1985 yılı olsa gerek. Urfa Y.S.E de mühendis olarak görev yapan ve Karadenizli olan Selim Ak isimli bir şahıs Urfa ile ilgili bir kitap yazdı o kitap şu anda bildiğim kadarıyla piyasada bulunmuyor. Bu kitap piyasada tutunmadı amma Urfa'nın kurtuluşu ile ilgili yazdığı yalan ve iftira bir çok insanın zihnine yerleşti.
O kitapta Urfa'nın kurtuluş savaşı basitleştiriliyor,400 kadar şehidin verildiği o savaş ı şöyle anlatıyor Fransızlar Urfa'ya girdiğinde işte Urfa'nın orası burası işgal edildi denilirken kimse umursamıyor. Efendim camiler kilise oldu deseler de yine Urfalılardan bir tepki yok. Birisi Fransızlar İsot tarlasına girdi deyince Urfalılar bu gün namus günüdür diye ayağa kalkıyor ve Fransızlara karşı savaşıyorlar. Urfa'nın o harika ve cansiparane mücadelesini maalesef böylesine son derece basit bir yalan ve iftiraya kurban eden Urfa düşmanı bir ahlaksızın yazdığını bir çok insanımız bilmiyor ve bu yalanın Urfalıları nasıl küçülttüğünün farkında bile değiller.
Fransızların Urfa’ya gelişi 5 ocak yani kış mevsimidir. Defolup gittikleri tarih ise 11 nisandır; yani bahardır. O mevsimde hiç bir tarlada asla ve asla isot yoktur; zira isot yaz aylarında olur. Tarih itibarıyla olaya baktığımızda o sahtekar adamın ne kadar büyük bir yalan söylediği ve iftirada bulunduğu son derece açıktır.
Allah Rahmet Halil Tuğcu isimli bir akrabam Fransızlar Urfa'yı işgal ettiklerinde “Sanki anamın koynuna bir yabancı girmiş gibi zoruma gidiyordu” demişti . Urfalılar dışarıdan hiçbir yardım almadan kendi imkanları ile Fransızları tarumar etmişlerdi. “Kolumu salladım toplar oynadı. Zalim Fransız'ın bomba atışı” türküsünü Urfalılar bestelemiş ve bu savaşın destanını müzikle bezemişlerdi.
Rahmetli babam 13 yaşında iken Birecik cephesinde Fransızlara karşı yapılan savaşa iştirak etmişti. Küçük çocuklarını bile cephelere çekinmeden gönderen imanlı ve vatansever bir halkımız vardı .Bu savaşlar öyle kolay kazanılmadı. Nice nice genç , çocuk, kadın yaşlı insanlarımızın cansiperane mücadelesiyle bu gün göğsümüzü gere gere ve iftiharla o savaşları anlatıyoruz. Her imkansızlığa rağmen asla ve asla DÜŞMANA TESLİM OLMADILAR.
Bir gün Ankara hava alanında idim. Yanıma bir Iraklı geldi oturdu Kürtçe sohbet ettik. Bir ara bana nerelisin dedi Urfalı olduğumu söyledim. Adam bana demez mi Fransızlar Urfa ya girerken Urfalılar hiçbir şeye aldırış etmedi , ne zaman ki İsot tarlasına girdiler işte o zaman Urfalılar ayağa kalktı Hayretler içersin de kaldım o ahlaksızın yazdığı yalan ve iftira ta nerelere kadar ulaşmıştı.
Bu anlatıma göre Urfalılar için vatan namus ve bütün bunlardan daha değerli olan bir isot varmış,
25.06.2019 günü gecesi saat 2.30 sıralarında Ülke Televizyonunu açmıştım. Çok değerli bir ağabeyimiz olan aynı zamanda Melle ve yazar Vahdettin İnce yukarıda arz ettiğim o yalancıdan alıntı yapıldığını bilmeden Urfa'nın kurtuluşu ile ilgili İsot bölümünü anlattı ve bunun altında yatan niyeti bilmeden aktardı. Yukarıda arz ettiğim kitaptan Urfalılara hakaret içeren ve savaşı bir isot tarlasına bağlayan bölümü ekonominin önemine bağlayarak farkında olmadan bir fıkra gibi anlattı.
Ertesi gün Vahdettin İnce beyefendiyi telefonla aradım. Durumu anlattım bunun bir fıkra olduğunu zan ederek bir konuşması sırasında anlattığını kabul etti ve ilerideki bir programda durumu tavzih edeceğini bildirdi.
Ülke TV'nin genel yalın yönetmeni Hasan Öztürk beyefendiye de telefonla durumu anlattım. Şu anda hava alanında Sayın Reisicumhurla birlikte Japonya ya gideceğini ve döndüğünde durumu bir programda düzelteceğini ve Urfayı çok sevdiğini ifade etti. O da bunun bir fıkra olduğunu zan ediyormuş.
İnsanlar elbette hatadan hali değildir. Müminin niyeti amelinden hayırlıdır . Niyet kötü olmayınca durumu düzeltmek çok kolaydır. Önemli olan yanlışı kabul edip düzeltmektir. Ancak yazar çizer ve mütefekkir insanlarımızın çok dikkatli olması gerek . Yoksa farkında olmadan bir çok insanımızı incitebilirler."
