TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

“5 dakika durmayı şehrime ihanet sayarım”

Ben, şehrim için, ülkem için çalışmayı ibadet kabul ederim. Onun için 5 dakika boş durmayı şehrime ihanet sayarım. Ben 5 dakika durduğum zaman, kendimi sanki şehrime ihanet etmiş kabul ediyorum. Günü 24 saati çalışmak istiyorum.

Haber Giriş Tarihi: 19.03.2018 09:05
Haber Güncellenme Tarihi: 01.01.1970 02:00
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.sanliurfaolay.com/
“5 dakika durmayı şehrime ihanet sayarım”

- Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Çiftçi, il genelinde yapılan ve devam eden hizmetleri değerlendirmek için Şanlıurfa Yerel Gazeteler Platformu ile bir araya geldi. Yapılan çalışmaları değerlendiren Başkan Çiftçi, gündeme alınan konuları açıklayarak kentin sanayisinden turizmine, içme suyu çalışmalarından altyapı çalışmalarına kadar taptıkları çalışmalar konusunda açıklamalarda bulundu.

Turizm kenti Şanlıurfa’ya fuar merkezi yapılıyor. Tabi Şanlıurfa’nın hem tarımına hem turizmine önemli bir katkısı olacaktır. Fuar merkezi ile ilgili son durum nedir?

BBB Av.Nihat ÇİFTÇİ: Fuar merkezi dediğiniz gibi birçok sektörü ilgilendiriyor. Şehrin ticareti ve sanayisi için, sözleşmelerin bağlantıların kurulması için önemli bir proje. 11 Nisanda inşallah bitiriyoruz. 11 Nisanda il fuarının açılışını gerçekleştireceğiz. Yıllardır beklenilen bir proje. Büyük ölçekte de yapılıyor. 80 bin metrekarelik bir sahası var. 24 bin metrekare kapalı alanı var. 650 araçlık bir otoparkı ile ve son sistemle son teknoloji ile içinde toplantı salonları, hollerin, üst katta dinlenme ve restoranın olduğu bir kompleks proje.

11 Nisan’da bitiriyoruz. Ve hedefimiz her ay fuar da etkinlik düzenlemektir. Gelen taleplere baktığımda da her ayın kapasitesini görüyorum. Çünkü Şanlıurfa bugün 2 milyonluk bir şehir. Bölgeye de hitap edecek.  Yani bize yakın olan Adıyaman, Diyarbakır, Mardin, Batman bu anlamda da aslında bir çekim merkezi olacak. Ticaret yoğunlaşacak. Üretilen tüm imalatları tanımamıza fırsat verecek. Teknoloji, bilimi, tarım sektörünü, tarım imalatını, inşaat sektörünü, inşaat imalatını hepsini takip etmemizi sağlayacak. Kitap fuarını zaten Şanlıurfa’da başlattık, üçüncüsü bu yıl yine yapılacak. Önemli hizmet verecek diye düşünüyorum.

10 ilçede İçme Su Arıtma Tesisi ana isale

dağıtım şebekeleri ve depoları yapılıyor

Şanlıurfa’mızın geçmişte en büyük sorunlarından biri suydu. Şu anda kırsalda içme suyu ne durumda? Şanlıurfa’mıza her gün çok büyük bir göç var. Bu göçten dolayı ister istemez su sorunları gündeme gelebilir ve Belediyemiz bunlara hazırlıklı mıdır?

BBB Av.Nihat ÇİFTÇİ: Büyükşehir olarak bizim suya bakış açımız; bir kere su kaynağı anlamında çok zengin gibi görünüyoruz. Zengin bir ülke değiliz ve zengin bir il değiliz. Bu yapılan bilimsel araştırmalarda ölçümlerde ortaya çıktı. Ama Urfa o anlamda biraz şanslı bir il. Su kaynağı özellikle Atatürk Barajının yapılması ile birlikte önemli bir kaynağa sahip oldu. Şimdi bu kaynaktan şuan 3 tane merkez ilçemiz faydalanıyor. Karaköprü, Haliliye, Eyyübiye. Merkez İçme Suyu Arıtma Tesisi ile bu 3 ilçemizin içme suyu ihtiyacı karşılanıyor. 

