"Varlık, yokluk denizinde Behemehal batmaya mahkum bir gemi; biz yolcularıyız. Batmaya kadar gidecek olan bu sürece kadar, kimsenin bir yek diğerinin huzurunu bozmaya Hakk'ı yoktur"
Bu başlık yerine "Kalem daha keskindir" Diye yaza bilseydim keşke..!
Öyle bir başlık atmış olmam demek, onca savaşların, onca katliamların , onca dökülen kanların, onca zulümlerin, onca despotizmin,onca zorbalıkların, onca adaletsizliklerin bunlara benzer her ne varsa cümlesinin yaşandığı Dünya'da üstlerini örtmüş olmam demek olacaktı ki, buda etik olmazdı...
Bir evde yaşayan aynı ailenin bireyleri bile farklı düşüncelerini dile getirmeye korkarlarken, siyasi farklılıklar yüzünden insanlar birbirlerinin boğazlarına sarılıp, kinlerini dışa boca ederlerken, kodesler, salt farklı fikirlerinden, aykırı düşüncelerinden dolayı bilim adamlarıyla, gazetecilerle, fikir insanlarıyla hınçahınç dolup taşarlarken; sizce attığım o başlık yerine; onun tam karşıtını yazmamın,doğruluk ilkeleriyle ne derece bağdaşabileceğini gözden geçirmek lazım gelmez miydi?
Oysa insan oğlu farklı karakterleriyle, farklı fikirleriyle, farklı renkleriyle, farklı yaşayış konsept leriyle, hiç bir baskı altına girmeksizin yeryüzünü şenlendirmeleri gerekirdi.
Bizleri yaratan öyle yaratmış çünkü...Buna bir itirazın sözkonusu olabilirliğini hayata geçirmeye çalışmanın yaratılış konseplerine aykırılığı ve bu aykırılıktan tezahür eden konjonktürün ortada olduğunu görmezden gelmenin devekuşu gibi kafasını kuma sokmakla müsavi olduğu gün gibi ortada değil mi ?..
İnsanlar öznel çıkarlarını ön planda tutarak, bir şeyler elde edebilmenin hırsıyla yanıp tutuşarak, biteviye ihtiraslarıyla, olanca güçleriyle haksız mecralarda mücadeleler ortaya koyarak, sadece kendilerini ve yakın çevrelerini ihya etmek uğruna ,bu güzelim yeryüzünü şiddete,tedhişe,korkulara, buhran lara, huzursuzluk lara, gürültülere boğarak, yaşamın cehennemi boyutunda bir tarafgirlik statüsü var edip, kendileri için bir paradigma icat ettiler.
Muvakkat misafileri olduğumuz bu dünyada egolarımızın, hırslarımızın, kin ve nefretleri mizin peşinde koşarak birbirleri mize yaşamı çekilmez hale getirmenin hangi akıl ve vicdanlara sığabileceğini düşünmek gerekirdi.
Bu düşünceyi var edemediğimiz için de, bugün Kılıç yerine ; "KALEM DAHA KESKİNDİR " İbaresini yazmanın mantıklı
bir tarafı olduğunuda sanmıyorum...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Mustafa Kaplan
Kılıç kalemden keskindir!
"Varlık, yokluk denizinde Behemehal batmaya mahkum bir gemi; biz yolcularıyız. Batmaya kadar gidecek olan bu sürece kadar, kimsenin bir yek diğerinin huzurunu bozmaya Hakk'ı yoktur"
Bu başlık yerine "Kalem daha keskindir" Diye yaza bilseydim keşke..!
Öyle bir başlık atmış olmam demek, onca savaşların, onca katliamların , onca dökülen kanların, onca zulümlerin, onca despotizmin,onca zorbalıkların, onca adaletsizliklerin bunlara benzer her ne varsa cümlesinin yaşandığı Dünya'da üstlerini örtmüş olmam demek olacaktı ki, buda etik olmazdı...
Bir evde yaşayan aynı ailenin bireyleri bile farklı düşüncelerini dile getirmeye korkarlarken, siyasi farklılıklar yüzünden insanlar birbirlerinin boğazlarına sarılıp, kinlerini dışa boca ederlerken, kodesler, salt farklı fikirlerinden, aykırı düşüncelerinden dolayı bilim adamlarıyla, gazetecilerle, fikir insanlarıyla hınçahınç dolup taşarlarken; sizce attığım o başlık yerine; onun tam karşıtını yazmamın,doğruluk ilkeleriyle ne derece bağdaşabileceğini gözden geçirmek lazım gelmez miydi?
Oysa insan oğlu farklı karakterleriyle, farklı fikirleriyle, farklı renkleriyle, farklı yaşayış konsept leriyle, hiç bir baskı altına girmeksizin yeryüzünü şenlendirmeleri gerekirdi.
Bizleri yaratan öyle yaratmış çünkü...Buna bir itirazın sözkonusu olabilirliğini hayata geçirmeye çalışmanın yaratılış konseplerine aykırılığı ve bu aykırılıktan tezahür eden konjonktürün ortada olduğunu görmezden gelmenin devekuşu gibi kafasını kuma sokmakla müsavi olduğu gün gibi ortada değil mi ?..
İnsanlar öznel çıkarlarını ön planda tutarak, bir şeyler elde edebilmenin hırsıyla yanıp tutuşarak, biteviye ihtiraslarıyla, olanca güçleriyle haksız mecralarda mücadeleler ortaya koyarak, sadece kendilerini ve yakın çevrelerini ihya etmek uğruna ,bu güzelim yeryüzünü şiddete,tedhişe,korkulara, buhran lara, huzursuzluk lara, gürültülere boğarak, yaşamın cehennemi boyutunda bir tarafgirlik statüsü var edip, kendileri için bir paradigma icat ettiler.
Muvakkat misafileri olduğumuz bu dünyada egolarımızın, hırslarımızın, kin ve nefretleri mizin peşinde koşarak birbirleri mize yaşamı çekilmez hale getirmenin hangi akıl ve vicdanlara sığabileceğini düşünmek gerekirdi.
Bu düşünceyi var edemediğimiz için de, bugün Kılıç yerine ; "KALEM DAHA KESKİNDİR " İbaresini yazmanın mantıklı
bir tarafı olduğunuda sanmıyorum...