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Abdulkadir İKBAL
Urfalılar isot tarlası için mi savaştı?
1985 yılı olsa gerek. Urfa Y.S.E de mühendis olarak görev yapan ve Karadenizli olan Selim Ak isimli bir şahıs Urfa ile ilgili bir kitap yazdı o kitap şu anda bildiğim kadarıyla piyasada bulunmuyor. Bu kitap piyasada tutunmadı amma Urfa'nın kurtuluşu ile ilgili yazdığı yalan ve iftira bir çok insanın zihnine yerleşti.
O kitapta Urfa'nın kurtuluş savaşı basitleştiriliyor,400 kadar şehidin verildiği o savaş ı şöyle anlatıyor Fransızlar Urfa'ya girdiğinde işte Urfa'nın orası burası işgal edildi denilirken kimse umursamıyor. Efendim camiler kilise oldu deseler de yine Urfalılardan bir tepki yok. Birisi Fransızlar İsot tarlasına girdi deyince Urfalılar bu gün namus günüdür diye ayağa kalkıyor ve Fransızlara karşı savaşıyorlar. Urfa'nın o harika ve cansiparane mücadelesini maalesef böylesine son derece basit bir yalan ve iftiraya kurban eden Urfa düşmanı bir ahlaksızın yazdığını bir çok insanımız bilmiyor ve bu yalanın Urfalıları nasıl küçülttüğünün farkında bile değiller.
Fransızların Urfa’ya gelişi 5 ocak yani kış mevsimidir. Defolup gittikleri tarih ise 11 nisandır; yani bahardır. O mevsimde hiç bir tarlada asla ve asla isot yoktur; zira isot yaz aylarında olur. Tarih itibarıyla olaya baktığımızda o sahtekar adamın ne kadar büyük bir yalan söylediği ve iftirada bulunduğu son derece açıktır.
Allah Rahmet Halil Tuğcu isimli bir akrabam Fransızlar Urfa'yı işgal ettiklerinde “Sanki anamın koynuna bir yabancı girmiş gibi zoruma gidiyordu” demişti . Urfalılar dışarıdan hiçbir yardım almadan kendi imkanları ile Fransızları tarumar etmişlerdi. “Kolumu salladım toplar oynadı. Zalim Fransız'ın bomba atışı” türküsünü Urfalılar bestelemiş ve bu savaşın destanını müzikle bezemişlerdi.
Rahmetli babam 13 yaşında iken Birecik cephesinde Fransızlara karşı yapılan savaşa iştirak etmişti. Küçük çocuklarını bile cephelere çekinmeden gönderen imanlı ve vatansever bir halkımız vardı .Bu savaşlar öyle kolay kazanılmadı. Nice nice genç , çocuk, kadın yaşlı insanlarımızın cansiperane mücadelesiyle bu gün göğsümüzü gere gere ve iftiharla o savaşları anlatıyoruz. Her imkansızlığa rağmen asla ve asla DÜŞMANA TESLİM OLMADILAR.
Bir gün Ankara hava alanında idim. Yanıma bir Iraklı geldi oturdu Kürtçe sohbet ettik. Bir ara bana nerelisin dedi Urfalı olduğumu söyledim. Adam bana demez mi Fransızlar Urfa ya girerken Urfalılar hiçbir şeye aldırış etmedi , ne zaman ki İsot tarlasına girdiler işte o zaman Urfalılar ayağa kalktı Hayretler içersin de kaldım o ahlaksızın yazdığı yalan ve iftira ta nerelere kadar ulaşmıştı.
Bu anlatıma göre Urfalılar için vatan namus ve bütün bunlardan daha değerli olan bir isot varmış,
25.06.2019 günü gecesi saat 2.30 sıralarında Ülke Televizyonunu açmıştım. Çok değerli bir ağabeyimiz olan aynı zamanda Melle ve yazar Vahdettin İnce yukarıda arz ettiğim o yalancıdan alıntı yapıldığını bilmeden Urfa'nın kurtuluşu ile ilgili İsot bölümünü anlattı ve bunun altında yatan niyeti bilmeden aktardı. Yukarıda arz ettiğim kitaptan Urfalılara hakaret içeren ve savaşı bir isot tarlasına bağlayan bölümü ekonominin önemine bağlayarak farkında olmadan bir fıkra gibi anlattı.
Ertesi gün Vahdettin İnce beyefendiyi telefonla aradım. Durumu anlattım bunun bir fıkra olduğunu zan ederek bir konuşması sırasında anlattığını kabul etti ve ilerideki bir programda durumu tavzih edeceğini bildirdi.
Ülke TV'nin genel yalın yönetmeni Hasan Öztürk beyefendiye de telefonla durumu anlattım. Şu anda hava alanında Sayın Reisicumhurla birlikte Japonya ya gideceğini ve döndüğünde durumu bir programda düzelteceğini ve Urfayı çok sevdiğini ifade etti. O da bunun bir fıkra olduğunu zan ediyormuş.
İnsanlar elbette hatadan hali değildir. Müminin niyeti amelinden hayırlıdır . Niyet kötü olmayınca durumu düzeltmek çok kolaydır. Önemli olan yanlışı kabul edip düzeltmektir. Ancak yazar çizer ve mütefekkir insanlarımızın çok dikkatli olması gerek . Yoksa farkında olmadan bir çok insanımızı incitebilirler."