Peygamberler, Âlimler ve Salihler, günahkârlara şefaat edecektir. Hatta Peygamber Efendimiz büyük günah işleyenlere bile şefaat edecektir. Dağlar kadar büyük günahı olanlar da, az veya çok şefaate kavuşacaktır. Affa ve şefaate kavuşanlardan başka bütün günahkârlar, günahlarının cezalarını çekeceklerdir.
Hadis-i Şerifte buyuruldu ki:
“Her Peygamberin, Müstecab [kabul olan] bir duası vardır. Ben duamı, ümmetime şefaat etmek için ahirete sakladım.” [Buhari]
Şefaati inkârdan sakınmalı.
Çünkü Hadis-i Şerifte, “Şefaatime inanmayan, ona kavuşamaz” buyuruldu. (Şir’a)
Kıyamet alametlerine inanmak:
Hadis-i Şerifte buyuruldu ki:
“Şu alametler çıkmadan kıyamet kopmaz: Güneş batıdan doğar, üç yer batar, İsa gökten iner, Duman, Dabbetül arz, Deccal, Yecüc Mecüc ve Aden’den bir ateş çıkar.” [Müslim]
Hazreti Mehdinin geleceğine inanmak da, Ehl-i Sünnet itikadındandır.
Hadis-i Şerifte buyuruldu ki:
“Kıyamet kopmadan önce, Allahü Teâlâ, benim evladımdan birini yaratır ki, ismi benim ismim gibi, babasının ismi, benim babamın ismi gibi olur. Ondan önce dünya zulümle dolu iken, onun zamanında adaletle dolar.” [Tirmizi, İ. Asakir]
[Bu bilgilerin hepsi, Fıkh-ı ekber, Emali, R. Nasıhin, Mektubat-ı Rabbani, Feraidül fevaid kitaplarından alınmıştır. Başka kitaplardan alınanların ise kaynağı sonunda bildirildi.]
Doğru itikadın önemi
İtikadı düzeltmeden önce ibadet etmenin faydası olmaz. Doğru İtikad, Ehl-i Sünnet İtikadıdır. Doğru İtikad 1 rakamı gibidir. İhlaslı ibadetler sağına konan sıfır rakamı gibidir. Bir sıfır konunca 10, iki sıfır konunca 100 olur. Sağına ne kadar 0 konursa değeri artar. 1 çekilirse hepsi 0 olur. İhlassız, [riya ile] yapılan ameller de, soldaki sıfır gibi yani 1 rakamının soluna konan sıfır gibi değersizdir. Ehl-i Sünnet itikadı yoksa ibadetlerinin hiç faydası olmaz, soldaki sıfır gibi değersizdir.
İşte bu kadar önemli olduğu için Ubeydullah-i Ahrar hazretleri, “Bütün kerametleri bize verseler, fakat İtikadımız düzgün değilse, hâlimiz haraptır. Eğer bütün çirkinlikleri verseler itikadımız düzgün ise, hiç üzülmeyiz” buyuruyor.
İtikadı düzgün olan
İtikadı düzgün olan, haramlardan kaçan ve ibadetlerini yapan Müslüman Allah’ın dostudur. Allah dostunu Cehenneme koymaz.
Bir Hadis-i Şerif meali şöyledir:
“Vallahi, Allah dostunu ateşe atmaz.” [Cami-us-Sagir]
Eğer Müslüman küfre düşmemişse, dünyada çektiği sıkıntılar günahlarına kefaret olur, şefaate de kavuşur ve Cehenneme hiç girmez.
Ehl-i Sünnet yolunun iki esası
Ehl-i Sünnet Âlimlerinin gayretleri sayesinde bozulmaktan korunarak gelmiştir.
Ehl-i Sünnet Âlimleri şu iki şeye titizlikle riayet etmişlerdir:
Birincisi: Olduğu gibi muhafaza edip, ondan hiçbir şey çıkarmadılar.
İkincisi: Ona bir şey ilave etmediler. Yani sünnete uyup, bidate karşı çıktılar.
Sünnete uymak demek, İslam’a uymak demektir; ama bildirildiği şekilde, hiç değiştirmeden uymak gerekir. Onun için Ehl-i Sünnet Âlimleri, Resulullah’tan gelene, hiçbir şey ilave etmemişler, bir şey de çıkarmamışlardır. Metni aynen almışlar, ona şerhler yapmışlar yani açıklamışlardır. İşte bu sebeple, Ehl-i Sünnet bilgileri günümüze kadar bozulmadan gelmiştir.
İmanı muhafaza
İman, 5 katlı bir kaleye benzer. Bunlar, bakır, demir, tunç, gümüş ve altın katıdır.
1- Bakır katı, edeplerdir.
2- Demir katı, sünnetlerdir.
3- Tunç katı, farzlardır.
4- Gümüş katı, ihlâstır.
5- Altın katı, Allahü teâlânın rızasıdır.
Edebleri gözetmeyen, sünnete yol bulamaz. Sünnete uymayan, farza yol bulamaz. Farzı tutmayan, ihlâsa yol bulamaz. İhlâsı olmayan da, Allahü Teâlâ’nın sevgisine kavuşmaya yol bulamaz. (Ey Oğul İlmihali)
Demek ki, son yani beşinci kata çıkabilmek için, sırayla, birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü katlardan geçerek çıkmak gerekir. Diğer katları geçmeden beşinci kata çıkılamaz.
Allahu Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Müslüm Abacıoğlu
Öldükten sonra herkes dirilecektir
Muhterem Kardeşlerim…
Kabir suali, kabirde ruhun cesede iadesi ve kâfirler ile günahkâr müminler için kabir azabı vardır.
