“Resulullah (s.a.v) iyilik ve kötülüğün ne olduğunu sordum, o da şöyle buyurdu. İyilik güzel ahlaktır. Kötülük ise nefsinin tereddüt ettiği, insanların bilmesini arzu etmediğin şeydir. (Müslim)
Evet, iyilik her zaman güzeldir.
Bundan olsa gerek ki bir iyilik yaptığımızda huzurlu hissederiz
kendimizi ve yaptığımız iyilik mutlu olmamıza da sebebiyet verir çoğu zaman.
İşte ahlaki olarak iyilik yapanlar pozitif enerji saçar etrafa.
Bu tür insanların dostlukları da güzel olur ve güven verir insana.
Kötülük ise zaten kötüdür.
Kötülüğü adet haline getiren ve yaptığı kötülükten haz alan
Maraz tiplerde çoktur toplumda.
Bunların kötülüğü aşikâr olduğu için bu tipler kimseyi sevmez ve sevilmezler de.
Genellikle de haset kar yapıları olur bu kişilerin.
Ama bir de peygamberimiz (s.a.v) bize işaret ettiği
bir kötülük hali vardır ki bu çok önemli.
“Kötülük ise nefsinin tereddüt ettiği, insanların bilmesini arzu etmediğin şeydir.”
Diye buyurur. Evet, dövmek, sövmek, eziyet etmek, yalan söylemek,
çalmak çırpmak vs… hepimizce bilinen kötü vasıflar.
Yalnız bir insanın söylediği bir söz ve yaptığı bir hareketten içten içe
rahatsızlık duyması ve yahut yapıp yapmama konusun da tereddüt yaşaması
yapacağı işin kendi gözün de iyi görünse bile içinde yaşadığı sıkıntı kötü bir söz veya davranışın yansımasıdır. Hele hele birde duyulması onu rahatsız ediyorsa gizli bir kötülüğün şekillenmesi halini alır ki o kişi bilinçli veya bilinçsiz olarak bir kötülük yapma eylemini üstlenmiş olur.
Resulullah (s.a.v) Efendimizin şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
“Ben haklı olduğu halde çekişmeyi bırakan kimse için cennetin avlusunda, şaka da olsa yalan söylemeyen kimseye cennetin ortasında, ahlakını güzelleştiren kimseye de cennetin yukarı kısmın da bir ev verileceğine kefilim.(Ebu Davud)
Eğer ki kişi vicdani hesaplaşmadan sonra yapacağı kötü söz ve davranıştan vazgeçip ahlakını güzelleştirme yolunda ilerlediği takdirde
“ahlakını güzelleştiren kimseye de cennetin yukarı kısmın da bir ev verileceğine kefilim.”diye buyuruyor, Resulullah Efendimiz (s.a.v) .
Bakın cennetin avlusu değil, ortası değil en üst kısmı ahlakını güzelleştirmeye çalışanlar için ev ayrılmış. Cennette bir ev alıyorsunuz. Para yerine güzel ahlak veriyorsunuz kefiliniz de Resulullah (s.a.v),işte ne büyük bir ikram ve ne büyük bir mükâfat…
"Kıyamet günü müminin mizanında güzel ahlaktan daha ağır bir şey bulunmaz. Allah kötü sözlü kimseye buğzeder."(Tirmizi)
Mizanda terazide en ağır güzel ahlak iken ve Yüce Rabbimiz bu kişilere güzel ahlaklarından dolayı Rahmet nazarıyla bakarken, kötü sözlü, kalp kırıcı, gönül yıkıcı bunun yanında küfür sözler kullananlarada Allah buğzeder yani nefret eder, kendi divanından kovarcasına…
Resulullah (s.a.v) güzel ahlak sebebiyle müminin derecesini şu Hadisi Şerif’i ışık tutar.
“Mümin güzel huyu sebebiyle (gündüzler) oruç tutan,(geceleri)ibadet için ayakta bulunan kimsenin derecesine ulaşır.” (Ebu Davud)
(Rabbim bizleride güzel ahlak sahibi olanlardan, hadis-i şerifteki dereceye ulaşanlardan eylesin.)(Âmin)
Selam ve dua ile…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Dilek Çiftçi
Kötülük,İyiliğin aynası ise Güzel Ahlak...
