Valimiz Sayın Akbulut döneminde yaptığımız bir radyo söyleşi programında, “Sayın Valim: sizin deneyiminiz, tahsiliniz, kariyeriniz, belli. Encümenlerinde tahsili, tecrübeleri, belli. Nasıl olur da fikir birliğine giderek, memleket mesellerini çözüme kavuşturuyorsunuz?
Akbulut, Allah mı söyletti seni dercesine, şöyle dedi: “Bir gün çok ciddi bir konuda sindire sindire konuşuyorum. Sözümün arasında, iyi vurgu yapmak için durakladım. Onlar hemen oylamaya geçtiler. Hemen müdahale ettim, sözümün bitmediğini söyleyerek, konuşmamı sürdürdüm. Konuşmam uzayınca bu defa kendi aralarında kumaş kalite kontrolü, tespih kalite kontrolü yapılmaya başlandı” diyerek, o zamanın İl Özel İdare Encümenlerinin bu özelliklerinden söz etti. O dönemin İl Özel İdaresi Müdür Yardımcısı Mahmut Yaşar Uğur kalp krizi geçirir, oksijen çadırında kendine gelip bilinci açılınca, ilk mırıldanması, “Encümen toplandı mı?” sorusu olmuştu. İşte iki encümenlik bilinci.
Başkan İbrahim Halil Çelik Döneminde, Belediye Encümen üyelerinin Haşimiye meydanındaki Öz Diker Kuyumcular Çarşısı için verdikleri karara dere tepe düz gitmemek elde mi? Ahmet Bahçivan dönemi encümen üyeleri, Çulcuoğlu’ndan dondurma, Gökçin’den baklava gelmezse, oylamaya geçmiyoruz diyorlardı. Esprisiyle, dondurma, baklava arasında alınan memleketin Abide Kavşağına kondurulan 22 katlı Nevali.
Yemeyen, yedirmeyen, sloganıyla gelen Sayın Hacı Ahmet Eşref Fakıbaba dönemi encümenlerinin, Mahmutoğlu Kulesi önüne diktiği yakıt kulesi istasyonu. AVM yapmak için, eski otogarın içinde bulunan Çataltaş Camii yeri satıldıysa yerine yenisi niye yapılmadı?
Yasal olarak, yola, kamu hizmetine kullanılmayan camii, nasıl, ne şekil, ne biçimde iç edildi? Hukuken, manen, bu şekilde yıkımda yeri olmayan, bu encümen kararına karşı çıkan, basın toplantısı düzenleyen, Sayın Abdülkadir İkbal, encümenlerin İkbal ve İstikballerinin olmadığını kanıtlamıştır.
Şimdi sırasıyla soralım. Öz diker Kuyumcular Çarşısı, Ahmet Bahçivan İş Hanı, Abide Kavşağı Nevali Oteli, Mahmutoğlu Kulesi önü yakıt istasyonunun kaçta kaçı yeşil alandır. Karaköprü raylı sistem için ayrılan güzergâh, nasıl şahıs mülkiyetine, encümen kararıyla dönüştürülerek imara açıldı. İpek yoluna bağlı servis yolunu silip, Köran oteli güzergahına encümen kararıyla imar verip yolu yolsuz etmediler mi? Belediyespor, Encümen kararıyla kapatılıp hükmen mağlup edilmedi mi? Aile çay bahçelerinde encümen kararıyla yer işgalciliği türetilmedi mi? Bu kararları, saf niyetle, Allah için, memleket için, bedelsiz, menfaatsiz, şahsi çıkarsız, devlet, millet için, encümenler yasallaştırdı düşüncesine kaç karga inanır, kaç karga güler?
Toparlayacak olursak, bugüne kadar verdikleri yanlış karardan adliyelik olmayan parmak sayısı kadar kaç encümen üyesi var. Yanlış kararlar alan bir meclise ne derece güvenilir? İçinde şehirci, çevreci, ekonomist, sağlıkçı, mimar, kültür sanat adamı, tarih bilimcisi, hukukçu, iktisatçısı olmayan bir meclis kararlarına uymanın körü körüne itaatten farkı ne? İlla meclis ihtiyaçsa, haftanın her Perşembe günü toplanan, Vilayet İl İdare Kurulu gibi, aynı kadro, haftanın muayyen bir gününde toplanıp, encümenlik görevini yürütsünler. Görün nasıl yerinde, sağlıklı kararlar çıkacaktır.
Bu emsalde, muhtarlıklar ise işlevi bakımından, kamu hizmetleri kapsamında yetersiz kalmadalar. Mahalli problemler artık merkezi idarelerce yürütülmekte. Geriye kalan, muhtarların nikâh kıyma, ölüm işlemleri. Diyanet görevlisi imam ve müezzinler, zaten bu işi yapmadalar. Diyanet işlerine verilecek bir yetkiyle, MUHTARLARDAN MÜHÜR, ENCÜMENLERDEN FİKİR, DEVLETİN ÜSTÜNDEN İSE KAMBUR KALKACAK.
Yıllar önce Vali, yemekli toplantı olmasa muhtarları toplayamıyorum dememiş miydi?
BAŞTA Dedik ya: MUHTARLIKLAR İPTAL, ENCÜMENLER MEN EDİLSİN!