Diğer tüm ilçeler ve kırsalın tamamı kuyudan sağlanılıyor. Bilindiği gibi bir tarım şehriyiz. Yeraltı tarımsal sulamamız da var ve sürekli yeraltı su kaynağını tükettiğimiz için bu kuyuları yönetmek, enerji anlamında kontrol etmek, tesislerini bakım ve onarımını yapmak kolay değil. Biz bir sistem değişikliğine gidiyoruz. Gittik daha doğrusu, nedir bu? 3 merkez ilçenin haricindeki 10 ilçe için İçme Su Arıtma Tesisi ana isale dağıtım şebekeleri ve depoların tamamının bitirilmesi için çalışmalara şimdi başladık.

Siverek’te yapılıyor, şuan inşaatta. Hilvan’da yapılıyor, inşaatta. Halfeti, Birecik, Suruç ve Viranşehir’i ihale ettik. Öz kaynağı ŞUSKİ’nin. Bizim Genel Müdürlüğümüzün bütçesinin zaten %60 otomatikman DEDAŞ’a gidiyor. %40 personel midir, araç gereç midir, bakım mıdır, yeni yatırım mıdır? Bu anlamda güzel gidiyor. Önemli çünkü büyük bir konu ve su yönetimini artık bu şekilde şekillendirmiş durumdayız.

Ticaret ve Sanayide bir vizyon belirlemek lazım

Büyükşehir Belediye Başkanısınız. Sadece Belediyenin değil, ilde gelişen olaylara ve olması gereken işlerle de bir yerde müdahil olmak ve ilgilenmek gibi bir sorumluluğunuz var. Nisan ayının ortalarına doğru Ticaret ve Sanayi Odasının seçimi var. Siz nasıl bir yönetim bekliyorsunuz. Nasıl bir kadro bekliyorsunuz ve nasıl bir kadro temenni ediyorsunuz?

BBB Av.Nihat ÇİFTÇİ: Bizler hizmet insanıyız. Meslek guruplarına benim bakış açım, meslek gruplarının tamamına her meslek kendi başkanını, yönetimini seçecek. Bu siyasetten ayrıdır. Siyasetten bağımsızdır. Siyaset buna karışmamalı. Kendi adıma söyleyeyim, ben karışmam. Ticaret ve Sanayi Odası çok önemli, onu özellikle vurgulamak istiyorum. Lokomotif görevi var. Bu şehrin kalkınmasında önemli. Sanayileşmesinde önemli. İşsizlik sorununun çözülmesinde önemli.

Şehrin markalaşmasında da önemli. Markaları kim üretecek? Belediye üretemez ki. Markayı üretecek olan organizasyon Ticaret ve Sanayi Odasıdır. Bunu özel işletmelere göstereceği ARGE ile yapacağı çalışmayla, vereceği vizyonla markayı oluşturacak. Onun için ben çok önemsiyorum.  Benim için en az Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı kadar önemlidir. Ben buna inanıyorum.  Bu işin seçim boyutu. Kim seçilirse baş tacıdır. Büyükşehir Belediye Başkanı olarak görev süresi boyunca çalışırım. Şanlıurfa için çabalarım. Ama şunu da belirtmeden geçemem. İnancım; ticaret ve sanayide bir vizyon belirlemek lazım.

Kaç fabrikaya ulaşacağız. 284 fabrikadayız. Bunu kaça çıkaracağız? Binlerce hedeflememiz lazım. 2 tane Organize Sanayimiz şuan çalışıyor. 7 tane Organize Sanayi planlı. Bunu ne zaman dolduracağız? Bunun ARGE’sini kim yapacak? İşletmeleri kim davet edecek? Harıl harıl illerde toplantılar yaparak, harıl harıl ülkelerde toplantılar yaparak, buyurun yatırım diyerek her türlü kolaylığı hangi birimimiz yapacak? İşte Ticaret ve Sanayi Odasının bu tür hedefler koyması gerekiyor.

