Kıymetli Okuyucularımız…
İnanın Kabe’de olmak, hele görevli olarak gelip rahatlıkla genel ve özel haber peşinde koşuşturmak ayrı bir zevk, ayrı bir heyecan. Zira ben, eşim ve çocuklarımla birlikte hemen her yıl ömre ziyaretine gelir başımıza verilen İmam Hatip hocamız ve diğer arkadaşlarla ibadetimizi yapardık. Zaman zaman fotoğraflar da çekerdik. Ancak Hac mevsiminde olduğu gibi rahatlık ve ayrı bir heyecan yaşamamıştım. Şükürler olsun ki; bu sefer hem Hacı olacağım, hem bol bol haber yapıp siz değerli okurlarımıza ulaştıracağım. Bazen de köşe yazıları ile gördüğümüz, yaşadığımız heyecanları sizlere taddırmaya gayret edeceğim inşaallah.
Kabe’de Cuma namazını kılmak için giderken, o mahşeri karabalık ve sıcak insanı ayakta durmakta zorluyordu. Yürümek ve ayakta durmak ciddi marifet isteyen bir yolculuk. 15 dakika yol ve yürüme mesafesi bazen saatleri bulabiliyor. O güneşin keskin ışıkları adeta insanı yakıyor. “Allah’ım ne olur az gölgelik bir yerde namaz kılayım” diye dua ediyoruz içimizden.
Hele Cuma günü olması hesabıyla olsba gerek ki mahşeri kalabalık, insan seli, o dalga seni nereye götürürse o yana istesenizde istemesenizde gitmek zorundasınız. Zira izdiham demek istemiyorum ama oldukça kalabalık olduğunu anlatmak istiyorum. Herkeste ayrı bir heyecan. İnsan seli akıyor, bazı insanın yaşlı olmasını düşünemezsiniz. Biz gençler ve orta yaş üstü olanların bile çok sıkıntı çektiği Kabe’de o heyecanla yanlış bir şey düşünemiyorum,
O yaşlı narin bedenleriyle ayakta kalmaya çalışan hacılarımıza Allahu Teala yardım ediyor. İnanın yardım etmese çok zor.
O kadar gittikten sonra bir gölgelik bulduk, oturduk içerde ve Allah’a şükrettik. Allah’ın bu gölge ve serin yeri bize nasip ettiği için Allah’a hamdettik.
Oturduktan sonra baktım ki, her yerim terden su gibi olmuş. İyi ki yanıma bir iç çamaşır, atlet almıştım ve bir kenarda su gibi olan atletimi değiştirdim. Oturduğum yerde derin bir nefes aldım ve telefonunla bu köşeyi yazdım ve bilgilenmenizi istedim.
Burada olmak o kadar güzelki, maddi ve manevi heyecan yaşıyoruz. Ne anlatayım, gerçi anlatmakta zorlanıyorum, yaşamak lazım.
Namaz vakti geldi, ben oturduğum yerde safa katılmış olarak Cuma namazımı kıldım. Bütün ülkeme ve İslam alemine dua ettim.
İşte size yaşadığım 2 saatlik Kabe anısı…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Celal Çiftçi
Kabe’de Cuma namazı heyecanı
Kıymetli Okuyucularımız…
İnanın Kabe’de olmak, hele görevli olarak gelip rahatlıkla genel ve özel haber peşinde koşuşturmak ayrı bir zevk, ayrı bir heyecan. Zira ben, eşim ve çocuklarımla birlikte hemen her yıl ömre ziyaretine gelir başımıza verilen İmam Hatip hocamız ve diğer arkadaşlarla ibadetimizi yapardık. Zaman zaman fotoğraflar da çekerdik. Ancak Hac mevsiminde olduğu gibi rahatlık ve ayrı bir heyecan yaşamamıştım. Şükürler olsun ki; bu sefer hem Hacı olacağım, hem bol bol haber yapıp siz değerli okurlarımıza ulaştıracağım. Bazen de köşe yazıları ile gördüğümüz, yaşadığımız heyecanları sizlere taddırmaya gayret edeceğim inşaallah.
Kabe’de Cuma namazını kılmak için giderken, o mahşeri karabalık ve sıcak insanı ayakta durmakta zorluyordu. Yürümek ve ayakta durmak ciddi marifet isteyen bir yolculuk. 15 dakika yol ve yürüme mesafesi bazen saatleri bulabiliyor. O güneşin keskin ışıkları adeta insanı yakıyor. “Allah’ım ne olur az gölgelik bir yerde namaz kılayım” diye dua ediyoruz içimizden.
Hele Cuma günü olması hesabıyla olsba gerek ki mahşeri kalabalık, insan seli, o dalga seni nereye götürürse o yana istesenizde istemesenizde gitmek zorundasınız. Zira izdiham demek istemiyorum ama oldukça kalabalık olduğunu anlatmak istiyorum. Herkeste ayrı bir heyecan. İnsan seli akıyor, bazı insanın yaşlı olmasını düşünemezsiniz. Biz gençler ve orta yaş üstü olanların bile çok sıkıntı çektiği Kabe’de o heyecanla yanlış bir şey düşünemiyorum,
O yaşlı narin bedenleriyle ayakta kalmaya çalışan hacılarımıza Allahu Teala yardım ediyor. İnanın yardım etmese çok zor.
O kadar gittikten sonra bir gölgelik bulduk, oturduk içerde ve Allah’a şükrettik. Allah’ın bu gölge ve serin yeri bize nasip ettiği için Allah’a hamdettik.
Oturduktan sonra baktım ki, her yerim terden su gibi olmuş. İyi ki yanıma bir iç çamaşır, atlet almıştım ve bir kenarda su gibi olan atletimi değiştirdim. Oturduğum yerde derin bir nefes aldım ve telefonunla bu köşeyi yazdım ve bilgilenmenizi istedim.
Burada olmak o kadar güzelki, maddi ve manevi heyecan yaşıyoruz. Ne anlatayım, gerçi anlatmakta zorlanıyorum, yaşamak lazım.
Namaz vakti geldi, ben oturduğum yerde safa katılmış olarak Cuma namazımı kıldım. Bütün ülkeme ve İslam alemine dua ettim.
İşte size yaşadığım 2 saatlik Kabe anısı…