Her yazımızda olduğu gibi, sizlere önemli konuları öncelikle sahih kaynaklardan, Tam İlmihal Saadeti Ebediyye, İmamı Rabbani Hazretlerinin Mektubat, Hakikat Kitab Evinin İhlas Yayınlarından faydalanarak sizleri bilgilendirelim istiyoruz.
Bu günkü yazımızda da sizlere kaynakları ile birlikte Hadis-i Şerifler ışığında Orucun Farzları ve Oruca niyet konusundan bahsetmek istedik.
Efendim;
Orucun farzı üçtür. Bunlar:
1- Niyet etmek.
2- Niyeti, ilk ve son vakitleri arasında yapmak.
3- Fecr-i Sâdık, yani tan yeri ağarmasından, Güneşin batmasına kadar olan zaman içinde, Orucu bozan şeylerden sakınmaktır.
Oruca niyetin vakti ise şöyle;
Ramazanda ve Nafile Oruçlarda niyetin vakti, Güneş battıktan sonra başlar. Son vakti ise, ertesi günü Dahve-i Kübra vaktine kadardır. Dahve-i Kübra vakti, Şer’î gündüzün yani İmsak vaktiyle Akşam vakti arasındaki zamanın yarısıdır. Bu vakit, Türkiye’de öğleye 60-70 dakika kadar kalan zamandır. Bu vakit, her şehir için www.turktakvim.com sitesinde vardır.
Kaza ve kefaret Oruçlarında ise, akşamdan İmsak vaktine kadar niyet edilebilir. Ramazanda Oruca niyet ederken, akşamdan İmsak vaktine kadar “Yarın Oruç tutmaya”, İmsak vaktinden sonraysa “Bugün Oruç tutmaya” denir. Yanılıp yanlış söylense de, Oruç tutulacak gün bilindiği için mahzuru olmaz. Ramazan’da bir aylık Oruca toptan niyet edilmez, her gün ayrı ayrı niyet etmek farzdır.
Gece yatarken yemeği yiyip veya yemek yemeden niyet edilse, sonra sahura kalkınca yemek yemekte mahzur yoktur. Akşam yemeği yerken niyet etmek iyi olur. Niyetten sonra da, imsak vaktine kadar yiyip içmekte mahzur yoktur. Sahura kalkınca da, daha önce niyet edilmiş olsa da, imsak vaktine kadar yiyip içilebilir.
Ramazan’da, “Yarın dişim ağrımazsa Oruç tutarım, ağrırsa tutmam” diye akşamdan niyet edilse, böyle şüpheli niyetle Oruç tutmak sahih olmaz. Niyetin son vaktinden önce, kesin karar vermek gerekir.
Oruç tutmak niyetiyle yatmak da niyettir, sahura kalkılmasa da Oruca niyet edilmiş olur.
İmsak, gecenin bitimi, yiyip içmenin yasak olduğu vaktin başlamasıdır. www.turktakvim.com sitesinde yazılı olan imsak vaktinden önce, yiyip içmeyi kesmeli! Yiyip içmeye Ezan okununcaya kadar devam etmemeli. Ezan geç okunursa, suçu Müezzine bulmak insanı sorumluluktan kurtarmaz.
Uyuyarak Oruç tutmak
Bir hoca, “Uyuyarak Oruç tutan sevab yerine hava alır ve sevabına ancak rüyada kavuşur, sevabını hayâl bile edemez” diyor. Ancak, Oruçlunun uyumasının mahzuru olmaz. Aksine uyuması bile sevab olur. Gece çalışmasanız bile, gündüz uyuyabilirsiniz.
Bir Hadis-i Şerif meali şöyledir:
“Oruçlunun uykusu ibadettir.” [Deylemi]
Bir beyit de şöyledir:
Oruçlunun uykusu, elbette ibadettir,
Oruçluyken uyumak, ne büyük saadettir.
Uyumak kötü bir şey değildir. Ölü gibi yatan, Allahü Teâlâ’nın lütfuyla, uyurken de sevab kazanıyor. Uykuda günah yazılmaz, çünkü şuurlu olarak bir günah işlemiyor.
Bir Hadis-i Şerif meali:
“Şu üç kişiden kalem kaldırılır [günah yazılmaz]: Uyuyan kimse uyanana kadar, çocuk büluğa erene ve deli olan iyileşinceye kadar.” [Ebu Davud]
Eğer Oruçlu, abdestli yatmışsa ayrıca sevab alır.
