Ve onlar yemek yerken ben mezarlığa çocuklarımı yanına yetişmiştim!
Ve hemen orayı terk ettik
’’Ben babamın mezarında Fatiha okuyamadım’’
Hey efendiler.
İçinizde sosyoloji vekil var.
İçinizde avukat vekil var.
İçinizde doktor vekil var.
İçinizde ana vekil var.
İçinizde eşir vekil var.
Hükümeti kurarsınız kurmazsınız ben anlamam memleketim S.O.S. veriyor
Başlarım sizin yardım mardım ayaklarınıza. İftar değil, çözüm…
Siz Suriyelileri kamplara gönderin, aşları yemekleri bizden olsun yine bölüşelim!
Siz gerçek rehabilite merkezi açın. Sizin yerinize de oruç tutarım siz yiyin!
Biz zaten on iki ay orucuz bir kez sizin için tutsak ne olur.
Bugün aha size gerçek. Gece Topçu meydanı korkulur oldu.
Ecdadımızın mezarına Fatiha okuyamaz olduk daha siz ne diyisiz….
Eeee sayın kim varsa hepsini saydık ve sayın ferasetinizin sofrasına getirdik!
Sayın gülünüzü atarsanız kendimizden sayarız…
Lakin diken atarsanız lütuf sayar yine kendimizden sayarız…
Yabancı kimse var mı biz dedik biz çare bulacağız dı ha de güle güle…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Bilal BEBE
Ölümün yeni adı buz dansı
Selam dostlar;
Ölümün yeni adı buz dansı vay anasına, ölüm kaderin ecellikten çıktı artık.
Ölümün şimdiki adı; terör!
Ölümün şimdiki adı; trafik!
Ölümün şimdiki adı; uyuşturucu!
Sn. Vali, Sn. Emniyet Müdürü, Sn. Belediye Başkanları ve sayın saymadığım kim varsa!
Bakın efendiler daha önce dedik ya başka Türkiye başka Şanlıurfa yok çok yumuşadınız!
Sn. vekiller bu gaflet, dalalet belki hıyanet içinde ne zaman uyanacaksınız tatlı çocuklar!
Ne dinimiz ne huzurumuz ne yarınımız kalmadı. Bitti be siz rüyada neredesiniz beeyylleer!
Öyle sokak sokak dolaşıp iftarlarda tanrı adına sahte gülücük dağıtacağınıza, bir durun!
Bir bakın etrafınıza gençlik elden gidiyor.
Uyuşturucu ekmek peynir gibi satılıyor hem de çeşit çeşit Suriye menşeili…
Özelikle merkezde Beykapı, Hekimdede, Ellisekiz meydanı mahallesinin civarları.
Eyyubiy, dağ kesimi Yakubiye,Haran kapı, Kuyubaşı, Arap Meydanı, Cinciğlihamam civarları.
Harran kapı mezarlığı Sinekli Mahallesi iç kesimi, geceleri eski sanayi, Bedir zaman mezarlığı.
Bahçelievler gençlik merkezleri, kafeler özellikle Suriyeli kafeleri bahçelievler parkları.
Bahçelievler’de merdiven altı çay ocağı gibi kafeler çamlık camii altı park olan yerler.
Süleymaniye’de Bağlarbaşı, Devteşti, Sigorta, Huzurevi civarı ve oralara yakın bağ evleri.
Dede Osman sırtları ve oraya yakın mağaralar, bağ evleri gibi yerlerde satış yapılıyor deniyor.
İlçelerde özelikle Ceylanpınar uyuşturucu cenneti halini almış deniyor.
Oranın gençliğinin tek eğlencesi buz dansı, bonzai hap gibi maddelerle uyuşmak.
Eee Şanlıurfa da neredeyse öyle, Bahçelievler’de bu işi yapan baronlar varmış.
Biri yazacak arkadaş Biri de kıçını kaldırıp iş yapacak, ha de yallah tateeeee!
Bakın insanlar bunalıyor artık bıçak kemiğe dayanmadan şu muhtarların bir kapılarını çalın!
Onlar çok iyi bilirler adresleri yani yoksa başka bir mazereti lop lop muhtar bilir!
Bakın gerçekten halkın huzuru yok geçemiyoruz Topçu meydanından korkuyoruz!
Bakın, geçenlerde bir dost, dostun dostu, eşiyle yani çocukları ile mezar ziyaretine gitmişler!
Dostumun dostunun ağzıyla anlatıyoruz:
Girdim çocuklarımla birlikte bediüzzaman mezarlık içine ölmüşümüze dua edeceğiz!
Biraz içlere doğru ilerleyince üç delikanlı biz görünce mezarların üzerinden atladı bunlar!
Biri mezarlık dikmelerin üzerine çıkarak tıpkı bir tavuk gibi tümdü(tünedi)…Şaşırdık!
Hanım ve çocuklar bayağı korkmuşlardı. E biraz da ben korkmuştum hayır yanımda çocuklar var!
Ne ise bu üçü yanıma geldi, içlerinden biri:
--ağe (abi) paran var mı?
Ben sordum?
--niye!
Uyuşuklardan biri
--biz açız
Ben dedim ki:
-Başım üstüne gelin siz yemeğe götüreyim.
Korkudan titreyen hanıma sakin olmalarını işaret ederek!
-Çocuklar siz dedenize dua edin. Hanım birazdan gelirim.
Dedim ve aldım onları lokantaya sordum uyuşuk gençlere!
-Ne yersiniz
Üçü de
-Kebap
Dediler içlerinden biri…
--Abe(abi) paramız da yok!
Çıkardım elli lira verecekken içlerinden biri hemen lafa atlayarak!
--Abe nasıl bölüşeceğiz eli lirayı biz üç kişiyiz!
Şaşkınlıkla ‘’haklısınız’’ dedim çıkardım altmış lira verdim.
Ve onlar yemek yerken ben mezarlığa çocuklarımı yanına yetişmiştim!
Ve hemen orayı terk ettik
’’Ben babamın mezarında Fatiha okuyamadım’’
Hey efendiler.
İçinizde sosyoloji vekil var.
İçinizde avukat vekil var.
İçinizde doktor vekil var.
İçinizde ana vekil var.
İçinizde eşir vekil var.
Hükümeti kurarsınız kurmazsınız ben anlamam memleketim S.O.S. veriyor
Başlarım sizin yardım mardım ayaklarınıza. İftar değil, çözüm…
Siz Suriyelileri kamplara gönderin, aşları yemekleri bizden olsun yine bölüşelim!
Siz gerçek rehabilite merkezi açın. Sizin yerinize de oruç tutarım siz yiyin!
Biz zaten on iki ay orucuz bir kez sizin için tutsak ne olur.
Bugün aha size gerçek. Gece Topçu meydanı korkulur oldu.
Ecdadımızın mezarına Fatiha okuyamaz olduk daha siz ne diyisiz….
Eeee sayın kim varsa hepsini saydık ve sayın ferasetinizin sofrasına getirdik!
Sayın gülünüzü atarsanız kendimizden sayarız…
Lakin diken atarsanız lütuf sayar yine kendimizden sayarız…
Yabancı kimse var mı biz dedik biz çare bulacağız dı ha de güle güle…