Menderes, Yassıada’da gördüğü insanlık dışı muamele karşısında hayattan umudunu kesmişti. Ethem Menderes’e döndü, “Ah Ethem” dedi. “Tövbeler olsun bir daha çiftlikten Aydın’a gelirsem. Oturacağım Çine Çayı’nın kenarındaki söğüt ağaçlarının dibine, başımı göğe çevireceğim, söğüt yapraklarının yüzümde dolaşmasının bana getireceği saadetle yetineceğim. Hiçbir şeye karışmayacağım.”
Oysa artık ne Aydın’ı ne de Çine Çayı’nı göremeyecekti. Göreceği sadece bir avuç gökyüzü ve idam sehpası olacaktı.
Bugün 27 Mayıs. Bugün Türk demokrasisi açısından kara bir gün. Çünkü darbelerin anası olan 27 Mayıs’ın 60’ıncı yıldönümü. 27 Mayıs’ın açtığı yoldan 12 Mart müdahalesine, 12 Eylül darbesine, 28 Şubat’a ve 15 Temmuz kanlı darbe girişimine ulaştık. 27 Mayıs’ta seçilmiş Başbakan Adnan Menderes ve iki bakanını darağacına çekenler, 12 Mart’ta Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını, 12 Eylül’de ise 50 gencimizi idam ettiler.
YASSIADA MAHKEMELERİ
27 Mayıs’ın 60’ıncı yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün Yassıada’da olacak. 27 Mayıs’tan sonra Demokrat Partililerin yargılandığı, “Sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor” diyen Salim Başol’un başkanı olduğu Yassıada mahkemelerinin yapıldığı, “yaslı ada”da olacak. Türk demokrasisi açısından utanç dolu bir döneme tanıklık eden Yassıada’nın adı “Demokrasi ve Özgürlükler Adası” oldu. İsminin değişmesiyle Yassıada’da yaşanan utanç verici olaylar silinmeyecek elbette ki. Tam aksine, demokrasi bilincinin oluşması için darbelerin çirkin yüzüne ışık tutacak.
DEMOKRATLARIN AİLELERİ DE KATILACAK
Açılış törenine 27 Mayıs’ta Yassıada’da tutuklu bulunan Demokrat Partililerin çocukları ve torunları da katılacak.
DEMOKRASİ FENERİ
Demokrasi tarihimize 27 Mayıs’ın adaletsizlik sembolü olarak geçen Yassıada artık bir “demokrasi feneri”ne ev sahipliği yapacak. 24 metre yüksekliğindeki taş yapılı Deniz Feneri adanın en dikkat çekici yapısı oldu. Deniz Fenerinin ışığı sadece Yassıada’dan değil, çevredeki adalardan ve İstanbul’dan da görülebilecek. 27 Mayıs’tan sonra büyük acılara sahne olan Yassıada’nın Deniz Feneri, dilerim darbeler tarihimize “Demokrasi feneri” gibi ışık tutar.
BAHÇELİ DE KATILACAK
Menderes’in idamının utancıyla terk edilmiş olan Yassıada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çabasıyla “demokrasi adası”na dönüştürüldü. Bugün ise Yassıada’da hüzün verici bir açılış olacak. Koronavirüs nedeniyle açılışları videokonferans yoluyla yapmayı tercih eden Erdoğan, bugün Yassıada’da olacak. Erdoğan’la birlikte MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bakanlar ve bir grup milletvekili de Yassıada’daki törenlerde hazır bulunacak.
ERDOĞAN’IN MESAJI
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 27 Mayıs’ın 60. yıldönümüne özel bir önem verdiği söyleniyor. O nedenle bugünkü konuşmasında son dönemde başlayan darbe tartışmalarına ilişkin de önemli mesajlar vermesi bekleniyor. Erdoğan’ın 27 Mayıs’la başlayıp 15 Temmuz’a uzanan darbeler tarihine değinmesi bekleniyor. Erdoğan’ın konuşmasında 27 Mayıs’ta Menderes’in idamına engel olamayan halkın vicdanındaki sızının 15 Temmuz’da darbecilere karşı meydanlara çıkmasına vesile olduğunun altını çizeceği söyleniyor. Cumhurbaşkanı’nın gündemdeki darbe tartışmalarına da değineceği ve CHP ile darbeler arasındaki ilişkiye dikkat çekeceği ifade ediliyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de darbe tartışmaları konusunda güçlü mesajlar vereceği söyleniyor. Erdoğan, 27 Mayıs’ın yıldönümünde Yassıada’da sadece darbelere karşı olan bir cumhurbaşkanı olarak değil, 27 Nisan e-muhtırasına karşı dik durmuş, 15 Temmuz’da darbeyi bastırmış ve darbecileri yargılamış bir lider olarak konuşacak.
DARBELER VE CHP
27 Mayıs’a giden süreçte İsmet Paşa’nın “Şartlar tamam olduğu zaman milletler için ihtilal meşru bir haktır” sözü darbeciler için bir işaret fişeği olmuştu. Bugün darbe tartışmalarına yine CHP’lilerin açıklamalarının kaynaklık etmesi garip bir tesadüf olmasa gerek.