Kaç markamız var? Yani ilk 500 şirketin içerisinde Urfalı şirket yok. Tescil yetmiyor. Piyasaya hâkim bir markamız yok. Oturup düşünmek lazım; niye marka üretmiyoruz? Biri çıkıp, ben adayım demişmi, hangi kardeşlerimiz aday bilmiyorum. İşin seçim boyutunda hiç bilgi sahibi değilim. Ama hangi kardeşimiz niyetli ise çıkıp şunu söyleyebilmeli; ben 5 tane marka üreteceğim bu şehir için. Ben bunu göze alabiliyorum. İstihdam mesela, en pik dönemlerde yazın ki, bu fabrikaların 150 tanesi çırçır. Yani 284 Fabrikanın 150’si çırçır. Çalışan dönemlerde dahi ben istihdam rakamlarını almışım.

Çünkü şehrin rakamlarına sahip olmamız lazım. Sahip olmazsak şehri okuyamayız. Burada 20 bin deniliyor. Daha sonra bu 12 bine düştüğü dönemlerde var. Şuan bu mevsim itibari ile 12 bin falandır. 20 bin yanı başımızda iller var 400 bin Kayseri 400 bin, Maraş 150 bin, Gaziantep 300 bin, Adana 200 bin, Konya 400-450 bin. Bunlarda Anadolu ben kendimi komşularla kıyaslayacağım. İstihdam için düşünebiliyor musunuz? Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanının çalışanı 3 Bin 593 kişidir. Bu kadar basit. Herkes istihdam için sokakta yakamı tuttu.Tüm çalışanı budur. Memuru ile, işçisi ile tüm çalışanı söylüyorum. Bu ne demektir; iştiham açısında Ticaret ve Sanayi Odasının hamlesini düşünebiliyor musunuz? Dese ki; ben 20 bini 3 ile çarptım, gelişme göstereceğim 60 bin. Bu gençlere, meslek sahibi olanlara nasıl bir imkân doğuyor? Neden önemsediğimi de vurgulamak istedim. İnşallah bu vizyonda bir yönetim, bir meclis, bir başkan olur ve memleketi ileriye götürür. Bununla ilgili yorumum bu. İstihdam çok önemli.Ben, şehrim için, ülkem için çalışmayı ibadet kabul ederim. Onun için 5 dakika boş durmayı şehrime ihanet sayarım. Ben 5 dakika durduğum zaman, kendimi sanki şehrime ihanet etmiş kabul ediyorum. Günü 24 saati çalışmak istiyorum.

Atık Su Arıtma Tesislerimizde enerji üretiliyor

Atık Su Arıtma Tesisleri ne durumdalar?

BBB Av.Nihat ÇİFTÇİ: İçme suyu ile paralel çözmüş olduğumuz bir konu. Biz su yönetimini; diyoruz ki kaynaktan alalım, içme su arıtmadan bunu geçirelim, sağlıklı bir şebeke ile şehre verelim, daha sonra şehirden kullanılan suyu tekrar değerlendirelim. Ne ile değerlendireceğiz? Atık Su Arıtma Tesisi ile değerlendireceğiz. Başladık. Merkez şuan test aşamasında, yani bitti. Siverek faaliyette. Hilvan faaliyete geçti. Bozova faaliyete geçti. Akçakale’yi revize ettik. Bakımdan geçirdik. Ceylanpınar’ı ihale ettik. Viranşehir’i ihale ettik. Birecik proje aşamasında.Tüm ilçelerde de hedefimiz şu; Atık Su Arıtma Tesisi, bir çevre açısından düşünürsek bir kere duyarlılık var. Artık şehirlerin atık suyunu derelere bırakmak, vektöre yol açması, bataklık oluşturması, bir sürü hastalığı sivrisinek vasıtasıyla taşıması dönemi bitmiştir. Bu tesisleri yeni modernizasyon çerçevesinde yaptığınızda biyolojik atık var, sıvı atıkta. O biyolojik atıktan enerji alıyorsunuz. Şuan üretiyor mesela. Bizim Merkez Atık Su, enerji üretiyor. Siverek Atık Su merkezi enerji üretiyor. Enerjiye de geçiyor. Enerji kaynağınızı da buradan çözmeye başlıyorsunuz.