Bir Hadis-i Şerif meali şöyledir:
“Abdestli olarak yatan, uykudayken, gündüz Saim [Oruçlu], gece Kaim [gece uyanıp ibadet eden] gibi sevaba kavuşur.” [Deylemi]
Yatarken hayırlı işleri yapabilmek için istirahat etmeye, Namaza kalkmaya, uyanınca hayırlı işler yapmaya niyet etmeli! Böyle niyet edenin uykusu ibadet olur. Âlimler bunu bilip böyle niyet ettikleri için, Peygamber Efendimiz, “Âlimlerin uykusu ibadettir” buyuruyor. Bir kimse de, gece ibadet etmek niyetiyle yatsa, fakat uyanamasa, niyeti sebebiyle yine sevab kazanır.
Bir Hadis-i Şerif meali şöyledir:
“İbadete niyet edip yattıktan sonra, uyuyup kalana, niyeti sebebiyle gece ibadet etmiş gibi sevab yazılır, uykusu da kendisine sadaka olur.” [Nesai, İbni Mace]
Oruçlu kimse, uyanıkken namaz kılamıyor, hayırlı işler yapamıyorsa, gıybet ediyor veya günah olan işler yapıyorsa, uyuması onun için daha iyi olur. Uyumakla günahlardan kurtulmuş olur. “Uyuyan, orucun sevabını hayâl bile edemez” demek ilmî değil, indî bir sözdür.
Uzun ve sıcak günlerde Oruç tutmak, kısa ve soğuk günlerde Oruç tutmaktan ve maniler (engeller) arasında sıkıntılı Oruç tutmak daha sevabdır diye kendini sıkıntıya sokmak yanlış olur. Sıkıntı tabiî olarak gelmeli, kendi elimizle kendimizi sıkıntıya sokmamız sevab olmaz.
Allahu Teala cümlemizi Namazını kılan, Orucunu tutan, Sadaka ve Zekatını verebilen, ibadetlerini geciktirmeden yerine getiren kullarından eylesin. (Amin)
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Müslüm Abacıoğlu
Orucun Farzları ve Oruca niyet
Muhterem Kardeşlerim….
Her yazımızda olduğu gibi, sizlere önemli konuları öncelikle sahih kaynaklardan, Tam İlmihal Saadeti Ebediyye, İmamı Rabbani Hazretlerinin Mektubat, Hakikat Kitab Evinin İhlas Yayınlarından faydalanarak sizleri bilgilendirelim istiyoruz.
Bu günkü yazımızda da sizlere kaynakları ile birlikte Hadis-i Şerifler ışığında Orucun Farzları ve Oruca niyet konusundan bahsetmek istedik.
Efendim;
Orucun farzı üçtür. Bunlar:
1- Niyet etmek.
2- Niyeti, ilk ve son vakitleri arasında yapmak.
3- Fecr-i Sâdık, yani tan yeri ağarmasından, Güneşin batmasına kadar olan zaman içinde, Orucu bozan şeylerden sakınmaktır.
Oruca niyetin vakti ise şöyle;
Ramazanda ve Nafile Oruçlarda niyetin vakti, Güneş battıktan sonra başlar. Son vakti ise, ertesi günü Dahve-i Kübra vaktine kadardır. Dahve-i Kübra vakti, Şer’î gündüzün yani İmsak vaktiyle Akşam vakti arasındaki zamanın yarısıdır. Bu vakit, Türkiye’de öğleye 60-70 dakika kadar kalan zamandır. Bu vakit, her şehir için www.turktakvim.com sitesinde vardır.
Kaza ve kefaret Oruçlarında ise, akşamdan İmsak vaktine kadar niyet edilebilir. Ramazanda Oruca niyet ederken, akşamdan İmsak vaktine kadar “Yarın Oruç tutmaya”, İmsak vaktinden sonraysa “Bugün Oruç tutmaya” denir. Yanılıp yanlış söylense de, Oruç tutulacak gün bilindiği için mahzuru olmaz. Ramazan’da bir aylık Oruca toptan niyet edilmez, her gün ayrı ayrı niyet etmek farzdır.
