Bazı kimselerin;ezanla, Kur'an-ı Türkçeleştirdi diyerek bunu her fırsatta temcit pilavı gibi servis edip,Atatürke olan kin ve nefreterini dillendirdikleri bir gerçek...
Şimdi üzümün Arapçasını ;Türkçe söylerseniz, üzümün tadında herhangi bir değişiklik söz konusu olur mu;veya Arapça'da damakta var ettiği tad, Türkçedekinden daha mı farklı olur?
Ülkemizde, yaşlı genç;kadın veya erkek, yolda gidenleri çevirip günde beş vakit okunan ezandaki "Allahu Ekber" cümlesinin ne anlama geldiğini soralım;bakalım kaç kişi bilecek..!
Kılınan namazlarda kaç kişi acaba bir süre'yi yahut bir dua'yı, bir ayet'i tam ve doğru bir şekilde okuyabilir...
Arapçadaki harflerin çoğu Türkçede olmayınca, Arapça okunan ayet veya dua; eksik veya yanlış okunmaz mı. Peki yanlışın bir makbuliyet statüsünde tutulmasının bir gerekçesi var mıdır.!
Geçenlerde bir komşumla kendi aramızda mütala babında bu konuyu konuşuyorduk. Yine komşumuz olan bir öğretmen arkadaş yanımızdan selam verip geçmek üzereyken,onu durdurup, samimiyetimize binaen kendisine bir iki soru soracağımızı beyan ettik; sağolsun o da kabul etti.
Kendisine Ezanda okunan "Hayelelfelah " cümlesinin ne anlama geldiğini sorduk. O da "Allah birdir "diyerek cevap verdi. Şimdi öğretmene sorduğumuz bu sorunun cevabı olan " Hayalelfelah'ın"
kurtuluşa dair bir çağrı anlamına geldiğini bir kaç kişi dışında kim bilebiliyor?
İslam, sadece Araplar için değil,tüm insanlara inmiş alemşumul bir din olduğuna göre, neden başka bir dile tercüme edilmesin, veya o dille okunmasın..!
Geçenlerde Uygur bir gazeteci arkadaşımın evinde oturup sohbet ederken, masanın üzerinde duran bir Kuran-ı Kerim'i alıp incelemeye başladım. Yazı bir kaç değişik harf dışında Arap harfleriyle yazılıydı;ama içeriği Uygurcaydı. Yani Uygurlar kendi dillerinde Kuran-ı Kerim'i okuyup,idrak etmeye çalışıyorlar. İngilizce, yahut başka bir dille de okunabilir, bunun ne zararı var, doğrusu merak konusu.
Yolunu bilemediğiniz bir hedefe doğru gidiyorsunuz. Biri, sizin dilinize tercüme edilmiş , okuyup, yazdığınız harflerle tasarlanan bir haritayı verse;" hayır bana bunun Arapçasını mı verin dersiniz.
Aldığınız herhangi bir eşyanın yanısıra,Türkçesi ile birlikte, ayrı ülkeleri de kapsayan bir kullanma klavuzu verirler değil mi... Çünkü o eşyadan her ülkede var ve herkes kendi dilinde okuyup, o eşyayı doğru kullanmak zorundadır.
Kur'an, dinimizin tüm şartlarını öğretip, icrasında bize amil bir sıfat kazandırarak, bu dünyadan, ahiret yurduna sağ salim varmamızı sağlayan en büyük klavuz dur.
şimdi bu sonuca göre, Atatürk'ü eleştirmek yerine;ona minnet duymamız gerekmez mi..!
Mustafa Kaplan
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Mustafa Kaplan
TÜRKÇE EZAN
Bazı kimselerin;ezanla, Kur'an-ı Türkçeleştirdi diyerek bunu her fırsatta temcit pilavı gibi servis edip,Atatürke olan kin ve nefreterini dillendirdikleri bir gerçek...
Şimdi üzümün Arapçasını ;Türkçe söylerseniz, üzümün tadında herhangi bir değişiklik söz konusu olur mu;veya Arapça'da damakta var ettiği tad, Türkçedekinden daha mı farklı olur?
Ülkemizde, yaşlı genç;kadın veya erkek, yolda gidenleri çevirip günde beş vakit okunan ezandaki "Allahu Ekber" cümlesinin ne anlama geldiğini soralım;bakalım kaç kişi bilecek..!
Kılınan namazlarda kaç kişi acaba bir süre'yi yahut bir dua'yı, bir ayet'i tam ve doğru bir şekilde okuyabilir...
Arapçadaki harflerin çoğu Türkçede olmayınca, Arapça okunan ayet veya dua; eksik veya yanlış okunmaz mı. Peki yanlışın bir makbuliyet statüsünde tutulmasının bir gerekçesi var mıdır.!
Geçenlerde bir komşumla kendi aramızda mütala babında bu konuyu konuşuyorduk. Yine komşumuz olan bir öğretmen arkadaş yanımızdan selam verip geçmek üzereyken,onu durdurup, samimiyetimize binaen kendisine bir iki soru soracağımızı beyan ettik; sağolsun o da kabul etti.
Kendisine Ezanda okunan "Hayelelfelah " cümlesinin ne anlama geldiğini sorduk. O da "Allah birdir "diyerek cevap verdi. Şimdi öğretmene sorduğumuz bu sorunun cevabı olan " Hayalelfelah'ın"
kurtuluşa dair bir çağrı anlamına geldiğini bir kaç kişi dışında kim bilebiliyor?
İslam, sadece Araplar için değil,tüm insanlara inmiş alemşumul bir din olduğuna göre, neden başka bir dile tercüme edilmesin, veya o dille okunmasın..!
Geçenlerde Uygur bir gazeteci arkadaşımın evinde oturup sohbet ederken, masanın üzerinde duran bir Kuran-ı Kerim'i alıp incelemeye başladım. Yazı bir kaç değişik harf dışında Arap harfleriyle yazılıydı;ama içeriği Uygurcaydı. Yani Uygurlar kendi dillerinde Kuran-ı Kerim'i okuyup,idrak etmeye çalışıyorlar. İngilizce, yahut başka bir dille de okunabilir, bunun ne zararı var, doğrusu merak konusu.
Yolunu bilemediğiniz bir hedefe doğru gidiyorsunuz. Biri, sizin dilinize tercüme edilmiş , okuyup, yazdığınız harflerle tasarlanan bir haritayı verse;" hayır bana bunun Arapçasını mı verin dersiniz.
Aldığınız herhangi bir eşyanın yanısıra,Türkçesi ile birlikte, ayrı ülkeleri de kapsayan bir kullanma klavuzu verirler değil mi... Çünkü o eşyadan her ülkede var ve herkes kendi dilinde okuyup, o eşyayı doğru kullanmak zorundadır.
Kur'an, dinimizin tüm şartlarını öğretip, icrasında bize amil bir sıfat kazandırarak, bu dünyadan, ahiret yurduna sağ salim varmamızı sağlayan en büyük klavuz dur.
şimdi bu sonuca göre, Atatürk'ü eleştirmek yerine;ona minnet duymamız gerekmez mi..!
Mustafa Kaplan