Holigan, İngilizce “sokak serserisi” anlamına gelen “holigan” kelimesinden türemiştir. Özellikle futbolda aşırı derecede bağımlı, agresif, Vandalizm içeren eğilimleri olan taraftarlara verilen isimdir. Bu tarz kişilerin sergiledikleri şiddet içeren durumlara ve sonuçlara da “holiganizm” denilmektedir.
Holiganizm aslında sporun dışında birçok alanda da varlığını hissettirmektedir. Siyaset başta olmak üzere aşırı milliyetçilik gibi alanlarda da holiganizm’in gölgesini görmek mümkündür.
Holiganlar, sportif rekabetin dostluk, centilmenlik ve barış içerisinde sürdürülmesi yerine savaşçılığa dayanan yarışmacılık ve rekabet duygusunu öne alır.
Holiganizm’in vardığı son nokta ise maalesef sporda şiddettir. Ülkemizde sporda şiddetin önlenmesi için 14 Nisan 2011 tarihinde 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun yürürlüğe girmiştir. Kanunla; Kesici, ezici, bereleyici veya delici aletler ile patlayıcı, parlayıcı, yanıcı veya yakıcı maddeleri müsabaka, seyir, özel seyir ve antrenman alanları ile takım veya taraftarların toplu olarak seyahat ettikleri araçlara sokanların 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması, Tehdit veya hakaret içeren tezahüratta bulunanların 50 günden az olmamak üzere adli para cezasına çarptırılması, Spor alanlarında toplum kesimlerini din, dil, ırk, etnik köken, cinsiyet veya mezhep farkı gözeterek hakaret oluşturan söz ve davranışlarda bulunan kişi, fiili daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması, müsabakanın güvenliğini bozanlara 3 yıla kadar hapis, 1 yıl ve üzeri hapis cezası alanların 5 yıl sportif faaliyet yürüten kulüplerde yönetime girememesi, sporda şiddeti teşvik edenlerin müsabakaları 1 yıl izleyememesi gibi cezai müeyyideler öngörülmüştür.
Bütün bu cezai müeyyidelere rağmen maalesef ülkemizde sporda şiddet ve holiganizm’in önüne geçilememektedir. Ülkemizin önde gelen Psikiyatri Uzmanlarından Prof. Dr. Nevzat Tarhan’a göre holiganizm ve sporda şiddetin en önemli kaynağı aşırı stres ve aşırı stresin özellikle futbol maçlarında dışa vurulmasıdır. Tarhan’a göre, holiganlar, Başka yerde söyleyemediği küfürleri karşılaşmaları seyrederken söyler. Maçlarda karşılaşmaları öfkesini ifade ederek stres azaltma tekniği olarak görürler. Aslında böyle kişiler takımı değil de kendinde uyandırdığı öfkeyi seviyorlar. Holiganlar ve fanatiklerde, Özgüven eksikliği vardır. Kusurlarıyla birlikte ayakta durma beceresi gelişmemiştir. Ego yerine bağlandığı kişiyi koyar. Hukuku yok sayarlar. Kendi hukuk normlarını kendileri geliştirirler.
Bununla birlikte aslında şu gerçeği de kabul etmemiz gerekir ki; Spor kulüplerimizi yöneten başkanlar ve yönetimlerinde yer alanlar da zaman zaman sportif rekabetin barış, dostluk ve centilmenlik ekseninde sürdürülmesi zorunluluğunu unutarak başarısızlıklarını holiganizm ve fanatiklik eğilimine dönüştürerek sporda şiddete ve holiganizm’e adeta davetiye çıkartmaktadırlar.
Bunu nereden çıkartıyoruz? Son dönemlerde ülkemizde özellikle futbol müsabakalarında gerek hakem hataları ve gerekse Var’dan kaynaklanan hataların bazı kulüplerimizi gerçekten mağdur etmesi sonucunda bu kulüplerin başkan veya bazı yöneticilerinin haklı gerekçeleri olmakla birlikte hukuki ve ahlaki sınırları aşan ve sporda barışı ve centilmenliğe aykırı beyanlarından çıkartıyoruz.
İşin gerçeği, çoğu spor kulübümüzün başkan ve yöneticileri hukuki ve ahlaki sınırları aşarak kendi iç sorunları ve başarısızlıklarını başka mecralara çekerek örtme yolunu seçmektedirler. Ancak bu yöntem ülkemizdeki futbol kulüplerinin taraftarları arasında bir takım tehlikeli olayların çıkmasına zemin hazırlamaktadır. Kulüplerimizin taraftarları adeta düşman kamplara ayrılmaktadırlar.
Ülkemiz, herkesin malumu olduğu üzere içte ve dışta çok zor bir dönemden geçmektedir. Ekonomik, siyasi ve dış politik gelişmeler göz önüne alındığında milletimizin kamplaşma, kutuplaşma ve ayrışma gibi lüksü bulunmamaktadır. Aksine özellikle coğrafyamızda yaşadığımız savaş ve çatışma ihtimalleri dikkate alınarak, birliğimizi, dirliğimizi ve bütünlüğümüzü muhafaza etme zorunluluğumuz bulunmaktadır.
