Yine bir seçime doğru gidiyoruz ve yine yaşadıklarımız sanki bir önceki seçimde yaşadıklarımızla örtüşüyor. Taktik yıllardır hep aynı ve adı da ‘gerilim’...
Evet, 7 Haziran seçimlerine doğru geri sayım başladığından bu yana gün olmuyor ki, daha önceki seçimlerde olduğu gibi her gün bir şok haber ve bu şok haberin üzerinden;
biraz ‘ayrımcılık’
biraz ‘milliyetçilik’
biraz ‘mezhepçilik’
biraz ‘ırkçılık’
Ve ortaya çıkan bunların toplamı ‘gerilim’...
Halbuki seçime giden demokratik ve hukuk devletlerinde gerilim yerine işçinin, emeklinin, işverenin ve tüm kesimlerin sıkıntıları tartışılır, eğitimdeki, sağlıktaki eksiklikler ortaya konur, taktirde seçmene bırakılır. Ama nerede... 7 Haziran yaklaştıkça gerile gerile neredeyse patlayacak duruma geliyoruz.
Bir gün bakıyoruz; savcı rehin alınıyor. Saatlerce pazarlık yapılıyor ve savcı ile birlikte eylemciler de öldürülüyor. Operasyon tartışma konusu yapılarak, gerelim yaratılıyor. Sonra da eyleme neden olarak gösterilen ve önceki seçimde de malzeme yapılan Berkin Elvan tartışması kaldığı yerden devam ediyor.
Bir gün bakıyoruz; 1993-95’li yıllarda birçok faili meçhul cinayetin sorumlusu olduğu iddia edilen Kayseri Eski İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Cemal Temizöz ile Uzman Çavuş Burhanettin Kıyak tahliye ediliyor. Bu bölge halkının beklenti ve umutlarını bir kez daha yok ediyor.
Bir gün bakıyoruz; ‘amaçlarının iktidarda bulunan AKP’ye darbe yapmak olarak ’ açıklanan oysa ki, iktidara birkaç seçim kazandıran Balyoz Davası’nda tek tutuklu sanık kalmıyor.
Birgün bakıyoruz; Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü 'ne yönelik saldırı gerçekleştiriliyor ve bunun üzerinden gergin ortamın daha da gerilmesi için her şey yapılıyor.
Birgün bakıyoruz; demokrasi ve hukuka darbe olarak görülen ve tüm tartışmalara rağmen ‘iç güvenlik paketi’ kabul ediliyor ve gerilim bölgeselleştiriliyor.
Birgün bakıyoruz; kitlelerin belkide tek eğlencesi olan milyonlarca taraftarı olan bir futbol takımına katliam girişimi gerçekleştiriliyor. Ve bunun üzerinden gerçekleştirilen gerilimle taraftarlar karşı karşıya getirilmeye çalışılıyor.
Evet tüm bunlar olurken, iktidar muhalefeti, muhalefet ise, iktidarı gerilim yaratmakla suçluyor. Hatta bazı siyasiler daha da ileriye gidilerek, bu olayların kendilerine yönelik olarak çıkarıldığını söyleyebiliyorlar.
Son cümle olarak, 7 Haziran’a kadar bu gerilim siyasetinin devam edeceğini ön görmek için müneccim olmaya gerek yok. Benim tek korkum daha büyük provokasyonların olma ihtimalidir.
Sevgiyle kalın.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Ercan AKKAR
Yine seçim, yine gerilim...
Yine bir seçime doğru gidiyoruz ve yine yaşadıklarımız sanki bir önceki seçimde yaşadıklarımızla örtüşüyor. Taktik yıllardır hep aynı ve adı da ‘gerilim’...
Evet, 7 Haziran seçimlerine doğru geri sayım başladığından bu yana gün olmuyor ki, daha önceki seçimlerde olduğu gibi her gün bir şok haber ve bu şok haberin üzerinden;
biraz ‘ayrımcılık’
biraz ‘milliyetçilik’
biraz ‘mezhepçilik’
biraz ‘ırkçılık’
Ve ortaya çıkan bunların toplamı ‘gerilim’...
Halbuki seçime giden demokratik ve hukuk devletlerinde gerilim yerine işçinin, emeklinin, işverenin ve tüm kesimlerin sıkıntıları tartışılır, eğitimdeki, sağlıktaki eksiklikler ortaya konur, taktirde seçmene bırakılır. Ama nerede... 7 Haziran yaklaştıkça gerile gerile neredeyse patlayacak duruma geliyoruz.
Bir gün bakıyoruz; savcı rehin alınıyor. Saatlerce pazarlık yapılıyor ve savcı ile birlikte eylemciler de öldürülüyor. Operasyon tartışma konusu yapılarak, gerelim yaratılıyor. Sonra da eyleme neden olarak gösterilen ve önceki seçimde de malzeme yapılan Berkin Elvan tartışması kaldığı yerden devam ediyor.
Bir gün bakıyoruz; 1993-95’li yıllarda birçok faili meçhul cinayetin sorumlusu olduğu iddia edilen Kayseri Eski İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Cemal Temizöz ile Uzman Çavuş Burhanettin Kıyak tahliye ediliyor. Bu bölge halkının beklenti ve umutlarını bir kez daha yok ediyor.
Bir gün bakıyoruz; ‘amaçlarının iktidarda bulunan AKP’ye darbe yapmak olarak ’ açıklanan oysa ki, iktidara birkaç seçim kazandıran Balyoz Davası’nda tek tutuklu sanık kalmıyor.
Birgün bakıyoruz; Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü 'ne yönelik saldırı gerçekleştiriliyor ve bunun üzerinden gergin ortamın daha da gerilmesi için her şey yapılıyor.
Birgün bakıyoruz; demokrasi ve hukuka darbe olarak görülen ve tüm tartışmalara rağmen ‘iç güvenlik paketi’ kabul ediliyor ve gerilim bölgeselleştiriliyor.
Birgün bakıyoruz; kitlelerin belkide tek eğlencesi olan milyonlarca taraftarı olan bir futbol takımına katliam girişimi gerçekleştiriliyor. Ve bunun üzerinden gerçekleştirilen gerilimle taraftarlar karşı karşıya getirilmeye çalışılıyor.
Evet tüm bunlar olurken, iktidar muhalefeti, muhalefet ise, iktidarı gerilim yaratmakla suçluyor. Hatta bazı siyasiler daha da ileriye gidilerek, bu olayların kendilerine yönelik olarak çıkarıldığını söyleyebiliyorlar.
Son cümle olarak, 7 Haziran’a kadar bu gerilim siyasetinin devam edeceğini ön görmek için müneccim olmaya gerek yok. Benim tek korkum daha büyük provokasyonların olma ihtimalidir.
Sevgiyle kalın.