Selam dost.

Millattan önce de sonra da kavruk bu memleketime…

Biri baksın artık loo! Yorulduk artık, şimdi iş zamanı

Valla hep yokları oynuyoruz, çatlamış dudağımız…

On iki bin yıldır, ağaçlarımızı çalmışlar yeşilimiz yok!

Niye yok? Hâlbuki çok akıllı adamımız var  “akıl küpleri’’

Önce şu akıllılardan Av. Nihat çiftçiden başlayalım…

Nihat çiftçi… Siye diyem siye!

Yahu Nihat Bey Karaöprü’de devrim yaptın hoş.

Hade büyük şehirde de evin yüzünü göremiyorsun…

Amenna, lakin şu kaldırım ve yollardan bıktık kardeşim!

Bakın aklın yolu birdir, bir de yürekli oldunuz mu?

İşte devrim başlar… (fiziki devrim)

Yıkın şu karakoyun üzerini örten ucubeleri…

Yer altında yeşil park mı olur…

Köprübaşından taaaa et kombinesine kadar…

Olan yerler o park alanları…

Uyuşturucular mekânı olmuş…

İçmek, satmak, koklamak serbest, bunlar bizim çocuklarımız!

Nasıl bir mantıkla bu karakoyun deresi kapatılır…

Anlaşılır gibi değil! Yahu

Hâlbuki yaratan o kadar güzel yaratmış ki Urfa’yı…

Eskiler bilir karakoyunda ne kalyonlar vardı…

Özelikle Köprübaşı Atlas Sineması arkası ve…

Kambriyenin orasında ne manzaralar vardı…

Düşünelim… Urfa’nın ciğeri olan bu karakoyun deresinin

Üstünü açalım, içinde temiz sular akıtalım…

Balık tutma alanından tutun, mesire alanlarına kadar…

Gondollarla seyrüsefer yapalım…

Açık sudan paşa bağına kadar…

Hade Nihat Bey sen akıllısın yap da devrim olsun!

Yetmiş yedi sülalene nur yağsın Urfa seni unutmasın!

Yoksa yol ve kaldırımlar hikâye! Urfa’da trafik olmaz…

Bu akılla…

Yaz turizmine katkı adına kaldırmaları ağaçlandır başkan!

Abideden ta Balıklıgöl’e kadar, yeşil yolumuz olsun…

Yaz zamanı saat on ikide Urfa’yı gezelim öyle gölge olsun!

Sen bunu yaparsın be başkan yeter ki biri size desin…

Eeee biz dedik azını, sen anla çoğunu he mi xalo…

Biz dedik izana isteyen gül atar, isteyen diken saplar…

Gül de bizim diken de evet siz kalmayın baaaayy…