Müslüman’ın gayesi ilkin Allah-u Teàlâ'nın rızasını kazanmak olmalıdır. Bundan dolayı atacağımız adımlarda, yapacağımız işlerin hepsinde, Allah'ın rızasını düşünerek hareket etmemiz gerekir. Allahın yasak edip, haram kıldığı her türlü tutum ve davranış dan da uzak durmakta maneviyatımızı, dünyamızı ve hem de ahretimizi kurtarmak için faydalar vardır. Nitekim gayemiz Hakkın rızası olmalıdır. Çünkü bize Allah'ın rızası lâzımdır.
Ne olursa olsun. Allah insana bir akıl vermiştir. İnsan bu aklıyla işlediği her günahtan mesuldür. Tövbe edip, düzeltilmeyen her türlü tutum ve davranış için mahşerde sorulacak hesap olduğuda akıldan çıkartılmamalıdır.
Bir adam varmış vaktiyle, Musa (a.s) devrinde.
İnsanların arasından çıkmış, bir dağa bir kulübecik yapmış. O kulübecikte Allah’a ibadetle meşgul olurmuş.
Şeytan (aleyhillânenin) hilesi çok;
Bir gün bu adama insan suretinde gelerek misafir olmuş.
Adam yemek hazırladığı misafirini “buyur” etmiş.
Şeytan, Ben, yemeden içmeden uzağım, demiş.
Adam, Nasıl olur? İnsan yemeden içmeden yaşar mı?" demiş.
Şeytan; “Evet, yaşar." demiş. "Ben bir günah işledim, sonra da tevbe ettim; Allah da benden yemeyi içmeyi aldı artık, ihtiyacım yok ne dışarıya çıkmaya ve nede ihtiyaç görmeğe..."
Adam da, Yahu bunu bana da öğret de, ben de yapayım da, bu yeme içmeye harcadığım zamandan kurtulayım.
Şeytan adama, sende bir günah işle, sonrada tövbe et demiş.
"Üç günah var: Birisi zina, birisi adam öldürmek, birisi de içki..."
Adam; Zinayı yapamam!" demiş.
"Adam öldürmek, onu da yapamam!" demiş.
"İçki, onu da yapamam. Amaaa… Biraz düşüneyim!" demiş.
"Tövbesi onun kolay olur”, diyerekten içkiyi kendini zorlayarak içmiş.
İçkiyi içince, sarhoş olmuş tabiatıyla...
O Devrin Kralının kızı hasta imiş.Bunu kim tedavi eder diye düşünmüşler: "Filan yerde bir bilge adam vardır. Ona götürürseniz iyi olur." demişler. Kralın kızını adamın yanına götürmüşler.
Sonun da iyice sarhoş olan adam farkında olmadan zina günahını da işlemiş. Sarhoşluktan ayılıp, aklı başına gelince de,
" Ben ne yaptım? Kral bunu duyarsa beni asar. Şimdi ne yapmalıyım? Kızı öldürmekten başka çarem yok!" demiş ve kızı oracıkta öldürmüş. Sonra da gömmüş bir yere...
Kısa bir zaman sonra Padişah kızının iyileşip iyileşmediğini adama sormuş.
Adamsa kızı görmediğini ve yerini bilmediğini söylemiş.
Şeytansa insan suretin de bulunuyormuş araların da, Şeytan,
“Krala, filan yeri arayınız, kızınız orda demiş
Denilen yerde bakarlar ki kız öldürülmüş ve gömülmüş...
Bunun üzerine Kral, Adamı asmaya karar vermiş.
Asılmak üzereyken Şeytan, Adama;
"--Gördün ya, senin başına bu oyunları getiren benim! Şimdi bana boynunu bük, bana iman et, seni kurtarayım oradan, demiş
Adam kurtulmak için onu da yapmış. Sonun da imansız da gitmiş ahirete.
Böyle hikâyeler de çok, misalleri de çok.