Müminlerin, Cennete girmesi Allah’ın fazlındandır. Çünkü kimse ameliyle Cenneti hak edemez.
İnsanlar, dirilince hesaba çekileceklerdir. Ameller mizanda tartılacaktır.
Peygamberler, Âlimler ve Salihler, günahkârlara şefaat edecektir. Hatta Peygamber Efendimiz büyük günah işleyenlere bile şefaat edecektir. Dağlar kadar büyük günahı olanlar da, az veya çok şefaate kavuşacaktır. Affa ve şefaate kavuşanlardan başka bütün günahkârlar, günahlarının cezalarını çekeceklerdir.
Hadis-i Şerifte buyuruldu ki:
“Her Peygamberin, Müstecab [kabul olan] bir duası vardır. Ben duamı, ümmetime şefaat etmek için ahirete sakladım.” [Buhari]
Şefaati inkârdan sakınmalı.
Çünkü Hadis-i Şerifte, “Şefaatime inanmayan, ona kavuşamaz” buyuruldu. (Şir’a)
Kıyamet alametlerine inanmak:
Hadis-i Şerifte buyuruldu ki:
“Şu alametler çıkmadan kıyamet kopmaz: Güneş batıdan doğar, üç yer batar, İsa gökten iner, Duman, Dabbetül arz, Deccal, Yecüc Mecüc ve Aden’den bir ateş çıkar.” [Müslim]
Hazreti Mehdinin geleceğine inanmak da, Ehl-i Sünnet itikadındandır.
Hadis-i Şerifte buyuruldu ki:
“Kıyamet kopmadan önce, Allahü Teâlâ, benim evladımdan birini yaratır ki, ismi benim ismim gibi, babasının ismi, benim babamın ismi gibi olur. Ondan önce dünya zulümle dolu iken, onun zamanında adaletle dolar.” [Tirmizi, İ. Asakir]
[Bu bilgilerin hepsi, Fıkh-ı ekber, Emali, R. Nasıhin, Mektubat-ı Rabbani, Feraidül fevaid kitaplarından alınmıştır. Başka kitaplardan alınanların ise kaynağı sonunda bildirildi.]
Doğru itikadın önemi
İtikadı düzeltmeden önce ibadet etmenin faydası olmaz. Doğru İtikad, Ehl-i Sünnet İtikadıdır. Doğru İtikad 1 rakamı gibidir. İhlaslı ibadetler sağına konan sıfır rakamı gibidir. Bir sıfır konunca 10, iki sıfır konunca 100 olur. Sağına ne kadar 0 konursa değeri artar. 1 çekilirse hepsi 0 olur. İhlassız, [riya ile] yapılan ameller de, soldaki sıfır gibi yani 1 rakamının soluna konan sıfır gibi değersizdir. Ehl-i Sünnet itikadı yoksa ibadetlerinin hiç faydası olmaz, soldaki sıfır gibi değersizdir.
İşte bu kadar önemli olduğu için Ubeydullah-i Ahrar hazretleri, “Bütün kerametleri bize verseler, fakat İtikadımız düzgün değilse, hâlimiz haraptır. Eğer bütün çirkinlikleri verseler itikadımız düzgün ise, hiç üzülmeyiz” buyuruyor.
İtikadı düzgün olan
İtikadı düzgün olan, haramlardan kaçan ve ibadetlerini yapan Müslüman Allah’ın dostudur. Allah dostunu Cehenneme koymaz.
Bir Hadis-i Şerif meali şöyledir:
“Vallahi, Allah dostunu ateşe atmaz.” [Cami-us-Sagir]
Eğer Müslüman küfre düşmemişse, dünyada çektiği sıkıntılar günahlarına kefaret olur, şefaate de kavuşur ve Cehenneme hiç girmez.
Ehl-i Sünnet yolunun iki esası
Ehl-i Sünnet Âlimlerinin gayretleri sayesinde bozulmaktan korunarak gelmiştir.
Ehl-i Sünnet Âlimleri şu iki şeye titizlikle riayet etmişlerdir:
Birincisi: Olduğu gibi muhafaza edip, ondan hiçbir şey çıkarmadılar.
İkincisi: Ona bir şey ilave etmediler. Yani sünnete uyup, bidate karşı çıktılar.
Sünnete uymak demek, İslam’a uymak demektir; ama bildirildiği şekilde, hiç değiştirmeden uymak gerekir. Onun için Ehl-i Sünnet Âlimleri, Resulullah’tan gelene, hiçbir şey ilave etmemişler, bir şey de çıkarmamışlardır. Metni aynen almışlar, ona şerhler yapmışlar yani açıklamışlardır. İşte bu sebeple, Ehl-i Sünnet bilgileri günümüze kadar bozulmadan gelmiştir.
İmanı muhafaza
İman, 5 katlı bir kaleye benzer. Bunlar, bakır, demir, tunç, gümüş ve altın katıdır.
1- Bakır katı, edeplerdir.
2- Demir katı, sünnetlerdir.
3- Tunç katı, farzlardır.
4- Gümüş katı, ihlâstır.
5- Altın katı, Allahü teâlânın rızasıdır.
Edebleri gözetmeyen, sünnete yol bulamaz. Sünnete uymayan, farza yol bulamaz. Farzı tutmayan, ihlâsa yol bulamaz. İhlâsı olmayan da, Allahü Teâlâ’nın sevgisine kavuşmaya yol bulamaz. (Ey Oğul İlmihali)
Demek ki, son yani beşinci kata çıkabilmek için, sırayla, birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü katlardan geçerek çıkmak gerekir. Diğer katları geçmeden beşinci kata çıkılamaz.
Allahu Teâlâ cümlemizi Kendisine layık Kul, Habibine layık Ümmet eylesin. (Amin)