtiyaç halinde kullanmak üzere hazır hale getirdik. Şu an için hastanelerimizde kriz yaratacak şekilde bir sıkıntı olmadığını söyleyebiliriz. Burada vatandaşlarımızın duyarlılığı çok büyük önem taşıyor. Sağlık sisteminin aksamadan sürdürülmesi için herkesin tedbirlere uyması gerekiyor. Salgınla mücadelede başta sağlık çalışanlarımız büyük bir özveri ve fedakârlık sergiliyorlar. Bunun yanında denetim ekiplerinde sağlık çalışanlarımıza destek veren, sayısı 2 bine varan kamu personelimiz var. Onlara da fedakârlık ve emeklerinden dolayı şükran borçluyuz.
Salgın hakkında vatandaşlara söylemek istedikleriniz nelerdir?
Şanlıurfa gibi muhabbet, sohbet ve gönül şehrinde yaşayan insanımız elbette bu kısıtlamalardan oldukça rahatsızlar. Ancak çok iyi biliyoruz ki bu illet toplu bulunulan alanlarda hızla yayılıyor ve çok acı sonuçlar ortaya çıkıyor. Artık Şanlıurfa'da hemen her aileden koronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden insanlar var. Bu hastalığın bulaştığı insanlar nasıl büyük sıkıntılar yaşadıklarını anlatıyorlar. Tüm bu risklere ve insan hayatına mal olacak ihmallere karşı herkesin duyarlı olması gerekiyor. Salgının yayılma ihtimalinin en yüksek olduğu yerlerin başında taziye evleri geliyordu. Buraları zamanında kapatmasaydık bugün çok daha vahim bir tabloyla karşı karşıya kalacaktık. Sağ olsunlar vatandaşlarımız da duyarlılık gösterdi, evlerde yapılan taziyeler de şu anda hemen hemen sıfıra indi. Vatandaşlarımızdan ricam, ev misafirliklerini de bir süre daha ertelemeleri. Binlerce insanın hayatını kaybettiği, işsiz kaldığı, hastalıkla boğuştuğu bu dönem sona erene kadar misafirliğe gidip gelmekten vazgeçsinler. Tarihte de benzer salgınlar olmuş ve bir süre sonra sona ermişti. Muhakkak bu salgın da bir süre sonra hayatımızdan çıkmış olacak. Umudumuz, insanlarımızın hayatında unutulmayacak acılar bırakmamasıdır. Bunun için tedbir kararlarına hepimizin büyük duyarlılık göstermesi gerekiyor.
2017 Temmuz ayından itibaren Şanlıurfa'da görev yapıyorsunuz. Aradan geçen bu sürede Şanlıurfa için yaptığınız en önemli tespit nedir?
Şanlıurfa, her biri diğerinden daha büyük önem arz eden, birbirinin yerine ikamesi mümkün olmayan büyük potansiyellere sahip bir şehir. Dünyanın en verimli topraklarının burada olması, yine dünyanın en önemli sulama imkânlarının burada uygulanması, tarımsal üretim için çok elverişli iklim şartlarına sahip olması Şanlıurfa'yı insanlık tarihi boyunca önemli bir yerleşim yeri haline getirmiştir. İnsan için önemli olan bu şartlar, tarih boyunca burada insanlığın medeniyetler inşa etmesine neden olmuş. Bugün üzerinde yaşadığımız şehir hem eski medeniyetlerin arkeolojik eserlerini barındıran bir açık hava müzesi hem de binlerce yıllık kültürel birikimi günümüze taşıyarak yaşatan canlı bir mekanizmaya sahip. Binlerce yıl önce insanlar bu şehrin potansiyelleri için buraya yerleştiği gibi bugün de sahip olduğu değerleriyle insanları cezbediyor.
Bir Vali olarak böylesi bir şehrin değerlerini ortaya koyduğunuzda, belli başlı konular öne çıkıyor. Biz bunun başında potansiyellerin değerlendirilmesi amacıyla her sektöre yatırımların yapılması gerektiğini, bunun yanında Türkiye'nin en genç nüfusuna sahip olan bu şehrin çocuklarının ve gençlerinin iyi eğitilmesi gerektiğini tespit etmiştik. Bu tespitten hareketle daha önceden başlatılmış yatırımları tamamlarken, yeni yatırımlarla birlikte en büyük önemi eğitim altyapısını güçlendirmeye verdik. 2018 yılında eğitime ayrılan bütçeye ilave 500 milyon TL'lik destekle 393 yeni okul Şanlıurfa'ya kazandırmış olduk. Okul öncesi okullaşma oranında Türkiye ortalamalarının üzerine çıkan bir başarı elde ettik. Yeni açılan okullarımız, eğitim alanında ilan ettiğimiz seferberlik hali şüphesiz Şanlıurfa'yı geleceğe taşıyacak en önemli adımlardır ve bu adımların güçlendirilerek sürdürülmesi gerekiyor. Nüfus artışına paralel derslik ihtiyacının karşılanması, çocukların ve gençlerin milli-manevi şuura sahip, yetenek ve becerileri doğrultusunda eğitimlerinin yönlendirilmesine, ailelerin eğitim konusunda bilinçlendirilmesi olmazsa olmazlardandır. Şu anda okullarımızın çok büyük kısmında ikili eğitim öğretimi sonlandırmış bulunuyoruz. Taşımalı eğitimi tamamen ortadan kaldıracak bir altyapı planlamamız vardı ve onda da önemli başarılar elde ettik. Öyle ki, 2018-2019 eğitim öğretim yılında taşımalı eğitim maliyetini yüzde 40 oranında azalttık ve okullarımızın büyük kısmında eğitim tek döneme çekildi. 2017 yılında devlet okullarında derslik başına düşen öğrenci sayısı 33,35 iken, 2020 yılında 31,68 oldu. Yine ikili eğitim yapılan okullarımızın sayısı 2017 yılında yüzde 29,38 iken, bu oranı 2020'de yüzde 24,54'e indirmeyi başardık. Eğitim kalitesini yükseltmeye yönelik başlattığımız seferberliğin meyvelerini almaya başladığımızı rahatlıkla söyleyebiliriz.