Sporda şiddet ve holiganizm maalesef ülkemizin huzuru, birliği, dirliği ve bütünlüğü için tehdit oluşturmaktadır. Bundan dolayıdır ki, spor kulüplerimizi yöneten başkanlar ve diğer yöneticilerin müsabakalarda uğradıkları bir takım mağduriyetleri öne sürerek verdikleri beyanlar ve yaptıkları açıklamalara çok dikkat etmeleri gerekmektedir.
Sporda şiddet ve holiganizm’in önlenmesi veya en aza indirgenmesi için öncelikle her alanda olduğu gibi sporda da Ahlaki ilkelerin hâkim kılınması gerekir, Futbol müsabakalarını yöneten hakemler ve VAR hakemlerinin daha dikkatli, özenli ve hakkaniyetli bir yönetim sergilemeleri gerekir. Futbolumuzu yöneten en üst kuruluş olan Futbol Federasyonu, federasyona bağlı Merkez Hakem Kurulu ve PFDK gibi alt kuruluşlarının kararlarında adaleti gözeten her takıma eşit muamele yürüten ve çifte standarttan uzak bir anlayışla hareket etmesi gerekir.
Taraftarların ve taraftar gruplarının kendi kulüpleri ve Futbol Federasyonunca hazırlanacak bir program doğrultusunda eğitilmesi, taraftar grupları arasında özellikle dört büyük kulübümüzün taraftar grupları arasında kendi aralarında yapacakları maçlar öncesinde bir araya gelerek dostluk ve kardeşlik ve centilmenlik mesajlarının verilmesi, zaman zaman kulüp başkanları ve yöneticilerinin bir araya gelerek yine olumlu ve birlik mesajları verilmesi sporda şiddetin azaltılması yolunda atılabilecek en önemli adımlardır.
Unutmayalım ki sporda al olan dostluk, kardeşlik ve centilmenlik içerisinde tatlı bir rekabetin sürdürülmesidir. Her kulübümüz ve taraftarı değerlidir. Ancak onlardan daha değerli olan ülkemizin ve milletimizin huzuru, birliği, dirliği ve bütünlüğüdür. Meseleye biraz da bu açıdan bakılmalıdır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Nureddin KAYA
Ülkemizde Sporda Şiddet ve Holiganizm!
Holigan, İngilizce “sokak serserisi” anlamına gelen “holigan” kelimesinden türemiştir. Özellikle futbolda aşırı derecede bağımlı, agresif, Vandalizm içeren eğilimleri olan taraftarlara verilen isimdir. Bu tarz kişilerin sergiledikleri şiddet içeren durumlara ve sonuçlara da “holiganizm” denilmektedir.
Holiganizm aslında sporun dışında birçok alanda da varlığını hissettirmektedir. Siyaset başta olmak üzere aşırı milliyetçilik gibi alanlarda da holiganizm’in gölgesini görmek mümkündür.
Holiganlar, sportif rekabetin dostluk, centilmenlik ve barış içerisinde sürdürülmesi yerine savaşçılığa dayanan yarışmacılık ve rekabet duygusunu öne alır.
Holiganizm’in vardığı son nokta ise maalesef sporda şiddettir. Ülkemizde sporda şiddetin önlenmesi için 14 Nisan 2011 tarihinde 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun yürürlüğe girmiştir. Kanunla; Kesici, ezici, bereleyici veya delici aletler ile patlayıcı, parlayıcı, yanıcı veya yakıcı maddeleri müsabaka, seyir, özel seyir ve antrenman alanları ile takım veya taraftarların toplu olarak seyahat ettikleri araçlara sokanların 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması, Tehdit veya hakaret içeren tezahüratta bulunanların 50 günden az olmamak üzere adli para cezasına çarptırılması, Spor alanlarında toplum kesimlerini din, dil, ırk, etnik köken, cinsiyet veya mezhep farkı gözeterek hakaret oluşturan söz ve davranışlarda bulunan kişi, fiili daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması, müsabakanın güvenliğini bozanlara 3 yıla kadar hapis, 1 yıl ve üzeri hapis cezası alanların 5 yıl sportif faaliyet yürüten kulüplerde yönetime girememesi, sporda şiddeti teşvik edenlerin müsabakaları 1 yıl izleyememesi gibi cezai müeyyideler öngörülmüştür.
