TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kalanlar mı kurtuldu? Ölenler mi?

Yazının Giriş Tarihi: 23.03.2023 19:35
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.10.2024 06:27
Kalanlar mı kurtuldu? Ölenler mi?

Ne olduğunu anlamamıştı ilk başta...
Etraf toz bulutu ve bedeninde hissettiği acı, dışarda hafif bir ışık ...

Bir ara uyuya kalmış ya da bayılmıştı. Etraftan gelen bağrışmalar ve etrafındaki moloz yığını hareket edince onu kendine getirdi. Artçı depremler ve sallantılar devam ediyor demekki dedi kendi kendine... 

Tekrar uyandı. Ürperdi. Kurtarılma umudu azalmaya başlamıştı. Eski gücünde değildi. Ağrı devam ediyordu. Yemek olmasa da olurdu. Ama su.... 
Önce yüzünü yıkamak ve daha sonra kana kana su içmek...
Kafasını oynatmaya çalıştı ama arkadan saçlarını tutan bir şey vardı sanki. 
Yüzü - gözü toz içinde kalmış. Elini kurtardı ve önce yüzünü sildi, çocuğum dedi korkuyla, dokunup kendine doğru çekmeye çalıştı. Vücudu çok soğuktu. Saçını okşamaya başladı. Ağrıyla birlikte göz yaşı aktı tozlu yanaklarına....

Tekrar uyandı. Karanlık bir ortam ve zar zor hareket edebilen bir ayak, diğer ayak sanki yok gibiydi. Üşüdüğünü hissetti. Etrafta seste yoktu. O zaman gece olduğunu düşündü. Acaba benden umutlarını kestiler mi dedi içinden.. Artık ağlayacak göz yaşı kalmamış ve karanlık ortamına alışmıştı gözleri, ötesinde seçmekte zorlandığı komşusu yatıyor olabilirdi. Emin değildi....

Duvara balyoz darbesiyle vurur gibi bir sesle tekrar uyandı. Avazı çıktığı kadar bağırdı. Ama kendi sesini bile duymadığını farketti. Üzüldü, çaresizce beklemeye devam etti.

Tekrar uyandı, duvarı delen bir ses işitti. Daha yakından gelen insan sesi... Burdayım demek istedi. Burdayım demeye çalıştı. Olmadı....

Eli tekrar oynadı. Ama bu sefer kendi oynatmamıştı. Bir umutla gözleri o tarafa baktı. Görmekte zorlandığı bir ışık ve yanında kendi eline dokunan başka bir el hissetti. Makas getirin sesleri. 

Kim bu derken başında hissettiği makasla saçlarının kesildiğini anladı. Başını hareket ettirebiliyor daha az ağrısı oluyordu. Gözleri tam seçemese de kurtulmak üzereydi. Birilerini görmek iyi geldi ona. Artık rahat ölebilirdi. 

Bedeni çekiştiriliyor, sürükleniyor. 
Ve ağlamalar, bedenine dokunmalar daha belirgin hale geldi. Esen rüzgar da artık hissediliyordu. Rüzgarın yanı sıra eline serum takılması, Ve sedye...

Ne oldu? Ne kadar süre geçti? Nerdeler? Neden herkes gelmedi? O kadın yaşıyor muydu? 

Tekrar uyandı. Damak kuruluğu azalmış, etrafta bir kaç kişi, ağlayanlar, dua edenler ve abla, anne ve daha niceleri... 

Söylemeyin, anlatmayın cümleleri, ama o biliyordu. Donuk bakışlarında göçük altında soğuk bedenine dokunduğu bebeğinin yokluğunun farkındaydı...

Örnek daireler, örnek mezarlara dönmüştü...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
google-site-verification=17JdBYTmCkOQ47__lWfiskKil_Sy4SbKNeDzgk4fPXs
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.