Medeniyetlerin beşiği, tarihin başladığı bu şehir, kendi bünyesinde pek çok şair, sanatkar ve ses sanatçısı çıkarmıştır. Mukim Tahir’ler, İbrahim Tatlıses’ler, Nuri Sesigüzel’ler, Kel Hamza’lar, Halil Hafız’lar, Müslüm Gürses’ler, Tenekeci Mahmut’lar, Kadri Sema’lar, Kepekçi’ler, Ahmet Karaoğlan’lar, Halil Kendirci’ler ve daha yüzlercesi… Bu sanatçılar, geldiler ellerinden geldiği kadar hizmet yaptılar. Allah hepsinden razı olsun, ölenlere Allah rahmet eylesin, kalanlara da uzun ömürler versin.
Ben bu yazımda Urfalı sanatçıları saymaya kalksam yüzlerce sayfa yazı yazmam gerekir. Onun için isimlerini yazmadığım tüm sanatçı dostlarımdan ve hemşehrilerimden özür diliyorum.
Benim asıl gayem kaybolmakta olan bu kültürümüzden bir nebze de olsa bahsetmek. 70 kuşağı ve önceleri çok iyi bilirler ve hatırlarlar. Eskiden Urfa’mızda pek çok sinema salonu vardı. Bu sinemalarda ayda bir iki konser verilirdi. Müzikseverler, sevdikleri sanatçıları canlı olarak dinler, onlarla birlikte söyler, onlarla birlikte eğlenirlerdi. Bu sanat gecelerinde 5-10 assolist altı sahne alırdı. Bunların hepsi kıdem sırasına göre sahneye çıkardı ve bu gelenek ve görenek sayesinde Urfa’dan yüzlerce ses sanatçısının çıkmasına neden olmuştur.
Tabii Urfa’daki sinema salonları gibi mahalli sanatçılar da ya genç yaşlarında vefat ettiler, ya da bazı sıra geceleri grupları kurup çalışmalarına devam ettiler.
Buraya kadar her şey güzel eyvallah; Ama bize ne oldu da İbrahim Tatlıses’ten sonra güçlü bir ses çıkaramadık. Bana göre Urfa, müziğin menbağıdır. Ama nedense son birkaç senedir Urfa’dan güçlü bir ses çıkmadı. Sahi dostlar! Bize ne oldu?
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Mehmet Fethi Göktepe
Ne oldu bize!
Medeniyetlerin beşiği, tarihin başladığı bu şehir, kendi bünyesinde pek çok şair, sanatkar ve ses sanatçısı çıkarmıştır. Mukim Tahir’ler, İbrahim Tatlıses’ler, Nuri Sesigüzel’ler, Kel Hamza’lar, Halil Hafız’lar, Müslüm Gürses’ler, Tenekeci Mahmut’lar, Kadri Sema’lar, Kepekçi’ler, Ahmet Karaoğlan’lar, Halil Kendirci’ler ve daha yüzlercesi… Bu sanatçılar, geldiler ellerinden geldiği kadar hizmet yaptılar. Allah hepsinden razı olsun, ölenlere Allah rahmet eylesin, kalanlara da uzun ömürler versin.
Ben bu yazımda Urfalı sanatçıları saymaya kalksam yüzlerce sayfa yazı yazmam gerekir. Onun için isimlerini yazmadığım tüm sanatçı dostlarımdan ve hemşehrilerimden özür diliyorum.
Benim asıl gayem kaybolmakta olan bu kültürümüzden bir nebze de olsa bahsetmek. 70 kuşağı ve önceleri çok iyi bilirler ve hatırlarlar. Eskiden Urfa’mızda pek çok sinema salonu vardı. Bu sinemalarda ayda bir iki konser verilirdi. Müzikseverler, sevdikleri sanatçıları canlı olarak dinler, onlarla birlikte söyler, onlarla birlikte eğlenirlerdi. Bu sanat gecelerinde 5-10 assolist altı sahne alırdı. Bunların hepsi kıdem sırasına göre sahneye çıkardı ve bu gelenek ve görenek sayesinde Urfa’dan yüzlerce ses sanatçısının çıkmasına neden olmuştur.
Tabii Urfa’daki sinema salonları gibi mahalli sanatçılar da ya genç yaşlarında vefat ettiler, ya da bazı sıra geceleri grupları kurup çalışmalarına devam ettiler.
Buraya kadar her şey güzel eyvallah; Ama bize ne oldu da İbrahim Tatlıses’ten sonra güçlü bir ses çıkaramadık. Bana göre Urfa, müziğin menbağıdır. Ama nedense son birkaç senedir Urfa’dan güçlü bir ses çıkmadı. Sahi dostlar! Bize ne oldu?