Gece yatarken yemeği yiyip veya yemek yemeden niyet edilse, sonra sahura kalkınca yemek yemekte mahzur yoktur. Akşam yemeği yerken niyet etmek iyi olur. Niyetten sonra da, imsak vaktine kadar yiyip içmekte mahzur yoktur. Sahura kalkınca da, daha önce niyet edilmiş olsa da, imsak vaktine kadar yiyip içilebilir.
Ramazan’da, “Yarın dişim ağrımazsa Oruç tutarım, ağrırsa tutmam” diye akşamdan niyet edilse, böyle şüpheli niyetle Oruç tutmak sahih olmaz. Niyetin son vaktinden önce, kesin karar vermek gerekir.
Oruç tutmak niyetiyle yatmak da niyettir, sahura kalkılmasa da Oruca niyet edilmiş olur.
İmsak, gecenin bitimi, yiyip içmenin yasak olduğu vaktin başlamasıdır. www.turktakvim.com sitesinde yazılı olan imsak vaktinden önce, yiyip içmeyi kesmeli! Yiyip içmeye Ezan okununcaya kadar devam etmemeli. Ezan geç okunursa, suçu Müezzine bulmak insanı sorumluluktan kurtarmaz.
Uyuyarak Oruç tutmak
Bir hoca, “Uyuyarak Oruç tutan sevab yerine hava alır ve sevabına ancak rüyada kavuşur, sevabını hayâl bile edemez” diyor. Ancak, Oruçlunun uyumasının mahzuru olmaz. Aksine uyuması bile sevab olur. Gece çalışmasanız bile, gündüz uyuyabilirsiniz.
Bir Hadis-i Şerif meali şöyledir:
“Oruçlunun uykusu ibadettir.” [Deylemi]
Bir beyit de şöyledir:
Oruçlunun uykusu, elbette ibadettir,
Oruçluyken uyumak, ne büyük saadettir.
Uyumak kötü bir şey değildir. Ölü gibi yatan, Allahü Teâlâ’nın lütfuyla, uyurken de sevab kazanıyor. Uykuda günah yazılmaz, çünkü şuurlu olarak bir günah işlemiyor.
Bir Hadis-i Şerif meali:
“Şu üç kişiden kalem kaldırılır [günah yazılmaz]: Uyuyan kimse uyanana kadar, çocuk büluğa erene ve deli olan iyileşinceye kadar.” [Ebu Davud]
Eğer Oruçlu, abdestli yatmışsa ayrıca sevab alır.
Bir Hadis-i Şerif meali şöyledir:
“Abdestli olarak yatan, uykudayken, gündüz Saim [Oruçlu], gece Kaim [gece uyanıp ibadet eden] gibi sevaba kavuşur.” [Deylemi]
Yatarken hayırlı işleri yapabilmek için istirahat etmeye, Namaza kalkmaya, uyanınca hayırlı işler yapmaya niyet etmeli! Böyle niyet edenin uykusu ibadet olur. Âlimler bunu bilip böyle niyet ettikleri için, Peygamber Efendimiz, “Âlimlerin uykusu ibadettir” buyuruyor. Bir kimse de, gece ibadet etmek niyetiyle yatsa, fakat uyanamasa, niyeti sebebiyle yine sevab kazanır.
Bir Hadis-i Şerif meali şöyledir:
“İbadete niyet edip yattıktan sonra, uyuyup kalana, niyeti sebebiyle gece ibadet etmiş gibi sevab yazılır, uykusu da kendisine sadaka olur.” [Nesai, İbni Mace]
Oruçlu kimse, uyanıkken namaz kılamıyor, hayırlı işler yapamıyorsa, gıybet ediyor veya günah olan işler yapıyorsa, uyuması onun için daha iyi olur. Uyumakla günahlardan kurtulmuş olur. “Uyuyan, orucun sevabını hayâl bile edemez” demek ilmî değil, indî bir sözdür.
Uzun ve sıcak günlerde Oruç tutmak, kısa ve soğuk günlerde Oruç tutmaktan ve maniler (engeller) arasında sıkıntılı Oruç tutmak daha sevabdır diye kendini sıkıntıya sokmak yanlış olur. Sıkıntı tabiî olarak gelmeli, kendi elimizle kendimizi sıkıntıya sokmamız sevab olmaz.
Allahu Teala cümlemizi Namazını kılan, Orucunu tutan, Sadaka ve Zekatını verebilen, ibadetlerini geciktirmeden yerine getiren kullarından eylesin. (Amin)