Kötüler ve kötülükle mücadele İbrahimi olanlara farzdır!
Yazının Giriş Tarihi:
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.10.2024 15:16
Malum, Urfa Dünyanın en kadim şehridir.
Hazreti İbrahim Peygamber burada doğup, yaşamış. Hakikate ulaşıp, Allah’a iman etmiştir. Putperestliğe karşı mücadele ettiği hükümdar Nemrut tarafından burada ateşe atıldığı rivayet edilir. Hz. İbrahim’in doğduğu mağara, ateşe atıldığı kale ve mancınıklar, düştüğü yer Balıklıgöl gibi özgün simgelerin taze ve canlı kıldığı ibretlik kıssa, Allah (c.c.) tarafından Kur’an’ı Kerim’de Bizlere nakledilmektedir.
Bu bilgiler bağlamında İbrahim Peygamber iyinin, bereketin ve Hakkın tarafı, Nemrut ise kötünün, yoksunluğun, zulmün tarafı olarak kabul edilir.
O nedenle Urfa’da iyi olan İbrahimi, kötü olan da Nemrudi olarak nitelendirilir.
Kadim tarihi; insanlığa ve medeniyete dair geçmişten, bugüne taşıya geldiği kültürel birikim ile Urfa, ilk insan Adem’den (a.s.) başlayan insanlık serüvenini bütün boyutlarıyla ortaya koyan bir açık müze ve kitap şehir olarak insanlığa hayat penceresi açmaktadır.
O Urfa ki, Allah, Halil İbrahim bereketi ve sahaveti; Nemrut’lara boyun eğmeyen bir şecaat bahşetmiş.
Atası İbrahim’in, Hakka teslim olarak, O’nun yolunda ortaya koyduğu iman mücadelesinin, Urfalılar üzerinde etkili olduğunu görebilirsiniz.
Ne var ki, Nemrut’un zalimliğinden, kanına geçmiş olanların varlığı da yadsınamaz.
Nasıl ki, döneminde Nemrut, eriştiği dünya nimetleri ve imkanları ile nefsinin kurbanı olup, ilahlık tasladı, topluma zulüm etti ise, şimdilerde nefsini, hevâsını ilah edinmiş; ihtiras ve tutkularının kölesi olmuşların toplum üzerindeki tahakkümü görülmektedir.
İbrahimiler ise, Nemrudilere; kötülere karşı mücadelede yorulup, bezmiş durumdalar.
Peki iyiler mücadeleden vazgeçtiklerinde, kötüler kötülük yapmaktan geri dururlar mı?
Elbette hayır.
O halde her yeri kötülük saracak!
Kötüler ve kötülükler her dönemde, her tolumda mutlaka olmuştur. Kıyamete dek de olacaktır. Ancak, toplumun, insanlığın tamamını sardığı zamanlar, toplumların helakine neden olmuştur.
Kötüler ve kötülükle mücadele İbrahimi olanlara farzdır! “Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. (Âl-i İmrân sûresi, 104) buyuruyor İbrahimilerin ilahı! O nedenle öyle yılgınlığa kapılıp, mücadeleden vazgeçemezsiniz. Bizzat size dokunmuyor diye, bana ne de diyemezsiniz.
Bugün toplumu kuşatan bencillik, ihtiras, zenginleşme arzusu, tefecilik, haksız kazanç, hırsızlık, emanete ihanet, birbirine tahammül etmeme, haset, kin, nefret, fuhşiyat, ırkçılık, kavmiyetçilik, adaletsizlik, v.s.,… karşısında Atamız İbrahim gibi, güçlü bir iman, sarsılmaz bir irade ile mücadele etmemiz gerekir.
Zira, halimiz hal değildir!
Gün geçmiyor ki, bir cehalet yaşanmasın.
İbrahimilerle karşılaşmanız dileğiyle…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Halit Açar
Kötüler ve kötülükle mücadele İbrahimi olanlara farzdır!
Malum, Urfa Dünyanın en kadim şehridir.
Hazreti İbrahim Peygamber burada doğup, yaşamış. Hakikate ulaşıp, Allah’a iman etmiştir. Putperestliğe karşı mücadele ettiği hükümdar Nemrut tarafından burada ateşe atıldığı rivayet edilir. Hz. İbrahim’in doğduğu mağara, ateşe atıldığı kale ve mancınıklar, düştüğü yer Balıklıgöl gibi özgün simgelerin taze ve canlı kıldığı ibretlik kıssa, Allah (c.c.) tarafından Kur’an’ı Kerim’de Bizlere nakledilmektedir.
Bu bilgiler bağlamında İbrahim Peygamber iyinin, bereketin ve Hakkın tarafı, Nemrut ise kötünün, yoksunluğun, zulmün tarafı olarak kabul edilir.
O nedenle Urfa’da iyi olan İbrahimi, kötü olan da Nemrudi olarak nitelendirilir.
Kadim tarihi; insanlığa ve medeniyete dair geçmişten, bugüne taşıya geldiği kültürel birikim ile Urfa, ilk insan Adem’den (a.s.) başlayan insanlık serüvenini bütün boyutlarıyla ortaya koyan bir açık müze ve kitap şehir olarak insanlığa hayat penceresi açmaktadır.
O Urfa ki, Allah, Halil İbrahim bereketi ve sahaveti; Nemrut’lara boyun eğmeyen bir şecaat bahşetmiş.
Atası İbrahim’in, Hakka teslim olarak, O’nun yolunda ortaya koyduğu iman mücadelesinin, Urfalılar üzerinde etkili olduğunu görebilirsiniz.
Ne var ki, Nemrut’un zalimliğinden, kanına geçmiş olanların varlığı da yadsınamaz.
Nasıl ki, döneminde Nemrut, eriştiği dünya nimetleri ve imkanları ile nefsinin kurbanı olup, ilahlık tasladı, topluma zulüm etti ise, şimdilerde nefsini, hevâsını ilah edinmiş; ihtiras ve tutkularının kölesi olmuşların toplum üzerindeki tahakkümü görülmektedir.
İbrahimiler ise, Nemrudilere; kötülere karşı mücadelede yorulup, bezmiş durumdalar.
Peki iyiler mücadeleden vazgeçtiklerinde, kötüler kötülük yapmaktan geri dururlar mı?
Elbette hayır.
O halde her yeri kötülük saracak!
Kötüler ve kötülükler her dönemde, her tolumda mutlaka olmuştur. Kıyamete dek de olacaktır. Ancak, toplumun, insanlığın tamamını sardığı zamanlar, toplumların helakine neden olmuştur.
Kötüler ve kötülükle mücadele İbrahimi olanlara farzdır! “Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. (Âl-i İmrân sûresi, 104) buyuruyor İbrahimilerin ilahı! O nedenle öyle yılgınlığa kapılıp, mücadeleden vazgeçemezsiniz. Bizzat size dokunmuyor diye, bana ne de diyemezsiniz.
Bugün toplumu kuşatan bencillik, ihtiras, zenginleşme arzusu, tefecilik, haksız kazanç, hırsızlık, emanete ihanet, birbirine tahammül etmeme, haset, kin, nefret, fuhşiyat, ırkçılık, kavmiyetçilik, adaletsizlik, v.s.,… karşısında Atamız İbrahim gibi, güçlü bir iman, sarsılmaz bir irade ile mücadele etmemiz gerekir.
Zira, halimiz hal değildir!
Gün geçmiyor ki, bir cehalet yaşanmasın.
İbrahimilerle karşılaşmanız dileğiyle…