Birde gübre olayı, yani kalan diğer atık, tortu, biyolojik olan, çok zengin olduğu için mineral olarak gübreye dönüşüyor. Şimdi biz aletler alacağız. Dün sisteme baktık, burada solar kurutma sistemleri var. Güneşte kurutuluyor, gübre haline geliyor. Daha sonra siz serpme, bir takım makinelerle bedava yapacağız. En verimli topraklara o serpmeyi yapacağız. Buradan da bir geri dönüşüm var. Ondan sonra diğer suyu tertemiz sulamaya veriyorsun. Yine kaynaktan geldiği gibi işlevsel olarak yönetildi. En son Atık Su Arıtma Tesisinden bu atıkları alınıp enerjiye ve gübreye dönüştükten sonra, diğeri de aynı şekilde temiz su olarak tarıma sevk ediliyor. Bunlar önemli yatırımlar.

Ben sadece merkez atık su arıtma tesisini söyleyeyim; 140 milyon TL’lik bir yatırım. Bunun 120 milyonunu hibe aldık. 20 milyonunu kaynağımızdan gerçekleştirdik. Mesela Siverek atık su arıtma tesisi bunun şebekeleri ile ana kolektörleri ile birlikte düşünmek lazım. 60 milyon TL’lik bir yatırım. Bunlar önemli yatırımlar. Viranşehir 60 milyonluk. Aynı şekilde Suruç 35 milyon. Önemli yatırımlar ama keşke bugüne kadar kalmamış olsaydı. Fakat kalmış, bizde elimizden geleni yapıyoruz. Doğru yönetmemiz lazım. Hem atık suyu, hem içme suyunu.

Kesinlikle doğru yönetiyoruz. Çünkü araştırdık. Şehrimiz için yönetiyoruz. Burada çok büyük bir Belediye başarısı gelmez. Onunda farkındayım. Toplumun bunu fark edeceğini biliyorum ama, genelde alt yapıya önem veren belediyeler memleketini seven belediyelerdir. Ben memleketimi seviyorum. Doğru hizmet etmem lazım. Siyasi sonucuna bakarsak; bu vermiş olduğum rakamlar, üst yapı anlamında şehre yaydırırsam, akıl gözde olduğu için heykelimi dikerler.

Ben diyorum ki; sağlıklı olması lazım. Doğru yatırım olması lazım. Üst yapıyı da yapıyoruz, yapmıyoruz değil. Ama sonuçta alt yapıyı doğru yönetmemiz lazım. Bugüne kadar çok ihmal edilmiş bir halde. İlk kez Atık Su Arıtma Tesisi yapıyoruz bu şehirde. Hiç yapılmamış merkez dahil olmak üzere. 7 ilçemizi bitirdik, diğer ilçelerimizde inşaat aşamasında ve yapım aşamasında olanlar var. Bunu da güzel bir şekilde çözüme kavuşturduk.

Projeyi yönetme, geliştirme ve

kaynak bulma kabiliyeti önemli

Büyükşehir Belediye Başkanı olarak şu anda Özel İdareler kapandıktan sonra kırsal ve kent merkezi ile ilgili bir hizmet sıkıntısı var. Özel İdare kapandıktan sonra bunlar daha çok ortaya çıktı. Bütün şehirde konuşuluyor şimdi. Siz bunu takip ediyormusunuz? Siz de Büyükşehir Belediye Başkanı olarak ilçelerle uyum konusunda da, hizmet konusunda da sıkıntılar yaşıyormusunuz? Mesela sinekle mücadele konusunda bir ihale gerçekleştirecektiniz bu ilçelerde tekrar geçtiğimiz yıllardaki gibi oldu. Bu bütün şehir işte Özel İdarenin kapanması kırsala girdiğiniz zaman kent merkezi ihmal ediliyor mu? Kent merkezine girdiğiniz zaman kırsalda sıkıntılar oluyor mu? Bu bütün şehir konusunda ne düşünüyorsunuz?

