Malum olduğu üzere Saddam rejiminin sona ermesinden sonra Irak’ın kuzeyinde Barzani ve Talabani birlikte bir Kürt oluşumu gerçekleştirdiler.  Bu oluşum nerede ise yarım asra yakın bir zamana tekabül ediyor. Şüphesiz ki Mesut Barzani’nin Babası Molla Mustafa Barzani belki bütün ömrünü Saddam rejiminin dayanılmaz baskılarına karşı mücadele vererek büyük bedeller ödemişti. Binlerce Barzani ailesinden KÜRT  Saddam  yönetimi tarafından katledildiler.

        Irakta Kürtler henüz bir devlet statüsünü kazanamadı. Devlet gibi bir yapılanma olsa da dünyada henüz bir devlet olarak kabul edilmiyor Irak Kürdistan’ı.  Hatta bundan birkaç sene evvel Mesut Barzani devlet olmak için çalışmalar yaparken, Amerika buna engel oldu. Ne acı gerçektir ki Barzani ve Talabani daha evvel kendi aralarında çatışmaya girmiş ve binlerce insan o çatışmada hayatını kaybetmişti. Bu ölenlerin tümü Kürt’tü.  

        Yine bundan bir ay kadar evvel Talabani taraftarları Mesut Barzani’nin bazı binalarını ateşe verip bununla da kalmayıp kendi aralarında çarpışmaları son derece manidar ve üzücüdür. Her iki Kürt lider arasındaki ihtilaf henüz çatışmasız bir sonuca ulaşmamış aralarında birliğin de sağlanamamış olması,  Irak Kürdistan bölgesinde de henüz rahat ve huzurun olmadığı gün gibi aşikârdır. Hatta Irak’taki birçok Kürt’ün iç çatışmalardan dolayı Irak Kürdistan’ını terk edip Türkiye’ye ve Avrupa’ya hicret etmeleri bunun en açık delilidir. Irak Kürdistan’ı bu haliyle güvensiz bir bölge haline gelmiştir.

      Irak Kürdistan’ı elindeki petrol ve diğer zengin kaynaklarından dolayı büyük bir ekonomik avantaja sahiptir. Ayrıca Iraktaki Kürtlerin yönetimi Irak devletinden de belirli miktarda ekonomik pay almaktadır. Irak hükümeti son zamanlarda Kürt yönetimine taahhüt ettiği maddi imkanı kesmiş olduğundan dört ay gibi uzun bir zamandan beri Irak Kürdistan’ında memur maaşları verilememiş buda yönetime karşı olan güveni zedelediğinden istikrarsız bir ortam meydana gelmiştir.

       Şayet Kürtler bütün maddi ve manevi güçlerini Kuzey Irakta büyük bir fırsata dönüşen Kürt yapılanmasına sarf etmiş olsalardı, bu gün belki bölgenin yeni parlayan bir yıldızı ve kendi ayakları üzerinde durabilen muhteşem bir devlet inşa edebilirlerdi. İlim, teknik, ekonomi ve başta ahlakla donatılmayan hangi oluşum olursa olsun dünyadaki gelişmeler karşısında başarı elde edemez.  Oysa ki  son zamanlarda Daiş’in saldırısı karşısında   Barzani güçlerinin bu örgüte karşı bile  dayanma gücünün zayıf olduğu anlaşıldı, Türkiye’den de   silah almak zorunda kaldıklarını Neçırvan Barzani dile getirdi.  Onun için kuzey Irakta Kürt yönetiminin lideri Mesut Barzani’ye mutlaka her türlü desteğin verilmesi lazımdır.

     Bu gün dünyada yirminin üzerinde Arap devleti v ar. Hangisi ne işe yarar Kimi Amerika, kimi Rusya’nın kimi bilmem hangi gâvurun yanında.  Türkî cumhuriyetleri de onlardan pek farksız değil. Böyle bir sonuç tan hayır çıkar mı?  Bu devletleri göz önüne alarak bunlardan biri ders çıkarıp ellerinde muhteşem bir imkân varken Kürtlerin aynı hatayı yapmamaları gerekir. Uzağı görmeyenler dünyayı idare etmek isteyen devletlerin tuzağına düşerler.

        Eğer hedef bir Kürt devletini kurmak olsaydı, bu kadar parçalanmış ve bölünmüşlüğün olmaması gerekirdi,  çünkü bölünmüşlük zayıf düşmenin en açık adresidir.

       Henüz vakit geçmiş değildir. Eğer Kürtler güçlü  bir devlet kurmak istiyorsa  bunun adresi Kuzey Irak’taki Kürdistan’dır. Hazır bir devlet olma imkânı varken bu fırsatı değerlendirmemek büyük bir gaflet ve tarihi bir sorumluluktur.

       Türkiye’nin de bu işe samimi bir şekilde hamilik yapması gerekiyor. O zaman Ortadoğu da güç dengelerinin değişmesi mukadderdir. Çünkü Barzani’n tek başına ayakta kalması kuvvetli bir gücü yanına almadan başarısı hayli zordur.

      Örgütler başkalarının çıkarlarına hizmet etmek zorundadırlar. Devletler ise kendi milletlerine hizmet ederler.