Büyüklerimiz “ neyim” demeyeceksin. “ Ne olu cam” diyeceksin diye boşuna dememişler.
Kıssadan hisseye bir ibret çıkartırsak, küçük gördüğümüz günahı bile hafife almamak lazım gerekir. Nitekim hikâyede ki gibi tövbe ederim Allah affeder dersek büyük günahlara davetiye çıkartabilir, sonrasın da hak yoldan sapmaya, son nefeste imansız gitmeye kadar da insanı götürebilir, Allah korusun!
Küçük günahlar da büyüyor. Nasıl ufak bir fidan büyüyorsa, küçük gördüğümüz kendimizi sakınmadığımız günahlar daha büyük günahlara sebebiyet verebiliyor. Bu yüzden tedbiri elden bırakmamak lazımdır.
Günah günahtır. Küçük olsun büyük olsun.
Günahı Kudreti büyük Allah’a karşı işlediğimizi yeter ki unutmayalım.
Her türlü günahtan da sakınalım.
Bir şey kalmıştı, sarhoşluğun bilinmesiyle ilgili. İki çeşit sarhoş vardır derler:
Birisi içki içmek suretiyle sarhoş olur;
Diğeri de dünyaya teslim olmak suretiyle dünya sarhoşu olur. Çalışır, çabalar ne dünyaya ne de dünya malına doymaz.
Maalesef bu sarhoşluk öteki sarhoşluktan daha beterdir.
Herkes yapıyor diye bizim de yanlış olan her hareketi yapmamız gerekmez. Bunun için de daha küçüklükten günahları öğrenmek, Allah'ı tanımak ve Allah'tan korkmak lâzım! Allah'ın bir ismi de Kahhar’dır. Kahhar, kahredici demektir. Bu yüzden Allah’u Teala’nın Kahhar sıfatından sakınmak ve korunmak lâzımdır.
Allah cümlemizi affetsin...
Selam ve dua ile…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Dilek Çiftçi
Neyim” demeyeceksin.“
Müslüman’ın gayesi ilkin Allah-u Teàlâ'nın rızasını kazanmak olmalıdır. Bundan dolayı atacağımız adımlarda, yapacağımız işlerin hepsinde, Allah'ın rızasını düşünerek hareket etmemiz gerekir. Allahın yasak edip, haram kıldığı her türlü tutum ve davranış dan da uzak durmakta maneviyatımızı, dünyamızı ve hem de ahretimizi kurtarmak için faydalar vardır. Nitekim gayemiz Hakkın rızası olmalıdır. Çünkü bize Allah'ın rızası lâzımdır.
Ne olursa olsun. Allah insana bir akıl vermiştir. İnsan bu aklıyla işlediği her günahtan mesuldür. Tövbe edip, düzeltilmeyen her türlü tutum ve davranış için mahşerde sorulacak hesap olduğuda akıldan çıkartılmamalıdır.
Bir adam varmış vaktiyle, Musa (a.s) devrinde.
İnsanların arasından çıkmış, bir dağa bir kulübecik yapmış. O kulübecikte Allah’a ibadetle meşgul olurmuş.
Şeytan (aleyhillânenin) hilesi çok;
Bir gün bu adama insan suretinde gelerek misafir olmuş.
Adam yemek hazırladığı misafirini “buyur” etmiş.
Şeytan, Ben, yemeden içmeden uzağım, demiş.
Adam, Nasıl olur? İnsan yemeden içmeden yaşar mı?" demiş.
Şeytan; “Evet, yaşar." demiş. "Ben bir günah işledim, sonra da tevbe ettim; Allah da benden yemeyi içmeyi aldı artık, ihtiyacım yok ne dışarıya çıkmaya ve nede ihtiyaç görmeğe..."
Adam da, Yahu bunu bana da öğret de, ben de yapayım da, bu yeme içmeye harcadığım zamandan kurtulayım.