BBB Av.Nihat ÇİFTÇİ: Samimiyetle söyleyeyim; bu anlamda küçük bir Belediyeyi de yönetmiş durumdayım. Belde Belediyesini. Daha sonra bir merkez ilçeyi yönetmiştim. Şimdi Büyükşehri yönetiyorum. Yani her iki tarafta yer aldığım için aradaki farkı da iyi biliyorum. Ben Büyükşehrin kesinlikle illerin kalkınmasında çok önlemli bir sistem olduğunu hem görmüşüm, hem inanıyorum, hem de öyledir. Bu derecede netleyebilirim. Sıkıntılar yok mu, tabi ki var. Çünkü en büyük avantajı şu; bugün bir ilçe kendi içinde, ya da bir mahalle kendi iç yöneticisinde o ilçeyi geliştiremiyor. Aynı kalıpta şeyler işlemeye başlıyor.

Yani nasıl bir yönetim sistemi geçmişte gelmişse siz de öyle bir Belediye Başkanlığı yapıyorsunuz. Kısır döngü içerisinde. Büyükşehir bunu yıkıyor. Neden yıkıyor? Büyükşehir alıyor bir uzmanı, dinliyor. Uzman diyor ki; bu konuda biz bunu böyle yönetelim. Nereyle ilişkin karar alıyor? İşte diyelim ki Hilvan merkezle ilgili karar alıyor. Viranşehir merkezle ilgili karar alıyor, ya da Viranşehir’in kırsalına yada Suruç’un merkezine ve siz farklı bir bakış açısı ile bir uzman görüşü ile oraya müdahale ediyorsunuz. Bu çok önemli. En büyük olay bu. Diğer bir önemli noktası ilçe proje geliştiremiyor.

İçme suyu ve atık sudan bahsettim. Bu projelerin tamamı uzun vadeli faizsiz kredi, hibe. Proje geliştirme kapasitesiniz olmasa, yolu bilmezseniz, dil bilen uzmanlarınız olmazsa, dış ilişki diplomasi yönetecek kabiliyet olmazsa sizin haberiniz bile olmaz. Japonya 13 bin kilometre uzakta, siz oradaki bir kaynağı buraya aktaramazsanız. Bu Büyükşehirin başarısıdır.

Projeyi yönetme, geliştirme ve kaynak bulma kabiliyeti önemli. Yoksa diğer noktadan bakarsanız; bir ilçenin %60’ı kişi başına Türkiye Cumhuriyeti Kanununa göre İl Bank vasıtası ile gelen %60’ı ilçede kalıyor, %40’ı Büyükşehirde kalıyor. Bunun da zaten %10’u ŞUSKİ dediğimiz altyapı, %30’u Büyükşehir. ŞUSKİ bize bağlı olduğu için diyoruz ki; %40 Büyükşehir’in. Baktığınızda bugüne kadar %100 bir ilçeye gidilmişken, imarda bakıyorsunuz sorunlar çözülmemiş, altyapıya bakıyorsunuz sorunlar çözülmemiş, üst yapıya bakıyorsunuz sorunlar çözülmemiş, kültür, spor, sanat tesisleri bugüne kadar çözülmemiş.

Bir yanlışlık var gibi görünüyor. Bu yanlışlığı Büyükşehir çözülüyor, çünkü adım adım bunların çözüldüğünü görüyorsun. Adım adım bunlar çözülebiliyor. Uyum noktasında bir problem yok. Ben tabi %60 kaynağının da %40 gibi verimli değerlendirilmesinden yanayım. O konuda da etkileniyor, yavaş yavaş ama bu hemen olmuyor. Neden çünkü Büyükşehir’in meclisinin içerisinde yer alıyor. Geliyor Büyükşehir’in uygulamasını görmeye başlıyor, yani Büyükşehir’in hareketlenmesi beraberinde ilçeleri de hareketlendiriyor ve hareketlendirecek.

