Ekrem Akurgal dünyanın sayılı arkeologlarından biriydi. Atatürk’ün kıvılcım olarak yurtdışına eğitime gönderdiği gençlerdendi. Kıvılcım olarak gitti, meşale olarak geri geldi.
Onun seçtiği alan Arkeolojiydi. Foça, Çandarlı ve İzmir antik kentlerini ortaya çıkardı. Anadolu uygarlıkları konusunda pek çok kitabı ve makalesi var. Sadece Türkiye’de değil, pek çok Batı üniversitesinde ders verdi. Bazı üniversitelerde kürsülerin adları “ Akurgal” diye anılır.
Akurgal 2002 yılında öldü. Geride inanılmaz bir Anadolu arkeoloji alfabesi ve atlası bıraktı. Bu eserlerden Milattan Önce Taş Devrinden başlıyor, yüzlerce uygarlığı kapsıyor. (TÜBİTAK yayınlarından çıkan Anadolu Kültür Tarihi adlı eseri meraklısına fikir verir ve kalıcı bilgiler sağlar)
Yazımızın konusu Anadolu’da kazılar olunca, Akurgal’ı anmadan başlayamayız. Burada belirteyim; Akurgal kelimesinin Sümerce’de ‘Su Ülkesi’ gibi bir anlamı var. Soyadı Kanunu çıkınca, bu soyadını kendine uygun görmüş olmalı.
Arkeolojik kazılar deyince aklımıza Ege Bölgesi, kısmen Akdeniz ve Güneydoğu Bölgeleri gelir.
Ancak Anadolu’nun hemen her yerinde uygarlıkların izi var, bu bazen bir kent yani antik site devletlerine veya koskoca bir imparatorluğa ait olabilir. Hititlerden tutun da Roma dönemine kadar onlarca uygarlığın izini taşıyabilir bu kalıntılar.
Zonguldak’ta da Roma dönemine ait bir antik kent kalıntıları bulunuyor. Bu antik kent 80 yıl boyunca taş ocağı olarak kullanılmış. Şimdi uzmanlar elde kalan kalıntıları kurtarmaya çalışıyor.
Yazmanın tam zamanı geldi, Ege ve Akdeniz’de zamanımızın taş ocakları altında veya çevresinde böyle kalıntılar bulunuyor. Şimdinin uyanıkları eskinin taş izlerini takip ediyorlar diyebiliriz.
Doğayı katleden bu taş ocakları, Anadolu’nun tarihini de yok ediyorlar.
Zonguldak’taki Tieion antik kenti eski Doğu Roma’nın önemli yerleşim alanlarındandı…
Burada büyük bir tiyatro olduğu 30 yıl önce keşfedildi. Tios tiyatrosu, Filyos beldesinde, Karadeniz’in kıyı kesiminde günümüze kadar ulaşabilen ‘tek” antik tiyatro…
Kazılar 2006 yılından beri sürüyordu. Ancak yoğun yabani bitki örtüsünün temizlenmesi bile yıllar aldı. Kazılar çoğu zaman bütçe yetersizliğinden durdu. Neyse ki; Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı(TPAO)sayesinde bu güçlük aşıldı. Şimdi yedi bin kişilik tiyatronun ilk basamaklarına ulaşıldı.
Sizin anlayacağınız; Zonguldak’ın da yakında Efes ve Bergama gibi bir antik tiyatrosu ortaya çıkacak.
Gazeteci Cengiz Erdil Köşe yazısı
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Cengiz ERDİL
Taş ocağından çıkan tarih
TAŞ OCAĞINDAN ÇIKAN TARİH
Ekrem Akurgal dünyanın sayılı arkeologlarından biriydi. Atatürk’ün kıvılcım olarak yurtdışına eğitime gönderdiği gençlerdendi. Kıvılcım olarak gitti, meşale olarak geri geldi.
Onun seçtiği alan Arkeolojiydi. Foça, Çandarlı ve İzmir antik kentlerini ortaya çıkardı. Anadolu uygarlıkları konusunda pek çok kitabı ve makalesi var. Sadece Türkiye’de değil, pek çok Batı üniversitesinde ders verdi. Bazı üniversitelerde kürsülerin adları “ Akurgal” diye anılır.
Akurgal 2002 yılında öldü. Geride inanılmaz bir Anadolu arkeoloji alfabesi ve atlası bıraktı. Bu eserlerden Milattan Önce Taş Devrinden başlıyor, yüzlerce uygarlığı kapsıyor. (TÜBİTAK yayınlarından çıkan Anadolu Kültür Tarihi adlı eseri meraklısına fikir verir ve kalıcı bilgiler sağlar)
Yazımızın konusu Anadolu’da kazılar olunca, Akurgal’ı anmadan başlayamayız. Burada belirteyim; Akurgal kelimesinin Sümerce’de ‘Su Ülkesi’ gibi bir anlamı var. Soyadı Kanunu çıkınca, bu soyadını kendine uygun görmüş olmalı.
Arkeolojik kazılar deyince aklımıza Ege Bölgesi, kısmen Akdeniz ve Güneydoğu Bölgeleri gelir.
Ancak Anadolu’nun hemen her yerinde uygarlıkların izi var, bu bazen bir kent yani antik site devletlerine veya koskoca bir imparatorluğa ait olabilir. Hititlerden tutun da Roma dönemine kadar onlarca uygarlığın izini taşıyabilir bu kalıntılar.
Zonguldak’ta da Roma dönemine ait bir antik kent kalıntıları bulunuyor. Bu antik kent 80 yıl boyunca taş ocağı olarak kullanılmış. Şimdi uzmanlar elde kalan kalıntıları kurtarmaya çalışıyor.
Yazmanın tam zamanı geldi, Ege ve Akdeniz’de zamanımızın taş ocakları altında veya çevresinde böyle kalıntılar bulunuyor. Şimdinin uyanıkları eskinin taş izlerini takip ediyorlar diyebiliriz.
Doğayı katleden bu taş ocakları, Anadolu’nun tarihini de yok ediyorlar.
Zonguldak’taki Tieion antik kenti eski Doğu Roma’nın önemli yerleşim alanlarındandı…
Burada büyük bir tiyatro olduğu 30 yıl önce keşfedildi. Tios tiyatrosu, Filyos beldesinde, Karadeniz’in kıyı kesiminde günümüze kadar ulaşabilen ‘tek” antik tiyatro…
Kazılar 2006 yılından beri sürüyordu. Ancak yoğun yabani bitki örtüsünün temizlenmesi bile yıllar aldı. Kazılar çoğu zaman bütçe yetersizliğinden durdu. Neyse ki; Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı(TPAO)sayesinde bu güçlük aşıldı. Şimdi yedi bin kişilik tiyatronun ilk basamaklarına ulaşıldı.
Sizin anlayacağınız; Zonguldak’ın da yakında Efes ve Bergama gibi bir antik tiyatrosu ortaya çıkacak.
Gazeteci Cengiz Erdil Köşe yazısı