olay reklam sol
ufuklar koleji sol
Şanlıurfa
18 Ekim, 2024, Cuma
  • DOLAR
    34.07
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2733.2
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57623.74$
olay köşe yazısı üstü

Urfa mı geri verin…

09 Kasım 2015, Pazartesi 15:13

Selam dostlar…

 

Daha dun, yarına yakın olan dun… Elli yıl öncesi dun, o gün!

Çocukluğum, ellimden tutu gezecektik… O, eski Urfa'yı…

Birden Tarihin kapısında…  X rey cihazı belirdi… Heyecanlandım!

Çocukluğum ''boşalt dedi kalbinde beyninde ne varsa!''

''Niye'' dedim 'sokmazlar böyle içeriye '' dedi ''elli yıl öncesine sokmazlar!''

''çünkü Siz bitmişiniz, çöplüğe dönmüş ruhunuz, beyniniz, kişiliğiniz!

Ne olduğunuz beli değil, maronlaşmışsınız, dijitalleşmişsiniz, siz kimsiniz!

Öylesine Korkmuştum çocukluğumdan, niye bu kadar korkuyordum ki!

Çocukluğum.

--Boşaltın mı kalbindeki kötülüğü, beynindeki tilkiliği,  boşalt!

Yoksa x rey cihazından geçemesin, Bırakmazlar… Korkma haydi boşalt…

''Boşalttım'' dedim utana, utana sıkıla, sıkıla… Niye utanıyordum ki!

''Ama ben kötü değilim'' diyecek oldum… Haykıracak oldum, ama…

Çocukluğum.

--sus'' dedi sizin ne olduğunuz meydanda sus''

Barış diyorsunuz içinden savaş çıkıyor kimsiniz lan siz…

Kardeşiz diyorsunuz… Sağı solu bombalıyorsunuz… Niye!

Genç fidanları öldürüyorsunuz, derdiniz ne, kimsiniz… Neden!

Ne adap kalmış ne vicdan ne feraset, kime uşaklık ediyorsunuz…

Komşu hakkı, kul hakkı, ayetleri inkâr ediyorsunuz, nesiniz…

Yine ''Ama'' diyecek oldum dişlerini sıkarak devam eti…

Çocukluğum.

--Biz Urfa'yı dünya'yı size böylemi teslim etik… Uşak Gür ebeler 

Siz hur kal olmuşunuz, ölmeyi unutmuşunuz yaşamak uğruna…

''Gel dedi gel'' çocukluğum size bıraktığımız Urfa ya bir bak hatırla ve utan! 

Geçmiştik o cihazdan az daha ötecek oldu, çocukluğum…''ben kefilim ''dedi.

Bir an her şey değişmişti, elimi atım cep telefonum birden yok oldu!

Kıyafetlerim bile değişmişti bir pantolon bir gömlek, markası beli değildi!

Arkadan birden faytonun zil sesiyle irkildim… O, kadar mutluydum ki…

Çocukluğum ha de demesiyle…  

Faytonun arkasına asıldık, o daracık sokalar da biraz ilerledik…

Kırbaçlanma korsuyla olsa gerek, atladık olduğumuz yerden…

Güneş bir başka parlıyordu, gökyüzü çok özgürdü ve mavi idi… 

Hasan emi bağırıyordu oradan…

--Ğazyağııııııı…..gaz yağııııı….gaz…yağğğıııı

''Hasan emi merhaba'' dedim konuşmadı benimle…

Bir ağabey bıçkıyla buz kesiyordu…

Ğestavi garban yine asılmışlardı… Biri daburuka ya biri tambura 

--Kara uzum hebesiiiii leee leeee canım kızlllllarıııınnnnn!

Seyfettin sucu… Kahvede Kasnakta sesi geliyordu hoyratıyla…

--Urfalıyım ağam ben… Her derde ortağam ben

Madaranın önünden geçti genzime bahar indi…

Buğdayın kokusuyla birlikte…

Gelin, damat esbap yürüyüşü vardı, seğende tırıt   

Anam kelle yapmıştı…

--Anam dedim anaaaam anam ver elini öpeyim…

Yalnızım be anam, kalabalık içersinde, özledim seni be anam…

Yıldızımı çaldılar, balkonlarda, tuz Şor değil be anam, konuş anam konuş!  

Bakmıyordu bile yüzüme… Çok kızmıştı çoooook 

Babam önlüğüyle dukandan gelmişti… Halil ağa ile sohbet ediyorlardı…

Halil ağa.

--Bedir ağa söyle, bu mahallede bir fakir aç yatarsa halimiz nice olur!

Öte mahallede bir çeşme daha yapalım, kimse susuz kalmasın ayıp, günah!

Bir arkadaşımı gördüm elinde ev ekmeği üzerine salça sürülmüş birazda isot!

''Meğey'' dedim ''birazını ver'' dedim kaçtı gitti vermedi o kadar güzel kokuyordu ki

Gülle oynayan arkadaşlarım oradaydı, bir bağırıyordu oradan…

--Peste benim, yoksa kulüpleri vermem haaa  delememi tut dedi diğer!

Ben tutacak oldum delemeyi bana vermediler, hepsi kusmuştu benden…

Çocukluğum.

--Daha anlamadın mı bunlar senden konuşmazlar… Çünkü…

Kirletiniz dünya'yı Urfa'yı… Hep birden bağırdılar…

Urfa'yı geri verin laaaaaaaan

Yatakta uyandığımda kan ter içinde kalmıştım, ama Helen genzim bahar kokuyordu!

Biz dedik size isteyen gül atar isteyen diken saplar gülde bizim dikende baaaaaay.