Allah’ı sevmenin birinci şartı O’nu tanımak ve bilmektir. İnsan bilmediği şeyi sevemez. İnsanlar arasında Allah’ı bırakıp da O’na ortak koşanlar vardır. Onları, Allah’ı severcesine severler. Mü’minlerin Allah’a olan sevgisi daha güçlü bir sevgidir. Zulmedenler azaba uğrayacakları zaman bütün kuvvetin Allah’ın olduğunu ve Allah’ın azabının pek şiddetli olduğunu bir bilselerdi!”(Bakara:165)
Fahreddin er-Râzî’ gibi (IV, 204) sûfîlerin görüşüne göre insanın kalbini, zihnini Allah’ı unutturacak derecede meşgul eden her şey âyette belirtilen varlıklar kapsamına girer. Şu halde Allah’tan başka bir şeye, –bu şey ister put, ister lider veya önder, isterse para pul, mal mülk, makam mevki olsun– taparcasına bağlananlar, böyle bir şeyi Allah’ı sever gibi sevenler ve bu suretle, Kur’an’ın bütün uyarılarına rağmen şirke sapanlar için artık kurtuluş ümidi yoktur.
Lakin kimseye Allah’ı sever gibi sevmeyecek, Allah’a bağlanır gibi bağlanmayacaksın.
Nitekim bu imanı bir tehlikedir.
Demek ki Allah’ı her şeyden daha çok sevmek, bütün sevgilerin başında gelir. Allah Azimüşşanın emir ve yasaklarını uyup yaşamak “hidayet”, haktan yüz çevirip yaşamakta yani “dalâlette” kul içindir.
Tevbe Suresi 31. Ayet’te
"Onlar, Allah'dan başka bilginlerini ve rahiplerini de kendilerine Rab edindiler, Meryem oğlu Mesih'i de. Oysa onlar bir olan Allah'a ibadet etmekle emrolunmuşlardı.
Allah'dan başka hiçbir ilâh yoktur.
O, müşriklerin ortak koştuğu şeylerden de münezzehtir."
Nitekim (Hristiyan)olan Adiy demiştir ki:
"Resulullah'a geldim, "Allah'tan başka hahamlarını ve rahiplerini de rab edindiler." anlamına olan ayetine geldi, ben:
"Ya Resulallah, onlara ibadet etmezlerdi." dedim. Resûlullah buyurdu ki:
"Allah'ın helal kıldığına haram derler, siz de haram tanımaz mıydınız?
Allah'ın haram kıldığına helâl derler, sizde helâl saymaz mıydınız?"
Ben de "Evet" dedim. "İşte bu onlara ibadettir." buyurdu.
Demek ki helal ve haramı belirleyen Rabbi Teâlâ’dır. Din bilginleri, alimleri, hatta ululemri bile Allah’ın emrine muhalif bir sözde bulunamaz ve müminin görevi vazifesi Allah’ın emirlerine tabii olmaktır.
Allaha şirk koşmaktan, yine Allah’a Azimüşşanın rahmetine ve mağfiretine sığınırız.
Rabbim cümlemize imanlarımızı muhafaza edecek güç nasip eylesin.
Selam ve dua ile...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Dilek Çiftçi
Onları, Allah’ı sever gibi severler...
Allah’ı sevmenin birinci şartı O’nu tanımak ve bilmektir. İnsan bilmediği şeyi sevemez. İnsanlar arasında Allah’ı bırakıp da O’na ortak koşanlar vardır. Onları, Allah’ı severcesine severler. Mü’minlerin Allah’a olan sevgisi daha güçlü bir sevgidir. Zulmedenler azaba uğrayacakları zaman bütün kuvvetin Allah’ın olduğunu ve Allah’ın azabının pek şiddetli olduğunu bir bilselerdi!”(Bakara:165)
Fahreddin er-Râzî’ gibi (IV, 204) sûfîlerin görüşüne göre insanın kalbini, zihnini Allah’ı unutturacak derecede meşgul eden her şey âyette belirtilen varlıklar kapsamına girer. Şu halde Allah’tan başka bir şeye, –bu şey ister put, ister lider veya önder, isterse para pul, mal mülk, makam mevki olsun– taparcasına bağlananlar, böyle bir şeyi Allah’ı sever gibi sevenler ve bu suretle, Kur’an’ın bütün uyarılarına rağmen şirke sapanlar için artık kurtuluş ümidi yoktur.
Medet bekleyeceksen Rabbinden, İsteyeceksen Rabbinden, şefaat dileyeceksen Rabbinden dileyeceksin.
Cemaatine gideceksin
Sohbetine katılacaksın
Lakin kimseye Allah’ı sever gibi sevmeyecek, Allah’a bağlanır gibi bağlanmayacaksın.
Nitekim bu imanı bir tehlikedir.
Demek ki Allah’ı her şeyden daha çok sevmek, bütün sevgilerin başında gelir. Allah Azimüşşanın emir ve yasaklarını uyup yaşamak “hidayet”, haktan yüz çevirip yaşamakta yani “dalâlette” kul içindir.
Tevbe Suresi 31. Ayet’te
"Onlar, Allah'dan başka bilginlerini ve rahiplerini de kendilerine Rab edindiler, Meryem oğlu Mesih'i de. Oysa onlar bir olan Allah'a ibadet etmekle emrolunmuşlardı.
Allah'dan başka hiçbir ilâh yoktur.
O, müşriklerin ortak koştuğu şeylerden de münezzehtir."
Nitekim (Hristiyan)olan Adiy demiştir ki:
"Resulullah'a geldim, "Allah'tan başka hahamlarını ve rahiplerini de rab edindiler." anlamına olan ayetine geldi, ben:
"Ya Resulallah, onlara ibadet etmezlerdi." dedim. Resûlullah buyurdu ki:
"Allah'ın helal kıldığına haram derler, siz de haram tanımaz mıydınız?
Allah'ın haram kıldığına helâl derler, sizde helâl saymaz mıydınız?"
Ben de "Evet" dedim. "İşte bu onlara ibadettir." buyurdu.
Demek ki helal ve haramı belirleyen Rabbi Teâlâ’dır. Din bilginleri, alimleri, hatta ululemri bile Allah’ın emrine muhalif bir sözde bulunamaz ve müminin görevi vazifesi Allah’ın emirlerine tabii olmaktır.
Allaha şirk koşmaktan, yine Allah’a Azimüşşanın rahmetine ve mağfiretine sığınırız.
Rabbim cümlemize imanlarımızı muhafaza edecek güç nasip eylesin.
Selam ve dua ile...