ÖZAL VE ERDOĞAN’A NASİP OLDU
Demokrat Parti’nin siyasi mirasını yiyen, seçim kürsülerinde Menderes, Polatkan ve Zorlu’nun adını dillerinden düşürmeyen Adalet Partisi ve DYP çizgisi, darbelere karşı demokrasi bilincinin oluşmasına önemli katkı yaptı. Menderes’ten sonra Demirel de darbelerle gitti, seçimle geldi. Ancak seçim meydanlarında, “demokrasi şehitleri” diye oy toplayanlar, Menderes’in anısının yaşatılması ve 27 Mayıs’la mücadele adına bir şey yapmadılar. Ya da yapamadılar. Demirel, “Başbakanlık koltuğuna oturduğumda karşımda Menderes’in fotoğrafı duruyordu” demişti. Ama demokrasinin simgesi olarak çıktığı Çankaya’da Demirel’in 28 Şubat’ın hamiliğine soyunması, siyasi misyonuna uygun bir final olmadı. Menderes’in naaşının İmralı’dan alınarak devlet töreniyle Topkapı’daki anıtmezara nakledilmesi Özal’a, Yassıada’nın “demokrasi müzesi”ne dönüştürülmesi ise Erdoğan’a nasip oldu.
MENDERES MÜZESİ
Bugün aslında iki tören yapılabilecekti. Menderes’in idam edilmeden önce Yassıada’da dibine oturmak için hayalini kurduğu Çine Çayı’nın kenarına Adnan Menderes müzesi yapıldı. Koronavirüs nedeniyle müzenin tamamlanması gecikince, açılışı ileri bir tarihe ertelendi. Müzenin içinde Menderes konağı yer alıyor. Müzede, Menderes’in Gazi Üniversitesi’nde bulunarak Aydın’a getirilen makam aracı ile Ankara’daki Türk Traktör Fabrikası’na hediye edilen traktörü de yer alıyor.
İDAMDAN ÖNCE PROSTAT MUAYENESİ
27 Mayıs darbesi ve Yassıada zulmü bir yazıda anlatılabilecek bir olay değil. Sadece idamlar da değil. Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın boynuna geçirdiği kemeriyle intihar girişiminde bulunduğu, Menderes’in gizli gizli biriktirdiği ilaçları yutarak ölmek istediği utançlara sahne olmuş bir tarih dilimi demek. İdam sehpasına giderken bir başbakanın prostat muayenesine tabi tutulduğu yüz kızartıcı bir dönemin adı demektir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Abdulkadir SELVİ
Utancın yıldönümü olarak 27 Mayıs
Menderes, Yassıada’da gördüğü insanlık dışı muamele karşısında hayattan umudunu kesmişti. Ethem Menderes’e döndü, “Ah Ethem” dedi. “Tövbeler olsun bir daha çiftlikten Aydın’a gelirsem. Oturacağım Çine Çayı’nın kenarındaki söğüt ağaçlarının dibine, başımı göğe çevireceğim, söğüt yapraklarının yüzümde dolaşmasının bana getireceği saadetle yetineceğim. Hiçbir şeye karışmayacağım.”
Oysa artık ne Aydın’ı ne de Çine Çayı’nı göremeyecekti. Göreceği sadece bir avuç gökyüzü ve idam sehpası olacaktı.
Bugün 27 Mayıs. Bugün Türk demokrasisi açısından kara bir gün. Çünkü darbelerin anası olan 27 Mayıs’ın 60’ıncı yıldönümü. 27 Mayıs’ın açtığı yoldan 12 Mart müdahalesine, 12 Eylül darbesine, 28 Şubat’a ve 15 Temmuz kanlı darbe girişimine ulaştık. 27 Mayıs’ta seçilmiş Başbakan Adnan Menderes ve iki bakanını darağacına çekenler, 12 Mart’ta Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını, 12 Eylül’de ise 50 gencimizi idam ettiler.
YASSIADA MAHKEMELERİ
27 Mayıs’ın 60’ıncı yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün Yassıada’da olacak. 27 Mayıs’tan sonra Demokrat Partililerin yargılandığı, “Sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor” diyen Salim Başol’un başkanı olduğu Yassıada mahkemelerinin yapıldığı, “yaslı ada”da olacak. Türk demokrasisi açısından utanç dolu bir döneme tanıklık eden Yassıada’nın adı “Demokrasi ve Özgürlükler Adası” oldu. İsminin değişmesiyle Yassıada’da yaşanan utanç verici olaylar silinmeyecek elbette ki. Tam aksine, demokrasi bilincinin oluşması için darbelerin çirkin yüzüne ışık tutacak.
DEMOKRATLARIN AİLELERİ DE KATILACAK
Açılış törenine 27 Mayıs’ta Yassıada’da tutuklu bulunan Demokrat Partililerin çocukları ve torunları da katılacak.