Şeytan adama, sende bir günah işle, sonrada tövbe et demiş.
"Üç günah var: Birisi zina, birisi adam öldürmek, birisi de içki..."
Adam; Zinayı yapamam!" demiş.
"Adam öldürmek, onu da yapamam!" demiş.
"İçki, onu da yapamam. Amaaa… Biraz düşüneyim!" demiş.
"Tövbesi onun kolay olur”, diyerekten içkiyi kendini zorlayarak içmiş.
İçkiyi içince, sarhoş olmuş tabiatıyla...
O Devrin Kralının kızı hasta imiş. Bunu kim tedavi eder diye düşünmüşler: "Filan yerde bir bilge adam vardır. Ona götürürseniz iyi olur." demişler. Kralın kızını adamın yanına götürmüşler.
Sonun da iyice sarhoş olan adam farkında olmadan zina günahını da işlemiş. Sarhoşluktan ayılıp, aklı başına gelince de,
" Ben ne yaptım? Kral bunu duyarsa beni asar. Şimdi ne yapmalıyım? Kızı öldürmekten başka çarem yok!" demiş ve kızı oracıkta öldürmüş. Sonra da gömmüş bir yere...
Kısa bir zaman sonra Padişah kızının iyileşip iyileşmediğini adama sormuş.
Adamsa kızı görmediğini ve yerini bilmediğini söylemiş.
Şeytansa insan suretin de bulunuyormuş araların da, Şeytan,
“Krala, filan yeri arayınız, kızınız orda demiş
Denilen yerde bakarlar ki kız öldürülmüş ve gömülmüş...
Bunun üzerine Kral, Adamı asmaya karar vermiş.
Asılmak üzereyken Şeytan, Adama;
"--Gördün ya, senin başına bu oyunları getiren benim! Şimdi bana boynunu bük, bana iman et, seni kurtarayım oradan, demiş
Adam kurtulmak için onu da yapmış. Sonun da imansız da gitmiş ahirete.
Böyle hikâyeler de çok, misalleri de çok.
Büyüklerimiz “ neyim” demeyeceksin. “ Ne olu cam” diyeceksin diye boşuna dememişler.
Kıssadan hisseye bir ibret çıkartırsak, küçük gördüğümüz günahı bile hafife almamak lazım gerekir. Nitekim hikâyede ki gibi tövbe ederim Allah affeder dersek büyük günahlara davetiye çıkartabilir, sonrasın da hak yoldan sapmaya, son nefeste imansız gitmeye kadar da insanı götürebilir, Allah korusun!
Küçük günahlar da büyüyor. Nasıl ufak bir fidan büyüyorsa, küçük gördüğümüz kendimizi sakınmadığımız günahlar daha büyük günahlara sebebiyet verebiliyor. Bu yüzden tedbiri elden bırakmamak lazımdır.
Günah günahtır. Küçük olsun büyük olsun.
Günahı Kudreti büyük Allah’a karşı işlediğimizi yeter ki unutmayalım.
Her türlü günahtan da sakınalım.
Bir şey kalmıştı, sarhoşluğun bilinmesiyle ilgili. İki çeşit sarhoş vardır derler:
Birisi içki içmek suretiyle sarhoş olur;
Diğeri de dünyaya teslim olmak suretiyle dünya sarhoşu olur. Çalışır, çabalar ne dünyaya ne de dünya malına doymaz.
Maalesef bu sarhoşluk öteki sarhoşluktan daha beterdir.
Herkes yapıyor diye bizim de yanlış olan her hareketi yapmamız gerekmez. Bunun için de daha küçüklükten günahları öğrenmek, Allah'ı tanımak ve Allah'tan korkmak lâzım! Allah'ın bir ismi de Kahhar’dır. Kahhar, kahredici demektir. Bu yüzden Allah’u Teala’nın Kahhar sıfatından sakınmak ve korunmak lâzımdır.
Allah cümlemizi affetsin...
Selam ve dua ile…