TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Onlar Konuşur, Ak Parti Yapar…

Yazının Giriş Tarihi:
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.10.2024 13:42

Seçim demokrasilerin olmazsa olmazıdır elbette. Hiç kimse bunun aksini söyleyemez muhakkak ki. 7 Haziran’da da olan buydu zaten… Halk sandığa gitti, ortaya bir sonuç koydu, bu sonuçtan çözüm üretemeyen veya üretmek istemeyen siyasiler, ‘yeniden seçim’ diye tutturarak oyun-bozanlık yaptı.

Siyasi tarihimiz boyunca koalisyonlar kuruldu-kurulamadı veya kısa ömürlü oldu. Ama her zaman mevcut anayasa-kurallar ve de tahammüller gözetilerek bir çerçeve içinde her şey gelişti-yapıldı veya yapılmadı. Ama hiçbir dönem, bugünkü kadar alavere-dalavere ve bireysel iktidar hırsı yaşanmadı.

13 yıldan buyana iktidarda bulunan ve her istediklerini gönüllerince yapabilen, kimseye hesap vermeyen, AK Parti ve kadroları, 7 Haziran’da tek başına iktidar olamayınca kendi değimleriyle B, C hatta harfleri istediğiniz kadar uzatın çeşitli planlarını devreye soktular.

Seçimin hemen ertesinde ortaya çıkan tablo ile başkan olamayacağını anlayan  Cumhurbaşkanı, ne Başbakanı, ne de AK Parti kurmaylarını dinlemeden   ‘seçimin yenilenmesi’ gerektiği söylemini geliştirerek, toplumu buna ilk günden itibaren hazırlamaya başladı ve böylece ilk planını devreye sokmuş oldu.

Ardından yüzde 60 oyla karşıda bulunan ve birleşmeleri halinde kendisi de dahil birçok kişinin yargılanmasına yol açabilecek muhalefet bloğunu, araya biraz ‘milliyetçilik’, biraz da ‘terör’ nifakı sokarak, dağılmasını sağlamakla kalmadı,  MHP’nin desteğiyle Meclis Başkanlığı gibi önemli bir koltuğu da kaparak, bir taşla iki kuş vurdu ve ikinci aşamayı da başarıyla tamamladı.

Üçüncü aşamada ise koalisyonların istikrarsızlık, karşıda kalan 3 partinin ise yapıcı değil, hizipçi olduğunu göstermeye gelmişti. Bunun içinde zamana ihtiyaç vardı. Dolayısıyla 1 ay gecikme ile birinci partiye, yani kendi partisine hükümet kurma yetkisi verdi. Kamuoyu, geçici hükümetin Başbakanın, 40 gün boyunca koalisyon hükümeti kurmak için çabaladığını sanırken, meğerse ziyaret edilen partilere koalisyon değil, ‘geçici seçim hükümeti’ önerisi götürüldüğünü öğreniyoruz.

Dördüncü aşamaya kadar her şey yolunda gitmişti. Şimdi ise, seçim hükümetine mümkünse hiçbir partiyi dahil etmemek ve iktidarın gücü ile ve sık sık yapılan anketlere de bakarak, seçime gitmeye gelmişti sıra…

Nitekim CHP ve MHP, seçim hükümetine bakan vermeyeceklerini açıklayarak, ortaya konan oyun planına en büyük katkı sunmuşlardı. Fakat HDP, oyunu bozmuştu ve seçim hükümetine katılacağını açıklamıştı. Panikleyen Beştepe ve geçici hükümet, bu kez MHP ve CHP’yi suçlamaya başlayarak kendilerini ‘bölücü bir partiye’ yani HDP’ye mahkum ettiğini söyleyerek, bundan da çıkar sağlamayı başardı.

Tabi ki, tüm bu aşamaların, senaryoların ve oyun planların sahnelenebilmesi için ortam yaratılması gerekiyordu. Bunun için de Kürtler feda edildi. Oysa ki, daha 3 ay öncesine kadar bilboardlara ilanı veren AK Parti, ‘Çözüm Süreci Başladı, Anaların Gözyaşı Dindi’,  ‘OHAL Kalktı. Baskılar Bitti. Köyümde Özgürce Yaşıyorum’ diye Kürtlerden oy istiyordu.

Şimdi durum tam tersi…

Kürtlere 1980 ve 1990’larda yaşatılanlara rahmet okutulacak baskı ve zulüm uygulanıyor.

Anaların gözyaşları oluk oluk akmaya başladı (Neredeyse her gün polis, asker veya gerilla annelerinin ağladığı gibi.)

Köy yerine Lice, Silvan, Cizre, Silopi, Diyadin gibi ilçeler boşaltılıyor. (18 bin 500 nüfuslu Lice’den 8 bin kişinin göç etmesi gibi.)

Halkın yüzde 80-85’inin oyunu almış seçilmiş belediye başkanları yeniden tutuklanıyor. (Diyarbakır’ın Merkez Sur ilçe Eşbaşkanları gibi.)

Çatışmaların başlamasıyla ile birlikte uygulanan psikolojik savaş yöntemlerinde her türlü insanlık onuru yerlebir ediliyor. (Yaşamını yitiren gerillaların çırılçıplak teşhir edilmesi ve üzerlerine basılarak poz verilmesi gibi.)

Siyasi hırs, iktidar ve geleceklerini garanti altına almak adına ‘mücadele ahirete kadar sürecek’ denilerek, kendi ve zengin ailelerin çocuklarını görmezden gelerek daha fazla fakir ve yoksul ailenin çocuğunun cepheye sürmek gibi…

Ne diyelim ‘Onlar Konuşur AK Parti Yapar.’

 

Sevgiyle kalın.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
google-site-verification=17JdBYTmCkOQ47__lWfiskKil_Sy4SbKNeDzgk4fPXs
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.