DEMOKRASİ FENERİ
Demokrasi tarihimize 27 Mayıs’ın adaletsizlik sembolü olarak geçen Yassıada artık bir “demokrasi feneri”ne ev sahipliği yapacak. 24 metre yüksekliğindeki taş yapılı Deniz Feneri adanın en dikkat çekici yapısı oldu. Deniz Fenerinin ışığı sadece Yassıada’dan değil, çevredeki adalardan ve İstanbul’dan da görülebilecek. 27 Mayıs’tan sonra büyük acılara sahne olan Yassıada’nın Deniz Feneri, dilerim darbeler tarihimize “Demokrasi feneri” gibi ışık tutar.
BAHÇELİ DE KATILACAK
Menderes’in idamının utancıyla terk edilmiş olan Yassıada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çabasıyla “demokrasi adası”na dönüştürüldü. Bugün ise Yassıada’da hüzün verici bir açılış olacak. Koronavirüs nedeniyle açılışları videokonferans yoluyla yapmayı tercih eden Erdoğan, bugün Yassıada’da olacak. Erdoğan’la birlikte MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bakanlar ve bir grup milletvekili de Yassıada’daki törenlerde hazır bulunacak.
ERDOĞAN’IN MESAJI
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 27 Mayıs’ın 60. yıldönümüne özel bir önem verdiği söyleniyor. O nedenle bugünkü konuşmasında son dönemde başlayan darbe tartışmalarına ilişkin de önemli mesajlar vermesi bekleniyor. Erdoğan’ın 27 Mayıs’la başlayıp 15 Temmuz’a uzanan darbeler tarihine değinmesi bekleniyor. Erdoğan’ın konuşmasında 27 Mayıs’ta Menderes’in idamına engel olamayan halkın vicdanındaki sızının 15 Temmuz’da darbecilere karşı meydanlara çıkmasına vesile olduğunun altını çizeceği söyleniyor. Cumhurbaşkanı’nın gündemdeki darbe tartışmalarına da değineceği ve CHP ile darbeler arasındaki ilişkiye dikkat çekeceği ifade ediliyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de darbe tartışmaları konusunda güçlü mesajlar vereceği söyleniyor. Erdoğan, 27 Mayıs’ın yıldönümünde Yassıada’da sadece darbelere karşı olan bir cumhurbaşkanı olarak değil, 27 Nisan e-muhtırasına karşı dik durmuş, 15 Temmuz’da darbeyi bastırmış ve darbecileri yargılamış bir lider olarak konuşacak.
DARBELER VE CHP
27 Mayıs’a giden süreçte İsmet Paşa’nın “Şartlar tamam olduğu zaman milletler için ihtilal meşru bir haktır” sözü darbeciler için bir işaret fişeği olmuştu. Bugün darbe tartışmalarına yine CHP’lilerin açıklamalarının kaynaklık etmesi garip bir tesadüf olmasa gerek.
ÖZAL VE ERDOĞAN’A NASİP OLDU
Demokrat Parti’nin siyasi mirasını yiyen, seçim kürsülerinde Menderes, Polatkan ve Zorlu’nun adını dillerinden düşürmeyen Adalet Partisi ve DYP çizgisi, darbelere karşı demokrasi bilincinin oluşmasına önemli katkı yaptı. Menderes’ten sonra Demirel de darbelerle gitti, seçimle geldi. Ancak seçim meydanlarında, “demokrasi şehitleri” diye oy toplayanlar, Menderes’in anısının yaşatılması ve 27 Mayıs’la mücadele adına bir şey yapmadılar. Ya da yapamadılar. Demirel, “Başbakanlık koltuğuna oturduğumda karşımda Menderes’in fotoğrafı duruyordu” demişti. Ama demokrasinin simgesi olarak çıktığı Çankaya’da Demirel’in 28 Şubat’ın hamiliğine soyunması, siyasi misyonuna uygun bir final olmadı. Menderes’in naaşının İmralı’dan alınarak devlet töreniyle Topkapı’daki anıtmezara nakledilmesi Özal’a, Yassıada’nın “demokrasi müzesi”ne dönüştürülmesi ise Erdoğan’a nasip oldu.
MENDERES MÜZESİ
Bugün aslında iki tören yapılabilecekti. Menderes’in idam edilmeden önce Yassıada’da dibine oturmak için hayalini kurduğu Çine Çayı’nın kenarına Adnan Menderes müzesi yapıldı. Koronavirüs nedeniyle müzenin tamamlanması gecikince, açılışı ileri bir tarihe ertelendi. Müzenin içinde Menderes konağı yer alıyor. Müzede, Menderes’in Gazi Üniversitesi’nde bulunarak Aydın’a getirilen makam aracı ile Ankara’daki Türk Traktör Fabrikası’na hediye edilen traktörü de yer alıyor.
İDAMDAN ÖNCE PROSTAT MUAYENESİ
27 Mayıs darbesi ve Yassıada zulmü bir yazıda anlatılabilecek bir olay değil. Sadece idamlar da değil. Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın boynuna geçirdiği kemeriyle intihar girişiminde bulunduğu, Menderes’in gizli gizli biriktirdiği ilaçları yutarak ölmek istediği utançlara sahne olmuş bir tarih dilimi demek. İdam sehpasına giderken bir başbakanın prostat muayenesine tabi tutulduğu yüz kızartıcı bir dönemin adı demektir.