Bütün bu cezai müeyyidelere rağmen maalesef ülkemizde sporda şiddet ve holiganizm’in önüne geçilememektedir. Ülkemizin önde gelen Psikiyatri Uzmanlarından Prof. Dr. Nevzat Tarhan’a göre holiganizm ve sporda şiddetin en önemli kaynağı aşırı stres ve aşırı stresin özellikle futbol maçlarında dışa vurulmasıdır. Tarhan’a göre, holiganlar, Başka yerde söyleyemediği küfürleri karşılaşmaları seyrederken söyler. Maçlarda karşılaşmaları öfkesini ifade ederek stres azaltma tekniği olarak görürler. Aslında böyle kişiler takımı değil de kendinde uyandırdığı öfkeyi seviyorlar. Holiganlar ve fanatiklerde, Özgüven eksikliği vardır. Kusurlarıyla birlikte ayakta durma beceresi gelişmemiştir. Ego yerine bağlandığı kişiyi koyar. Hukuku yok sayarlar. Kendi hukuk normlarını kendileri geliştirirler.
Bununla birlikte aslında şu gerçeği de kabul etmemiz gerekir ki; Spor kulüplerimizi yöneten başkanlar ve yönetimlerinde yer alanlar da zaman zaman sportif rekabetin barış, dostluk ve centilmenlik ekseninde sürdürülmesi zorunluluğunu unutarak başarısızlıklarını holiganizm ve fanatiklik eğilimine dönüştürerek sporda şiddete ve holiganizm’e adeta davetiye çıkartmaktadırlar.
Bunu nereden çıkartıyoruz? Son dönemlerde ülkemizde özellikle futbol müsabakalarında gerek hakem hataları ve gerekse Var’dan kaynaklanan hataların bazı kulüplerimizi gerçekten mağdur etmesi sonucunda bu kulüplerin başkan veya bazı yöneticilerinin haklı gerekçeleri olmakla birlikte hukuki ve ahlaki sınırları aşan ve sporda barışı ve centilmenliğe aykırı beyanlarından çıkartıyoruz.
İşin gerçeği, çoğu spor kulübümüzün başkan ve yöneticileri hukuki ve ahlaki sınırları aşarak kendi iç sorunları ve başarısızlıklarını başka mecralara çekerek örtme yolunu seçmektedirler. Ancak bu yöntem ülkemizdeki futbol kulüplerinin taraftarları arasında bir takım tehlikeli olayların çıkmasına zemin hazırlamaktadır. Kulüplerimizin taraftarları adeta düşman kamplara ayrılmaktadırlar.
Ülkemiz, herkesin malumu olduğu üzere içte ve dışta çok zor bir dönemden geçmektedir. Ekonomik, siyasi ve dış politik gelişmeler göz önüne alındığında milletimizin kamplaşma, kutuplaşma ve ayrışma gibi lüksü bulunmamaktadır. Aksine özellikle coğrafyamızda yaşadığımız savaş ve çatışma ihtimalleri dikkate alınarak, birliğimizi, dirliğimizi ve bütünlüğümüzü muhafaza etme zorunluluğumuz bulunmaktadır.
Sporda şiddet ve holiganizm maalesef ülkemizin huzuru, birliği, dirliği ve bütünlüğü için tehdit oluşturmaktadır. Bundan dolayıdır ki, spor kulüplerimizi yöneten başkanlar ve diğer yöneticilerin müsabakalarda uğradıkları bir takım mağduriyetleri öne sürerek verdikleri beyanlar ve yaptıkları açıklamalara çok dikkat etmeleri gerekmektedir.
Sporda şiddet ve holiganizm’in önlenmesi veya en aza indirgenmesi için öncelikle her alanda olduğu gibi sporda da Ahlaki ilkelerin hâkim kılınması gerekir, Futbol müsabakalarını yöneten hakemler ve VAR hakemlerinin daha dikkatli, özenli ve hakkaniyetli bir yönetim sergilemeleri gerekir. Futbolumuzu yöneten en üst kuruluş olan Futbol Federasyonu, federasyona bağlı Merkez Hakem Kurulu ve PFDK gibi alt kuruluşlarının kararlarında adaleti gözeten her takıma eşit muamele yürüten ve çifte standarttan uzak bir anlayışla hareket etmesi gerekir.
Taraftarların ve taraftar gruplarının kendi kulüpleri ve Futbol Federasyonunca hazırlanacak bir program doğrultusunda eğitilmesi, taraftar grupları arasında özellikle dört büyük kulübümüzün taraftar grupları arasında kendi aralarında yapacakları maçlar öncesinde bir araya gelerek dostluk ve kardeşlik ve centilmenlik mesajlarının verilmesi, zaman zaman kulüp başkanları ve yöneticilerinin bir araya gelerek yine olumlu ve birlik mesajları verilmesi sporda şiddetin azaltılması yolunda atılabilecek en önemli adımlardır.
Unutmayalım ki sporda al olan dostluk, kardeşlik ve centilmenlik içerisinde tatlı bir rekabetin sürdürülmesidir. Her kulübümüz ve taraftarı değerlidir. Ancak onlardan daha değerli olan ülkemizin ve milletimizin huzuru, birliği, dirliği ve bütünlüğüdür. Meseleye biraz da bu açıdan bakılmalıdır.