Onun için tüm şehir uygulamaları doğru. İlaçla ilgili vektörle mücadele bugüne kadar Celalettin Beyin döneminde ilçelere verildi. İlçeler buna göre bir hazırlık yaptılar. Araç aldılar, personel aldılar, personeli eğitime tabi tuttular. Ben ilacın Büyükşehir tarafından bir bütün olarak yapılmasından yanayım. Doğru olan bu. Çünkü insan sağlığını etkiliyor. Tek elle doğru kontrolle yapılmasından yanayım. Biz konuyu gündeme getirdik. Meclis kararı alınması gerekiyordu. Arkadaşlar şunu söylediler; bu dönem son yılımız biz buna göre hazırlık yaptık, ben sebebi haklı gördüm.Benim 50 tane personelim var. Diyelim ki; firma olarak Büyükşehirden alan onu çalıştırmadı. Ben problemle karşı karşıya kalacağım. Benim araç gerecim ne olacak? Biri diyor 3 tane, öbürü diyor 6 tane ilaçlama makinesi almışım. Ne yapayım bunu? Haklı olarak abartılarından bahsediyor. Mantıklı geldi bana. Tamam dedim, yine meclisle görüştük. Meclis; zaten her bedelini biz ödüyoruz. Büyükşehir Belediyesi ödüyor. Uygulamayı ilçe yapıyor. Bu yılda öyle karar alındı. Ama yeni bir başlangıçta ben ilacın Büyükşehir tarafından yapılması taraftarıyım. Çünkü Celalettin Bey döneminde bu karar alınırken tek muhalefet şerhi koyan ilçe Belediye Başkanı benim. İlçelere bırakılmamalı, sebepte şudur; çevre bir bütündür, çevreyi etkileyen hizmetler bütün olarak gerçekleşmeli. Mantığı bu.

Ödül çalışmanın karşılığıdır

Türkiye’de en çok çalışan Belediye Başkanları arasında yolsuzluklara, şaibelere bulaşmamış ve Türkiye genelinde ciddi ödüller alan bir Belediye Başkanısınız. Bezen şehir merkezi ve ilçelerde ciddi anlamda karalamalar, kampanyalar oluyor. Bu algı yönetimi sizi ve çalışmalarınızı nasıl etkiliyor?

BBB Av.Nihat ÇİFTÇİ: Bir ödül var, çalışma var, performans var, bir de algı yönetimi var. Ödülden başlayalım. Ödüller aslında birbirini etkiliyor. Ödül çalışmanın karşılığıdır. Siz çalışmadan ödül alamazsınız. Alırsanız da halkınız inanmaz. Alırsanız rakamlar bunu karşılamaz. Şuan, mesela Nisan ayı faaliyet raporlarının ilan edildiği aydır. Meclis onaylayacak, kitap haline getirileceğiz. Mesela sizler araştırmacısınız, basın mensubusunuz. 30 tane Büyükşehri alın, şöyle bir bakın. Göz gezdirdiğiniz gibi, Şanlıurfa Büyükşehirin çok önemli hizmetlere adım attığını göreceksiniz.

Her şeyi ile alt yapı, üst yapı, kültür, sosyal, faaliyet, kültürel tesisler, sosyal tesisler, turizm, turizm restorasyonu, sokak cephe iyileştirmeleri, çevre projeleri, katı atık yönetimi, aktarma istasyonları, bunları bir merkezde enerjiye dönüştürme tüm konularla ilgileniyor. Dolayısıyla faaliyet alanı çoktur. Çalışma çok sağlıklı yapılıyor. Bu bir ekip olayı. Urfalı gençler çalışıyor, gençlerden daha büyük verim alıyoruz. İyi sevk ettiğimizi düşünüyorum ve karşılığında bu ödülleri alıyoruz. Birçok alanda aldık.