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Hüseyin GÜZEL
MUHTARLIKLAR İPTAL ENCÜMENLER MEN EDİLSİN
Valimiz Sayın Akbulut döneminde yaptığımız bir radyo söyleşi programında, “Sayın Valim: sizin deneyiminiz, tahsiliniz, kariyeriniz, belli. Encümenlerinde tahsili, tecrübeleri, belli. Nasıl olur da fikir birliğine giderek, memleket mesellerini çözüme kavuşturuyorsunuz?
Akbulut, Allah mı söyletti seni dercesine, şöyle dedi: “Bir gün çok ciddi bir konuda sindire sindire konuşuyorum. Sözümün arasında, iyi vurgu yapmak için durakladım. Onlar hemen oylamaya geçtiler. Hemen müdahale ettim, sözümün bitmediğini söyleyerek, konuşmamı sürdürdüm. Konuşmam uzayınca bu defa kendi aralarında kumaş kalite kontrolü, tespih kalite kontrolü yapılmaya başlandı” diyerek, o zamanın İl Özel İdare Encümenlerinin bu özelliklerinden söz etti. O dönemin İl Özel İdaresi Müdür Yardımcısı Mahmut Yaşar Uğur kalp krizi geçirir, oksijen çadırında kendine gelip bilinci açılınca, ilk mırıldanması, “Encümen toplandı mı?” sorusu olmuştu. İşte iki encümenlik bilinci.
Başkan İbrahim Halil Çelik Döneminde, Belediye Encümen üyelerinin Haşimiye meydanındaki Öz Diker Kuyumcular Çarşısı için verdikleri karara dere tepe düz gitmemek elde mi? Ahmet Bahçivan dönemi encümen üyeleri, Çulcuoğlu’ndan dondurma, Gökçin’den baklava gelmezse, oylamaya geçmiyoruz diyorlardı. Esprisiyle, dondurma, baklava arasında alınan memleketin Abide Kavşağına kondurulan 22 katlı Nevali.
Yemeyen, yedirmeyen, sloganıyla gelen Sayın Hacı Ahmet Eşref Fakıbaba dönemi encümenlerinin, Mahmutoğlu Kulesi önüne diktiği yakıt kulesi istasyonu. AVM yapmak için, eski otogarın içinde bulunan Çataltaş Camii yeri satıldıysa yerine yenisi niye yapılmadı?
Yasal olarak, yola, kamu hizmetine kullanılmayan camii, nasıl, ne şekil, ne biçimde iç edildi? Hukuken, manen, bu şekilde yıkımda yeri olmayan, bu encümen kararına karşı çıkan, basın toplantısı düzenleyen, Sayın Abdülkadir İkbal, encümenlerin İkbal ve İstikballerinin olmadığını kanıtlamıştır.
Şimdi sırasıyla soralım. Öz diker Kuyumcular Çarşısı, Ahmet Bahçivan İş Hanı, Abide Kavşağı Nevali Oteli, Mahmutoğlu Kulesi önü yakıt istasyonunun kaçta kaçı yeşil alandır. Karaköprü raylı sistem için ayrılan güzergâh, nasıl şahıs mülkiyetine, encümen kararıyla dönüştürülerek imara açıldı. İpek yoluna bağlı servis yolunu silip, Köran oteli güzergahına encümen kararıyla imar verip yolu yolsuz etmediler mi? Belediyespor, Encümen kararıyla kapatılıp hükmen mağlup edilmedi mi? Aile çay bahçelerinde encümen kararıyla yer işgalciliği türetilmedi mi? Bu kararları, saf niyetle, Allah için, memleket için, bedelsiz, menfaatsiz, şahsi çıkarsız, devlet, millet için, encümenler yasallaştırdı düşüncesine kaç karga inanır, kaç karga güler?
Toparlayacak olursak, bugüne kadar verdikleri yanlış karardan adliyelik olmayan parmak sayısı kadar kaç encümen üyesi var. Yanlış kararlar alan bir meclise ne derece güvenilir? İçinde şehirci, çevreci, ekonomist, sağlıkçı, mimar, kültür sanat adamı, tarih bilimcisi, hukukçu, iktisatçısı olmayan bir meclis kararlarına uymanın körü körüne itaatten farkı ne? İlla meclis ihtiyaçsa, haftanın her Perşembe günü toplanan, Vilayet İl İdare Kurulu gibi, aynı kadro, haftanın muayyen bir gününde toplanıp, encümenlik görevini yürütsünler. Görün nasıl yerinde, sağlıklı kararlar çıkacaktır.
Bu emsalde, muhtarlıklar ise işlevi bakımından, kamu hizmetleri kapsamında yetersiz kalmadalar. Mahalli problemler artık merkezi idarelerce yürütülmekte. Geriye kalan, muhtarların nikâh kıyma, ölüm işlemleri. Diyanet görevlisi imam ve müezzinler, zaten bu işi yapmadalar. Diyanet işlerine verilecek bir yetkiyle, MUHTARLARDAN MÜHÜR, ENCÜMENLERDEN FİKİR, DEVLETİN ÜSTÜNDEN İSE KAMBUR KALKACAK.
BAŞTA Dedik ya: MUHTARLIKLAR İPTAL, ENCÜMENLER MEN EDİLSİN!