TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Libya'da ve Doğu Akdeniz de neler oluyor?

Yazının Giriş Tarihi:
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.10.2024 10:29

Türkiye son aylarda Suriye/idlib'den gelen şehit haberlerinin üzüntüsünü yaşarken biranda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İzmir'de bir açılışta duyurduğu "Libya'da birkaç şehit verdik" açıklaması ile bu kezde  projektörlerin Libya'ya çevrilmesine neden oldu.Çünkü Libya'da Türkiye ilk defa şehit veriyordu. Şüphesiz ki Libya hadisesi toplum nezdinde tartışılırken, diğer yanda da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Libya'daki menfur saldırı haberini veriş şekli ve basit bir ölüm haberi gibi indirgeniş şekli whatsap, Twitter, Facebook ve İnstagram gibi sosyal medya paylaşım hesaplarından ve birçok siyasetçi tarafından eleştirildi ve "Suriye'den sonra Libya'da da ne işimiz vardı" tartışmaları bir kez daha alevlendi.

Peki Libya'da kimler askerlerimizi şehit etti ve Kimler Libya'da Türkiye'nin varlığından rahatsız oldu? Eğer bunun cevabını bulamazsak Türkiye, Suriye'den sonra Libya'da da bir çıkmazın ve bataklığın içerisine girebilir! Türkiye'nin Libya operasyonu bugün için elbette doğru bir hamle idi ancak Suriye'den sonra Libya cephesinde de bizi bekleyen çok büyük oyunlara karşı uyanık olmak zorundayız. Eğer kamuoyunda dolaşan "libya'da şehitlerden biri albay" dedikodusu doğru ise Libya'da ummadığımız ve de dost sandığımız güçlerle karşı karşıya gelmiş olabiliriz! Bu güç Akdeniz'in tek hâkimi olmak isteyen ve enerji koridorunda çökmek isteyen siyonist İsrail'den başkası değildir.

İsrail, Suriye cephesinde Türkiye'yi pohpohlarken Libya ve Kıbrıs'da bizi tehdit etme küstahlığında bulunmaya devam ediyor.

Türkiye'nin Kıbrıs açıklarına gönderdiği sondaj arama gemileri sonrası İsrail başta olmak üzere Rusya, ABD, Fransa ve birçok ülkelerin bir aslan sürüsü gibi Türkiye'ye nasıl saldırdıklarını unutmamalıyız.

Türkiye, bir yandan Suriye cephesi bir yandan Libya cephesi ve bekaa meselesi olarak gördüğümüz Kıbrıs'ta sinsi oyunların içerisinde kamu diplomasi yürütürken aynı zamanda da büyük bir oyunun içerisine de çekilmeye çalışılıyor!

Her ne kadar Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar cephesinden "A-B-C planlarımız var" denilse de şehit haberleri geldikçe tepkiler de o kadar artmaya başlıyor.

Oyun içinde oyun var ve umarım gerçekten devlet erkanının dedikleri gibi A-B ve C planlarımız mevcut aksi halde Türkiye hem ekonomik ve hemde askeri anlamda çok büyük bir risk ile karşı karşıya gelebilir!!!

ABD'nin son günlerde İdlib üzerinden bizi pohpohlaması ve yeniden Türkiye'yi 'sık kullanılan ülke' konumuna getirmesi bir plan dâhilinde sinsi planları içeriyor.

Rusya'nın da açıktan Türkiye'yi tehdit etmesi manidar olup Suriye ve Doğu Akdeniz'i birlikte domine ediyorlar! Üzerinden Türkiye, son yıllarda dış politika bağlamında kah ABD kah Rusya ve kah AB arasında gelgitler yaşayarak adeta rotasını kaybeden 'şaşkın ördek' pozisyonuna düşüyor.

Türkçemizde güzel bir söz vardır "Aynı anda iki tavşanı kovalayamazsınız. Günün sonunda ikisini de elinizden kaçırırsınız"

Son hadiseler şunu gösterdi ki artık Türkiye dış politikasında ABD, İsrail, Rusya, Fransa gibi emperyalist ülkelerin sinsi planlarını görerek yeni bir strateji ve taktik uygulamak zorundadır.

Sözde dünyada savaşları önlemek ve barışı korumak amacıyla kurulan BM ve NATO gibi kuruluşların varoluş sebeplerinin Siyonist İsrail'in güvenliğini sağlamak olduğunu ve maksatlarının ne olduğunu da aklımızdan çıkartmamalıyız.

1998-1999 Kosova bağımsızlık savaşında NATO başkomutanı olan, ABD'li General Wesley Clark'ın,

20 Eylül 2001'de Pentagon'da dönemin Savunma Bakanı Donald Rumsfeld ve yardımcısı Paul Wolfowitz'le aralarındaki görüşmesinde Rumsfeld ve Wolfowitz'in birlikte wesley Clark'a söylediği "Irak’tan başlayarak, Libya, Suriye, Sudan, Somali, Lübnan ve İran’la bitireceğiz" ifşaatı ve

2003 yılında The Washington Post gazetesinde Condoleezza Rice tarafından kaleme alınan köşe yazısında belirtilen "Ortadoğu'da 22 ülkenin sınırlarında değişiklik yapacağız" beyanatlarını yanyana getirdiğinizde ABD'nin Eylül 2001'de tasarladığı bu planda aksama oldu mu? Elbette ki hayır.Sadece planları biraz gecikti o kadar. Bunu da yeniden Suriye üzerinden, ¨Yüzyılın Projesi' planı ile yeniden resetledi!

Türkiye tüm bu planları göz önüne alarak Suriye,Libya 've Kıbrıs'da stratejik planlarını yeniden gözden geçirmelidir. Aksi halde Türkiye'de bir bölünme Ile karşı karşıya gelebiliriz!!!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
google-site-verification=17JdBYTmCkOQ47__lWfiskKil_Sy4SbKNeDzgk4fPXs
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.