TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Vahiysiz dine ait hüküm yoktur

Yazının Giriş Tarihi: 24.09.2022 17:35
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.10.2024 18:33

Muhterem Kardeşlerim…

Peygamber efendimizin Kur’an dışındaki sözleri de, vahye dayanır. İctihada dayanan sözleri de vardır. Bazı sözlerine, Allahü Teâlâ, yanlış demiş ve affettiğini bildirmiştir. Tevbe suresi, 43. Âyetinde mealen, “Hay Allah seni affetsin [iyiliğini versin]; [mazeretinde] doğru olanlar ile, yalancı olanlar belli olmadan, niçin onlara izin verdin?” buyuruldu. Demek ki İctihadla söyledikleri de var. Eshab-ı Kiram, Peygamber Efendimizin Kur’an-ı Kerim dışındaki mübarek sözlerini anlamak için, “Ya Resulallah, bu vahiy mi, yani Allahü Teâlânın kesin emri mi, yoksa kendi İctihadınız mı?” diye sorarlardı. Peygamber Efendimiz de, vahiyse vahiy, değilse kendi İctihadı olduğunu bildirirdi.

İctihad makamına varmış bulunan yüksek kimseler, kendi İctihadlarına göre hareket etmek mecburiyetindedir. Başka Müctehidlerin İctihadlarına tâbi olamazlar. Hatta Peygamberlerin zamanlarında da, sahabeden biri, kendi Peygamberinin İctihadına uymayan İctihadda bulunursa, kendi İctihadına göre hareket ederdi. Peygamberler de ictihad ederlerdi. Fakat İctihadlarında hata ederlerse, Allahü Teâlâ, derhal Cebrail aleyhisselamı göndererek, hataları vahiy ile düzeltilirdi. Yani Peygamberlerin İctihadları hatalı kalmazdı. Mesela, Bedir gazasında alınan esirlere yapılacak şey için, Server-i Âlem bazı Sahabe-i Kiram ile birlikte bir türlü, Hazreti Ömer ise, başka türlü İctihad etmişti. Sonra, Âyet-i Kerime gelerek, Allahü Teâlâ, Hazreti Ömer’in İctihadının doğru olduğunu bildirdi.

Peygamber Efendimiz tarafından böyle ictihadla söylenenler, dini emir ve yasaklara ait hüküm ise, düzeltildiği için, neticede Peygamber Efendimizin söyledikleri vahiy oluyor, yani son söylediği vahiy oluyor. Âyet Âyeti Nesh edebiliyor, Hadis Hadisi Nesh edebiliyor, Hadis Âyeti Nesh edebiliyor. Bunlar da vahiy ile oluyor, yani dine ait bir hüküm vahiy ile oluyor. Vahiysiz dine ait hüküm yoktur.

İctihadda Eshab-ı Kiramdan biri, Peygamber Efendimize uymayabilirdi. Fakat bu ahkam, Peygamber Efendimiz zamanında hatalı ve şüpheli olamazdı. Çünkü, Cebrail aleyhisselam gelerek, yanlış olan ictihadlar, Allahü Teâlâ tarafından hemen düzeltilir, hak ile bâtıl birbirinden hemen ayrılırdı. Peygamber Efendimizin vefatından sonra meydana çıkarılan ahkam ise, böyle değildir. Bunun için, vahiy zamanında ictihad olunan ahkamı, hem yapmak, hem de inanmak lazımdır. (c.2, m.36)

Düzeltildiği için Resulullah’ın yanlış olan, vahye dayanmayan bir ictihadı yoktur. Hepsi vahye dayanır.

Peygamber Efendimizin zamanında Eshab-ı Kiramın İctihadı bile hatalı olmuyor, hemen vahiy gelip düzeltiliyor, düzeltilmiş hâli vahiy oluyordu. [Buradan, “Her birine Cenneti vaad ettim, Hepsinden razıyım, onlar da benden razıdır” mealindeki Âyet-i Kerimelerle ve, sekiz Muhaddis Âlimin naklettiği, “Eshabım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız hidayete erersiniz. Eshabımın ihtilafı [farklı ictihadları] sizin için rahmettir” mealindeki Hadis-i Şerifle methedilen Eshab-ı Kiramın derecesini de anlamalıdır. Bu yüzden Mezhep İmamlarımız da onlardan gelen her haberi senet kabul etmiş, bunlara uymayan ictihadlarını bile hemen terk etmişlerdir.] Önemli olan neticedir. Bunun için Peygamber efendimiz, “Yemin ederim ki, ben size ancak Allahü Teâlâ’nın emrettiğini emrediyor, nehyettiğini nehyediyorum” buyuruyor. (Taberani)

Bu Hadis-i Şerif de gösteriyor ki, dine ait, hüküm koyan sözler vahiyledir, yanlış olma ihtimali asla yoktur.

Bir başka misal:

Kisra’nın gönderdiği iki elçi sakalsız ve uzun bıyıklı idi. Resulullah, bu elçilere, “Size bunu kim emretti?” diye sordu. Elçiler de, “Rabbimiz Kisra emretti” dediler. Resulullah Efendimiz buyurdu ki:

“Benim Rabbim de, bana sakalımı uzatmamı ve bıyığımı kısaltmamı emretti.” [Ebu Nuaym]

Böyle açık bir emir, Kur'an-ı Kerimde yoktur, Kur'an-ı Kerim haricinde de vahiy geldiğini bu olay göstermektedir. Demek ki, bu Hadis-i Şerif de, Peygamber Efendimizin dine ait sözlerinin vahye dayandığını gösteriyor.

Resulullah'ın yetkisi

Bir Hadis şöyledir:

“Koltuğuna kurulup, ‘Allah, Kur’an’dakilerden başka hiçbir şeyi yasaklamadı’ diyen bilsin ki, Allahü Teâlâ’ya yemin ederek söylüyorum ki, ben de bazı şeyleri emrettim, bazı şeyleri de yasakladım. Bunların miktarı, Kur’an kadar veya sayıca daha fazladır.” [Ebu Davud, Tirmizî]

Sağlam kaynaklı yukarıdaki Hadis-i Şerifte Peygamber Efendimiz, “Emrettim, yasakladım” diyor. “Yetkisi var mı?” diye onu yalanlamak çok yanlıştır, insanı küfre de sokar. Bu sahih Hadis-i Şerife uydurma demek de, mümkün değildir. Bu hususta, sayısız başka kaynaklar da vardır.

Allahu Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)

 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
google-site-verification=17JdBYTmCkOQ47__lWfiskKil_Sy4SbKNeDzgk4fPXs
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.