Gençlerimizin eğitimi ve istihdamı için gereken ne varsa yapmak, kamunun imkânlarını bu yolda kullanmak zorunluluğumuz var. Daha önce hazırlanmış yatırım projelerine yenilerini eklemezsek, ağır bir vebalin altına gireriz. Bu anlamda ilk işimiz, geçmişten devam eden yatırım projelerini tamamlamak ve yeni yatırımların önünü açmak oldu. Şanlıurfa Organize Sanayi Bölgesinde, Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı ve ilave edebildiğimiz diğer kaynaklarla yapımını tamamlayarak girişimcilere tahsis ettiğimiz fabrika binalarının üretime başlamasıyla büyük bir talebin olduğunu görmüş olduk. İnşa ettiğimiz 13 fabrika binasının tamamı yatırımcılara tahsis edildi. Bu projemizin başarılı olduğu ispatlanınca, bu kez Şanlıurfa Büyükşehir Belediyemiz ve Haliliye Belediyemizin hazırladığı sanayi projelerimiz Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızca desteğe layık görüldü. Birkaç gün önce protokolünü imzaladığımız proje 18 ayda tamamlanacak. Büyükşehir Belediyemiz 6, Haliliye Belediyemiz de 2 fabrika binası inşa ederek yatırımcılara tahsis edecekler. Sadece bu sekiz fabrikada yaklaşık 6 bin kişinin istihdam edilmesini öngörüyoruz. Ayakkabı ve hazır giyim sektöründe ilimizde yatırım yapmak isteyen girişimcilerin büyük bir talebi var. Bu talebi karşılamak için hazırladığımız projelere devam edecek, imkânlar ölçüsünde yeni yatırım projelerine katkı sunmayı sürdüreceğiz.
Özel sektör yatırımlara devletin de büyük destekleri söz konusu. Son yıllardaki özel sektörün Şanlıurfa'ya olan ilgisi devam edecek mi?
Şehrin potansiyellerini ekonomiye kazandırmak ve genç nüfusun istihdamına yönelik uzun yıllardır devam eden kamu yatırımları, son dönemde daha çok özel sektörün desteklenmesi şeklinde gerçekleşmektedir.
Yatırım için sunulan teşvikler ve sanayi bölgelerimizde sağlanan kolaylıklar dolayısıyla yatırımcılar Şanlıurfa'ya odaklanmış durumda. Devletimizin sağladığı yasal teşviklerden kısaca bahsetmek gerekirse, öncelikle 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun öngördüğü şartları sağlayan tüm yeni yatırımcılarımıza bedelsiz olarak arsa tahsisi yapılmaktadır. Bu sayede sanayicilerimizin büyük bir girdi maliyeti sorununu sıfıra indirmiş oluyoruz. Bunun dışında Şanlıurfa, Yeni Teşvik Sistemine göre oluşturulan; Desteklenen sektörlerin genişliği, iş gücü maliyetlerinin azaltılması ve finansman imkânlarının genişletilmesi ile yatırımlarda en fazla desteklenen 6. Bölgede yer alıyor. Bu vesile ile Şanlıurfa son yıllarda emek yoğun sanayi yatırımları için önemli bir çekim merkezi olmuştur.Bunun yanında yatırımcılara destek sağlayan kuruluşlarımız var. Karacadağ Kalkınma Ajansı, KOSGEB ve İŞ-KUR'un sunduğu maddi desteklerin yanında son dönemlerde yatırımcıya oldukça büyük avantaj sağlayan istihdam destekleri, yatırım yapmak için Şanlıurfa'yı vazgeçilmez hale getiriyor.
Sanayiciler için devletimizin sağladığı bu tür avantajlar varken, Şanlıurfa olarak bu fırsatı çok iyi değerlendirmek istiyoruz. Bölgede çalışmaları devam eden Ayakkabıcılar Sanayi Bölgesi, Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sanayi Bölgesi, Gıda İhtisas OSB ve İhtisas Besi Bölgesi gibi kısımlarımız faaliyete girdikçe, Şanlıurfa yatırım almaya devam edecek.
Şanlıurfa'da yapılan sağlık yatırımları nelerdir?
Sağlık alanında 2017-2020 yılları arasında ilimize 4 yeni Devlet Hastanesi, içerisinde Aile Sağlığı Merkezi, İlçe Sağlık Müdürlüğü ve Sağlıklı Yaşam Merkezi bulunan 4 ayrı tesis, 1 adet prefabrik diyaliz birimi, 21 Adet Aile Sağlığı Merkezi ile 112 Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu yatırımlarımızı tamamlayarak hizmete sunduk. Halen 56 aktif acil sağlık birimi istasyonumuz hizmet veriyor. Yine son üç yılda Sağlık Bakanlığımızın desteğiyle 20 yeni ambulans temin ederek, ambulans sayımızı 92'ye çıkarmış bulunuyoruz. Şu anda 1 Devlet Hastanesi, 1 Göçmen Sağlığı Merkezi inşaatımız devam ediyor. Tabi bu arada geçtiğimiz günlerde ihalesi yapılan Şanlıurfa Şehir Hastanesi var. Şehrin hızla artan nüfusu dikkate alındığında çok önemli olan bu yatırımın da 2023 yılında tamamlanması hedefleniyor.
En Çok Okunan Haberler