Nevas b.Sem’an (r.a) der ki:
“Resulullah (s.a.v) iyilik ve kötülüğün ne olduğunu sordum, o da şöyle buyurdu. İyilik güzel ahlaktır. Kötülük ise nefsinin tereddüt ettiği, insanların bilmesini arzu etmediğin şeydir. (Müslim)
Evet, iyilik her zaman güzeldir.
Bundan olsa gerek ki bir iyilik yaptığımızda huzurlu hissederiz
kendimizi ve yaptığımız iyilik mutlu olmamıza da sebebiyet verir çoğu zaman.
İşte ahlaki olarak iyilik yapanlar pozitif enerji saçar etrafa.
Bu tür insanların dostlukları da güzel olur ve güven verir insana.
Kötülük ise zaten kötüdür.
Kötülüğü adet haline getiren ve yaptığı kötülükten haz alan
Maraz tiplerde çoktur toplumda.
Bunların kötülüğü aşikâr olduğu için bu tipler kimseyi sevmez ve sevilmezler de.
Genellikle de haset kar yapıları olur bu kişilerin.
Ama bir de peygamberimiz (s.a.v) bize işaret ettiği
bir kötülük hali vardır ki bu çok önemli.
“Kötülük ise nefsinin tereddüt ettiği, insanların bilmesini arzu etmediğin şeydir.”
Diye buyurur. Evet, dövmek, sövmek, eziyet etmek, yalan söylemek,
çalmak çırpmak vs… hepimizce bilinen kötü vasıflar.
Yalnız bir insanın söylediği bir söz ve yaptığı bir hareketten içten içe
rahatsızlık duyması ve yahut yapıp yapmama konusun da tereddüt yaşaması
yapacağı işin kendi gözün de iyi görünse bile içinde yaşadığı sıkıntı kötü bir söz veya davranışın yansımasıdır. Hele hele birde duyulması onu rahatsız ediyorsa gizli bir kötülüğün şekillenmesi halini alır ki o kişi bilinçli veya bilinçsiz olarak bir kötülük yapma eylemini üstlenmiş olur.
Resulullah (s.a.v) Efendimizin şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
“Ben haklı olduğu halde çekişmeyi bırakan kimse için cennetin avlusunda, şaka da olsa yalan söylemeyen kimseye cennetin ortasında, ahlakını güzelleştiren kimseye de cennetin yukarı kısmın da bir ev verileceğine kefilim.(Ebu Davud)
Eğer ki kişi vicdani hesaplaşmadan sonra yapacağı kötü söz ve davranıştan vazgeçip ahlakını güzelleştirme yolunda ilerlediği takdirde
“ahlakını güzelleştiren kimseye de cennetin yukarı kısmın da bir ev verileceğine kefilim.”diye buyuruyor, Resulullah Efendimiz (s.a.v) .
Bakın cennetin avlusu değil, ortası değil en üst kısmı ahlakını güzelleştirmeye çalışanlar için ev ayrılmış. Cennette bir ev alıyorsunuz. Para yerine güzel ahlak veriyorsunuz kefiliniz de Resulullah (s.a.v),işte ne büyük bir ikram ve ne büyük bir mükâfat…
"Kıyamet günü müminin mizanında güzel ahlaktan daha ağır bir şey bulunmaz. Allah kötü sözlü kimseye buğzeder."(Tirmizi)
Mizanda terazide en ağır güzel ahlak iken ve Yüce Rabbimiz bu kişilere güzel ahlaklarından dolayı Rahmet nazarıyla bakarken, kötü sözlü, kalp kırıcı, gönül yıkıcı bunun yanında küfür sözler kullananlarada Allah buğzeder yani nefret eder, kendi divanından kovarcasına…
Resulullah (s.a.v) güzel ahlak sebebiyle müminin derecesini şu Hadisi Şerif’i ışık tutar.
“Mümin güzel huyu sebebiyle (gündüzler) oruç tutan,(geceleri)ibadet için ayakta bulunan kimsenin derecesine ulaşır.” (Ebu Davud)
(Rabbim bizleride güzel ahlak sahibi olanlardan, hadis-i şerifteki dereceye ulaşanlardan eylesin.)(Âmin)
Selam ve dua ile…