Şanlıurfa ili kültür eğitim sanat ve araştırma vakfı adına yayınlanan Yar.Doç. Dr. Cihat Kürkçüoğlu ve Öğ. Görevlisi Sabri Kürkçüoğlu imzası nı taşıyan Şanlıurfa Kültür ve Turizm varlıkları adlı kitabın yayınlanması hizmete vesile olur düşüncesiyle tarafınızdan hüsnü kabul görmüştür.
Ancak bu kitapla ilgili bazı hususları nazarınıza arz etmek istiyorum . Bu kitap yazıldıktan sonra herhangi bir süzgeçten geçmemiş ve rafine haline getirilmemiş olması aşağıda kısaca arz edeceğim hususlardan açıkça anlaşılacaktır.
Kitabın Coğrafya bölümünün ikinci satırında “ Şanlıurfa doğusunda Mardin, batısında Gaziantep, kuzeyinde Adıyaman kuzeybatısında Diyarbakır illeri ile çevrilidir” denilmektedir.
Urfa’nın batısında Gaziantep olduğuna göre nasıl olurda Diyarbakır kuzeybatısında olarak yazılmıştır. Diyarbakır ilimiz Urfa’nın kuzeydoğusunda değil midir..
Urfa Ulucamii Kızılkilise iken camiye dönüştürüldüğü minaresine de çan kulesi diye yazılmıştır. Acizane defalarca o minareye bizzat çıktım orada Çan yeri yoktur.. bu minarenin kitabesini arka tarafta bulan ilim adamları vardır ve ilerde bu kitabe de buranın cami olduğuna dair belge neşredilecektir.
Halilrahman camii ise minaresinin “Bizans döneminin süslemelerini yansıttığından Bizans dönemine ait Ana kilisesinin çan kulesi olabilir denilmektedir. Oraya çanı yerleştirecek bir alan var mıdır. İlerde bilimsel araştırma yapan bazıları bunun minare olduğunu yine belgesiyle açıkça ortaya koyacaklardır.
Peygamberler bölümünde ise İslam dışı efsanelere ve başta Tevrat olmak üzere alıntılar yapılarak inancımıza göre Allahın seçmiş olduğu bazı peygamberlere iftiralar yapılmıştır ki bunun tarifi mümkün değildir. Hz. Yakup için anlatılanlar insanın tüylerini diken diken eder. Müslümanların kalbini yerinden hoplatır.
Güya Hz. Yakup bir kız için 14 yılını verir. VE istemediği biri kızı kendisine verirler gece değil sabahleyin bunun farkına varır. İstediği kız içinde yine yedi yıl hizmet etmesi gerekmektedir. Bir peygambere böylesine atıfta bulunmak nasıl bir felakettir. Ancak bu tür bilgiler muharref Tevrat kaynaklarında vardır.
Aynı bölümde Harran da bulunan Hz. İbrahim’in(a.s) manastırından bahsedilmektedir. Hz. İbrahim Hristiyanlıktan evvel geldiğinden onun manastırı olabilir mi?.
Yine bu kitapta Suruç ilçemize yer verilmemiştir. Halbuki Suruç’ta en azından Harran evlerine benzer evler bulunmakla bu kitaba bir zenginlik katılabilirdi.
Bu kitaptaki bilgi ve belgeler daha evvel bir çok kitap ve dergilerde defalarca yayınlandı. Böyle biri kitaba ihtiyaç var mı yok mu doğrusu buda ayrıca bir tartışma konusudur. Eğer ilave edilecek yeni bilgi ve belgeler varsa o başka meseledir.
Sayglarımla Abdulkadir İkbal
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Abdulkadir İKBAL
Sayın Urfa V alisi Abdullah Erin’e açık mektup
Şanlıurfa ili kültür eğitim sanat ve araştırma vakfı adına yayınlanan Yar.Doç. Dr. Cihat Kürkçüoğlu ve Öğ. Görevlisi Sabri Kürkçüoğlu imzası nı taşıyan Şanlıurfa Kültür ve Turizm varlıkları adlı kitabın yayınlanması hizmete vesile olur düşüncesiyle tarafınızdan hüsnü kabul görmüştür.
Ancak bu kitapla ilgili bazı hususları nazarınıza arz etmek istiyorum . Bu kitap yazıldıktan sonra herhangi bir süzgeçten geçmemiş ve rafine haline getirilmemiş olması aşağıda kısaca arz edeceğim hususlardan açıkça anlaşılacaktır.
Kitabın Coğrafya bölümünün ikinci satırında “ Şanlıurfa doğusunda Mardin, batısında Gaziantep, kuzeyinde Adıyaman kuzeybatısında Diyarbakır illeri ile çevrilidir” denilmektedir.
Urfa’nın batısında Gaziantep olduğuna göre nasıl olurda Diyarbakır kuzeybatısında olarak yazılmıştır. Diyarbakır ilimiz Urfa’nın kuzeydoğusunda değil midir..
Urfa Ulucamii Kızılkilise iken camiye dönüştürüldüğü minaresine de çan kulesi diye yazılmıştır. Acizane defalarca o minareye bizzat çıktım orada Çan yeri yoktur.. bu minarenin kitabesini arka tarafta bulan ilim adamları vardır ve ilerde bu kitabe de buranın cami olduğuna dair belge neşredilecektir.
Halilrahman camii ise minaresinin “Bizans döneminin süslemelerini yansıttığından Bizans dönemine ait Ana kilisesinin çan kulesi olabilir denilmektedir. Oraya çanı yerleştirecek bir alan var mıdır. İlerde bilimsel araştırma yapan bazıları bunun minare olduğunu yine belgesiyle açıkça ortaya koyacaklardır.
Peygamberler bölümünde ise İslam dışı efsanelere ve başta Tevrat olmak üzere alıntılar yapılarak inancımıza göre Allahın seçmiş olduğu bazı peygamberlere iftiralar yapılmıştır ki bunun tarifi mümkün değildir. Hz. Yakup için anlatılanlar insanın tüylerini diken diken eder. Müslümanların kalbini yerinden hoplatır.
Güya Hz. Yakup bir kız için 14 yılını verir. VE istemediği biri kızı kendisine verirler gece değil sabahleyin bunun farkına varır. İstediği kız içinde yine yedi yıl hizmet etmesi gerekmektedir. Bir peygambere böylesine atıfta bulunmak nasıl bir felakettir. Ancak bu tür bilgiler muharref Tevrat kaynaklarında vardır.
Aynı bölümde Harran da bulunan Hz. İbrahim’in(a.s) manastırından bahsedilmektedir. Hz. İbrahim Hristiyanlıktan evvel geldiğinden onun manastırı olabilir mi?.
Yine bu kitapta Suruç ilçemize yer verilmemiştir. Halbuki Suruç’ta en azından Harran evlerine benzer evler bulunmakla bu kitaba bir zenginlik katılabilirdi.
Bu kitaptaki bilgi ve belgeler daha evvel bir çok kitap ve dergilerde defalarca yayınlandı. Böyle biri kitaba ihtiyaç var mı yok mu doğrusu buda ayrıca bir tartışma konusudur. Eğer ilave edilecek yeni bilgi ve belgeler varsa o başka meseledir.
Sayglarımla Abdulkadir İkbal