Çalışan emekçiler için sendikalar, hak alıp hak vermede, iş mahkemeleri ölçüsünde adalet terazisidir.  Halen aynı ölçüde değişmedi dersek, ölçüyü kaçırmış oluruz...   Eski Türk iş Genel Başkanı,  Sayın Şemsi DENİZER, Sayın Bayram MERAL, sorası Türk iş genel başkanı ve yönetim kadrosu, çalışan üyelerine sevinç dolu bir bayram yaşatamadılar...                                  

Ne eski genel Başkanlarda BAYRAM MERALLERİ, NEDE İŞÇİ BAYRAMI SEVİNCİNİ GÖREMEDİLER.       Şimdi; Tüm çalışan Emekçiler ''NE İŞ TÜRK İŞ'' Sorusuna dünden bu güne cevap bulma uğraşı içindeler.

Peki; sorun ne denilince,  Rutin olarak İşverenle yapılan işçi sözleşmelerinde...                                   “ BİZ NE BİLELİM BEGİM İŞVEREN BİLİR Teslimiyetin deymiş gibi olunca, işçiyle işveren dünden razı ve mutabık, yapılan sözleşmeler, İşverenin yüzde üç buçuğuna çıt çıkarmadan...  Ne verilirse ''bereket versin mantık’ı teslimiyetin-dediler bitten iş sözleşmelerinde, yoksulluk hallerinde... ''biz ne bilelim beyim işveren bilir'' düşüncesi ile NE İŞ TÜRK İŞ sorusunu akıllara getirmekte... Daha başka neler var?  Bundan önceleri çalışan işçilerin SSK HASTANELERİ VARDI. işçilere has tedavi hizmetleri verilirdi,  çalışan emekçiler için bir imtiyazdı...  Ya şimdi... Sendika kendi üyelerine eğittim katkı payı olarak ekstradan burs desteği yok.   Banklardan kredi indirim avantajı yok. Çalışan işçiler emekli olduklarında emekli ikramiyesiyle bir ev alamazken ve yahut başka bir kıyasla TOKİ den işçi vede memur emekçilerine konut edindirme girişimi yok. Bakkallar, Taşeron İşçi dernekleri, Emlak dernekleri, TOKİ haklarını kullanırken...  işçiler halen ''NE İŞ TÜRK İŞ'' sorusuna cevap bulma çalışmasındadır.

Çalışan işçiler, iş başı yaptıkları süre ve emekli olduktan sonrasına kadar olan zaman içinde...  Genel başkanlarını yakından genelden görmüş değiller. Kaynaşma, yakınlaşma. iletişim,...  bayramlaşmalada bile yoklar,  Köy Hizmetleri ( YSE ) yâda il özel idaresi Çalışanları...  Belediyelerden aldıkları eşitlik ilkesi! eşit iş, eşit ücret, emsali kazanılan yasal hakların bu kategoride olan çalışanlarına dönüp bakmış bile değil, işçi üyeler sendikanın gelirinden, giderinden karından zararından, zorunlu, keyfi harcamalarından, bütçenin meblağından habersiz...                                    

Bu şekilde olunca da kafalarda bu defa soru şekli... ''BİZ NE BİLELİM BEĞİM İŞVEREN BİLİR DEĞİLDE BİZ NE BİLELİM BEĞİM, SENDİKA BİLİR DİYE, ANLAM FARKI ÇIKMAKTA... Zaman zaman bazı sendikalar, asli kuruluş ilkeleri doğrultusu dışında, sokaklara dökülüp, siyasi arenalarda langur lungur edip, fikir kirliliği ile saf üyelerini de  zan altına sokmada. Oysa sendikalara ödenen aidatlar bu tür meydan gösterileri için olmasa gerek. Yapılması istenen hizmet ilkesi ve üyelerdir. İşçi ve İşveren şartları ile örtüşen iş akitleri yapılmalı. Son söz işverenlerce olup bitecekse, kapatalım sendikaları, Patron sağ, işçi selamet olsun.

 BAŞTA DEDİK YA! TÜRK İŞ VE KAPATILSIN SENDİKALAR BİTSİN BU İŞ…