Transitte, en kaliteli ulaşımdan aldık, marka şehirlerde aldık, yani sadece son aldığımız ödüllerle değil. SUKAY projesi ile aldık, gastronomi ile aldık, kültür şehrinde aldık. Şimdi de Türkiye Belediye Başkanları Birliği’nin internet üzerinden yapmış olduğu anket çalışmaları neticesinde bizi bölgenin en başarılı Büyükşehir Belediye Başkanı ve Türkiye’de yapılan değerlendirmede Türkiye’nin en başarılı Belediye Başkanı. Neden? Çünkü bizim tüm verilerimiz birliklerde toplanıyor. İl Bank ve DPT yatırımları izlediği için ‘kaynağı en iyi değerlendiren Belediye sizsiniz’ dedi. Dedim; ‘siz nereden biliyorsunuz?’ ‘Tüm yatırımlar bizden geçiyor’ dedi. ‘Hangi yatırım ne kadar, nasıl, ne zaman gerçekleşecek takip ettiğimiz için, biz sizin iyi çalıştığınızı, performansınızın yüksek oluğunu biliyoruz’ dedi. Değerlendirip, ölçüyorlar.

Algı yönetimine gelince; biz çalışmaktan algıyı yönetmek elimize geçmiyor. Sabah başlıyoruz; o proje ne oldu, öbürü kendi görevini yapsın. Biz diyoruz ki; millete hizmet üretelim. Çok bol zamanımız yok. Ben bunu da anlamsız buluyorum. Yapılıyor mu yapılıyor. Bunu sizlerde fark etmişsiniz. Ben desem ki böyle bir şey yok, doğru değil. Gerçeğin karşısında algının bir şey ifade etmeyeceğini biliyorum. Kısa süreli olur. Gerçek her zaman uzun sürekli olur. Yavaş ilerler ama kapsama aldığı zaman alır, hiçbir algı onu yenemez. Vatandaş içinde esas olan gerçektir. Yani fiziksel olarak yapılan hizmettir, yönetim anlayışıdır, halkla ilişkilerdir.

Hepsi vatandaş için önemlidir. Ama siz suni bir şeyi algı ile yönetiyorsunuz. Olmamış gibi olmuş gibi sunuyorsunuz. Bir hafta bununla ilgili bir düşünce, bir kayma yaşatırsınız ama 1 ay sonra veya 6 ay sonra bakan, böyle bir şey yok der. En sonunda gerçek kazanır. Belediye anlamında bence hepimiz kendi performansımıza bakmamız, çalışmamız, planlamamız lazım. Millet bize bu emaneti algı oluşturalım diye vermedi. Çok gelecek korkumuz olmasın. Oturalım, hizmet edelim.

Rabbim neye kısmet etmişse o olur. Böyle bakarsak bu şehirleri daha kolay geliştiririz. Ben tüm arkadaşlarımın da böyle bakmasından yanayım. Bunu da aramızdaki toplantılarda öneri olarak kendilerine söylüyorum. Siyasi olarak bu bir rekabet değil. Bu algıyı sadece Belediyeler oluşturmuyor. Gelecekle ilgili siyaset beklentisi olan, o ilçeyi düşünen veya mesela ilçe çok iyi çalışıyor. Büyükşehir onunla bir temas sağlıyor. İlçede rakip olan hepsi size dönüyor. Hiç siz farkında değilsiniz. Bakıyor ki güzel çalışıyorsunuz, yan yana ortak proje geliştiriyorsunuz. Bir bakıyorsunuz ki o ilçede size karşı değil aslında Büyükşehir’e karşı değil ama ilçe belediyesi ile siyaseten bir rekabet var. Bir bakıyorsunuz tamamıyla sana dönüyor.

Günahsız bir şekilde bir hedefe konuluyorsunuz. Bunlar doğru işler değil. Siyaset ne zaman başlar, son 6 ayda başlar. Son 5 ayda herkes çıksın konuşsun. Birde siyasette kirletmek doğru bir şey değil. Ben atık su yönetimimi, enerji yönetimimi söylüyorum.  Yarın öbür gün katı atığı sorarsınız onu nasıl yapıyoruz. Dersiniz ki; ben bundan daha iyi bir strateji üretiyorum, ben Büyükşehiri sizden daha iyi yapabilirim. Millet tamam der. Gelirsiniz, olursunuz. Ben ne yapabilirim? Bunu belirlemeden sırf Büyükşehiri kirletmekle ne elimize geçecek? Hiç birimizin kayıptan başka hiçbir şeyi olmaz.

Bizim enerjimiz tükenirse ne olur, ben buna bakmıyorum. Sabah yine ya Allah Bismillah deyip, kısmeti diyorlar ya dünyanın dört bir tarafında ara. Bende 13 ilçede Bin 411 mahallenin sorumluluğunda diyorum ki; ben ne yapabilirim, akşama kadar muhakkak bu şehre bir şey üretmemiz lazım. Çalışkanlıkla ilgili şunu söyleyeyim; yavaş yavaş kadroya da sirayet etmeye başladı. 5 dakika durduğumda sanki şehre ihanet ediyorum. Aklımda öyle. 5 dakika durduğumda ben ne yapıyorum diyorum. Bu kadar insanın sorumluluğu bende iken ben 5 dakika duramam. Bu bakış açısıyla bakıyoruz. Zaten seçim yılına da geldik. Biraz sabırlı olsunlar, 6 ay sonra başlarız. Şimdiden erken başlamasınlar. 

Balıklıgöl’e gözümüz gibi bakmalıyız

Şanlıurfa coğrafi olarak çok büyük bir yer. Büyükşehir Belediyesinin de çalışma alanı ve konu alanı çok geniş. Hem turizm sezonundayız. Şanlıurfa halkına, ilgili kurum kuruluşlarına neler söylemek isterseniz?

 

BBB Av.Nihat ÇİFTÇİ: Turizm sezonu güzel geçer. Bizim de güzel hazırlıklarımız var. Çok güzel organizasyonlar geliyor. Gerek 11 Nisan Kurtuluş programımız, gerek ondan sonra gelecek Ramazan programları, kültür programları var. Değişik konularda çok konferans olacak. Şehir için çalıştay olarak çalışacağız. Bir de turizm sezonunda, tabi ki mekânları Balıklıgöl dediğimiz Halil-ür Rahman havzasının alan yönetimini şuan çalışıyoruz. Valilik, çevre, vakıf, ŞURKAV, Eyyübiye Belediyesi ile Büyükşehir tek ele alacağız.

 

Tek elden yönetim. Şuan alt yapıyı bitirdik. Üst yapıya geçmiş durumdayız. Üst yapıda da kaplama çalışmalarını, bugün alanı inceledim bitmek üzere. Arkasından da peyzaj geliyor. Önümüzdeki hafta bir gecede oranın peyzajını bitireceğiz. Ağaçları dikiyoruz. İşgaldir, tabeladır belli bir düzende olması lazım. Görüntü ve gürültü kirliliği, makamla özdeşleşmeyen hallerin tamamı ortadan kalkmalı. Balıklıgöl’e gözümüz gibi bakmalıyız.

Urfa’nın merkezi kalbidir. Bir insanın kalbi ne ise, bu şehrin sembolü kalbidir.  Burayı düzensiz hale getiremeyiz. Kimse kendinde bu hakkı bulamaz. Kimse burayı ticaret baskısı altında tutamaz. Biz başka yerde de kazandırırız. Başka çarşılarda yer verilebilir. Başka yerlerde ticaretini, faaliyetini yürütebilir. Burası işgal alanı değil. Burası dış turizm anlamında kaç kişi bu şehre gelirse Halil-ür Rahman’ı görmeden gidemez. Gitmiyor da zaten. Göbeklitepe’nin açılışı var.

Turizm deyince bir sürü şey var. Göbeklitepe çok büyük bir projeden sonra daha yeni açıldı. Mayıs’ın ilk haftasında büyük bir açılış organize ediliyor. ‘Şanlıurfa’da Tarih Yeniden Canlanıyor’ projesi kapsamında tüm Şanlıurfa’nın turizmi için bir ortak alan yönetimi belirleniyor. Turizm başlı başına bir konu. Zaman lazım.

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.